Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşkın, hali, ümit

Aşkın Ümit Hali

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aşkın Ümit Hali



Aşkın Ümit Hali yazısı - Birol Köksal yazıları


Bahçe kapısının hemen arkasından başlar genelde taş kaplamalı, asfalt ya da toprak yol Bahçeniz mi yok gönül evinizin önünde çiçeklerle süslenmiş, huzura boğan Hep mi gürültü var sokağınızdan geçen arabaların çıkardığı ve biraz egzoz dumanı Benim evimim bahçesinin arkasındaki yol otobana benzer, gelen geçen belli olmaz Açan çiçeklerin üzerlerini hep toz butları kaplar ki yağmur yağdırmasam arada bir tanrı kimliğine bürünüp bir çöl oluverecek sanki Bir şehrim bile yok yalnızlıklarımda Kocaman bir yol ve yolcu yolunda gerek ibaresinde bütün tabelalarım Adresim yıllardır sen, kapı numaram sen Arayan olduğunda kapı çalışlarında evde yokuz diye bir otomatik cevap makinesi ve bir telesekreterim var aradığınız kişi ben, şu anda ulaşamamaktasınız ki belki başka bir bahara



Birde arka bahçem var gözlerden uzak, evin ön tarafından gelip geçenlerin göremediği, kimselerin bilmediği idi şu an sizinle paylaşmak istediğim Hazırmıyız, gönül turu atmaya? Korkmayın ücretsiz ve bedelsiz



Well came to my heart



Neden yabancı bir dilde hoş geldiğinizi söyledim diye soracak olursanız, biraz yabancılık çekebilirsiniz Şimdi anlatılamayanların anlatımını deneyeceğiz siz izlerken



Aşk nasıl akar bir yürekten diğer bir yüreğe? 'İlk bakışta âşık oldum' der kimisi Hiç yaşamadım bilemem Doğrusu inanmam da Kim böyle söylese ya da nerede okusam bu cümleyi, olsa olsa etkilenmektir bunun adı, aşk değil diye düşünürüm Böyle bir cümleden sonra şartlanılmış bir aşk yaşanır ve biter Anıldığında geçici bir hevesmiş aslında diye düşünülür belki de Neyse asıl konumuz bu değil Düşsel bir aşkın hikâyesini anlatacağım ben size, ya da isterseniz yaşanmış bir aşk deyin siz bu aşka



Bu hikâyede, ilk bakışta aşk yok, arkadaşlıktan aşka dönüşen bir hikâye de değil bu! Bir yasak aşk öyküsü hiç değil! İçinde biraz hüzün, biraz mutluluk gözyaşı, birkaç şiir ve şarkı, yaralı iki yürek, kaygılar ve tabii ki uykusuz saatler var Bu hikâyenin içinde en çok ümit var Merkezde ise aşk


Birbirine uzak iki şehir Biri taş binalarla çevrilmiş, sokaklarında asık yüzlü insanların dolaştığı, kuru ayazların kol gezdiği bir şehir Diğeri deniz kokusu iliklerine kadar sinen Bu birbirinden çok farklı iki ayrı şehirde, birbirine çok benzeyen iki insan Birbirlerinden habersizken, aynı gecede aynı yıldızlara bakıp aynı dileği tutuyorlar belki bir gün Sonrasına siz masal deyin, ben hikâye ya da bir düş Dedim ya hikâyede en çok ümit var diye; bir ümitle başlıyor işte her şey


Aşka en çok bahar yakışır değil mi? Oysa bir kış mevsiminde başlıyor bu düşsel aşk Dışarıda kış, yüreklerde bahar Kırlar yerine, yüreklerde açıyor papatyalar Dışarısı soğukmuş, buz gibiymiş, ne gam? Yüreklerde güneş


Kadın taş binalı, kuru ayazlı şehirde yaşıyor Sahteliklerden, yalanlardan bıkmışlığıyla bir uçurumun kenarındayken, bir ümit tutuyor elinden Yani deniz kokan kentten gelen adam! Onun ne işi vardı o uçurumun başında diye soracaksınız şimdi? O da aynı sebeple oradaydı Belki adam çevresindeki tüm sahteliklerin ve yalan sevdaların içinde adamlığından utanmıştı

da onu uçurumdan atıp rahatlamak istiyordu Yüreğini de fırlatıp atacaktı; böylece kimse acıtamayacaktı onu bir daha Ama karşılaşmayı hiç beklemediği o yer de kadınla karşılaşmıştı işte Adam ve kadın el ele verip vazgeçtiler yüreklerini atmaktan Ne de olsa bir ümit vardı içlerinde hala Aslında onların yürekleri el ele tutuştu O ikisi birbirlerinin gözüne kaşına değil, boyuna posuna değil, yüreklerine âşık oldular ve ilk sözleri 'Yüreğine aşığım' oldu aşka ilk adımı atarken En çok kelimeler yardım etti onlara, birbirlerinin yüreğine dokunmaları için

Bir gece vaktinde kadın adamı düşünürken güncesine şöyle yazdı:


' Aşk nasıl akar bir yürekten diğer bir yüreğe? Belki bir şarkıyla, belki bir şiirle gelir Belki de bir yıldız olarak düşer avucunuza, dilek tuttuğunuz bir gecede Uzak bir kentte bir yürek şiirler yazar adınıza Her dizede onu bulursunuz, her dizede kendinizi 160 karaktere sığdırmaya çalışırsınız içinizden taşan her duyguyu Sığdıramazsınız Sonra beceremeseniz de şiir yazmayı onun kadar güzel, bir şiir dökülür kaleminizden


Sesini hiç duymadığım,

Hiç dokunmadığım ellerine,

Bir şaire vurgunum şimdi

Ben hiç oldum, o her şey!

Yaşadığı kentte,

Bir gece olsun uyumadım,

Gezmedim sokaklarında,

Duymadım o kentin gürültüsünü

Ve

Koklamadım denizinin kokusunu

Ben onun avucundaki yıldız oldum,

O benim içimde ümit

İşte bu yüzden;

Aşkın adı ümittir artık, ümidin adı aşk! '


Adamsa bir hikâye yazdı ve anlattı bir aşkın başlangıcını Sordu: ' Bir ümit üzerine aşk yazılabilir mi? ' diye Kimi onaylayarak ümit üzerine aşk yazılır dedi, kimi vazgeç dedi aşkın aleviyle kırmızıya dönmekten Bir başkası bu hikâyenin sonu sadece hüsran diyerek ümitleri kırdı ve bir dost destek verdi, kadın ve adamın mutluluğuna katılarak Sonu ne olur? Ne kadın biliyor, ne adam, ne de diğerleri Tek bilen var sonunun ne olacağını, gözle görülmeyen varlığı en derinde hissedilen tek bilen


Şimdi iki ayrı kentte, birbirlerinin yaralarını kelimelerle sarmaya çalışan, iki yaralı yürek avuç içlerinde bir yıldız tutarak, birbirlerini düşünüyorlar Ağlamanın ne kadar güzel olduğunu keşfediyorlar yeniden Büyük bir mutlulukla yaşarken aşkı, hatta mutluluğu içlerine daha fazla çakmak için uykularını feda ederken hep ‘bir ümit' içlerinde Ve bir taraftan kaygılanıyorlar, korkuyorlar gün gelir bu büyü bozulur diye



Kelimelere, şiirlere, şarkılara sığınıyorlar birbirlerini daha çok hissetmek için Sonuç olarak düşsel bir aşka ‘merhaba' diyen iki ayrı yürek, tek yürek olup açtılar kapılarını mutluluğa Ve göze aldılar ne zaman geleceği meçhul olan hüznü Yani bir ümidin üstüne aşk yazıldı ve daha bitmedi hikâye



İçinizden geliyorsa devam edin hadi yazmaya ve bir isim daha verin aşka


Aşkın adı ümittir artık, ümidin adı aşk



Bir başka şehirde aşk anlatılırken, hani benim arka bahçede, hani kimselerin görmediği, bilmediği işte orada çıkıp duran bir yabani bitki vardı çıktıkça tırpanladığım Ellerimle ekmediğim, sulayıp büyütmediğim, inatçı fareler gibi toprağımı delik deşik edermiş gibi her seferinde bahçemin başka bir yerinde çıkan İzinsiz gösteri gibi ne zaman sakin bir gün desem, gürültüler içerisinde pankart açar gibi olmadık yerlerde çıkıp duran bir yabancı ottu işte tohumu nerden geldiği belli olmayan Kesin leylekler getirip bıraktı bir başkasının bahçesine desem inanmazsınız şimdi ve eklesem orada büyüyüp tohumlarını rüzgâr benim bahçeme savurdu desem hiç inanmazsınız



O bir yabancıydı ve belki bir gün tesadüfen diye beklenen güzelliklerin ta kendisiydi otoban kenarı evimin arka bahçesinde çıkan ve bir gün büyümesine izin almaksızın bir uyku vaktinde kocaman oluvermiş, yaprak üstüne yaprak açmış, renk renk ve meyve vermiş, hoş kokuları ile bütün dünyamı sarıvermiş Sonra bir memleket şiiri düşmüş dillime;





Dikenli teller yok bu memleketin sınırlarında

Kalp şeklinde meyve veren ağaçlar var her yüz metrede

Ve

Her adımda senli çiçekler



Sensiz zaman yok bu ömürde

Her nefeste senli kokan çilekli düşler var her sensizlikte

Ve

Her kalp atışında sen dolaşır ırmaklarımda



Sensiz yaşam yok bu dünyada

Her nesnesel faktöriyelde bir etken var senli varımlar da

Ve

Her meridyenin paralel kesişişinde biz





Benim memleketim de volkanlar, dağlar, tepeler, taşlar, yamaçlar yok, sadece dümdüz bir ova ve sol yanından geçen küçük bir dere, direk aşk denizlerine dökülen ve dökülmeden az önce sevdiğimin sahil kenarı gönül kasabasına uğrayan bir memleket Küçük bir dere olmasına rağmen çağlayanlar gibi çağlayan, hüzünleri, mutsuzlukları ve umutsuzlukları kabul etmeyip şiddetli fırtınalar gibi kenara atıp yoluna sevgiyle devam eden ve aşktan başka hiçbir düşselliği içine almayan, bir su birikintisi ile başlayıp sonsuzluğa doğru yol alan



İki memleket arası ulaşım gönül bağlarıyla kurulmuş derin bir uçurum üzeri sevgi köprüsü ile gerçekleşirken düşselliklerde yaşanan birliktelik gerçekliğe adım atmaktaydı Sahi neydi gerçek, elle tutulup gözle görülmekte olan mı? O zaman aşk hikâyelerini yakın ve sevgi sözcüklerini idama gönderin boynuna ilmekli ip geçirip ve aşkın yalanlığını ispata kalkışın kalp atışlarında gönül evlerinde heyecan yaratan Sonra ruhunuzu kovun evinden maddesel karşılığı bulunmayan ve görülmediği için doyduğunu anlayamadığınız sevgiye acıkmalarınızı inkâra gelin Aşk yoktur diye düşselliklerimizi yargılayın gerçek mahkemelerinizde yargıcı siz



Bir dünya düşünün, hayalsiz ve düşsüz ve düşünün Sizde mi düşündünüz aynı şeyleri, yoksa düşünmenin de bir hayal olduğunu mu fark ettiniz? Bu an'dan sonra alınacak tek bir nefesin bile hayal olduğu gerçeğiyle mi karşılaştınız?



Hangi memlekette olursa olsun, hangi dili konuşursa konuşsun bir kalbe ihtiyaç duyduğumuz gerçeğini kim değiştirebilir ki, ya bir ruhun varlığını? Sorular ve cevaplar yok bu düşsel aşkın içerisinde, her sorunun bir tek cevabı var 'sebebi aşk' ve aşkın geçtiği her yerde gül bahçeleri, sevgi pınarları, geniş düzlükler, mavi denizler, bulutsuz gökyüzü, mevsim hep ilkbahar, gözyaşı bile mutluk



Ümit, küçük bir kız çocuğuna benzer ve hele birde aşk kokuyorsa, doğası gereği birden büyür ve bir başka ümide gebe kalır ve doğacak olan ümit yine küçük bir kız çocuğudur Ümidiniz bol, mevsiminiz dallarında aşk meyveleri veren çiçeklerin açtığı mevsim, gününüz aşkın ümit halinde düşselliği ile geçsin ve hiç beklenmedik bir anda kapınızın çalınması, ya da gönül bahçenizde çıkan bir yabancı ot, ya da bir uçurum kenarında tesadüfen karşılaşılan bir birliktelik ile taçlansın





İçinizden geliyorsa devam edin hadi yazmaya ve bir isim daha verin aşka



Aşkın adı ümittir artık, ümidin adı aşk



Yazanlar

Sinem Doğan

Birol Köksal



Birol Köksal



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.