Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
felsefesi, hellen, roma

Hellen Ve Roma Felsefesi

Eski 06-27-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hellen Ve Roma Felsefesi




HELLENİZM - ROMA FELSEFESİ Bu çağdaki felsefe Büyük İskender’in MÖ 334-224 yıllarında Pers İmparatorluğunu ele geçirmesiyle başlar Büyük İskender’in fethiyle topraklar Ortadoğu’ya kadar yayılmış ve artık Yunan Kültürü Doğunun mistik kültürü ile tanışmıştır İşte bu dönemdeki felsefe Yunan kültürü ile Doğunun Mistik kültürünün kaynaşmasıyla meydana gelmiştir


Aristo’dan sonra felsefe ahlak felsefesi şekline dönüşmüştür ve daha çok bilimsel araştırmalara önem verilmiştir Bu dönemde Ahlaklı Yaşam nedir? Ve İnsanın Mutluluğu Nerededir? Sorularına cevap aranmıştır Yunan felsefesi , dinden ve mitolojiden kopuşla başlamıştır Oysa hellen felsefesi ve roma felsefesi giderek dine yaklaşma eğilimi göstermiştir Hellen döneminde kişinin mutluluğunu sağlamak amaç olmuş, felsefenin amacı bireyin mutluluğunu sağlamak olmuştur Bu yönüyle bu dönemdeki felsefe Ahlak ve Pragmatik bir felsefe haline gelmiştir Helen Felsefesinin Özelliklerine gelince ; 1-) Doğu ile Batı kültürü kaynaşmıştır 2-) Bu dönemdeki felsefenin amacı Yaşamın anlamı nedir ve bireyin mutluluğu nasıl sağlanır? Gibi sorulara cevap aranmıştır Bu yönüyle Ahlak felsefesi özelliğini taşır 3-) Bu dönem felsefesinin amacı Bireyin mutluluğunu sağlamak olduğu için pratik şeylere yönelme olmuştur Bu da bilimlerin tek tek gelişmesini sağlamıştır ( Özellikle Geometri, Mat ve Astronomi ) Bu yönüyle bu dönemdeki felsefe ayrıca Pragmatik felsefedir 4-) Bilimlerin gelişmesiyle Metafiziksel problemlere ilgi azalmıştır Roma Felsefesinin Özellikleri ise ; 1-) Yunan felsefesi incelenmiştir Bu nedenle yunan felsefesinin çoğu özelliğini taşır 2-) Felsefeye özgün bir şey katmamışlardır 3-) Ahlak felsefesine ağırlık verilmiştir 4-) Kaderci bir yaklaşımları vardır ( Stoacılardan etkilenmiştir) SEPTİSİZM Bilginin olanakları ve sınırı nedir? Sorusuyla ortaya çıkmıştır İlk septikler Sofistlerdir

(Protogaras ve gorgias) Fakat bilgi sorununu sistematik şekilde (şüpheyi sisteme dönüştüren) inceleyen ilk Pyrrhon’dur ( MÖ 365-275) Pyrrhon her sav için birbirinin karşıtı olan ve eşit güce sahip 2 kanıt ileri sürülebilir Mesela Tanrıların varlığı hem vardır hem yoktur diyebiliriz Bu iki yargının da doğruluğu veya yanlışlığı aynı eşit güce sahiptir Bu yargıların doğruluğunu bilemeyiz Çünkü akıl ve duyularımız nesneleri bize oldukları gibi değil de göründükleri gibi gösterir Bunun için her türlü yargıdan kaçınmalıyız


(Epokhe) Epokhe ne kadar tam uygulanırsa ruh huzursuzluktan o kadar uzaklaşır ve ruh huzuruna o kadar varır ve mutluluğu o ölçüde yaşar Timon hocası Pyrrhon’un öğretilerini 3 soruyla özetler - Nesnelerin gerçek yapısı nedir ? Kavranamaz - Nesneler karşısındaki tavrımız ne olmalıdır ? Her türlü yargıdan kaçınmalıyız - Nesneler karşısındaki doğru duruştan ne kazanırız ? Ruh dinginliğine ulaşırız Karneades diğer bir şüpheci filozoftur Ona göre doğru ve yanlışı birbirinden ayırt edebilecek güvenilir bir ölçü, bir belirti elimizde yoktur Yani güvenilir doğruluk ölçüsü yoktur Bu ölçü duyularda ve akılda aranabilir Bunlarda görecelidir Karneadese göre bir önerme aynı anda doğru ve yanlış olabilir Stoacılar ise bir önerme ya doğrudur ya yanlıştır der Karneades stoacıların bu doğruluk anlayışını eleştirerek felsefesini oluşturmuştur


EPİKÜROSCULUK Ahlak felsefesi olan Epikürosculuğun amacı mutluluktur Bu dönemdeki felsefenin başlıca amacı mutluluğu sağlamaktır Bu da ancak insanı Tanrı ve ölüm korkusundan kurtarmakla yapılabilir İnsan aklın hazlarını tatmaktan başka dünyanın sunduğu nimetlerden de yararlanmalı ve bu sayede mutlu olmalıdır Epiküros’a (MÖ 341 -270) göre en yüksek iyi ( mutluluk ) acıdan kurtulmuş olmadır Acıdan kurtulmuş olan ruhun huzursuzluktan kurtulmasıdır( Ataraxia ) ruh huzurluğu isteklerin bastırılmasına bağlıdır Fakat mutluluk için esas olan dengeli gitme yani ölçülü olmaktır


Mutluluk için esas olan aklın ve bedenin isteklerinde denge kurmadır Önemli olan acıdan uzaklaşmadır En çok acı veren şey korku özellikle ölüm ve tanrı korkusudur Epiküros Demokritos’un maddeci ( Atomcu ) anlayışını benimsemiştir Ona göre Atomların ilişkilerini kendiliğinden olan yasalar belirler Yazgı bu kör zorunluluğun ve hesaplanamayan rastlanın sonucudur Madem ki insan yazgısını kendiliğinden olan zorunluluk ve önceden görülemeyen rastlantılar belirler, o halde insan yaşam ve ölüm karşısında ilgisiz kalarak ve akıllı davranarak çevresinde mutluluk verecek şeyleri


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.