Ağlıyorum, Trabzonspor Yok Oluyor ! |
08-28-2006 | #1 |
[KAPLAN]
|
Ağlıyorum, Trabzonspor Yok Oluyor !Ağlıyorum, Trabzonspor Yok Oluyor Trabzonspor’a geçen sezon sonunda ŞL kapısını aralayan 5-0’lık Olimpiyat Şampiyonluğu maçından sonraki süreç var ya, kitaplara girer, işletme fakültelerine ders olur ders! Ülkenin en iyi futbol oynayan, en şık golleri atan, en çok seyirci toplayan takımını, düşmanının yönetimine bıraksanız bu hale gelmezdi, hem vallahi, hem billahi… Alın, “Bir büyük marka ne kadar kötü yönetilir” diye tez çalışması olarak yayınlayın Önce Atay Aktuğ yönetiminin acemilikleri, sonra da rakiplerinin toplamından fazla oy alarak göreve gelen Albayrak beyin düşleri… Trabzonspor geriye, çok geriye gidiyor… Lütfen dikkat buyurun: Trabzonspor’un sadece imajı değil, bizatihi kendisi yok oluyor… *** Bir kulübün en paralı döneminde pahalı denerek yapılmayan bir garanti transfer… Onun yerine geç ve daha pahalıya alınan oyuncu ile içine düşülen rezalet… Takımındaki en gayretli ve beyin görevindeki oyuncuda bu yapılmayan transfere bağlı %80’lik düşüş Bahis skandalı ile koca Trabzonspor’u dosta düşmana rezil eden bir oyuncunun kurum ile ilişkisinin kesilememesini takiben başlayan ve takımın en iyi oyuncusunun, büyük golcüsünün, liderinin kentten kopmasıyla sonuçlanan zincirleme kepazelikler… Bravo, elinize sağlık! Trabzon sizinle rezil oluyor! Sizler Trabzonspor yöneticiliği sıfatıyla firmanızın, orta çaplı tükânlarınızın (Türkçesi, dükkân) reklamını yapadurun: Bir büyük takım, bir büyük camia cümle aleme alay konusu oluyor! *** Yazık ki ne yazık! Antep seyircisi “Trabzon kümeye” diye bağırıyor, Albayrak bey boş bakışlarla ne denmek istendiğini anlamaya çalışıyor O hep övündüğü, Trabzonspor’a başkan olurken referans olarak gösterdiği “12 yıllık BB tecrübesi” ona bu kadarını katamamış demek ki Bir düzine sezonda, her türlü desteğe rağmen Süper Lig’e çıkaramadığı BB’yi bırakıp 23 yıldır şampiyonluk yüzü göremeyen Trabzonspor’a Süper Lig şampiyonluğu vaat ederken bu tezahürat gelmiş miydi acaba aklına? Oysa biz biliriz küme düşme kavramının ne demek olduğunu 31 Aralık devrimini takiben, bataktan kurtarılmaya, yavaş ama istikrarlı bir çıkış yoluna sokulmaya çalışan Trabzonspor’un, yine İstanbul konuşlu yine paralı (!)eski başkanının da katkısıyla boğulmaya çalışıldığı dönemden… (Bir başka benzer yönleri de vecize kapasiteleridir: Cem Deda’ya “Babası, oğlu torunu… Çete bunlar!” ve “Adamı gol makinesi diye aldık çamaşır makinesi çıktı yamyam!” ahengine dikkat ediniz)… Yine de lig sonunculuğunu bilmezdik biz; şampiyonluk vaadiyle girilen sezonda üç maçta bir puanla ligin dibine demir atmayı… Onu da sayenizde gördük: Tebrik ederiz, sonsuz kutlarız… *** Haa… Böyle bir hocayı da yine sayenizde gördük, sağlık olsun… Her maça ayrı 11, ayrı 18 yazdırmayı… Tekaüt vatandaşı MdS’u taraftarın sevgili yapma aşkına Yattara gibi bordo-mavi aşığı bir sihirbazı dışlamayı… Kalenin boş olduğunu bile bile, Brezilya Dostluk Heyeti’ni daraltmamak için o kaleci bozuntusunun gönderilip yerine adam gibi bir isim alınmasının engellenmesini… Maç toplantılarına yardımcının dahil edilmemesini… Dahası… Geçen sezonki Brezilya dizisini bile akla getiremeden bir ay yine oralarda kamp kurup yine aynı hüsrana uğranmasını… Geçen sezon başındaki yönetimi sanki bu hatalar, bu gecikmeler çökertmemiş gibi yeni bir Brezilya dizisini… Şu Brezilya kulübünü başkanı Lazaroni’nin yakın dostuymuş, transferi son anda Eller bozmuş gibi bayatlamış numaraları… Şenol Güneş gidip kasıntı Boşnak hoca geldiğinde, Atay başkanın da yeni hocanın da argümanı “Bu takıma kondisyon verilmemiş” idi… Lazaroni geldiğinde de parola aynı: “Kondisyon sıfır”… Aylar geçti aradan, ne oldu peki? Trabzonspor’un yine kondisyonu falan yok Varsın olmasın; Trabzonspor gibi bir takım yok artık Trabzonspor takıma benzemiyor, o forma ağlıyor artık… Yok yok, sadece forma değil, kutsal bildiğimiz Trabzonspor’a ettiği küfrü unutamadığımız bir gevrek oyuncunun koluna zorla takılan kaptanlık o anlamlı kaptanlık bandı da ağlıyor bu gece… *** Şimdi Trabzonspor’un önünde bir Perşembe gecesi ve iki ihtimal var görünüşte Takım Apoel’e elenirse Lazaroni gönderilir, yönetim (kendinden önceki gibi) suçu hocaya yükleyerek Hüsnü Özkara ile biraz daha devam eder Denk gelir de, Apoel geçilirse, herkes biraz daha devam eder; çok sürmez, Trabzonspor da tümden yok olur Biz ezeli ve ebedi sevgilimizi kaybettik, diye çaresiz ve sonsuz bir ağlama dönemine girerken, yekûn eski yöneticiler, muhtelif esnaf cuntaları, kahvehane müdavimi eski futbolcular ve orta karar yerel teknik adamlar, yerel medyanın minimal birikimle maksimum gürültü yapma becerisine sahip elemanları öyle kalırlar ortada, oyuncakları ellerinden alınmış çocuklar gibi… *** Ben diyorum ki, yazıktır ağalar, günahtır Devir artık böyle başkanların, böyle yöneticilerin, böyle hocaların devri değil Dünya başka bir çağda artık Trabzonspor’un sizlerin idaresinde, küçük esnaf veya siyasi dönem fırsatçısı işadamı kafasıyla, kültürüyle gelebileceği bir yer yoktur Vallahi de yoktur, billahi de yoktur O Trabzon yerel cuntaları ki, tek başarıları (!), Albayrak gibi konuya çok ama çok uzak bir ismi Başkan yapacak yapıyı bilerek veya bilmeyerek hazır etmeleri, Albayrak beyin Trabzonspor’a en büyük iyiliği ise bu cuntacı kafayı teşhir ve mağlup ederek yeni bir nesle (elbette bilmeyerek) gecikmeli de olsa yol açmış olmasıdır… *** Sevgili Trabzonsporlular… İlk üç maçta sadece tek puan alarak ligin dibine çakılmak elbette kahredici, şüphesiz ıstırap vericidir Ancak Trabzonspor’un kaderi ve kapasitesi bu değildir Trabzonspor’un nice genç, çağdaş, eğitimli, kapasiteli ve futboldan anlayan, dünya futbolunu yakında takip edip, en azından taraftar sitelerinin yıldızı haline gelen Faruk Kanca pozisyonuna düşmeyecek insanı, insan kaynağı vardır Yapılacak şey, başlarına çağdaş ve deneyimli bir lider verip, tüm işi onlara, hepimizden genç ve dinamik bu nesle bırakmaktır Profesyonelleşme, çağdaşlaşma, rekabet edecek gücü yeniden kazanma şansı ancak böyle köklü bir değişimle, çok ama çok farklı bir modelle mevcut olacaktır *** Demem o ki, kimse boş yere kendini kandırıp “Zaman her derdin ilacı, her şey düzelir” hatasına düşmesin Geçen vakit çok ama kalan zaman azdır; Trabzonspor göz göre göre yok olmaktadır Üç yıldır acısını yüreğimde aynen hissettiğim Üstât Tan’ın şu cümlesini hatırlayınız: “Söylemek kolay değil ama Trabzonspor galiba veda ediyor” Borsaya açılıp aldığı on milyonlarca dolara rağmen, büyük paralar vereceği söylenerek seçtirilen başkanına rağmen, daha acısı, milyonlarca fedakâr taraftarına rağmen, Trabzonspor sürekli kan kaybediyor, her geçen gün biraz daha geri gidiyor Boğazım düğümleniyor, tüylerim ürperiyor, anılarım bile beni ayakta tutmaya yetmiyor bu gece… Gözüm kararıyor, başım dönüyor… Ağlıyorum, korkuyorum; Trabzonspor yok oluyor, görebiliyorum… Hiçbir değeri kalmamış, ölçüsü dengesi şaşmış, alay konusu olmuş Trabzonspor’a, otuz altı sezonun yorgun ama onurlu gözleriyle bakıyorum… Formama sarılıyorum… o ağlıyor, ben ağlıyorum… Doç Dr Hakan KULAÇOĞLU bordomavinet |
|