Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
aşk, doyurmaz, karın

Aşk Karın Doyurmaz

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Aşk Karın Doyurmaz



Aşk Karın Doyurmaz Yazısı - Aşk Karın Doyurmaz Seyit Ahmet Uzun - Seyit Ahmet Uzun Yazıları

Sahnedeki sandalyede bir genç oturduğu yerden hayal etmektedir


'Aşkım seni çok seviyorum Dünya bir yana sen bir yana Okul, iş, hayat hepsi boş yalnız sen varsın sen sen'


Genç sayıklarken sandalyeden düşer Kendine geldiğinde ayaklarına bakarak konuşmaya başlar: 'Çok şükür artık benimde aşkımın da ayakları yere değdi Babam hep kendi ayaklarınız üzerinde durmadan evlenmeniz bir hayal derdi İşte ayaklarım yere değdi Çok şükür şimdi hayalimi gerçekleştirebilirim Aşkım'

Nadim aşk heyecanıyla ayağa kalkmıştı O sırada içeriye bir genç kız girer Gözleri kapalı bir şekilde koşarak' Aşkım, ben evden kaçtım sana geldim' Der


Nadim'de kollarını açarak ona doğru koşar Ancak Nadime onun yanından geçer gider Hala aşkım demektedir

Nadim: nadime nereye gidiyorsun? Ben buradayım

Nadime: aşkın gözü kör derler ya işte ben de kör oldum Nayır nolamaz nadim aşkından gözlerim görmez oldu

Nadim: Nöyleyse bana eyvallah Körle bir arada yaşayamam Sen kör gözlerinle birlikte yaşa

Nadime: Napamazsın Nadim Ben senin için okulu bıraktım, gözlerimi bıraktım

Nadim: aklın yok anladık bari gözlerin kalsaydı

Nadim arkasını dönüp giderken Nadime yere düşer Sonra yavaşça başını kaldırır

Nadime: Görüyorum aşkım görüyorum Şimdi aşkımın ellerinden tutabilirim

Nadim biraz sessiz: Tutamaz ol e mi?

Nadime: Ne dedin anlamadım aşkım

Nadim: Seni çok seviyorum dedim

Nadime: hadi o zaman gel kaçalım buralardan

Nadim ve Nadime sahneden çekilirler

Biraz sonra gözyaşları içinde bir kadın ve erkek sahneye girer Kadın Nadime'nin annesi erkekte babasıdır

Anne: Ah kızım neden kaçtın bizi gözü yaşlı bıraktın? Şimdi nerelerdesin ne yapıyorsun?

Baba: Zırlama lan! Sen şımarttın şimdi de ağlıyorsun Bunu bu hale getiren sensin kes keseni

Anne: sen sus konuşma Asıl senin gibi ilgisiz baba olmaz olsun e mi? Şimdi de utanmadan beni suçluyorsun

Baba sinirli sinirli ortalıkta dolaşır Annenin üstüne yürür Ellerini kaldırır

Anne: Vur vur da bu yaştan sonra ben de evden kaçayım Seni hayırsız vur bakalım

Baba: canınız cehenneme! Kızın kime çektiği belli Ne haliniz varsa görün, dedikten sonra sahneyi terk etmek üzereyken içeriye Nadime'nin öğretmeni girer

Anne: öğretmen hanım kızımdan bir haber var mı ne olur söyleyin

Öğretmen: merak etmeyin öğrendiğimize göre şehirde bir ev tutmuşlar Evlenmişler

Anne: vay benim başıma gelenler Karalar gelsin başıma ah benim akılsız kızım ne yaptın

Öğretmen ayaklarının yanına düşen anneyi tutup kaldırır Sonra da tane tane konuşmaya başlar:

-Bundan önce sizleri uyarmıştım Kızınızın elinden telefonu alın demiştim Öğrencide telefonun ne işi var

Anne: Ama öğretmen hanım arkadaşlarının vardı Arkadaşlarının yanında mahcup olmasın, ezilip büzülmesin istedik

Öğretmen: gençler telefonu genellikle arkadaşlarıyla mesajlaşmak için ve sevgilileriyle konuşmak için kullanıyorlar Size kaç defa bunu haber verdim Telefonundaki aşk mesajlarını size söyledim Dinlemediniz Aşkım, sevgilim sözleri gençlerin ders çalışmalarını engelliyor

B aba: Gördün mü bana hiç haber vermedin Verseydin onun bacaklarını kırardım Bunlar başımıza gelmezdi

Anne: bacağı kırık bir kız evden kaçmış kızdan daha iyi değil mi? Zaten sen dövmekten, kırmaktan başka ne yaptın ki? Sana bu kabalığından dolayı haber vermedim Bir gün kızım diye karşısına alıp da konuştun mu?

Baba: de get lan adamın asabını bozma Yine biz suçlu olduk ya

Öğretmen: Anneler babalar iyi dinleyin Biz yaşayamadık bari çocuklarımız yaşasın düşüncesi gençlerimizi yozlaştırmakta Sorumluluklarından önce verdiğimiz özgürlük ve haklar onları bizlerden uzaklaştırmakta Bunun için sorumluluklarının farkında gençler yetiştirin Hayatın zorluklarını bilmeyenler o zorlukla karşılaştıklarında şaşırıp kalacaklardır Şimdi sizi daha fazla üzmek istemiyorum Bana müsaade gelişmeleri beraber paylaşırız, dedikten sonra sahneden ayrılır Anne baba da öğretmen i yolcu etmek için onunla beraber sahneden çıkarlar


Nadim ile Nadime sahnededir Birbirine arkalarını dönmüş olarak sandalyelerinde oturmaktadırlar Nadime ayağa kalkar Kendi kendine konuşmaya başlar

Nadime: 'Aşk aşk dedik aşsız ve aç kaldık babamın evi ne güzeldi'

Nadim: Ey aşk sen ne güzelsin! Deli gönlümde bir süssün

Nadime: Ey aşk delilikmişsin Deli gönüllerde güzelmişsin Ben delilikten vazgeçtim

Nadim Nadime'ye dönerek diz çöker

Gitme ne olursun, derdime derman olursun

Nadime: Dert sahibi oldum derdinden, bıktım artık giden gelenden

Nadime'nin sözü bitmişti ki kapı sesi duyulur

Nadim kapıyı bakar İçeriye başında şapka ayağında şalvar bir adam girer

Nadim: Buyur Osman amca ne istiyorsun?

Osman amca: Ne buyurması be ev kirasını istiyorum Paramı istiyorum paramı (Eliyle de para işareti yapar)

Nadim: Osman amca paramız yok aşkımız var Aşkımızdan biraz verelim

Osman amca: Ben aşk ne anlamam O da neymiş Bana para para verin para para

Osman amca gençlerin etafında para para diyerek döner durur

Nadime: Ey aşk senin her şeye gücün yeter, bize biraz da para ver

Nadim: tamam tamam Osman amca şimdi git yarın gel

Osman amca para isterim para isterim diyerek sahneden çıkar

O çıktıktan az sonra tekrar kapı çalar

Nadime: Aşk sen ne güzelsin böyle rüya erdi gözlerde toz pembe

İçeriye elinde oklavayla bir kadın girer


Kadın: yeter artık verin şu bakkal borçlarınızı Ben sizin aşkınıza tüküreyim e mi? Toptancılar benim aşkıma aldırış etmiyorlar


Elindeki oklavayı sallayarak para para paramı verin, aşkınız sizin olsun diyerek gençlerin etrafında zıplayarak gezer


Nadime: tükendi aşkım kira ve markette, hayat zor muş para yoksa cepte

Nadim bu sefer market sahibi kadınının önünde diz çöker

Nadim: ey marketler kraliçesi, aşktan anlayan güzel sesli

Marketçi kadın oklavayı sallayarak, 'Kalk düzenbaz Ben kraliçe mıraliçe değilim Ben dükkan işleten fakir bir kadınım Paramı verin paramı


Nadime: Elveda ey aşkım sana elveda, parasız gülmüyor aşkın yüzü, yüzsüzlükle aşk yürümüyor elveda

Nadime sahneden ayrılır Nadim peşinden çöldeki mecnun gibi sürünür


Nadim: Gitme aşkım sensiz bir serseriyim Çölde gezen bir deliyim


Marketçi oklavayla Nadim'in sırtına vurarak şöyle der 'ben biliyordum zaten senin serseri olduğunu Sizin gibi delilere borca vermekle ben delilik etmişim Ver benim paramı paramı ver Para para, diyerek Nadim'in sırtına vura vura sahneden çıkartır


Az sonra Nadim sandalyede sayıklıyordur


Nadim: Para, para, para diyerek sandalyeden kalkar Etrafa şaşkın gözlerle bakar Ne Nadime vardır, ne ev sahibi ne de marketçi


Aşk yalanmış meğer, bir işin yoksa eğer Diyerek pişmanlığını itiraf eder

O sırada içeriye babası gelir Nadim babasına sarılır


Nadim: babacığım söz b undan sonra derslerime daha iyi çalışacağım Al okul bitene kadar telefonda istemiyorum Bundan sonra derslerden başka aşkım olmayacak


Baba: Aşkı okul olan sevdiğine kavuşur Okumayan sadece hayallerle ovunur, dedikten sonra oğluyla birlikte sahneyi terk ederler


Seyit Ahmet Uzun

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.