Prof. Dr. Sinsi
|
Teninin Kokusuna Hasretim
Teninin Kokusuna Hasretim Hikaye - Hikaye Örneği - Yaşamdan Hikayeler - Yalnızlık Hikayesi
Teninin Kokusuna Hasretim
'Seni görmek için o geriye döndüğüm zamanlar, ikimizde ölüyoruz yaşarken  '' Özdemir Asaf
ÇAĞLA GÖKDENİZ
Benim anlatacak tek bir hikayem vardı O da tam karşımdaydı  Ona onu anlatabilirdim bir tek Bazı yıllar yine buraya gelip, onu unutmamak için verdiğim çabaları, mutlu olması için dua ettiğim geceleri belki yapabilirim diye başladığım ama ikinci görüşmede bırakıp gittiğim adamları  
Hayatım boyunca tek bir adamla, tek bir şarkıyla ve tek bir hikayeyle yaşadım Geçen zaman, birer birer evlenen arkadaşlar, kucağıma alıp sevdiğim yeğenler, yanımdan geçip giden adamlar  Hiçbirinin önemi yok Ve hiçbiri taşıdığım sır kadar büyük değil
Yaza yeni giriyorduk Ben bilindik bir hayat sürüyordum İşten eve evden işe  Bazen o küçük kasabaya tatile giderdim, anıları unutmamak için Her birini tekrar yaşamak acı vermedi hiçbir zaman Çünkü onlar sorgusuz sualsiz yeniden yaşamak isteyeceğim şeyler oldu hep  Ve hiçbir şeyin onlardan daha fazla önem kazanmasına müsaade etmedim  
Olabilirdi belki; ama ben istemedim  
Odaya girdiğimde ne yapacağımı bilemedim, onu görmeyeli seneler olmuştu Kaçıp gittiğimiz yıllar, nasıl da yer etmişti yüzümüzde
Usulca yanına oturdum Yanağındaki çizgilere baktım Kimse seni bu kadar beklemezdi dedim biraz sitemli  
Sen beklerdin ama  
Ben kimse değilim ki  
Yıllar sonra olan bu tek günlük görüşmede, geçip giden yılları, eşiyle olan evliliğini, kızını ve oğlunu anlattı Benim anlatacak tek bir hikayem vardı O da tam karşımdaydı  Ona onu anlatabilirdim bir tek Bazı yıllar yine buraya gelip, onu unutmamak için verdiğim çabaları, mutlu olması için dua ettiğim geceleri belki yapabilirim diye başladığım ama ikinci görüşmede bırakıp gittiğim adamları  Kendime hiçbir zaman başlama imkanı vermediğimi  Ondan sonra aynada gördüğüm yüze mutluluğu yakıştıramadığımı anlatabilirdim belki  
Belki hiçbirini anlatmayabilir sadece onu yaşayabilirdim  Sakladığım anılara bir tane daha ekleyebilmek için
Başımı göğsüne koyup ağladığımda, kokuları saklayabilmeyi çok istedim Çünkü anıları hatırladığımda, yapamadığım tek şey onun kokusunu anımsamaktı  İçime içime çektim; bir daha bu kokuyu koklayamayacağımı biliyordum, onu bir daha göremeyeceğimi Yarın aynı saatlerde benim işte olacağımı, onun belki de eşiyle telefonda konuşacağını, akşama eve ekmek alıp gideceğini biliyordum  
Biliyordum  
Baba dün niye eve gelmedin dediğinde, kızına sen kocaman bir kız olup büyüdüğünde söz anlatacağım kızım deyip beni anlatacağını da biliyordum  Masallarda kalmış bir peri gibi  
Sorgulanacak o kadar çok şey vardı ki  Nereden başlayabilir ki insan böyle bir durumda Tek bir günü, bir daha yaşanmayacak tek bir günü sorgularla geçirmek acı vermeyecek miydi bana? Zaten soruların cevaplarını önemsemiyordum ki artık Önemseseydim o gün gider miydim onu görmeye  Önemseseydim, onunla olur muydum?
Banyodan çıktığımda parmağındaki yüzüğü televizyonun kenarına bıraktığını gördüm  Boğazıma takıldı bir şey Tüm gün boyunca, bana sarılırken belki de sadece benim olmak istiyordu;(oysa o hiç benim olmamıştı!) ama başımı her kaldırıp yüzüğe baktığımda sanki eşi oradan hep bizi izliyordu  
Bu yüzden diğer yaşadıklarımda olduğu gibi, bütün mutluluklarımı içimde hep bir acıyla yaşadım ben  
O gün hiçbir şey anlatmadım ona Onu dinledim Kızının, oğlunun fotoğraflarını getirmişti görmem için Bir fotoğrafta eşi de vardı Özür dilerim ben ayırmıştım; ama bu gözden kaçmış dedi
Rahatsız olmamıştım aslında Müsaade edersen bunu almak istiyorum  
Yapma dedi
Hayır, hayır Sorun değil, ben sizi böyle hatırlamak istiyorum deyip almıştım  
Babasını kaybettiği yılı anlatırken, ağladı Eşinin ona o günlerde nasıl destek olduğundan bahsetti Çocuklarının babasız kalmasını istemiyordu hiç  Babasını kaybetmek onu o kadar çok yaralamıştı ki korkuyordu  Erken ölüp çocuklarını bırakmaktan çok korkuyordu  
Dinledim  Hiçbir şey demeden, yüzümde konuşmamasını sağlayacak hiçbir iz bırakmadan dinledim  Çünkü ben hayatım boyunca onu mutlu eden o kadına minnettardım  
O gün oraya nasıl gitmiştim, beni arayıp konuştuğunda nasıl cevap vermiştim  Evli bir adamla tek bir gün  Bunu nasıl yapabilmiştim ya da o bunu benden nasıl isteyebilmişti bilmiyorum  Sorgulanacak o kadar çok şey vardı ki  
Bir yerden başlamak istemedim hiç  
O buluşmanın üstünden yıllar geçti Tek bir adamla, tek bir şarkıyla, tek bir hikayeyle yaşamaya devam ediyorum ben  Hala kokuları saklayabilen bir şey çıkmadı  Teknoloji o kadar gelişmedi daha Bütün anıları yaşatıyorum; ama kokular eksik  Çalıştığım yerde masa başında çerçevede bir fotoğraf duruyor hep  Soruyorlar  
Uzaklarda yaşayan ailem diyorum  Gözlerim uzaklara düşüyor, seni ve aileni anımsıyorum  
O gün, yanındayken uzaklardan gelen şarkıyı saklıyorum bir de  Başımı göğsüne koyup ağlayarak dinlediğimiz şarkıyı
Biliyorum sen de saklıyorsun, kızına sakladığın masalı anlatacağın gün o şarkıyı da arşivine eklemesini, hep bu masalı hatırlamasını isteyeceğini de biliyorum  
Biliyorum  
O küçük kasabada, aynı odadayım  Yüzüğünün durduğu televizyonun yeri değişmemiş hala  Uzaklarda o şarkı çalmıyor  Ama yanımda getirdim  
Ev sahibi elimdeki plağı görünce seni hatırladı  Ama o kadının ben olduğumu bilmeyerek anlattı  
Yıllar önce bir adam geldi buraya Onun için çok önemli, çok güzel, çok tatlı bir bayanın geleceğini söyledi Tüm gün boyunca başka bir odada bu şarkıyı çalabilir misiniz, beni hep bu şarkıyla anımsamasını istiyorum  Çünkü bu onu son görüşüm olacak demişti  
Odada çalabilirsiniz dedim ben de ona  
Hayır, hayır ötelerden gelmeli bu şarkı çünkü ben onun için hep ötelerde olacağım dediğinde ben de kabul etmiştim  
Niye ağlıyorsunuz diye sordu
O kadın olduğumu söylemedim ona Galiba adam çok seviyordu, duygulandım dedim  
Ah evet çok seviyordu diye bitirdi konuşmasını  
Şimdi istediğim tek bir şey var Ömrümün sonunu burada, bu odada geçirmek  
Şarkıyı başlatıyorum, biz yaşıyoruz  Başka bir alemde anılarımız yaşıyor  
Başımı yastığa koyarken, bir zarf buluyorum  Onun yazısı  Ellerim titreyerek açıyorum
''Geleceğini biliyordum  Gündüzden sonra nasılki gece, geceden sonra nasılki gündüz gelirse  İşte o eminlikte, bir gün senin de buraya yaşamaya geleceğini biliyordum  ''
Biliyordum  
Kim bilir? Belki de bildiklerinde bu kadar emin olmak, hiçbir kuşkuya yer vermeden sevmek bizi hala bir arada tutuyor  Çok uzaklarda olsak bile
Sen bu mektubu okurken, ben kim bilir nerede olacağım? Ama emin olmanı istediğim tek bir şey var Nereye gidersem, sen hep orada bekleyip karşılıyorsun beni  Gittiğim şehirlerin, baktığım yüzlerin hepsinde biraz sen varsın  
Kokuları saklayamadığın için çok üzüldüğünü biliyorum  Benim de üzüldüğümü bilmeni isterim Teninin kokusuna hasret yaşamakla sınandım ben  Bazen rüzgarla gelirdi kokun O kadar kısa olurdu ki Tanrı'ya bunun için bile şükrederdim
Beni beklemediğini biliyorum  Bütün bunlar beklediğin için değil, beni yaşamak istediğin için böyle oldu bunu da biliyorum  Sen sadece beni yaşamak istedin  Ben olmadan benimle yaşamak  
O günden sonra o evi aldım  Seni karşılayan ev sahibi seni biliyordu, senin kendini saklayacağını bu yüzden seni bilmiyormuş gibi anlatmasını ben istedim Aslında o ev o günden sonra sadece seni bekliyordu  Bu mektup da okumanı  
Sevgilim  Hasretim  
Kim bilir başka bir yerde, yeni bir şans verdiklerinde bize buluşuruz belki  Hem belki orada kokuları da saklayabiliriz değil mi? 
Ben hep bu umutla yaşıyorum  
Kendine iyi bak  ''
Gözyaşlarımı siliyorum  Belki şimdi sen, başını eşinin göğsüne koymuş, mutlu oluyorsun  Bunu hayal etmek canımı yakmıyor, senin mutluluğunla mutlu oluyorum çünkü ben
Mutlu ol sevgilim  Mutlu ol!  
6 ağustos 2009
Çağla GÖKDENİZ
|