07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Vakitsiz Göç Eden Leylek
Vakitsiz Göç Eden Leylek Yazısı - Vakitsiz Göç Eden Leylek Ayşe Sönmez Bulut - Ayşe Sönmez Bulut Yazıları
Uzun uzun düşünceler daldığını bir süre sonra anladı Yavaşca kalktı,kafasını kaldırıp öğrencilerine bakmadı bakamadı  Defterlerini,çantasını topladı,başını onlara çevirmeden "hoşca kalın "dedi  Öğrencilerinin kendisine ağlamaktan cevap veremediğini farketmedi Herkes derste olduğu için dışarıda kimse yoktu O da zaten kimseyi görmek istemiyordu Okul bahçesinden çıkıp yeni atandığı köyün yolunu tuttu
Yollar,bitip tükenmek bilmeyen yollar  Sanki sonsuza ulaşmak ister gibi uzayıp giden yollar Bir gün ,bir yerde biter mi acaba bu yollar diye düşündü Tüm düşünceleri kafasından kovmaya çalıştı Önünde daha önemli sorunlar vardı
Öğrencileri nasılda ağlamışlardı bu haksız ayrılığa Küçük kafaları almamıştı bu anlamsız ayrılığı Küçük yürekleri dayanamamıştı ayrılığın acısına  Tepine tepine ağlamıştı,Gonca  Sanki bir şeyler yapamamanın acısını yaşıyordu Ağladığı görülmesin diye kalemini silgisini yere atıp ,alırken gözlerini siliyordu Ahmet,O da gözlüğünün altında silmişti gözlerini Ağlamamışmıydı yoksa?Soğuktan mı kızarmıştı gözleri bilemiyordu  
Tekrar önü sıra uzayıp giden yola baktı Sadece yolu görüyordu önünde Ne yapraksız çıplak kalan ağaçları ne de başıboş hayvanları görüyordu Buruk bir gülümseme belirdi dudaklarında Yüzünde gözlerinde acı vardı,elleri hınçla sıkılmış,dişleri kenetlenmişti Bir avuç öğrenci belirdi gözlerinin önünde Hep bir ağızdan bağırıyorlardı Göğüslerinde "öğretmenimizi çok seviyoruz"yazılı küçük kağıtlar iğneliydi Soğuktan morarmış ellerinde tuttukları pankartlarda ise kargacık burgacık yazılarla yazılmış sözler vardı Birinde "bizi öğretmenimizden ayırmayın"yazıyordu Diğerinde ise "öğretmenimizi alamazsınız"Bunlar gibi bir kaç tane daha vardı ama hatırlayamıyordu şimdi  Nasıl düşünmüşler,nasıl akıl etmişlerdi acaba?Haksızlığa,ayrılığa isyan mıydı bu?Baş kaldırmakmıydı?Yoksa öğretmenlerine sahip çıkmak mıydı?Keşke bilebilseydi kafalarından geçeni Sonra düşünmekten,olanları sorgulamaktan vazgeçti Önemli olan öğrencilerinin yaptıkları söyledikleriydi Önemli olan çevrelerine karşı duyarlı olup tepki gösterebilmeleriydi  
"Her şey nasılda üst üste geliyor" diye düşündü Daha acının birini atlatmadan ötekiler üzerine eklenmişti Mustafa'nın sesini duydu birden Sanki yanında gibiydi "Öğretmenim bu günlerde çok düşüncelisiniz,moraliniz neden bozuk?"diyordu tüm saflığı ile  Cevap vermek ister gibi oldu bir an,yalnız olduğunu unutmuştu Ama uzayıp giden yola bakınca kendi kendine konuşmaktan vazgeçti Mustafa,boşanmalarının gündeme geldiği günlerde fark etmişti moralinin bozukluğunu Gerçi onların ki evlilik bile sayılmazdı Daha kurulmadan yıkılan bir yuvaydı Sanki vakitsiz göç etmiş bir leylek,yuva kurmaya çalışırken şiddetli bir rüzgar çıkmış,yıkıp dağıtmıştı her şeyi  tam onları unutmaya çalışırken Sırasımıydı bu ayrılığın ?Tam dört yıl neler paylaşmışlardı öğrencileriyle  Minicik,ürkek şeylerdi ilk günler Şimdi ise kendilerine yapılan haksızlığa başkaldıracak kadar büyümüşlerdi  
Umutla arkasına baktı,sanki biri"geri dön,sınıfına ,öğrencilerine dön"diyecekmiş gibi geldi Gözleri ufukta bir şeyler aradı Önünde de arkasında da uzayıp giden yollardan başka bir şey yoktu Aslında onu üzen bu köye atanması değildi Zamansız gönderilmesiydi Dönem sonuna iki hafta kalmıştı Öğrencileri sabırsızlıkla alacakları karneyi bekliyordu  Yeni gelen öğretmenleri onları nasıl tanıyacaktı?Nasıl dolduracaktı karnelerini?Kalbi sıkıştı bir an  
Uzaktan köyün evleri,bacalarında yükselen dumanlar görüldü Biraz daha yaklaşınca okul bahçesinde oynayan çocukların sesleri duyuldu Burada da karne almayı bekleyen öğretmensiz ,öğrenciler vardı Biraz rahatlar gibi oldu  
Okulun bahçesine girdiğinde etrafını öğrenciler sardı hemen İçlerinde Zeliha'yı,Mustafa'yı,Gonca'yı,Kerem'i,Akif'i aradı gözleri Hepsi birer Gonca,Kerem,Mustafa ve Akif'ti Ellerinden tutup sınfa götürdü öğrencilerini  Sonra dışarı çıkıp son kez uzayıp giden yollara baktı Onu öğrencilerinden ayıran ve onu öğrencilerine kavuşturan yollara  Oradan ayrılırken içinde bir şeyler kırılmıştı,şimdi bir şeyler yeniden yeşermeye başladı Her şeye rağmen arkasında hıçkıra hıçkıra ağlayan ellerine sarılan öğrencilerini unutması olası değildi  unutamazdı  
Tüm bunların suçlusu şu uzayıp giden yollar mıydı?Yoksa leyleğin yuvasını bozan rüzgar mıydı?Oysa suçlu leylek değil miydi?Vakitsiz neden göç etti?
(kızıma ve öğretmenine  )
Ayşe Sönmez Bulut
|
|
|