Çocuk Yetiştirmeye Dair

ANASININ DİLİNİ KOPARAN GENÇ

--Bozuk çalmak,gönül çalmak, saz çalmak,zamandan çalmak,galebe çalmak ve hırsız olarak çalmak

Bu çalmalardan en kötüsü ve affedilemeyeni; hırsız olarak bir şeyler çalmaktır

--Çalmak –istemeden alma- duygusu genelde insan fıtratında vardır dersek pek yalan da olmaz

- Çocuklar misafirliğe gittiklerinde, bilmeden (sonucunu düşünmeden) hoşlarına giden şeyi alıp ceplerine koyarak evlerine götürürlerVeya, pazar yerlerinde sergilere bakarken, seyyar satıcıların önünde dolaşırken oradan bir şeyleri gizlice alıp ceplerine atabilirlerÇocuklar yaptıkları bu davranışın boyutunu düşünmezler


-Burada görev daha çok anne babalara düşmektedirAyrıca anaokulu veya ilköğretimin ilk yıllarında çocuklara bu tür davranışların sakıncaları , onların seviyelerine uygun olarak anlatılmalı kanaatindeyim


--Birer ebeveyn olarak sizler de çocuklarınıza yaşlarına uygun olarak , izinsiz olarak alınan en ufak bir toplu iğne, kalem, silgi, oyuncak, para ve benzeri şeylerin sahiplerinden izin alınmadan alınmasının çok kötü bir davranış olduğu, bu tür davranışları yapan insanlara “hırsız” denildiğini ve bu isimle anılan insanların başkaları tarafından sevilmeyeceği anlatılmalı


--Özellikle çocuklarımızın okuldan eve getirmiş oldukları araç- gereçlere dikkat etmeli ve çantalarını ara sıra kontrol etmemizde büyük fayda vardır


--Çocuklarınızın çanta veya ceplerinde sizin almadığınız eşyalara rastlarsanız , bu eşyaları nereden aldıklarını mutlaka sorunuz Size cevapları ; ödünç aldım, arkadaşım verdi, yanlışlıkla almışım… gibi cevaplar olacak olurlarsa, onlara hemen inanmayın, fakat, yarın o eşyayı geri vermeleri gerektiğini( azarlayıp-dövmeden) söyleyinizŞayet bu konuda suskun olursanız, çocuğunuz önce sevimli, derken ( yıllar sonra ) azılı bir hırsız veya bu yıllarda-bugünlerde milletçe şahit olduğumuz soyguncu- HORTUMCUlardan - biri olup çıkıverirler…


--Unutmayınız ki, çoğu davranışları – alışkanlıkları küçük yaşlarımızda edinirizHani derler ya bizlere ;” Adam olacak çocuk ……dan belli olur” diye, işte o misal ve yine unutmayalım ki, büyük şeyler önce masum ufak şeylerden başlar


-Bazı ailelerin,özellikle varlıklı aile çocuklarında da çalma hastalığı sıkça görülebilir( hani bu belki de “Dedenin-babanın yediği ekşi elma misali dişi kamaşmış “ babından da olabilir İhtiyacı yoktur ama, yeşillik olsun diye o işi yaparlarO da sonradan vazgeçilemeyen bir tutku haline gelebilir ve alışkanlıktan kurtulamazlar


-Bazı gençler bunu mahallelerindeki bakkallara çok yaparlarOnu isterseniz, mahallenizdeki kamerası olmayan bakkallara – marketlere bir sorunOnlar kimin bu konuda uzman olduğunu çok iyi bilir Hani, gençler her zaman yaşlıları hep …zanneder ya! Oysa yaşlılar onların ne olduğunu çok iyi bilir de, susarlar…


-Sizlere kısa bir hikaye anlatayımBelki bazılarınız duymuştur:

----Bir anne ile küçük oğlu birlikte yaşıyorlarmış Durumları da pek iyi değilmiş

Oğlunun, bazen bir yerlerden bulup getirdiği yumurtayı kırıp yerlermişBu hal böylece sürüp giderken, geçim derdinde olan anne, pişirdikleri o yumurtaların kaynağını hiç sormazmış


-Gel zaman- git zaman derken, aylar yılları kovalamış ve bu çocukta çalma hastalığı iyice büyür ve sonunda azılı bir hırsız olur çıkar Nihayetinde yakalanır Veeeeee, idama mahkum edilirKendisine son dileği sorulur

-O da, son olarak “Annemi görmek istiyorum” der


Nihayetinde annesini alıp gelirlerAnnesi ağlayıp feryadı figan eder: Ah evladım, vah evladım ………


-Oğlu annesine :”Anneciğim, ölmeden önce, son bir kez senin dilini öpebilir miyim?” der

Annesi kabul eder ve dilini uzatırDilinin öpüleceğini zanneden anne, birden acı içinde feryadı koparır Çünkü oğlu , annesinin dilini öpmek yerine o dili dişleriyle koparır Ve orada bulunanlar hayretle-şaşkınlıkla hemen olaya müdahale ederler(Tabi ki iş işten geçmiştir)Sanıyorum çoğunuzun utku tutuldu


- O gence neden annesine bu kötülüğü yaptığını sorarlar

- O da:

- Bakınız ben henüz küçükken , durumumuz pek iyi değildiBen ara sıra komşumuzun kümesinden habersizce aldığım yumurtaları eve getirir ve annemle birlikte yerdik Ben çocuk aklımla yaptığım işin iyi bir şey olduğunu zannederdim Bu alma işi bende zamanla alışkanlık haline geldi ve günden güne çalmalarımın boyutu değişerek nihayetinde gördüğünüz gibi bugünlere kadar geldim


Şayet annem, ağzını açarak bana konuşsaydı, yaptığımın kötü bir davranış olduğunu bana hatırlatsaydı ve bana izin vermeseydi, beklide ben bugün burada hırsız olarak - darağacına kadar gelmeyecektimBana küçükken o konuşmayan ağzı- dili , bundan sonra hiç konuşamasa da olur, diyerek cevap verir


-Buyrun gerisini sizler düşünün ve çocuklarınızı ona göre eğitin


Unutmayınız:


-Üzüm üzüme baka baka kararır

-Bugünün küçüğü, yarının büyüğüdür

-Her çok, azdan oluşur

-Körle yatan, şaşı kalkar

-Sarı öküzün yanında kalan; ya huyundan, ya suyundan kapar

-Çok söyleme arsız edersin, aç bırakma kırsız edersin

-Armut dibine düşer

-Can çıkar,huy çıkmaz

-Bir insan yedisinde ne ise, yetmişinde de odur

-Dedenin yediği ekşi elmadan, torununun dişi kamaşır…ve benzeri bir çok ata sözlerimiz, insanların birbirleriyle etkileşim içerisinde olduğunu ve dolayısı ile birbirlerini etkileyebilecekleri hatırlatılmaktadır

--Dolayısı ile, çocuklarımızın davranışlarını düzeltmekte geç kalmayalımSaldım çayıra, Mevla’m kayıra, demeyelim