![]() |
Ruhun Tarihi |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ruhun TarihiRuh Ruh, din ve felsefede, insan varlığının maddi olmayan tarafı ya da özü olarak tanımlanır ve genellikle bireysellikle (zât) eşanlamlı olarak ele alınır ![]() ![]() Birçok kültür insan yaşamının ya da varlığının cismani olmayan kaynağını ruh ile özdeş tutmuş ve birçok kültür tüm canlıları ruhlara dayandırmıştır ![]() ![]() ![]() Mısır Ölüler Kitabı'ndan bir tasvir ![]() Bununla birlikte ruh kavramının kültürden kültüre, dinden dine, felsefeden felsefeye geniş ölçüde çeşitlilik gösterdiği görülmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hildesheim'de çıkarılmış antik bir eser Ruhlar genellikle ölümsüz olarak kabul edilirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski uygarlıklarda ruh kavramı Bazı eski uygarlıklarda ruh kavramı konusunda benzerlikler ve ruh ile ilgili ortak bir anlayış bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Mezopotamya Mezopotamyalılar’ın ölmüşlerinin mezarlarına yiyecek ve çeşitli eşyalar bıraktıkları bilinmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Mısır Mısır Ölüler Kitabı'nda sıkça rastlanan psikostazi sahnelerinden biri Herodot gibi kimi eski Yunanlı yazarlar eski Mısırlılar'ın ölümden sonraki yaşama ve ruh göçüne inandıklarını yazmışlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Mısır geleneğinde ölüm olayı ile bedenlerini terk eden ruhların çeşitli ölüm-ötesi halleri ve öte-âlem anlamı Amenti (Amentet)terimiyle ifade edilirdi ![]() ![]() ![]() Eski Mısırlıların geleneğinde kişinin ruhsal varlığı çeşitli kısımlar halinde ele alınmış ve çeşitli terimlerle ifade edilmiştir ![]() ![]() Ha (bazen çoğulu haw): Jat olarak da yazılır ![]() ![]() ![]() Ib: Ab olarak da yazılır ![]() ![]() Ka: Yaşamın ölümsüz ve evrensel unsurunun bir parçasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ba: Batı’daki “can” (İng ![]() ![]() ![]() ![]() Ren: Kişinin adını gösteren kısım ya da unsurdur ![]() Sheut: Shuyt ya da khaibit olarak da yazılır ![]() ![]() ![]() Aj: Işığa bağlı olan unsurdur ![]() ![]() Sekem: Sekhem olarak da yazılır ![]() ![]() ![]() ![]() Khu: Akh, akhu, ikhu ya da sahu olarak da yazılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sekhu: Khat olarak da yazılır ![]() ![]() Eski İran Bünyesinde gerek Orta-Asya, gerekse Mezopotamya’dan alınmış kültürel öğeleri barındırmış eski İran'da bölgenin geleneklerine damgasını vurmuş en önemli dini öğreti M ![]() ![]() ![]() ![]() Tanū: Fiziksel beden ![]() Ahu: Canlandırıcı güç ![]() Vyāna: Yaşam nefesi ![]() Manah:Zihin ya da ruh ![]() Ruvan (Avestan urvan):Can ![]() Fravarti (Avestan fravashi): Koruyucu ruh ya da koruyucu melek ![]() ![]() Dianā (Avestan daēnā): Ruhsal duble ![]() Ölüm sonrası yargılanmanın önem taşıdığı Zerdüştçülük inancında kişinin dünya yaşamında yaptıklarından sorumlu tutulan ruvan’dı; dolayısıyla gelecek yaşamında ödül veya ceza ile karşılaşacak olan da ruhsal varlığın bu unsuruydu ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Yunan ve Roma Eski Yunan geleneğinde İlyada’nın yazıldığı zamanlarda, psyche Latince’deki animagibi, “nefes” anlamına geliyordu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Semavi alemdeki saf nefes olarak ifade edilen ve Tanrısal ortamda (cennette) yaşamaya çağrılacak” bir ruh kavramını dile getiren pneuma kavramı ancak Teolojik eğilimli edebiyatın görünmesiyle başlamıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Psyche,Wolf von Hoyer, 1842,Münih Homeros’a göre insan varlığının iki canı vardı; bunlar thumos ve psychè idi ![]() Thumos (« can-kan ») Homeros’un yazılarında, kan ve nefesle ilişkilendirilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Psyche (« can-nefes ») kavramı ise, Homeros’un yazılarında, uyku, baygınlık ve ölüm kavramlarıyla ilişkilendirilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Orfe’nin öğretisinde ise psyche insan varlığının yüce ve ilahî kısmı olan candır, ölümsüzdür, fiziksel bedende olduğunda (cismani dünyada yaşarken) ıstırap çeker ve kendisini özgür kılacak kurtuluş yolunda ilerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Empedokles ve Herakleitos ruhu ateşe benzetmişlerdir ![]() ![]() ![]() Epikür'e göre, can maddileşmiş ve ölümlü hale gelmiştir ![]() ![]() ![]() Antik Yunan'da ruhla en fazla ilişkilendirilen sembollerden biri kelebekti ![]() ![]() Stoacılık’ta “tüm âlemden oluşan bütün” bir bedendir ![]() ![]() ![]() ![]() Aristoxenus’a göre, can, şarkıdaki ve lirle oluşturulan müzikteki armoniyi andırır şekilde, bir tür bedensel nabız atışlarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ruhun Tarihi |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ruhun TarihiFilozoflarda ruh kavramı Sokrat ve Platon Sokrat’a göre insan ruhu görünmez ve ölümsüzdü, bedeni sevk ve idare eden ruhtu ![]() ![]() ![]() ![]() Platon Öğretmeni Sokratın sözlerini kaynak olarak kullanan Platon ruhu kişinin özü, nasıl davranacağımıza karar veren varlık olarak kabul etmiştir ![]() ![]() ![]() Logos ya da nous (düşünce, ruhun zihinsel, akli etkinlik kısmı ya da özelliği) ![]() ![]() ![]() Thumos ya da thymos (ruhun heyecanlarla ilgili etkinlik kısmı ya da heyecan özelliği, erillik) Eros ya da epithumia (ruhun düşük düzeye özgü iştah, tutku, istek ve arzularla ilgili etkinlik kısmı ya da özelliği, dişillik) Bu üçünden her birinin, ruhun dengeli ve huzurlu olmasında bir fonksiyonu vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Platon’a göre önceden “idealar âlemi”nde ilahlarla birlikte bulunan ruh ya da can, yeryüzünde doğmakla o âlemden fiziksel âleme düşmüş bir yaratık konumundandır ![]() ![]() ![]() Hermetizm’i açıklayan kitaplardan biri olan Corpus Hermeticum’a göre, psyche beden içinde, nous psyche içinde, logos da nous içinde bulunur ![]() ![]() Aristo Platon’dan sonra, Aristo da ruhu varlığın özü olarak tanımlamış olmakla birlikte, Platon’dan ve dinsel geleneklerden farklı olarak, canın ayrı bir varlık (antite, cevher) oluşuna karşı çıkmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aristo ruhu maddeden ayrıştırılamaz olarak görmekle birlikte, ortaya koyduğu ruh kavramı günümüzde tam olarak anlaşılmış değildir ![]() ![]() ![]() ![]() sorumludur ![]() ![]() İbni Sina Aristo’yu izleyen İslam filozof ve hekimlerinden İbni Sina ve İbni el Nefis (Ibn al-Nafis), ruh hakkında Aristo’nunkinden farklı bir teori ortaya koymuşlar, ruh (İn ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbni Sina’ya ve kendisinin de dahil olduğu Neo-Platoncular’a göre, ruhun ölümsüz oluşu bir amaç değil, doğasının bir gereği ve sonucudur ![]() ![]() ![]() Thomas Aquinas Aristo ve İbni Sina’yı izleyen Hıristiyan filozof ve teoloğu Thomas Aquinas ruhu vücudun ilk prensibi (kaynağı) olarak kabul eder ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Skolastiklere, özellikle Thomas Aquinas’ın izleyicilerince benimsenen Thomist düşünceye göre, insan ruhu faaliyeti bakımından üç kısımda ele alınabilir: Vejetatif kısım: Üreme ve beslenme faaliyetlerini sevk ve idare eden, en kaba kısımdır ![]() Duyu organlarını düzenleyen duyumsal kısım ![]() Bilgi (intellectus) ve sevgiyle ilgili yüksek işlemlere bağlı olan akli kısım Batı düşüncesinde ruh kavramı Tarihsel süreç boyunca ruh kavramını açıklama konusunda çeşitli girişimlerde bulunulmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() René Descartes Batı düşüncesinde ruh kavramı hakkındaki görüşlerde ruh ve beden düalitesinin vurgulandığı görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aşağıda, Batı düşüncesini biçimlendirmiş, 16 ![]() ![]() Descartes ruhu “eşyanın zıddı olan düşünen şey” olarak tanımlar ![]() Spinoza ruhtan “ilahî cevherin özellik ve tarzı” olarak söz eder ![]() Leibnitz ruha “kendi içine kapalı monad (teklik) alevi” adını verir ![]() Lessing ruhu “sonsuz soluk” olarak ifade eder ![]() Kant ruhu “mutlak olanı idrak etmenin imkânsızlığı”yla niteler ![]() Fichte ruhu “bilgi ve fiil” olarak ifade eder ![]() Hegel ruhu “fikrin (idea) gelişiminin kendisi” olduğunu söyler ![]() Schelling ruhu “mistik kudret” olarak tanımlar ![]() Nietzsche ruhu “kudretin iradesi” olarak ifade eder ![]() Freud ruhu ego ile süperego arasındaki fark olarak belirtir ![]() Jaspers ruhu varoluşla tanımlar ![]() Heidegger ruhu “orada olmak” olarak ifade eder ![]() Bloch “geleceğin kökenindeki gerçekleşme” olarak ifade eder ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ruhun Tarihi |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ruhun Tarihiİnsanın üçlü yapısı Eski Mısırlılar ve Çinliler insanın ruhsal varlığının, kimi Şamanist topluluklarda da görüldüğü gibi, esas olarak iki kısımlı olduğunu kabul etmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Mısır geleneğinde üç âlemi simgeleyen bir tasvir ![]() ![]() ![]() ![]() Okültizm geleneğinde ruh–astral beden–fiziksel beden ![]() Grek geleneğinde nous-psikhe (psikhos/anemos)-soma ![]() Roma geleneğinde spiritus-animus (anima)-corpus ![]() Kuzey Afrika geleneğinde ruh-nefes-vücut ![]() Çin geleneğinde ch’i (qi) - shen (hun/po) - ching (jing) Sâbiîlik geleneğinde nişimta-ruha-pagria ![]() Çeşitli geleneklerde de insan varlığını oluşturan bu üç unsura denk gelecek şekilde üç ortam, âlem ya da “plan” biçiminde üçlü bir ayrımın yapıldığı görülmektedir ![]() Hindu geleneğinde tribuvana: Bu (yeryüzü)-Buvas (süptil “plan”ı temsil eden atmosfer)-Svar (tezahürler-ötesi “plan”ı temsil eden Gök) ![]() Şamanizm geleneğinde Yer-Yeraltı-Gök ![]() Kelt geleneğinde yeryüzü-ölenlerin bulunduğu yeraltı-zamanın ve mekanın dışındaki âlem Sid ![]() Kuzey Amerika kızılderililerinin geleneğinde insanlar âlemi-ölüler âlemi-yukarı âlem ![]() Grek geleneğinde yeryüzü-yeraltı âlemi (Hades)-Olimpos ![]() Ruh ile can Ruh ile can kavramları arasında kimi kültür, din ve felsefelerde bir ayrım yapılmamış, kimilerinde ise bir ayrım yapılmış olmasına ve bu kavramları belirten iki ayrı ya da birkaç terim olmasına rağmen, sözkonusu terimler, çeşitli nedenlerle (aralarındaki farkın muğlak bir mesele olması veya farkı bilmeyenlerce aynı anlamda kullanılması vs ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Pavlus'un ruh (pneuma), can (psyche) ve beden (soma) şeklinde üçlü bir ayrım yaptığı görülür ![]() ![]() İlk konsil olan İznik konsili (M ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İstanbul patriği Photios’a muhalif olanlar, onu insanın iki canı olduğunu ileri sürme konusunda yalancılıkla suçladılar ![]() ![]() ![]() ![]() Yine de, günümüzde bazı Hıristiyanlar insanın beden (eski Yunanca’da soma), can (psyche), ve ruh (pneuma) şeklinde üçlü bir yapıda olduğunu kabul ederler ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ruhun Tarihi |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ruhun TarihiDinsel görüş ve inanışlarda ruh kavramı Vedalar'daki ateş ilahı Agni, aynı zamanda, arındırıcı ateşiyle günahları temizleyen ve varlıkları hayra sevk eden bir ilahtır ![]() Dinsel görüş ve inanışlarda genellikle, insanın bedeninde onu yaşatan bir ruhun bulunduğu kabul edilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bahailik Bahailik inanışında ruh, gerçekliği insanca kavranamaz ve sırrı akıl yoluyla çözülemez, Tanrı’nın bir işareti ve bir cennet cevheri olarak kabul edilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Budizm Şamanizm'de de bulunan üç âlem kavramının Tibet Lamaizmi'ndeki tasviri ![]() ![]() Temel kavramları, Hinduizm’i andırır biçimde, karma yasası, sürekli olarak tekrar doğma (samsara) ve kurtuluş (nirvana) olan Budizm’de, Hinduizm’deki gibi insanlara ruhsal tekamül açısından pek fazla bir şey kazandırmayacağı düşünülen tapınma kuralları ve teorik bilgi yerine, insanlara gerçek ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik pratik (uygulama) ve yaşama bilgisi verildiğinden, Tanrı’dan söz edilmez ve ölümden sonrasına ilişkin hiçbir ödül vaatinde bulunulmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Budizm’e göre evrende her şey sürekli bir değişim halindedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Lamaizm'in bulunduğu Tibet ve Moğolistan'da rastlanan "sonu olmayan düğüm" sembolü Budizm’in Mahayana kolundaki bazı ekollerde, özellikle bünyesinde şamanik öğeleri barındıran Tibet Budizmi'nde üç can kavramı ya da üç şuur düzeyi bulunur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İnsan ruhunun ölüm olayından tekrar doğmasına dek içinde bulunacağı koşulları ve geçireceği bilinç hallerini ayrıntılı bir biçimde açıklayan ve ruha ölüm sonrasında geçirebileceği haller konusunda rehberlik yapan Tibet kitabı Bardo Thödol’a göre, kişinin tahayyülünü (imajinasyonunu), niyet, düşünce ve duygularını denetleyebilme yeteneğini henüz yeryüzündeyken kazanabilmiş olması, kendisine ölüm sonrası yaşamında son derece yararlı olur ve bedenini terk eden herkesin geçireceği ilk zor aşamaları kolayca atlatmasını sağlar ![]() ![]() ![]() Fakat Gautama Buddha’nın ruh kavramına ilişkin sözleri Budizm ekollerinde farklı şekillerde yorumlanmış olduğundan, kimi ekoller ruhun ölümsüzlüğünü vurgulamaktaysa da, Budizm ekollerinde ruh kavramı hakkında bir fikir birliği yoktur ![]() ![]() ![]() Hıristiyanlık Bir insanın ruhu için çatışan bir melek ile şeytanı gözlemleyen Tanrı tasviri ![]() Eski İsrail’in bilgelik geleneğinde şöyle denir: “Toprak geldiği yere dönmeden, Ruh onu veren Tanrı'ya dönmeden, seni Yaratan'ı anımsa!” (Ecclesiastes, 12/7) Bununla birlikte Yahudi kutsal metinlerinde bedenden ayrı bir bireysellik gösteren ruh kavramına rastlanmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hıristiyanlık'ta ruh için kullanılan İngilizce sözcük soul İbranice yazılmış Eski Ahit'teki nefeş ve eski Yunanca yazılmış Yeni Ahit'teki psyche sözcüklerine karşılık olarak kullanılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hıristiyanlıkta farklı mezhepler bulunduğundan, bu mezheplerde ruha ilişkin inançlarda bazı farklılıklar olmakla birlikte, Hıristiyanlıktaki genel kabule göre, ölen kişinin bedeni terk eden ruhu ödül ya da ceza ile karşılaşacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() Hıristiyan teolojisi ve çeşitli görüşler Ölülerin bir gün dirileceği umuduna İncil’de örnek olmuş Lazar’ın dirilişinin bir tasviri ![]() Alman Protestan Teolojisi esas olarak İdealizmden (idealar üzerine kurulu akım) esinlenir ve ruhu yalnızca öznellik (sübjektivite) olarak ele alır ![]() ![]() ![]() Bazı Hıristiyan topluluklar kişinin iyi ve kötü eylemlerine bağlı olarak ya da sadece Tanrı’ya ve İsa’ya imana bağlı olarak ödül veya cezanın verilecek olması hakkındaki inanışa karşı çıkarlar ![]() ![]() En nüfuzlu ilk Hıristiyan düşünürlerden biri olan Augustinus ruhu “kendisine aklın bahşedilmiş olduğu, bedeni sevk ve idare eden özel bir cevher” olarak tanımlar ![]() ![]() Ruhun yaratılışa ilişkin kökeni de Hıristiyanlıkta yoğun tartışmalara neden olmuş ve bu konuda çeşitli görüşler ortaya atılmıştır (traducianism, pre-existence ve Katolik Kilise’nin öğrettiği creationism Diğer Hıristiyan inanışlar Ortodoksluk’taki (Doğu Ortodoks Kilisesi) görüşler Katolikliktekilerle az çok benzerlik gösterir, fakat ayrıntılara inildikçe farklar belirir ![]() ![]() Protestanlar genellikle, ruhun varlığına inanmakla birlikte arafın varlığına inanmazlar ![]() ![]() Ruhun uykusu teorisi (soul sleep theory)adıyla bilinen görüşe göre, ruh ölüm sonrasında uykuya çekilir ve “kıyamet günü”ne (İng ![]() ![]() Kristadelfianlık Kitab-ı Mukaddes’teki Tekvin/Bap-2'de yer alan insanlığın yaratılışı izahatına uygun olarak, herkesin toprağın tozundan yaratıldığını, yaşam nefesini aldığında yaşayan ruhlar haline geldiğini kabul eder ![]() Yedinci-gün adventistleri ruhun kendine özgü bir şuuru veya duyumsal varlığı olduğu görüşüne karşıt olan, ruhun yaşam nefesi ve bedenden oluşmuş bir bütün olduğu görüşünü kabul ederler ![]() Mormonlar, önce ruhun yaratılmış olduğuna, fiziksel bedenin sonradan oluşturulduğuna inanırlar ![]() Hinduizm ve Hint Teozofisi Kurtuluş'la sona eren reenkarnasyonu, gelişim aşamalarıyla tasvir eden bir sanat eseri Hinduizm’e göre atman (ruh ya da nefes) zamanın başlangıcında yaratılmış ve doğum yoluyla edindiği fiziksel bedende bir tür mahpusluk geçirmektedir ![]() ![]() ![]() Vedalar’daki bakış açısıyla ruh, maddeden ayrı bir cevher olup, ölümsüzdür, kendine özgü bir şuura sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hint Teozofisi'ne göre insanın hakiki ve yüksek varlığı farklı planlardaki (düzeylerdeki) üç unsurdan oluşur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kimi Doğu inanç sistemlerinde ruhun meditasyonla arındırılabileceğine inanılır ![]() Fakat mükemmel olmayan bu "yüksek trinite"nin gelişmesi, yükselmesi ancak fiziksel âlemde mümkündür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Quaternaire iki kısımdan oluşur; bunlardan biri sthula-sharira [96]adlı kısım fiziksel bedendir ![]() Linga-sharira: Fiziksel bedenin asli modelidir ![]() ![]() Prana: İnsanı canlandıran yaşamsal unsur ![]() Kama: "Alçak trinite"nin en yüksek, yani ruha en yakın düzeydeki unsurudur ![]() ![]() ![]() Dünyasal ölüm olayında "alçak trinite" fiziksel bedenden ayrılıp kama-loka denilen bir plana (düzeye, âleme) çıkar ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ruhun Tarihi |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ruhun Tarihiİslam İslam’da da Hıristiyanlık'ta olduğu gibi, ruhun ana rahminde bedenin oluşmasıyla birlikte var olduğu kabul edilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Jainizm 23 ![]() Jainizm’e (Caynizm, Caynacılık) göre, ruh (jiva), fiziksel bedenden ayrı bir mevcudiyete sahip bir gerçekliktir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ruhun nitelikleri ve mevcudiyet halleri hakkında: “Ruh (jiva) ve tüm diğer cevherler (dravya) gerçektir ![]() ![]() ![]() ![]() Ruhun sürekliliği ve halleri hakkında: “Ruh doğum ve ölüm deneyimleri yaşamakla birlikte, bu deneyimler sırasında ne gerçekten yok olur, ne de yaratılır ![]() ![]() ![]() Ruhun doğum-ölüm çemberinden (çevriminden) çıkarak kurtuluş ya da özgürlüğe kavuşması (nirvana): “Böylece, birtakım özellik ve hallere sahip ruh, samsara serüveninde önceki özel şeklini kaybedip yeni bir şekle dönüşebilir ![]() ![]() ![]() Acharya Kundakunda bir başka Jainist metin olan Bhavapahuda’da ise ruhla ilgili olarak şöyle yazıyor: “Ruh renksizdir, tatma duyusu ile de tadılamaz, kısaca beş duyu ile algılanamaz ![]() ![]() ![]() ![]() Sonuç olarak Jainizm’e göre, ruh bir cevherdir, yani yok edilemez ve ebediyyen daimidir (kalıcıdır) ![]() ![]() Gautama : “Efendim, ruh kalıcı mıdır, geçici midir?” Māhavīra : “Ruh kalıcı olduğu gibi geçicidir de ![]() ![]() Ruh, fiilerine göre belirleyici olan karma yasası altında geçirdiği reenkarnasyonlar serüveninde (yolculuğunda) temel olarak 4 varlık halini yaşar: Mikroorganizma, bitki veya hayvan hali Yeryüzündeki insan hali Cehennemde ıstırap çeken varlık varlık hali Cennetteki yarı-ilah hali Ruh, başlangıcı olmayan zamandan itibaren, karma yasasına tâbi biçimde, sürekli olarak doğum-ölüm çevriminden geçer ve özgürlüğe ya kurtuluşa erme (mokşa ya da moksa) haline ulaşmak üzere bu dört varlık halini de yaşar ![]() Jainizm’in ruhla ilgili inanışları şöyle özetlenebilir: Ruhlar, henüz kurtuluşa kavuşmamış, dünyevi (fiziksel âlemde doğmak zorunluluğundaki) ruhlar ile doğru görüş, doğru bilgi ve doğru davranış sayesinde kurtuluşa ve uluhiyete ermiş ruhlar olarak iki grupta sınıflanırlar ![]() Dünyevi ruhlar bedenlerinin ve duyularının gelişim derecelerine göre sınıflanırlar (mikroplar, bitkiler, insanlar vs ![]() ![]() İdrakle nitelenen şuur ve bilgi ruhun asli nitelikleridir ![]() Her ruh kurtuluşa erene dek, sayısız denecek kadar çok yaşam formlarında (canlı türlerinde) bedenlenir ve 4 varlık halini yaşar ![]() Bu evrenin yaratıcısı ve yöneticisi olan bir Yüce Varlık yoktur ![]() Her ruh kendi mukadderatını, karma yasasının kapsamında olmak üzere, kendisi yaratır ![]() ![]() ![]() ![]() Her ruh, uluhiyete insan bedeninde ulaşabilir ![]() ![]() Kurtuluş ya da özgürlük hali kalıcıdır ve bundan geriye dönüş yoktur ![]() ![]() ![]() Uluhiyete erişen ruh, herhangi bir başka varlıkla birleşmez, ferdi olarak kalmaya devam eder ![]() Sihizm Sihizm ruhu (atma) bir Tanrı (Parmatma) olan “evrensel ruh”un bir parçası olarak sayar ![]() ![]() ![]() Taoizm Taoist inanışları içeren iki kitaba bakılırsa, ruhlar ya da “temel varlık”lar ölüm olayından sonra saflık durumlarına bağlı olarak dünyanın cennet veya cehennem ortamına geçerler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ruh göçünden bahseden en erken Taoist belgeler Han Sülalesi dönemine dayanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yahudi inanışları Kabala’ya göre sefirot (sefira’lar); ruhsallığın ve ilahîliğin tezahür kademeleri ![]() ![]() Soyut kavramların pek bulunmadığı, bu eksikliğin figür ve sayılarla doldurulduğu Kitab-ı Mukaddes’te ruh için ruah, can için nefesh terimleri kullanılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yahudiler’in bilinen tarihe göre, ruh ile ilgili inanış ve görüşleri Eski Ahit’in (Tevrat) ilk kitabı olan Tekvin’le başlamıştır ![]() ![]() ![]() Torah ruhun sistematik bir tanımını yapmaz; klasik haham literatüründe ruhla ilgili çeşitli, farklı tanımlamalar bulunmaktadır ![]() Saadia Gaon, “İnanışlar ve Fikirler” (Emunoth ve-Deoth) adlı kitabının 6/3 kısmında ruh hakkındaki klasik haham öğretiminin ne olduğunu açıklamıştır ![]() ![]() Yahudi düşünürlerden İbn Meymun (İng ![]() ![]() ![]() Kabbala’da ruhun üç unsurlu olarak ele alındığı anlaşılmaktadır ![]() Nephesh (nefeş): Yaşayan ölümlü varlıktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ruach (ruah): Ruh ya da canın orta unsurudur ![]() ![]() ![]() ![]() Neshamah (neşamah) Ruhun yüksek unsurudur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Zohar’a göre ölüm olayından sonra nefesh parçalanıp dağılır ![]() ![]() ![]() İlyas’ın “ateş arabası” ile göğe alınması sahnesini gösteren bir tasvir ![]() Hep Zohar’la birlikte yayımlanan bir risale olan Raaya Meheimna insan ruhunun iki unsuru daha olduğunu öne sürer: Bunlar chayyah ve yehidah’tır ![]() ![]() ![]() ![]() Hahamların çalışmaları ve kabalistik çalışmalar, insanların bazı koşullarda geliştirebilecekleri, ruhta süreklilik göstermeyen bazı başka ruh hallerinin olduğunu da bildirmektedir ![]() ![]() Yahudiler’in ilk dönemlerdeki ruh ile ilgili inançlarının sonraki dönemlerinde değişikliklere uğradığı sanılmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Örneğin, Platon hayranı olup, gnostiklere ilham kaynağı olmuş İskenderiye’li Yahudi filozof Philon (d ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Philon'un dışında başka Yahudi düşünürler de ruhun ölümsüzlüğü düşüncesine sahiptiler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yehova'nın Şahitleri Yehova (İng ![]() ![]() ![]() 19 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yehova'nın Şahitleri Tanrı'nın Âdem'i yaratırken onun burnuna yaşam soluğu üflediğini ve Âdem'in yaşayan bir can olduğu öğretisini kabul ederler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kitab-ı Mukaddes'te, İbranice ruah sözcüğünün eski Yunanca'daki karşılığı pneumadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yehova'nın Şahitleri'nin bu kavramları anlayışı şöyledir: Ruah = Pneuma: “Yaşam Soluğu” ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nefeş = Psyche: Can anlamına gelip, kişinin yaşayan bir varlık olduğunu ifade eder ![]() ![]() ![]() ![]() Yehova'nın Şahitleri için ölüm, "düşüncenin, eylemin olmadığı bir hiçlik" anlamını taşır ![]() ![]() [size="2"]Yehova'nın Şahitleri'ne göre, Âdem topraktan yaratıldı ve Âdem'e ceza olarak söylenen sözlerde de onun yeniden toprağa döneceği söylenir ![]() ![]() ![]() ![]() Yehova'nın Şahitleri'ne göre Kitab-ı Mukaddes'teki ölülerin yaşadığını ve konuştuğunu gösteren "Zengin adam ve Lazar" gibi anlatımlar benzetmelerin yapıldığı birer mecazdırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yeşaya (İşaya)/Bap14’te bulunan başka bir anlatımda geçen sözler, birçok kişi tarafından ölülerin ruhlarının konuştukları ve dolayısıyla ölümden sonra bir yaşam olduğu şeklinde yorumlanırsa da, bunlar birer mecazdır; çünkü burada sözü edilen ve doğal olarak konuşamayan ağaçlar da konuşuyor gibi gösterilir ![]() ![]() ![]() ![]() Yehova'nın Şahitleri ölülerin ruhunun yaşamadığına, ancak ölen kişilerin yeniden diriltileceğine inanırlar ![]() ![]() ![]() Yehova'nın Şahitleri'ne göre ölülerin dirilmesi belirli bir zaman sonra gerçekleşecektir ![]() ![]() Yehova'nın Şahitleri ruhun ölümsüzlüğü inancını Kitab-ı Mukaddes'e uymayan ruhçuluk kaynaklı bir öğreti olarak görerek reddederler ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ruhun Tarihi |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ruhun TarihiDiğer inanış ve görüşlerde ruh kavramı Şamanizm Altay şamanı Kimi Asya Şamanizmi toplumlarında, bazı Kuzey Amerika ve Güney Amerika kızılderililerinde ve kimi Afrika kabilelerinde ölüm olayı ile bedenini terk edenlerin yaşadığı öte-âleme “gölgeler diyarı” adı verilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şamanist anlayışta üç âlem sözkonusudur: Yer, yeraltı, Gök ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Asya Şamanizmi'ne, özellikle Yakut,Altay ve Uygur Türkleri’nin geleneklerine göre, insanların yaşadığı Yer, ölülerin göçtüğü “yeraltı” (öte-âlem) ve spiritüel anlamdaki Kutsal Gök’ten oluşan üç ortam, merkezlerinden geçen, direk ya da kazık denilen bir eksenle birbirine bağlanırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şaman "gölgeler diyarı"na giderken öncelikle “Yer'in göbeği”ndeki bu delikten “Yer’in Ekseni”ne ulaşmak, sonra da “Yeraltı”nın cehennemî kısmından geçmek zorundadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şamanizm'deki üç âlem kavramının şaman davulu üzerindeki resmi Kişinin ölüm olayı ile bedenini terk etmesinden sonra içine düşeceği teşevvüş Asya Şamanizminin kimi geleneklerinde günahkarların ölüm sonrasında ifritlerle karşılaşma veya “köprü”den geçme dönemi olarak belirtilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ruh göçü kavramına Amerika’nın günümüzde Şamanist topluluklar kapsamında ele alınan birçok Kızılderili kabilesinde de rastlanır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ruhun Tarihi |
![]() |
![]() |
#7 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ruhun TarihiTasavvufta ruh kavramı Sufizm’de ya da Tasavvuf’ta ruh ile ilgili görüş ve inanışlar çeşitlilik göstermektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tasavvuf ehline göre ruh, hisseden, canlı, nurani, şekilsiz, renksiz, ağırlığı olmayan, her şeyi kavrayan, beden ile münasebeti olan metafizik bir varlıktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sufizm ya da Tasavvuf’ta ruhla ilgili bazı kavramlar hakkındaki görüş ve inanışlar şöyle özetlenebilir: En nur: Arapça’da ışık anlamına gelen nur, İlahî Kelâm’ı temsil eder ve ruh (er ruh) ile özdeş tutulur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gayb âlemi: Duyu organları ve akıl ile bilinemeyen varlıklar ve bunların bulunduğu âlem ![]() ![]() Açılmış gül çiçeği Sufizm’de en çok kullanılan çiçek sembolüdür ![]() ![]() ![]() ![]() Seyri süluk ya da seyr-ü süluk: İnisiyasyon ya da nefs terbiyesi ![]() ![]() ![]() İnsan-ı kamil: Dünya insanının ruhsal gelişim sonucunda erişebileceği en olgun mertebedir ![]() Fenafillah: Allah’ta fani (yok) olma; kulun beşeri vasıflardan ve aşağı arzulardan sıyrılıp ilahî vasıflarla donanması ![]() Vahdet-i vücud: Allah’tan başka bir varlık olmadığının idrak ve şuuruna varma Devre-i ferşiyye ve devre-i arşiyye: Teozofi’deki yükseliş yayı ile iniş yayı kavramlarının Sufizm’deki adlarıdır ![]() Kalp: Sufizm'e göre kalp (manevi kalp) her şeyden önce, bir tür manevi iletişim aracıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sidretül Münteha, Arş ve Kürsi: “Büyük berzah” da denilen Sidretül Münteha, tüm saliklerin seyirlerinin, amellerinin ve ilimlerinin sona erdiği noktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Levh-i Mahfuz: Tasavvuf sözlüklerinde “külli olan hususların ayrıntılı hale getirildiği ve nedenlerine bağlandığı mukadderat levhası” olarak tanımlanır ![]() ![]() Subha: Tanrısal ışığın vurmasıyla varlık haline gelerek meydana çıkan karanlık maddeye denir ![]() Hudus: Tasavvuf’ta varlığın meydana çıkmasını belirten terimdir; terim, yaratılışın bir defada mı olduğu, yoksa sonsuzca sürmekte mi olduğu tartışmasıyla önem kazanmıştır ![]() Bazı ünlü isimlerden ruhla ilgili vecizeler: “Kara bir karınca, kara kilimin üstünde bir taneyi almış gitmekte mesela ![]() ![]() “Her kim görür yüzünü, unutur kendi özünü ![]() ![]() ![]() “Be harfi nurla özdeş olan ruhu temsil eder ![]() ![]() ![]() “Kürsi, emir âlemidir; misallerin sureti de arşta zahir olur ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Ruhun Tarihi |
![]() |
![]() |
#8 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ruhun TarihiOkültizm İnsan varlığını üçlü bir yapıda ele alan Okültizm’de ruh ve fiziksel beden arasında astral beden denilen, esîrî maddelerden oluşan bir aracı beden bulunduğu kabul edilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Simya’da, maddenin Tanrı tarafından yaratılan ilk haline, her şeyin kaynağı, maddenin dört halinin ve tüm minerallerin türediği ilk cevhere “ilk madde” (materia prima) denir ![]() ![]() ![]() Okültizm'in ezoterik temelleri ve ruhun tekamülüyle ilgili görüşleri özellikle “iç (ezoterik) simya”da bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Teozofi ve Antropozofi Kaynağını önemli ölçüde Doğu geleneklerinden almış olmasına karşın, Helena Petrovna Blavatsky tarafından kurulan Batı Teozofisi Hint Teozofisi’ne kıyasla ruh konusunda daha sade ve daha anlaşılır bir sistem önerir ![]() ![]() Teozofik görüş, Blavatsky’den sonra, ruh hakkında esas olarak iki farklı çizgide ilerlemiş bulunmaktadır: Annie Besant’ın savunduğu görüş: Teozoflar içinde çoğunluğun savunduğu bu görüşe göre, insan varlığı ruhtan fiziksel bedene kadar, tabakalaşma gösterecek şekilde, yedi farklı düzeyde ya da yedi farklı âlemde bulunan yedi unsurdan oluşur ![]() ![]() C ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rudolf Steiner tarafından kurulan Antropozofi, birçok görüşte Deneysel Spiritüalizm’e ve Teozofi’ye yakınlık gösterir ![]() ![]() ![]() Deneysel Spiritüalizm Felsefi spiritüalizme göre, ruh, maddeye biçim veren, maddi mekanda yer işgal etmeyen, parçalara ayrılmayan, soyut, etki gücü olan bir varlıktır; atıl olan madde, ruhun bir aracıdır ![]() ![]() Deneysel Spiritüalizm’e göre, madde kainatını bile tam olarak tanımayan insanoğlunun zaten hakkında pek fazla bilgiye sahip bulunmadığı ruhu tam anlamıyla tanımlaması mümkün değildir ![]() Ruhlar, tek olan Tanrı tarafından eşit olarak yaratılmış, tekamül amacıyla madde kainatına inen, reenkarnasyonlar yoluyla tekamül eden, şuurlu ve tesir etme gücüne sahip (müessir) varlıklardır ![]() Ruhlar, İlâhî İrade Yasaları’nın gerekleri kapsamında, görgü ve deneyimlerini arttırmak üzere madde kainatında bedenlenen, amaç ve etki (müessiriyet) sahibi, şuurlu ve madde-dışı varlıklardır ![]() Deneysel Spiritüalist görüşe göre, Dünya gezegeni bir tür okuldur ![]() ![]() Deneysel Spiritüalizm’e göre, ruh fiziksel bedeni perispri adı verilen yarı maddi bir unsur aracılığıyla sevk ve idare eder ve yalnızca Dünya'da değil, evrenin diğer yaşam ortamlarında da bedenlenir ![]() ![]() Dr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Neo-spiritüalist görüşe göre, mukadderat, varlığın kendi iradesiyle yaptıklarının İlahî İrade Yasaları’nın gereklerine göre beliren sonuçlarıyla karşılaşmasıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Neo-spiritüalist görüşe göre, tek olan Allah Mutlak’tır; yaratılanlar ise görece (izafi) ve görelidir (nispî) ![]() ![]() ![]() ![]() Neo-spiritüalist görüş ruhun Tanrı’yla bir olmasını veya bir gün birleşeceği inanışını kabul etmez ve Teozofi’deki ruh ile fiziksel beden arasındaki irtibat aracının birbirinden kesin sınırlarla ayrılan tabakalar biçiminde (astral, mantal beden vs ![]() ![]() ![]() Deneysel Spiritüalizm'de öte-âlem anlayışı Deneysel Spiritüalizm’de geleneklerdeki öte-âlem kavramını karşılayan terim spatyumdur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ruhçuluğa göre ölen her insan ruhu önce, ölmüş olduğunu, daha doğrusu fiziksel bedenini terk etmiş olduğunu anlayamaz, bir bocalama, kargaşa dönemi geçirir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Varlığın tekamül düzeyi elverdiği takdirde ulaşabileceği diğer aşamalar sırasıyla, "geçiş aşaması", "şuurlu ve idrakli imajinasyon aşaması" ve nihayet tekamül düzeyi çok yüksek ruhlara özgü olan "kozalite aşaması" olarak bilinir ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|