Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
balkonlu

Balkonlu Ev

Eski 07-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Balkonlu Ev



çocukluk anılarına ait bir yazı - anı yazıları - ev betimlemesi - betimleme örnekleri - aile ile ilgili yaşamın içinden hikayeler


Balkonlu Ev



Kemal Yavuz Paracıkoğlu



İncikköy den Eskişehir e taşınacaktık, benim için yeniden dünyaya gelmek gibi bir şeydi bu Eskişehir Sütlüce semtinde ki bir ara cadde üstünde, dört katlı bir kâgir binada ev tuttuk Köydeki evden eşyaları bir traktör römorkuna doldurduk, yola çıktık Yolculuk boyunca ben, römorkun arkasında oturdum, gözüm eşyalarda, içlerinden düşen olursa traktör sürücüsüne seslenip durdurmak için Eşyalar da elle tutulur bir şey olsalar bari?



İlkokul beşinci sınıfa gideceğim yıl, babamın tayini Eskişehir de Ziya Gökalp ilkokuluna müdür vekili olarak çıktı

İncikköy den Eskişehir e taşınacaktık, benim için yeniden dünyaya gelmek gibi bir şeydi bu Eskişehir Sütlüce semtinde ki bir ara cadde üstünde, dört katlı bir kâgir binada ev tuttuk Köydeki evden eşyaları bir traktör römorkuna doldurduk, yola çıktık Yolculuk boyunca ben, römorkun arkasında oturdum, gözüm eşyalarda, içlerinden düşen olursa traktör sürücüsüne seslenip durdurmak için Eşyalar da elle tutulur bir şey olsalar bari?


Kütahya'da ve köyde geçirdiğimiz yıllar sadece yokluk çektiğimiz yıllardı Eskişehir'e geldikten sonra ise o "bono" uygulamalarına son verilmiş, babamın maaşı kuruşu kuruşuna, tam vaktinde ödenir olmuştu Bu bizi epeyi rahatlatmıştı Bu rahatlıkla tutabilmiştik yeni evimizi


Evimiz balkonlu Doğduğumdan itibaren oturduğumuz evlerin hepsi bahçeliydi, bu bahçeli değil, balkonlu

Balkonlu bir evde oturmaktan daha havalı ne olabilirdi ki; bizde asortiklere katılacaktık Sanki bambaşka bir dünya?

Taşındığımız dar cadde üzerinde, daha birçok dört katlı, balkonlu bina vardı Binaların önünde, kaldırımlarda sıra sıra akasya ağaçları ve elektrik direkleri Gündüz, kuytulukların içine girmiş, koyulaşmış, yol boyu gölgeli

Binaların zemin katlarında küçük dükkânlar, dükkânların üzerinde de üçer kat ev?


Binanın merdivenleri dar ve dikti O daracık merdivenlerden babam bir tarafından, annem bir tarafından tutarak eşyalarımızı taşıyorlar Ben de gücüme uygun ufak tefek, kırık dökük şeyleri?


Evin önünde koca bir salon vardı, tabii ki, salonun dışında da balkon? Arka tarafta da bir yatak odası ile dar, uzun bir mutfak ile mutfağın dışında küçük bir balkon daha Küçük balkon arka tarafta bir camiin minaresine bakıyordu Annem buna çok sevinmişti, Oh, ezan beş vakitte evimizin içinde okunuyormuş gibi olacak, diyerek sevincini belli ediyordu

Banyo bu iki tarafın arasında kalıyordu ve penceresi bir aydınlatmaya bakıyordu Evin içinde dört dönerek hela aradım, yok; ev birden bire gözümdeki bütün değerini yitiriverdi Bu nasıl bir asortilikti böyle? Kütahya daki o metruk yatırlı evde bile koca bir hela vardı


Evin sağını, solunu silerek eşyalarımızı yerleştiren anneme, böyle ev mi olurmuş yav; helâsı bile yok! diye söylendim


Kadıncağız söylediğimi ciddiye alarak banyoya gitti, alafranga helânın kapağını kaldırarak içine baktı Var ya işte! Gel, bak! diye seslendi


Varmış! Görmek için banyoya girdim Gösterdiği şey, helâymış Böyle helâ mı olurmuş yav!


Öyle, dedi Bu asorti hela, bunda çömelmiyorsun, oturuyorsun, öyle yapıyorsun büyük abdestini!


Hakikaten de asortiklere karışıyorduk galiba?


Bizim üst katımızda, ermeni asıllı bir madam olan ev sahibemiz oturuyormuş Madamın evinde, etli bir yemek pişiriliyordu Kokusundan anladım Kızartılan soğanların etin içine katılmasıyla meydana gelen yahni kokusunu mutlaka algılarım, çünkü en sevdiğim yemektir Ve en özlediğim yemek Sık sık pişiremiyorduk, çünkü evimize sık sık et girmiyordu Annem Kütahya da iken tanıdığı bir sakatatçı dükkanından sık sık kelle eti alırdı Hiç kimse hor görmeye kalkışmasın, yahni kelle eti ile, diğer etlerden çok daha lezzetli oluyor da ondan?


Annem mutfağı yerleştirmişti Yerleştirmekte zorluk çekmesini gerektirecek bir mutfak eşyamız da yoktu zaten

Teli yırtık bir teldolap, çatma bacaklı portatif bir masa ile tabureleri ve kap kacak? Gazocağını yakan annem üstüne bir tencere dolusu su koyarak kaynatmaya koyulmuştu


Ne yemeği yapacaksın, anne? diye sorduğumda,


Beni, Bu günlük bir çorba yapacağım oğlum, diye yanıtladı


Bu taşınma telaşesinden sonra çeşit çeşit yemek yapamazdı herhalde İyi, diyerek onayladım yapılan yemeği

Yukarıdan algıladığım koku, nefsime dokunduğundan, yarın da yahni yapar mısın? diye sordum Canım çekti


Baban, önümüzdeki haftaya maaşını alacak Yahniyi o zaman yaparız?,


İyi madem, diyerek onu da onayladım


Kapı çalındığında, annem, hayırdır inşallah! diyerek açmaya gitti


Madam, koca bir sahana doldurduğu yahniyle içeri girdi Komsicim, yeni tasındiniz Telaştan fırsatiniz olmamis olabilir Lütfen kabul buyurunuz! diyerek getirdiği ikramı anneme teslim etti


Yaşlı bir kadındı ve acaip bir şiveyle konuşuyordu

Konuşması çok kibardı, sanırdınız ki İstanbul sosyetesinden Ayiriyeten, hoş geldiniz demek için yerlestiğinizde oturmaya geleceğim efendim Şimdi yerlesme yorgunluğunuzda mesgul etmeyeyim sizi, dedikten sonra da çıkıp gitti


Annemin masa üstüne bıraktığı bol sulu, salçalı yahniye baktım


Annem misafiri geçirdikten sonra, kedinin ciğere baktığı gibi yahniye baktığımı görünce, Allah tan başka bir şey dileseymişsin, olacakmış bak, diye laf attı


Akşam sofrası kurulunca tabureme sabırsızlıkla oturarak koparttığım koca bir yudum ekmeği yahninin suyuna bandım


Annem hemen müdahale ederek, önce çorba, diye çıkıştı


Babam da ona müdahale ederek, bırak çocuğu! diye çıkıştı Canı hangisinden çekiyorsa, onu yesin


Bandığım ekmeği ağzıma götürdüğümde, yemekte değişik bir koku algıladım Ekmeği ağzıma sokamadım Bu domuz etiyle pişirilmiştir, diyerek masanın üstüne bıraktım


Babam, bizim memlekette domuz eti bulunmaz, diyerek gülümsedi


Annem de lafa karışarak, onun lafını tamamladı Domuz etini gâvurlar yer


İyi ya, dedim, yukarıdaki kadın da gâvur değil mi?


Annem, gâvur da olsa, buralarda domuz eti bulamaz, dedi


Babam, o kadıncağız, gavur filan değil, nereden çıkardınız bunu! diyerek annemle beni tatlı sert azarladı Türkiye de yaşayan azınlık


tebadan bir vatandaşımız Gavur diye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan gayrimüslimlere denilir


Ben, olsun, bunu pişirmiş işte bulup da, diyerek ısrarımı sürdürdüm Yahni yemeyeceğim ben, çorba yiyeceğim, diyerek ortadaki


tencereden çorbayı kaşıklamaya başladım

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.