07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Akrep Arkadaş
Akrep Arkadaş Yolculuk Yazısı - Akrep Arkadaş Yolculuk Seyit Ahmet Uzun - Seyit Ahmet Uzun Yazıları
Fatih zeki ve çalışkan bir öğrenciydi Her gün düzenli bir şekilde derslerine çalışır, ödevlerini yapardı Anlamadığı bir konu olduğunda sormaktan çekinmezdi Çünkü bilginin, öğrenmenin anahtarının soru sormak olduğunu babası ona öğretmişti
Mayıs ayının hafif yağışlı bir günüydü Dışarıda temiz bir hava vardı Biraz sonra yağmur kesilmiş, güneşin gülen yüzü görünmüştü Gökkuşağı, dünyanın özlediği rengârenkliliğin tebessümü gibi Fatih'e bakıyordu Renkli gelinliğiyle kendisini süzen kıza gülümseyerek okula doğru ilerledi
Tam okula gireceği sırada kolundan tutan bir el hissetti Heyecanla dönüp baktığında arkadaşı Selim'i gördü Selim, Fatih'in kolundan tutarak çekti Ona; "Fatih gel bugün internet kafeye gidelim Orada çok güzel oyunlar, bilgiler var Beraber eğleniriz" dedi
Fatih ilk önce bu teklifi reddetti Fakat arkadaşının ısrarları ve "bir kereden bir şey olmaz" demesi üzerine, onunla birlikte okuldan ayrıldılar
Selim'in sürekli takıldığı kafeye giderken, Fatih'in babası onları gördü Arabayı durdurdu Onları takibe etti İnternet salonuna girdiklerini gördükten sonra oradan ayrıldı
Selim ile Fatih internet salonuna girerek zamanı öldürerek, başarıyı tepeleyen bilgisayarlara gömüldüler Vaktin nasıl geçtiğini fark etmediler O sırada okul çıkışı oraya takılan bir arkadaşları içeriye girdi Fatih'i orada görünce şaşırdı; "Vay bizim çalışkan çocuk ta buralara gelirmiş" diyerek Fatih'le alay etmeye başladı Fatih okulun dağıldığını anlayınca hemen toparlanıp evin yolunu tuttu
Eve giderken iç dünyasında melekle şeytanın savaşını dinliyordu Melek; " Bu yaptığın davranış çok kötü, sana güvenen insanlara haksızlık yapıyorsun Böyle yaparsan başarı merdivenlerinin basamaklarını kırarak aşağıya düşersin" diyordu
Buna karşılık şeytanın sesi bahar meltemi gibi yumuşacık ve nefsin hoşuna gidecek tondaydı; "Niçin kötü olsun? Bu da çocuk değil mi? Onun da eğlenmeye, oynamaya hakkı yok mu? " diyordu
Bu tsunami dalgalarının gelgitlerinde Fatih eve vardı Ama her günkü neşesi yoktu Gözleri suçluluk bulutlarının yığılması sonucu kararmış gibiydi Annesi oğlunu hiç böyle görmemişti Ama sesini çıkarmadı Kendi haline bıraktı Fatih üzerini değiştirdikten sonra; "Anneciğim izin verirsen biraz sahilde dolaşmak istiyorum" dedi Annesi bunun oğluna iyi geleceğini düşünerek izin verdi
Güneşin ışınları denizde yansıyordu Martılar gözlerine kestirdikleri balıkları avlamak ize keenize keskin dalışlar yapıyorlardı Dalgalar hırçın boğalar gibi kayalara saldırıyorlardı
Fatih bunları seyrederken yüreğindeki tsunamileri engelleyecek dalgakıranlar arıyordu Ama hayır yoktu  Güneş yorulup ta evine uyumak için çekilirken etrafı hafif bir kızıllık kapladı Eve dönme vakti gelmişti
Babası eve gelmişti Annesi de yemeği hazırlamış sofrayı kuruyordu " İyi akşamlar anne, baba" diyerek lavaboya giderek elini yüzünü yıkadı Sessizce gelip sofraya oturdu
Yemekten sonra dua ettiler Babası, Fatih'i yanına çağırdı Ona; "Oğlum, bugün güzel bir hikâye okudum Onu sana da anlatmak istiyorum" dedi
Akrebin birisi dere kenarında dolaşıyormuş Onu gören bir kurbağa; " Akrep kardeş ne geziyorsun? Bir derdin mi var?" demiş Akrep; Kurbağa kardeş, karşı kıyıya geçeceğim, ama yüzmesini bilmediğim için oraya gidemiyorum" demiş Bunun üzerine kurbağa; "Üzülme akrep kardeş Atla sırtıma seni karşı kıyıya geçireyim" demiş Akrep kurbağanın sırtına binmiş Kurbağa da yüzmeye başlamış Ama yolun ortasına gelince kurbağayı sokmaya başlamış Bunun üzerine kurbağa; "Ne yapıyorsun akrep?" demiş Akrep de; "Ne yapayım kardeş birini gördüğümde sokmadan, zehirlemeden duramıyorum Huyum bu" demiş Kurbağa da; "Akrep kusura bakma ben de suyu gördüğümde dalmadan duramıyorum" diyerek suya dalmış Akrep de boğulmuş
Bak Fatih'im, arkadaşlarını akrep gibi zehir akıtanlardan seçersen, bir gün mutlaka seni zehirler Kurbağa gibi dalacak suyun da olmazsa ölüm kaçınılmaz olur İşte seni okuldan, derslerden uzaklaştıran ve kötü alışkanlıklara sürükleyenler kim olursa olsun akrep arkadaştır Senin zamanını boş şeylerde harcatanlar, sigaraya alıştıranlar akrep arkadaştır O tür arkadaşlardan kesinlikle uzak durman gerekir Bunlar farelere de benzer Çünkü zamanını kemirir de sen bunun farkına bile varmazsın Seni eğlence ve boş işlerle uyuşturur Farelerde bir şeyi kemirdikleri zaman orayı uyuştururlar Böylece kemirdikleri kişilerin hiç haberleri bile olmaz Akrep arkadaşlar da zamanını kemirerek seni gayesiz bir hayat sürükleyerek zehirlemeye çalışırlar
Bu sözler Selim'le geçirdiği saatlerin gözünün önünden geçmesine sağladı Babasının bu sözleri kurbağanın suyu gibi geldi O akşam yatmadan önce akrep arkadaşlardan uzak duracağına kendi kendine söz verdi
Seyit Ahmet Uzun
|
|
|