Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Toplum ve Yaşam > Yemek Tarifleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
bozanın, tarihi

Bozanın Tarihi

Eski 06-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Bozanın Tarihi



boza nedir - boza yapımı ne zaman başlamıştır - osmanlı döneminde boza - boza üretimi - boza tarifi - bozanın faydalarıÇocukluğumuzun soğuk kış gecelerini hatırlatan bir ses yankılanır sokaklarda: Boozaa! İstanbul sokaklarının ıssız gecelerinde güğümle boza satmaya çalışan bozacılar, kış gecelerinin hatırlı dostu olan bu tatlı-ekşi lezzeti bize taşır Ne yazık ki İstanbul'un isimsiz kahramanları bozacıların sayısı gün geçtikçe azalıyor


Bozanın kökleri çok eskilere dayanıyor İlk ortaya çıkışı 8000-9000 yıl önce Mezopotamya'da Yunanlı tarihçi Ksenophon'dan MÖ 401 yılı sonunda Doğu Anadolu'da boza yapıldığını ve hazırlandıktan sonra çömlekçi çamurundan yapılma kaplarla toprağa gömüldüğünü öğreniyoruz


Ancak bozanın yaygınlaşması Türklerin dünya üzerindeki göçüyle gerçekleşiyor Farsça'da 'Buze' yani darı sözcüğünden türemiş olan boza özellikle Osmanlı devrinde en parlak dönemini yaşıyor Bozacılık Osmanlı İmparatorluğu'nun kurulduğu yıllarda büyük kentlerin temel zanaatlarından biri haline geliyor


16 yüzyıla kadar rahatça tüketilen bu içeceğe II Selim döneminde birtakım kısıtlamalar getiriliyor İçine afyon katılarak elde edilen 'Tatar Bozası', II Selim tarafından sakıncalı görülüp yasaklanıyor 17 yüzyılda tarihe 'Bozahaneler Vak'ası' olarak geçen bir olay yaşanıyor O dönemin hükümdarı IV Sultan Mehmed 1670 yılında içki yasağı getiriyor İçki yasağıyla birlikte bozanın da keyif verici bir içecek olduğuna karar verilerek bozahaneler kapatılıyor


Ünlü seyyah, Evliya Çelebi'nin 17 yüzyılda yazdığı 'Seyahatname' isimli yapıtta "Esnafı Darı Bozacyan" başlığı altında bir bölüm karşımıza çıkıyor Bu bölümde anlatılanlardan, bozanın o tarihlerde çok tüketilen bir içecek olduğunu anlıyoruz Evliya Çelebi; 17 yüzyılda İstanbul'da 300 bozahanenin olduğunu ve buralarda çalışan 1005 bozacının bulunduğunu anlatıyor

Ayrıca, "Esnafı Darı Bozacyan"da yine o yıllarda tüketilen alkolsüz ve tatlı bir boza çeşidinden bahsediliyor Rengi süt beyazı olan bu boza, genellikle Arnavutlar tarafından yapılıyor


Aynı dönemde, orduda bozacılık önem verilen bir sınıf haline geliyor Sarhoşluk verecek ölçüde içmek haram olmakla birlikte, ölçülü içildiği takdirde askere güç ve beden sıcaklığı verdiğine inanılıyor Boza, bu özelliğinden ötürü yeniçeriler tarafından fazla miktarda tüketiliyor


Evliya Çelebi "Bu bozacılar orduda gayet lazımlı kavimdir; bozayı sekir verecek kadar içmek haramdır, ama şarap gibi katrası haram değil, yani sekir vermeyecek kadar içmek mubahdır" diyor


19 yüzyılda ekşi ve alkollü bozanın yerini giderek tatlı ve alkolsüz Arnavut bozası alıyor Çünkü bu boza çeşidi, genellikle Ermeniler tarafından üretilen ekşi bozaya oranla Saray tarafından daha çok seviliyor


1876 yılında Hacı Salih Bey'in kurduğu Vefa Bozacısı günümüze kadar ayakta kalmayı başarabilmiş tek bozacı Hacı Salih Bey'in yaptığı boza, koyu kıvamı, mayhoş tadıyla o dönemde çok beğeniliyor


Vefa Bozacısı, o tarihte eğlencelerin düzenlendiği Direklerarası'na yakın bir yerde Vefa'da kuruluyor Bugün üçüncü kuşak torunların işlettiği Vefa Bozacısı, dedelerinden devraldıkları bu kültür mirasını aynı titizlikle korumaya çalışıyor Sadece darıdan yapılan Vefa Bozası'nın serüveni ise darının kepeğinden ayrılmasıyla başlıyor Kepeğinden ayrılmış darı irmiği suyla kavrulup pişiriliyor Ardından geniş tepsilere alınarak soğutuluyor Soğuduktan sonra elekten geçirilip içine biraz su biraz da şeker ilave edilerek ham boza elde ediliyor Ham haldeki bu boza ise eski bozayla karıştırılıp mayalanmaya bırakılıyor Üzerinde küçük kabarcıkların oluşmasıyla birlikte boza hazır hale geliyor


Türklerin yaşadığı çoğu yerde üretilen boza, genellikle farklı malzeme kullanarak hazırlandığı için farklı lezzetlerde oluyor Mesela Kırgızların buğday yarması kullanarak yaptığı boza, Kırım'da buğday unundan hazırlanıyor Türkmenistan'da ise iri dövülmüş pirinç unundan yapılıyor


Vefa Bozacısı'nın TÜBİTAK bünyesinde yaptırmış olduğu araştırmada bozanın insan sağlığı açısından son derece yararlı bir besin olduğu ortaya çıktı Bir litresinde bin kalori bulunan bozanın içinde, A ve B vitaminlerinin dört türü ile E vitaminleri bulunuyor Mayalanma esnasında, gıda maddelerinde çok az bulunan, laktik asit oluşmasından dolayı hazmı kolaylaştırıyor

Eskiden, gümüşle bezeli kristal bardaklarla üzerine zencefil dökülerek içilen boza, günümüzde tarçın ve sarı leblebiyle sunuluyor Soğuk kış gecelerini tatlandırmak için boza yapmak isteyenlere pratik bir tarifimiz var


Malzemelerimiz iki su bardağı bulgur, aynı miktarda su ve şekerden ibaret

Bulgur bir gece önceden ıslatılıyor ve kabarmaya bırakılıyor Bulgurlar iyice kabardıktan sonra üzerine iki bardak su ilave edilerek, orta ateşte pişiriliyor Piştikten sonra tel kevgirden geçirilerek içine toz şeker konuluyor Bu karışım üç gün dinlendirilerek mayalanması sağlanıyor ve karışımın yüzeyinde kabarcıklar oluşmasıyla birlikte boza hazır hale geliyor Bu uzun ve heyecanlı bekleyiş, bardaklara doldurulan bozanın üstüne tarçın serpilmesiyle son buluyor


Bu kadar beklemeye sabrınız yoksa, ıssız kış gecelerinde size kışın geldiğini hatırlatan bozacının haykırışına kulak kabartacaksınız: "Boozaa!!"


alıntı

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.