Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
ahmet, bakkal

Bakkal Ahmet

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bakkal Ahmet



Bakkal Ahmet - Avni Celal Kesek Hikayeleri - Yaşanmış Hikâyeler - Yaşam Hikayeleri


Yıllar geçti, unutulmayan insanlar vardır Onları unutmak mümkün değil, unutamazsınızda…

Ahmet Türkoğlu bunlardan biri, namı değer, Kibritçilerden… Bakkal Ahmet, Eskiler, Niğde’nin yerlilerine kibritçi dermiş… Nedenlerini belki başka bir yazımda anlatırım…


Sevgili bacanağım, Bakkal Ahmet’le, onun baldızını alarak tanıştım… Üçüncü bacanak ve en küçükleriyim… Hayat adamı adam gibi adam, gönül dostu…


Dükkânı, Niğde Belediyesi eski binasının yanında küçük bir iş yeri çemen malzemesi, sebze tohumu, kumaş boyası, bayramlarda da şeker satar, geçimini bunlarla temin etmeye çalışır


Niğde Kayardı bağlarında babadan kalma birde bahçesi var Dedim ya hayat adamı diye, bağ bahçe işlerinden kendisi anlamaz, ama yaptırır bağ işlerinden anlayan işçilere, seyreder onları dolu gözlerle… Dalar uzaklara gençlik yıllarına, kardeşleri ile olan ilişkilerine Dertli kardeşlerinden yana, babadan kalma bağ için, kim dertli değil ki? Baba malından, kimi oturur üstüne, kimi hasretini çeker yıllarca Bunun da şansı, çekmiş bağın evli tarafını, hayatta gülmüş felek bir kere, ama rahat vermemiş kardeşleri oturduğu mekânda…


Bir oğlan! İki kızı var… Hacı Emin, Reyhan ve Gülhan Emin babasının adı ağız tadı Okuttu ne zorluklarla… Savcı oldu, şimdi başsavcı, eşi Hatice, oğlu; Ahmet Can, bir de kızı ile Gebze’de Reyhan evli Muratla, Aslan gibi iki evlat sahibi, Aksaray da, Gülhan’da Aytaç ile Bolu’da ay parçası bir kız sahibi…


Bakkal Ahmet, oğlana düğün yaptı, sağlığı elvermedi hastalandı, sonra kahır felç getirdi… Bir ilkbahar gününde, eşine, “Fatma ben gidiyorum, Hakkını helal et”


18 Mart 2000 de hayata veda etti… Unutmak mümkün değil, onu, hatıralarını, hayata bakışını, en sevdiği şarkı olan; Ahmet Akbulut’un sesinde… İstanbul sokaklarını,


Hayat çok acımasız… Yalnız başına kaldı eşi Fatma, bağ bahçe işleri de onda… Pazarı bilmez, elektrik parası nerden yatar kestiremezdi… Savcı anası, akıllı… Eşinden kalan aldığı üç kuruş emekli maaşı ile geçiniyor… Bir de bağdan elde ettiği üç beş meyvenin getirisi, onun da yarısı bahçe bakımı işçi parası…

Şimdi, Derbent Mezarlığında bir mezar taşı var… Ahmet Türkoğlu’nun:

Üzerindeki yazı çok anlamlı…

“Bu masalar boş kalmaz, gidenin yeri dolar,

Vazolar değişmez hiç, yalnız çiçekler solar

Dünya malı dünyada, serveti boş görelim,

Ölümden kurtuluş yok her şeyi hoş görelim…

Hayalim dolduruyor içimdeki boşluğu,

Seni kazanmak için severim sarhoşluğu

Yalnızlık Allah’a mahsus, her canlı bir eş arar

Taşın kalbi yok ama onu da yosun sarar…”


Avni Celal KESEK

Yaşanmış Hikâyeler

31 Ekim 2008 Ankara

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.