Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
cam, kırıkları

Cam Kırıkları

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Cam Kırıkları



Cam kırıkları



Şehrin bunaltıcı bir yılıydı ve mevsim yazdı Sesimde özlem vardı Kısık kısık çıkıyordu sesim ve uzaklaşmalıydım bu şehirde Sesimin kısıldığı anlarda, özlem derin uçurumlar yaratırdı içimde Yemeden içmeden kesilirdim nedense Yüreğim, bedenimin dışında atardı Doğduğum yere; köyüme atmalıydım kendimi Bir gece kaçtım sessizce


Seviyordum yıldızları Gökyüzünün geceye dost olduğu anlarda, yorganım yıldızlar olurdu Cırcır böceğinin ötüşlerini dinlerdim bir süre Kurumaya yüz tutmuş otları toplar, sererdim altıma Döşek yapardım otlardan, hem de en lüksünde Köpeğin uzaktan havlamalarını dinler, güvende hissederdim kendimi Akşam keyifle pişirilen çoban yemeğinin üzerine; közde pişen çayı zevkle yudumlarken, yakılan sigaranın damarlarımdaki yolculuğunu hissederdim Büyük mutluluktu benim için Yolculuk, sessizlik ve özlemdi beni köye çeken işte


O gün ben otlatacaktım sürüyü Yalnız kalmalıydım Dağda ıssız bir yerde, köyden uzakta bir yerde kalacaktım Gece yüzünü bana dönmeliydiYalnızca bana bakmalıydı yıldızlarKutup yıldızına bakan başka bir göz istemiyordumHerkesten uzak ve her şeye yakın olacaktım böylece Dudaklarımda bir türkü, önümde de sürüm Tabiî ki eşeğim, ve de köpeğim


Uzaklaştım köyden Hayvanlar zevkle otluyordu önümde Kurumaya yüz tutmuştu otlar, ama yer yer de yeşillikler vardı etrafta Nasılda arayıp buluyorlar, nasılda zevkle saldırıyorlardı otlara Açlık böyle bir şeydi işte


Dışarısı da iyice sıcamış, köyden de epey uzaklaşmıştım Karnı doyan hayvanlar, gölge bir yerde yatıp, öğleden sonraki güne hazırlanırken, sindirirken yediklerini, ben de yemeliydim bir şeyler Hatta bir süre uzanıp dinlenmeliydim de


Eşeğin üzerindeki heybeden indirdim malzemeleri Terlemiş sırtını okşadım eşeğin; içtenlikle Bir babanın evladını sever gibi okşadım başını Bir çoban için çok şeydi eşeği işte


Hemen çalı çırpı topladım Bir yığın oluşturdum Bulduğum taşlardan bir ocak yaptım sevinçle Tenceremi, yağımı, bulgurumu çıkardım heybeden özenle Özlemiştim pilavı Ellerimi cebime götürdüm usulca O da ne Yoktu kibritim Bir telaşla karıştırdım her yerimi Yoktu işte ateşin kaynağı; yoktu Düşürmüş olmalıydım bir yerlere Köye uzaktım ve yakınlarda benden başka bir sürü de yoktu Özellikle seçmiştim yalnızlığı Yalnızlık ateşten uzak kalabilmekti belki de


Oysa ateşe ihtiyacım vardı benim Hadi; karnımı doyurabilirdim ateş olmadan ama Damarlarımdaki nikotin ihtiyacına ne yapmalıydım Ateş bulmalıydım önce


Bilgi varsa kullanılmalıydı elbet Bilgi, en büyük silahtı Teori, pratiğe dönmeliydi Ve en büyük sorunumuz, bilginin kullanılmamasıydı belki de Teori pratikle vardı; ikisinin yoldaşlığı yol açardı bize Bilgi yığınları ile doluyorduk; ama o bilgiyi kullanamıyorduk hayatta Eğitimimizin en büyük sorunuydu bu işte


Gözlerim hızla taradı etrafı Avına hazırlanan bir şahinin yükseklerdeki gözleri olmuştu gözlerim Burnum; en ince kokuları alıyor gibiydi Kulaklarım, yerin en diplerindeki titreşimleri duyuyordu Sanki ilk defa tekerleği icat eden kişinin elleri gibi heyecanlıydı ellerim Titriyordum Taşa şekil veren bir heykeltıraştım belki de

Bilimin öncüsü ellerdi işte Ateşi neden bulmuştu ki insanlık Kimlerin emekleri vardı her bir ışıkta İhtiyaçlar mıydı bilimin anası; yoksa bilim mi doğurmuştu ihtiyaçları Sorular düşmüştü peş peşe Felsefeydi bunun adı işte


Cam kırıkları vardı etrafta Sanki ilk defa ateşi bulacak olmanın heyecanıyla camları koydum üst üste Mercek yapmalıydım Güneş ışınlarını bir noktada toplamayı başarırsam, kurumuş ot parçalarını da tutuşturabilecektim böylece Basit bir bilgiydi belki de Ateşe ihtiyacım vardı ve hazır olanlara geliyordu ATEŞ de


Ve bir süre sonra kıvılcımın otları tutuşturduğuna tanık olacaktım Özlemle beklediğim yemeğimi yapacak, közde çayımı demleyecek, sigaramı bir başka keyifle içecektim Bilime teşekkür ettiğimi hatırlıyorum Ellerime, ellerime de


Liderler; merceğidir toplumların Halkın içinden çıkarlar elbette Kendi kişiliğinde, halkın zekâsını, gücünü toplarlar ve milyonlarca insanın ruhlarını tutuştururlar Şimşektir; liderler belki de Eğer gökyüzü kapalıysa, görünürde yoksa güneş ve cam kırıkları da yoksa etrafta; ateş nasıl yakılır ki Bulutlar su damlaları ile yoğunlaşmaz ise; yağmur nasıl yağar ki yeryüzüne



Halk balçık yığını, yakılacak kuru otlar ya da toprağa karışmaya hazır gübre ise Şimşeği yaratacak bulutlara ihtiyacımız vardır elbet Bulut, elektrik yüklüyse ancak çakar şimşek Bulut sadece su buharlarının yoğunlaşmış hali olarak kalırsa Soğuk ve rutubetli bir buhar yığını ise halk Hiç bir güç ondan bir şimşek çıkaramaz ki Şimşek; yağmurun habercisidir elbet

Halk kitleleri bir balçık yığını mıdır ve bir heykeltıraş olmadan öyle mi kalırlar Rüzgar olmadan gemi; gemi olmadan rüzgar neye yarar Denizlerin güzelliği değil midir her şeyi anlamlandıran Milletlerin tarihlerini kimler yazar Liderler midir topluma yön veren, tarih yazanlar nasıl tarih yazar Yoksa tüm bireylerin ortak hedefleri, ruhlarının birleşmesi midir öncül olan


Şimdi sorumluluk zamanı değil mi Martılar nasıl uçacak maviliklerde Gemileri nasıl demirleyeceğiz limanlara güvenleÇocuklarımız nasıl koşacak el ele kardeşçe; ve de özgürce Kuru bir ot gibi yok olmak istemiyorsak, bir kıvılcımın içimizdeki ateşi çıkarmasını istiyorsak, bulut olup yağmura döneceksek, tutuşabilmeye hazır olmalıyızİçimizde,geçmişimizde yok mudur sizce


Hadi cam parçaları Gelin üst üste Mercek olmalıyız bu günlerde Bir hedefi aydınlatacaksak, amaç daha güçlü, daha yaşanır bir Türkiye ise Hadi verelim el ele Ayrık otları temizlenmeden güzelleşmeyecek insanlık Kim bilir AÇILIMIN öyküsü budur belki de


Hiç doğum yapmadım Ama dokuz doğurdum bu günlerde Zihnimin boşalması için teptim yolları Böyle bir yazı kaldı geriye Akıllı hep mi söyletecek deliye’Hayattaki düzensizliğin sebebi, herkesin iyi bir ‘düzene’ sahip olmak istemesidir; ama kimse hayatı ‘düzenlemek’ istemiyor’’ Nedense


Zaman türkülerimizi derleme zamanı Hadi ne duruyorsunuz öyle Türküler bizimdir; vermeyiz kimselere Saygılarımla


Umut Güney

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.