Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
posteriori

A Posteriori

Eski 06-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

A Posteriori




A POSTERİORİ

Bilginin kaynağı sorununda apıiori´nin karşı­tı olarak, deneyden sonra gelen, deney sayesin­de kazanılan ya da deneye ve olgulara daya­nan bilgiye a posteriori denir A posteriori akıl yürütme sonuçtan öncüle, diğer bir deyiş­le eserden etkiye doğru yapılan akıl yürütme demektir Bir yerden duman çıktığını görerek bundan orada aleş bulunduğunu ya da bir in­sandaki cilt hastalığından, o insandaki kan bo­zukluğunu çıkarmada olduğu gibi yapılan akıl yürütmelere bu ad verilir

A postcriorİ ve karşıtı durumunda olan apri­ori kavramları mantık, psikoloji ve bilgi teori­sinde, özellikle bilgimizin kaynağının duyum­larımız yahut aklımız olduğu sorununda, yani duyumculuk yahut rasyonalizmde önemli bir yer tular

A posteriori ilk kez Aristoteles tarafından kullanıldıysa da, terim olarak felsefede yer et­mesi XIV yüzyıl teologlarından Saksonyalı Albertus Magnus (Büyük Albert) büyük rol oynamıştır Aristoteles etkiden sonuca ya da tümel ilkeden tikel´e geçmek suretiyle yapılan akıl yürütme sürecini a prioıi´yc bir delil ola­rak kabul ediyordu Buna karşılık sonuçtan et­kiye, yani tikelden tümele geçmek suretiyle olan akıl yürütme sürecini a posteriori bir de­lil şeklinde tanımlıyordu Skolastiklerden Al-bcrlus Mağnus ve Saint Thomas (Aqunio´lu Thomas) Aristoteles gibi sonuçlardan çıkarı­lan bilgilere a posleriori, nedenlerden çıkarı­lanlara da a priori bilgi diyorlardı Kant-önce-si filozoflardan bir çoğu bilgide duyuma (algı­ya) değer vermiş ve duyumdan önce bilgi ola­mayacağı görüşünü İleri sürmüşlerdir Ancak XVII yüzyıl da Descartes duyu organlarımız aracılığıyla ve algı sayesinde kazanılan düşün­celerle zihnin meydana getirdiği düşüncelerin yanısıra, doğuştan getirdiğimiz bir takım dü­şüncelerin de var olduğunu ve zihnimizin ger­çek muhtevasını ve inançlarımızın temelini oluşturan bu gibi gerçek düşüncelerden algıya gerek kalmadan, tümdengelim yoluyla başka bazı gerçeklikler çıkarmanın mümkün olduğu­nu kabul eder Sözgelimi "parça bütünden kü­çüktür" önermesi herkesçe kabul edilir, çünkü burada bir zorunluluk vardır; bunun başka tür­lü olamayacağını herkes kabul eder

Kant bu kavramları bilgi teorisi yönünden in­celemiş ve derinleştirmiştir O iki türlü bilgi kabul eder: Biri algıya dayanan bilgidir Bu bil­gi genel ve zorunlu değildir, ki bunlara a pos­teriori bilgi adı verilir Öteki akla dayanan bil­gidir Bunlarda genellik ve zorunluluk vardır Bunlara da a priori bilgi denilmektedir Gerçi Kant, bütün bilgilerimizin deney ile elde edil­diğini kabul eder; fakat duyum ve algıları dü­zenlemek ve birleştirmek; böylece algılarımı­za bir anlam vermek, kısaca algılamak için in­sanda özel bir yeteneğin (kategorinin) bulun­ması gerekir Bu yeteneğin deney ile sonradan kazanılması mümkün değildir Öyleyse insan zihninde birtakım akıl ilkeleri vardır ki, bun-Jar deney ve gözlem ürünü değildirler

Bu düşüncelere dayanarak Kant, bilgilerimi­zin yalnız şeklini değil, hareketlerimize yön ve­ren, ahlâk yasasını (İlkesini) ve buna dayanan İnançları ve formel estetik ilkelerini a priori sı­nıfına sokar Buna karşılık bilgilerimizin, hare­ketlerini izin, duyum ve algılarımızın İçerikleri­ni de a posteriori sınıfına sokmakladır

Başka bir açıdan da Kant hükümleri, önce a priori ve a posteriori; sonra da analitik ve sen­tetik olarak ikiye ayırır Analitik hükümler bil­gimize yeni şeyler katmaksızın, yalnızca bir dü­şünceyi aydınlatan yargılardır "Cisimler yer kaplarlar" yargısı bize yeni bir şey öğretmez Çünkü "yer kaplama" yüklemi konuya, kendi­sinden önce bulunmayan bir şey eklemez Ak­sine "Dünya bir gezegendir" dersem, dünya dü­şüncesine yeni bir şey eklerim Burada sente­tik bir hüküm verilmiş oluyor Kant´a göre analitik yargılar hep a priori´dirlcr Onun için a posleriori olan analitik yargılar olamaz Bu­na karşılık sentetik yargılar içinde a posteriori olanları da a priori olanları da vardır Birinci­ler yargıların normal halidir, en çok rastlanan formudur Yeni yeni denemeler yaparak kav­ram kadromuzu sürekli artırırız, ikincilere ge­lince bunlar hem sentetik, hem de a priori bil­gilerdir Kant, deneye belli bir değer verdiği halde, a posteriori bilginin bilimsel bir bilgi olamayacağını, çünkü bilimsel bilginin akla da­yanması ve dolayısıyla da a priori bir bilgi ol­ması gerektiğini savunur

İngiliz filozofları a priori ilkesini reddeder­ler, duyumculuğa önem verirler Herbert Spencer rasyonalizm ve duyumculuk anlayışla­rını evrim İlkesiyle açıklar Ona göre doğuş­tan düşünceler, gerçeklikler ve hatta organik ve manevi yetenekler kişiler için kuşkusuz ka­lıtımsaldır Bunları kişiler kendi deneyimleriy­le kazanamazlar Ancak kişilerin mcnsub ol­dukları ırk ve cins gözönünde tutulursa, insa­nın bugünkü yetkinliğe ulaşması için milyon­larca yıl geçirdiği düşünülürse, insanlarda her-şeyin sonradan kazanıldığına hükmedilir İşte bu uzun bir birikimin ürünü olan algıların ba­zıları, zamanla zorunlu gerçeklikler şeklinde bize doğuştan geçmiştir Yani ırkın hayatına oranla herşey deneyin ürünüdür, herşey sonra­dan kazanılmıştır, yani a posterioridir


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.