Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtım |
06-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtımşapka devrimi öncesi, çanakkale cephesinde savaşan kadınların görevleri, tek tek trafik işaretleri, yaralıgöz dağı, kastamonunun yöresel yemekleri, kastamonu hakkında efsane, kastamonu yöresine ait şapka, kastamonu yöresel yemekleri, kastamonu tarihi fotoğrafları, çanakkalede cepheye mermi taşıyan şehit şerife bacı, kastamonuya ait düğün, kastamonuda hangi yemekleri meşhur, mısır ülkesinin yemek çeşitleri, inebolu filli köşk, bozkurt yaralıgöz, kastamonu bank yemeği, kurtuluş savaşı ile ilgili minyatürler, kastamonunun meşhur yemekleri, ılgaz dağına neden bu isim verilmiş, sinopun yemekleri, ataturk zamanında kıyafetler, kastamonu da ormancılık, kurtuluş savaşi ile ilgili minyatür, tosyada 1953de yapılan mitingde resimler, kıyafet ınkılabı, |
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtım |
06-26-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtımİnebolu,Abana'dan daha kalabalık ve Kastamonu'nun merkeziymiş gibi neredeyse bütün bankaların,beyaz eşya markalarının bayileri mevcutAbana İnebolu'nun yanında avuç içi kadar kalıyor İnebolu,Kastamonu'nun nüfus sayısı ve iş potansiyeli bakımından en iyi ilçeleri arasındaYıllardır bitirilemese de limanın da iş imkanı sağladığı kesin Salı ve Cumartesi günleri muazzam bir pazarı varÇevre ilçelerden bile bu pazara geliniyor,bizde bazen Abana'dan kalkıp İnebolu pazarına gidiyoruzİlçe pazarın olduğu günler oldukça hareketli,cıvıl cıvılKadın pazarı denilen bir yer var,kadınlar orada kendi bahçelerinde yetiştirdikleri ürünleri satıyorlarTamamen doğal,günümüzün moda deyimiyle organik! İnebolu hakkında ansiklopedik bilgiler; Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Kastamonu İli’ne bağlı bir ilçe olan İnebolu, kuzeyden Karadeniz’le, doğudan Abana ve Bozkurt, batıdan Doğanyurt, güneyden ise Devrekani ve Küre ilçeleri ile çevrilidir Kastamonu İlinin kuzeyinde yer alan ilçe toprakları, kıyıdaki dar bir ova şeridi ile bunun hemen güneyinde yer alan ve kıyıya doğru paralel uzanan Küre Dağları ile engebelenmiştir Batıdan Doğanyurt çayına, doğuda ise Göynük Dağı’nın batıya dönük yamaçlarına kadar uzanmaktadır Ormanlarla kaplı olan dağlardan akan küçük akarsular ilçeyi sulamaktadır İl merkezine 93 km uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 599 km2 olup, toplam nüfusu 27651’dir İlçede Karadeniz İklimi hakimdir Yazları sıcak ve kurak, kışları ise yağışlı geçmektedir Her mevsim yağış almaktadır Sahil kesiminden hemen sonra yükselmeye başlayan dağ silsilesi kış mevsiminin soğuk etkisinin ilçe merkezini etkilemesini önlemektedir İlçenin ekonomisi, tarım, hayvancılık, ormancılık ve balıkçılığa dayalıdır Yetiştirilen başlıca ürünler, patates, soğan, arpa, buğdaydır genellikle bağcılık, meyvecilik, sebzecilik yapılmaktadır Tarımsal üretimin dışında ilçe halkının gelir kaynaklarını küçük ölçekli orman ürünleri imalatından sağlanmaktadır Hayvancılıkta ise büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmakta olup, sığır ve koyun yetiştirilmektedir Kıyı kesimlerinde balıkçılık yapılmaktadır İlçe topraklarında çimento hammaddesi yatakları bulunmaktadır İnebolu’nun ilk kuruluş tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, MÖIVyüzyılda Yunanlıların Karadeniz kıyılarında Abonou Teikhos (Abonuteikhos) antik kentini kurdukları bilinmektedir Abonou Teikhos, 1 yüzyıl başında küçük bir kasabaydı Sonradan, Antoninuslar döneminde, IIyüzyılda, burada ortaya çıkan düzmece peygamber Alexandros, gelecek bildirimi de yapılan Asklepios tapınağını kurmuştur Alezsandros’un girişimleri ile Abonou Teikhos, kent durumuna getirilerek İonopolis adını almıştır İmparator Lucius Verus’tan Geta’ya kadar geçen dönemde bu isimle para basmıştır Kentin, Ionopoleiton yazısını taşıyan paralardan başka, yine Roma döneminden kalma, üzerinde Abonoteikhneiton yazısı bulunan paralar da saptanmıştır İnebolu’nun ilk adı ’İonopolis’tir Bu isimden de anlaşılabileceği gibi ’İon’ şehirlerinden birisidir “İonopolis” daha sonra “İnepolis” adını almıştır İnebolu’nun 3 km uzaklğındaki bakır prit yatakları Bizanslılar tarafından işletilmiş, Osmanlılar da bu yüzden buraya Küre-i Nühaş (Bakır Küresi) ismini vermişlerdir İnebolu adını Selçuklular zamanında almıştır Bazı bilgilere göre MÖ1200 yıllarında Gasgaslar tarafından kurulmuştur Roma, Bizans ve Selçuklu yönetimlerinden sonra Candaroğulları buraya hakim olmuş, 1461’de de Fatih Sultan Mehmet tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır Osmanlı döneminde gemi yapım tezgâhları ve limanı ile önemli bir ticaret merkezi konumunda olmuştur XIXyüzyılın sonlarında Kastamonu vilayetinin, merkez sancağına bağlı bir kaza merkezi idi ŞEHİT ŞERİFE BACI ANITI Şehit Şerife Bacı Anıtı İnebolu'nun girişinde bulunuyor Anıtın plaketinde "Bu anıt İstiklal Savaşı şehitlerinden Şerife Bacı'nın anısını Cumhuriyet çocuklarına anlatmak için Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman tarafından armağan edilmiştir 4 Aralık 2001" yazıyor ŞERİFE BACININ ÖYKÜSÜ 1921 yılında deniz yoluyla İnebolu'ya gelen cephanelerin, karadan cephede savaşan askerlere ulaştırılması gerekiyorduBu görevi çevredeki yaşlı erkekler ve kadınlarımız üstlenmişti 1921 yılının Şubat ayında,soğuk,tipili bir günde erkenden İnebolu'da cephaneler arabalara yüklendi ve yola çıkarıldı Kağnı kafilesinin sonunda,sırtına sardığı çocuğu ile Şerife Bacı da bu sefere çıkmıştı Seydiler'in Satı Köyü'nden olan Şerife Bacı kafileyi izliyor,onlarla beraber cephaneyi bir an önce varacağı yere ulaştırmaya gayret ediyordu Hava iyice kararmıştıKar biraz fazlalaştı,tipiye dönüştüŞerife Bacı kağnıdaki cephaneyi çocuğunun yorganı ile iyice örttü Çocuğunu mermi sandıkları arasına gizleyerek üzerini kapattı Tipi o kadar fazlalaşmıştı ki, ilerleyemez oldular Durmak ölümdü Cephede askerler cephane bekliyorlardı Şerife Bacı elinin,ayağının uyuşmaya başladığını hissediyordu Durmadan ilerlemeye çalışıyorduKastamonu Kışlası önüne vardığında donmuştuSabaha karşı Kastamonu'nun kapısı sayılan kışlada,kule nöbetçileri,alaca beyaz karanlıkta belli belirsiz bir kağnı gördülerKimdi bu gelen ve ne zaman kara saplanmıştı? Hemen haberdar edilen Osman Bey,Devrekanili Cemil ve Beşiktaşlı Rıfat Çavuşları gönderdiKağnının yanına ulaşan Cemil ve Rıfat Çavuş dehşetle ürperdilerKağnının arkasında bir kadın vardı Genç bir kadınCephanenin üstüne örttüğü yorganı kucaklamak ister gibiydiAma çoktan donmuş kaskatı kesilmiştiKucaklayıp karlar üzerine yatırdılarBu sırada bir ses,bir hırıltı Kulaklarına inanamadılar Ses ve hırıltı yorganın altından geliyorduHemen yorganı kaldırdılar Bir kundak bebeğiydi oradaki Bebeği ve kadını kışlaya götürdülerGenç kadının hüviyeti tespit edilerek köyü olan Seydiler'e gönderilerek burada toprağa verildi Bebek ise (kız çocuğu) kışlaya yakın bir eve gönderildi 1970'li yıllarda yapılan araştırma sonucu kızın Eskişehir'de ikamet ettiği ili ilgili bilgiler elde edilmesine rağmen kendisine ulaşılamadı Günümüzde Şehit Şerife Bacının Mezar yerinin tespit edilememesine rağmen O, Seydiler'lilerin ve bütün Türk halkının gönlünde yatmaktadırŞehit Şerife Bacı,Milli Mücadelede mermi taşıyan Türk kadınını temsil eden bir semboldürSeydiler'liler bu kahraman Türk anasını unutmayıp Cumhuriyetin 50yılında Belediye binası önüne Atatürk anıtı yanına Rölyefini yaptırdılar1984 yılında ülkemizde yılın annesi seçildi Aynı yıl Seydiler,de açılan Kütüphaneye Şehit Şerife Bacı Halk Kütüphanesi adı verildi İSTİKLAL MADALYALI İLÇE Kurtuluş Savaşı sırasında İstanbul ve Rusya’dan gönderilen silah, cephane ve mühimmat Anadolu’ya İnebolu üzerinden ulaştırılmıştır İnebolu cepheye uzanan en yakın liman şehri idi Bu yüzden 09Haziran1921’de Yunan savaş gemileri Panter ve Kalkış İnebolu’ya gelmiş, silah ve cephanelerin teslimini istemiş, verilmeyince de İnebolu bombalanmıştır Aynı torpidolar 30Temmuz 1921’de tekrar gelerek İnebolu’ya 3 mermi daha atmışlardır; fakat karşılaştıkları savunma karşısında karaya çıkamadan geri dönmüşlerdir İlçe Merkezi düşman işgaline uğramamasına rağmen İnebolulular Kurtuluş Savaşı’nda çok kayıp vermişlerdir Mustafa Kemal cephede, “Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da, Kulağım İnebolu’da” diyerek İnebolu’ya önem vermiş ve İnebolu’nun bu mücadelesi 11 Şubat 1924 tarihinde TBMM’nin çıkarttığı 66 Numaralı Kanunla “Beyaz Şeritli” istiklal madalyası ile ödüllendirilmiştir ŞAPKA VE KIYAFET DEVRİMİ Atatürk 23 Ağustos 1925‘de Kastamonu’ya gelmiştir Burada İnebolu Heyetini kabul etmiş ve yapılan davet üzerine 25 Ağustos 1925 Salı günü saat 1100 de Kastamonu’dan İnebolu’ya hareket etmiştir 27 Ağustos 1925 Perşembe günü İnebolu Türk Ocağında Tarihi Şapka Nutkunu söylemiştirİlçenin şeref ve kahramanlık günü olan 09 Haziran her yıl büyük bir coşkunlukla kutlanmakta, ayrıca Ulu Önder M Kemal Atatürk‘ün önce İstiklal Madalyası ve Beratı ile taltif ettiği kayıkla kağnının mucizeler yarattığı belde İnebolu’ya, 1 gün için gelip 3 gün onurlandırdığı ŞAPKA VE KIYAFET DEVRİMİ’ nin ilk nutkunu söylediği “BU SERPUŞUN İSMİNE ŞAPKA DENİR” dediği 25-28 Ağustos tarihleri arasında her yıl törenler yapılmaktadır İNEBOLU LİMANI İnebolu yazısında yapımı yılan hikayesine dönen İnebolu limanından bahsetmeden olmaz Bugüne kadar 3 Osmanlı padişahı, 59 Cumhuriyet hükümeti eskiten limanın temelinin atılmasının üzerinden tam 124 yıl geçmiş Ancak inşaatı hâlâ sürüyor Yapımına 1882'de başlanan limanın mimarı, dönemin Kastamonu Valisi Sırrı Paşa Kente geldiğinde bölge ekonomisinin canlanması ve ticaretin geliştirilmesi amacıyla İnebolu'ya bir liman yapılması gerektiğini düşünen Paşa, bu konuda geliştirdiği projeyi Padişah 2 Abdülhamit Han'a kabul ettirmiş ve 1882'de 10 bin lira ödenekle liman inşaatı başlamış Liman inşaatı için gerekli malzemelerin tümü İstanbul'dan gönderilmiş Ancak bu malzemelerle limanın temelini atan valinin, kısa bir süre sonra tayini çıkmış Sırrı Paşa, görevden ayrılırken halefi Abdurrahman Paşa'dan inşaatın tamamlanmasını istemiş Abdurrahman Paşa da limanın tamamlanması için büyük çaba sarf etmiş Fakat, İstanbul'dan gönderilen malzemelerin yetersiz ve adi olduğu ortaya çıkmış 7 yılda limanın ancak 133 metrelik kısmı bitirilebilmiş Abdurrahman Paşa'nın görevden ayrılmasından sonra da inşaat tamamen durdu 2004'e gelindiğinde eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, bir açılış için geldiği İnebolu'da vatandaşlara, 123 yıldır inşaatı devam eden İnebolu Limanı'nı 2005 yılı içinde bitirme sözü verdi Ancak liman 2005'te de hizmete açılamadı İnşaallah 2007 yılında mutlu sona ulaşıp,limanın bittiğini görebiliriz İNEBOLU EVLERİ İnebolu'da Ankara Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma kurulunca koruma altına alınan 350 adet ev varmış19yy sonlarına doğru ticaretle zenginleşen İnebolu halkı 1890'larda İkiçay vadisinin iki yamacına birbirinden güzel konaklar yapmış Bu güzel tarihi konakların çoğunda bordo beyaz renk hakimBu rengin sebebi ise aşı boyasıymışKüre madenlerine yakın olması sebebi ile kırmızı topraklı olan Aşı köyünden elde edilen boyanın yanı sıra,bezir yağı ve ardıç katranı karışımıyla oluşturulan aşı boyası ahşap bir evi en az 20 yıl koruyabiliyormuş Yukarıda ki resim İnebolu'nun harika evlerinden birinin maketi,tarihi evlerin çoğunun rengi maket evin rengi gibi bordo-beyaz Burası İnebolu'nun girişinde yer alan Hayal bahçesi adında harika bir çay bahçesiKendinizi masallar diyarında hissetmeniz için her ayrıntıyı düşünmüşlerCanınız hiç kalkıp gitmek istemiyor Bu ev İnebolu'ya girerken şaşırtan ama harika mimarisiyle sizi karşılıyorBahçesinde fil heykellerininde bulunduğu evin adı Filli Köşk ALINTI |
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtım |
06-26-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtımAbana ! Kastamonu'nun şirin sahil kasabası,Behçet Kemal Çağlar'ın şiiride dediği gibi; "Hiç yüz vermez geriye kötüye yabana, Başı dik alnı açık Atatürkçü Abana Mavi suyla,yeşil dağ arasında, mutlu hür,Abana Yürekten bağlı büyük Atatürk sana " Tatile çıktığınızda ne istersiniz? Deniz mi? Önünüzde bütün ihtişamıyla Karadeniz! Güneş mi? Ağustos ayının onbeşine kadar sıcak ve oldukça güneşli bir hava! Serinlik mi? Ağustosun sonuna doğru Karadenizin meşhur yağmurları ve serin havası başlıyor! Dağ mı? Arkanızda ve çevrenizde istemediğiniz kadar sıra dağlar! Orman mı? Her yerde,Kastamonu sahip olduğu orman alanı bakımında Türkiye'nin en iyi illerinin başında geliyor Eğlence mi? Temmuzun son haftası Abana Deniz ve Kültür Şenliklerine popüler birçok sanatçı katılıp,konser veriyor Geçen yılki şenliklerde,Kutsi-Zeynep Dizdar-Çelik-Nur Yoldaş-Banu konser vermişti 3-4 yıl önce Haluk Levent şenliklerde konser vermeye geldi,ortamı ve çevreyi çok beğendi,konserden 15 gün sonra Dağlar Dağlar şarkısının klibini Abana'da çektiKlip çekimi için yeniden konser verdi Sakinlik mi? Abana'da şenlikler bitince ilçe yavaş yavaş boşalıyor ve sakin bir kasabada tatilinize devam ediyorsunuz Güvenlik mi? Çoğu Anadolu kasabasında olduğu gibi Abana'da da dükkanlarda neredeyse hiç kepenk yok,çantanızı çok rahat taşıyabiliyorsunuzHırsızlık olayları neredeyse hiç yok,daha çok yaz aylarında ilçeye yabancıların gelmesiyle bir iki olay oluyorsa oluyor ABANA Batı Karadeniz Bölgesi’nde, Kastamonu İli’ne bağlı bir ilçe olan Abana’nın doğusunda Çatalzeytin ilçesi , güney ve batısında Bozkurt ilçesi , kuzeyinde de Karadeniz yer almaktadır İlçenin kuzeyinde dar bir kıyı şeridi, doğu-batı yönlerinde de Küre Dağlarının kuzey etekleri bulunmaktadır İlçenin büyük bir bölümü ormanlık ve kayalıktır Batısında Ezine ve İlişi ,doğusunda Hacıveli ve Kuğu Çayları dik yamaçları ve kanyonları geçerek Abana çevresinde denize dökülürler İl merkezine uzaklığı 98 kmdir Yüzölçümü 33 km2 olup, toplam nüfusu 3523’tür İlçede Karadeniz İklimi hakimdir Yazları sıcak, kışları ise ılık geçmektedir Her mevsim yağış almaktadır İlçenin ekonomisi, tarım, hayvancılık, turizm ve balıkçılığa dayalıdır Tahıl üretiminin dışında genellikle bağcılık, meyvecilik yapılmaktadır Tarımsal üretimin dışında ilçe halkının gelir kaynaklarını küçük ölçekli orman ürünleri imalatından sağlanmaktadır Ayrıca Kastamonu’nun en büyük sanayi kuruluşlarından Abana Elektromekanik Sanayii burada kurulmuştur Doğal plajları ve Abana Tatil Köyü ile ilçenin ekonomisine katkıda bulunmaktadır Abana’nın, Kuzey Anadolu yerleşim yerlerinden biri olduğu sanılmakla beraber bu konuda kesin bir bilgi bulunmamaktadır Tarihi kaynaklarda, eski isminin Abonou Teikhes olduğu ve Abonou Hisarı, Aben Hisarı anlamına geldiği belirtilmektedir Bu ismin MÖ2000 yılında Luwi dilinden geldiği iddia edilmekle beraber, bu iddia kesinleşmemiştir İlçenin tarihinin Kastamonu ile beraber olduğu sanılmaktadır Buna göre; yörede en eski yerleşim yeri ilçenin doğusundaki Hacıveli Köyü olduğu belirtilmektedir Anadolu Selçuklularının dağılmasından sonra Candaroğulları yöreyi egemenlikleri altına almışlar ve 1392 yılında Kastamonu Osmanlı topraklarına katılmıştır Ankara Savaşı’ndan (1402) sonra Sinop’ta yaşayan İsfendiyar Bey yöreye hakim olmuştur Osmanlı birliğini yeniden kurmayı başaran Çelebi Sultan Mehmet İsfendiyar Bey’i kendisine bağlamış ve Candaroğullarının Osmanlılara katılmasını sağlamıştır Bunun ardından 1461’de Fatih Sultan Mehmet zamanında yöre, kesin olarak Osmanlı toprakları içerisine alınmıştır Osmanlı döneminde Kastamonu iline bağlı bir Kadılık idi Şemsettin Sami Kâmüsü’l Âlâm’da Abana’nın, Sinop’un İstefan (Ayancık) kazasına bağlı bir nahiye olduğunu belirtmiştir İlçenin güneyindeki Iğrava ve yukarısındaki Karabalçık mağarası, doğusunda bir zamanlar korsanlara barınaklık yapan Hacıveli Koy’u ve Siyelik Kayaları doğal güzellikleridir ABANA TARİHİ; Paflagonya tarihinde bilgiler verilen Abana, Danişmentliler Devrini yaşamış, Selçukluların istilalarına uğramış, Selçuklu valilerinin emrine girmiş, Yıldırım Bayezit'a konaklık etmiş bir bölgenin parçasıdır Kadılıkla idare edilirken Tanzimat Dönemi’nde nahiye olmuştur 1945 yılına kadar nahiye olarak devam etmiştir COĞRAFİ DURUM; Doğusunda Çatalzeytin ilçesi, batısında Kurtuluş Savaşımızda önemli yeri olan İnebolu, güneyinde Bozkurt ilçesi, kuzeyi Karadeniz ile çevrilidirBu yılda 4769 sayılı kanunla ilce olmuştur 21121953'te tekrar koy konumuna gelen Abana 17 Temmuz1968 yılında tekrar ilce olmuş, 3 mahalle ve 10 koy ile ilce birimleri içinde yerini almıştırKastamonu'ya 97 km uzaklıkta bulunan Abana, Karadeniz'e uzanan çam ve kestane ağaçları ile süslü 6 km sahil şeridiyle Karadeniz'in bir turizm cennetidir EKONOMİ;En önemli geçim kaynakları tarım ve balıkçılıktır Fındık da önemli bir geçim kaynağıdır El sanatları ile ekonomisini destekleyen Abana 1982 yılında Abana Elektro mekanik Motor Fabrikası’nın kurulmasıyla ekonomik bir potansiyele kavuşmuştur Ayrıca yörede mevcut olan işsizlik sorunu giderilmiştir EĞİTİM;İlçede 1 ilköğretim okulu 1 lise mevcuttur İlköğretim okulu binasına ek ilaveler yapılarak taşımalı sisteme geçilen ilçede öğrenci sayısı artış göstermiştir İlçenin tek lisesi olan İnönü Lisesi, Kastamonu genelindeki başarısıyla ilçede düzeyli bir eğitim öğretim olgusunu oluşturmuşturLisemiz 1995 yılında bir yarışmada Türkiye birincisi olarak başarısın kanıtlamıştır Lisemizde açılan bilgisayar odası ve İngilizce labaratuvarıyla çağdaş eğitim surecini başlatarak, ÖSS sınavlarında basarisini kanıtlamıştırOkul binasının eski oluşu nedeniyle genel lise olarak eğitimini sürdüren lisemiz yeni binasına kavuşturulması konusunda velilerce bir atılım başlatılmıştır ATATÜRK İLKÖĞRETİM OKULU;İlçenin en eski öğretim kurumudur Öğrenimine 1839 yılında başlamıştır Okulun resmi binası 1962 yılında yapılmıştır 1992 yılından itibaren 2kademeyi de bünyesinde alarak ilköğretim okulu olarak eğitim öğretime devam etmektedir TURİZM;Sahip olduğu essiz tabiat güzelliği ile turizm potansiyeli yüksek olan bir ilcedir 1955 yılından itibaren Limasolu Naci organizesiyle İngilizce kampları açılarak turizme başlangıç yapan Abana, bugün mevcut olan otel, motel, tatil köyleri ve bakımlı pansiyonları ile Karadeniz'in en gözde tatil beldesi haline gelmiştir Abana'nın çay bahçeleri yaz akşamları çok kalabalık olur,herkes akşam çarşıya inerGündüz deniz,akşam çarşı Liman tarafında müzikli taverna tarzı çay bahçeleri var,barlarda liman tarafında yer alır Düğünler hep açıkhavada büyük çay bahçelerinde yapılır Son yıllarda ilçenin sembolü olmuş evlerin maketini yapmak moda olduİlk defa İnebolu'da gördüğüm maket evlerden 3 yıl önce Abana'ya da yapıldı Alttaki 1 resim maket, 2 resim maketi yapılan evin resmidir ALINTI |
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtım |
06-26-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtımABANA Burası ortasında havuzu da bulunan,çay bahçeleri ve belediyenin bulunduğu alan Artık Abana resimlerinin olmazsa olmazlarından minyatür ev Burası el sanatlarının,yöresel yemeklerin,hediyelik eşyaların satıldığı yer Gündüz sakin olduğuna bakmayın,akşamları oldukça kalabalıktır Yukarıda ki ağaç,Abana'nın vazgeçilmez cafelerinden Kepaze cafenin bulunduğu ağaç Bu ağacın altında 3-4 tane cafe var ama sorsanız diğerlerinin ismini bilemem,ağacın altında ki diğer cafelerde de otursak biriyle haberleşiyorken "Kepaze cafedeyiz sende gel" diye hep onun adını veririz Konser alanının yanıbaşında olduğu için,konser günleri bu cafelerde değil yer bulmak,ayakta bile duramazsınızÖğlende masaları dolmaya başlar Birde bu ağacın altında değil ama kafanızı dinleyip,sakin bir kaç saat geçirmek için vazgeçilmez bir cafe olan,Hayal Kahvesi var Gözlerden uzak olmak isteyenler için minik minik kulübe şeklinde yapılmış Köyüm cafeyide unutmamak lazımBir ara Hadi Gari adında bir yer vardı,duruyor mu bilmiyorum Burası da meydandan denize doğru giden yol,sağ tarafta bir nevi Abana'nın kültür merkezi diyebileceğimiz Beyaz saray varAyrıca yine çay bahçeleri ve yürüyüş yolu var Bu bankın kış resminde ki yalnızlığı ve el değmemişliği beni çok hüzünlendiriyor Meydana farklı açılardan bakış,geçen kış yol kenarında ki sutünlar yokmuş Zavallı sandallar,kışı atlatamamışlarBu yaz sandalların yerinde yeller esiyordu ALINTI |
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtım |
06-26-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtımKastamonu adının Yunanca "keşişler kalesi" anlamında ki "kastro moni"den geldiği söylenmektedir Kastamonu'nun hiç işgal edilmediği halde Kurtuluş Savaşında en çok şehit veren 3 il olduğunu biliyormuydunuz? Çanakkale içinde aynalı çarşı isimli türküyü bilmeyenimiz yokturPeki bu türkünün Kastamonu türküsü olduğunu biliyormuydunuz? Kastamonu, Kurtuluş Tarihimizin ilk kadın mitingine de ev sahipliği yapmıştır İnebolu yazımızda İnebolu'da ki Şerife Bacı anıtının resimlerini yayınlamıştım,bu resimlerde ki Şerife Bacı anıtı ise Kastamonu'da ki hükümet konağının önünde yer alıyor 1 ve 2 resimde ki bina tarihi hükümet konağı Çevresindeki 19- yüzyıl anıtsal kamu yapılarıyla birlikte geçmişe ait bir panorama oluşturan Hükümet Konağı 1902 yılında ulusal mimari akımının kurucusu Mimar Vedat Tek tarafından yapılmıştır Zemin üstüne iki kat olarak yapılan bina, stil açısından batı klasizmi ile dış duvar süslemeleri ve pencere şekillerindeki Osmanlı oryantalizminin bir eklektizmini taşımaktadır Yapı 102 senedir hem işlevini değiştirme*den hem de ciddi bir anlamda bir restorasy*on geçirmeksizin günümüzde Kastamonu'nun yaşayan sembollerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir Çanakkale Savaşlarından başlayarak Milli Mücadele yıllarında artarak devam eden Kastamonu insanının göstermiş olduğu yararlılıklar nedeniyle, Mustafa Kemal Atatürk 1925 yılı 23 Ağustos günü Kastamonu İnebolu ilçesinden başlatmış olduğu "Şapka ve Kıyafet İnkılâbı" ile onurlandırmıştır Mustafa Kemal Atatürk'ün bu inkılâbı gerçekleştirmek için seçtiği yer; milletini seven geleneklerine bağlı ve uygar Kastamonu halkının arası olması tesadüfi değildir Türkiye'de bir ilk ve tek olarak TBMM tarafından 9 Nisan 1924 tarihinde İnebolu ilçemiz Mavnacılar Loncasına verilmiş olan Beyaz Şeritli İstiklâl Madalyası ve Vesikası'da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilimize vermiş olduğu yüksek onurlardan bir diğeridir Milli Mücadelede hiç işgal görmediği halde verdiği şehit sayısı ile en fazla şehit verenler sıralamasında üçüncü il olan Kastamonu'nun Milli Kurtuluşa vermiş olduğu destek her anlamda büyüktür Savaşın kazanılmasında önemli bir etken olan İnebolu-Ankara lojistik hattında, İnebolu mavnacılarından başlayarak, kağnı kollarını çeken Şerife Bacılar, Halime Çavuşlar, Necibe Nineler ve 10 Aralık 1919 tarihinde Anadolu'nun ilk kadınlar mitingini yapan kadınlarımız, Kastamonu'nun Milli Mücadelede ki anıtsal isimleri olmuşlardır I– GİRİŞ Kastamonu İli doğal ve kültürel değerler yönünden zengin bir bölgedir Küre Dağları, bir milyon yıllık Ilgarini Mağarası, dünyaca ünlü macera dolu Valla kanyonu, Ilgaz Dağı kış sporları turizm merkezi, Karadeniz ’e 170 kmlik sahili, kaya mezarları, yaylaları ,konakları, Selçuklu ve Osmanlı dönemine ait tarihi ve mimari özelliklere sahip olan yapıları zenginliklerden bazı örneklerdir Kastamonu’daki turizm potansiyeli aynı zamanda çeşitlilik de arz etmekte ve kıyı turizminden kış turizmine çok geniş bir yelpazede yılın on iki ayında turizm hizmetleri sunulabilmektedir İl’ de Ilgaz Dağı Milli Parkı ve Küre Dağları Milli Parkı ile Ilgaz Dağı kış turizmi tesisleri, yat turizmine elverişli koyları, tarihin çeşitli dönemlerine ait eserleri, eşsiz tabiatı ile dört mevsim yerli ve yabancı turistlerin gözde beldesi olmaya namzettir İl ‘in bu turizm potansiyelinin daha iyi kullanılabilmesi, değerlendirilebilmesi için yerli ve yabancı turizm yatırımcılarını bölgeyi görüp- incelemeleri önerilmektedir II – TARİHÇE Bilinen tarihi yaklaşık 4000 yıl öncesine dayanan Kastamonu adını kurucuları Gas’ lara atfen, Gas ülkesi anlamında Gas Tumanna'dan almaktadır Hititlerden başlayarak Frig,Lidya,Pers,Roma,Bizans, Selçuklu, Danişmendli, Candaroğulları ve daha sonra 1460'ta Osmanlı egemenliğine girmiş ve Cumhuriyet dönemine kadar Osmanlının önemli kentlerinden olmuştur Bu kültürel sürekliliği temsil eden sayısız dini ve sivil yapıyı kent merkezi ve ilçelerinin tarihi dokusunda barındırır Öte yandan Cumhuriyet tarihimizde de Kastamonu'nun ayrı bir önemi vardır Ulusal Bağımsızlık Savaşı sırasında güvenli bir liman kenti olarak İnebolu'dan Ankara'ya lojistik destek sağlamış, Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından 23 Ağustos 1925 tarihinde Kıyafet ve Şapka Devrimi'nin açıklandığı kent olarak özel bir anlam kazanmıştır III-İLİN İDARİ YAPISI Kastamonu İlinde İlçe sayısı 20’dir Kastamonu İlinde merkez dahil 21 Belediye, 1071 köy bulunmaktadır Köy sayısı bakımından Türkiye’de ikinci sırada yer almaktadırKöylere bağlı ayrıca 2558 adetyerleşimbirimivardı IV-FİZİKİ YAPISI Türkiye’nin Batı Karadeniz Bölgesinde yer alan Kastamonu İl’ i doğusunda Sinop, Batısında Bartın ve Karabük, güneyinde Çankırı ve güney-doğusunda Çorum İl’ i ile sınır oluşturmaktadır Kuzeyinde ise Karadeniz ile çevrilidir 13108 km2 alan üzerinde yer alan Kastamonu Türkiye topraklarının %17’ sini oluşturmaktadır İl merkezinin denizden yüksekliği 780 mt dir Karadeniz’e 170 km’ lik sahil bandı ile açılır V – COĞRAFİ YAPI Kastamonu İli, fiziki olarak doğu-batı yönünde uzanan Kuzeyde İsfendiyar (Küre) ve güneyde Ilgaz dağlarıileşekillenmiştir İsfendiyar dağları sahile paralel uzanır ve kıyıdan itibaren yükselerek güneyde Gök ırmak ile sınırlanırİsfendiyar dağları sarp yamaçlı ve geçilmesi güç dereler meydana getirerek uzanırlar VI – NÜFUS YERLEŞİM 2000 nüfus sayımına göre İl nüfusu 376725’ tir Bu nüfusun 176810’u şehir, 199915’i köylerde yaşamaktadır İl’in toplam nüfusu önceki sayımlara göre azalmıştır Nüfusun azalmasının en büyük sebebi ise özellikle köylerden büyük şehirlere verdiği göçtür En çok göç verdiği iller İstanbul, Zonguldak, Ankara, Kocaeli ve İzmir dir Göç olayı İl’in yaş ve cinsiyet yapısını da etkilemektedir Okur – Yazar oranı yüksek olup fakülte ve yüksek okul mezunu sayısı artmaktadır VII – İŞ DÜNYASI ( İLİN EKONOMİK KAYNAKLARI ) İlimizin ekonomisi genel olarak tarım, hayvancılık ve ormana dayanmaktadır Son yıllarda turizm çeşitliliğine ağırlık verilerek, turizm sektörünün canlandırılmasına gayret edilmektedir Bozulmamış, tahrip olmamış tabiatı, kültürü, el sanatları ile büyük turizm potansiyeline sahiptir Gelecekte turizm, il için önemli bir ticaret ve ekonomi kaynağı teşkil edecektir İl ekonomisine hakim olan en önemli sektör tarımdır Tarımsal etkinlik bitkisel üretime ve ülkenin zengin orman kuşağı üzerinde yer alması sebebi ile ormancılığa dayanmaktadır İlin genel yüzölçümünün %60’ını tarım alanları teşkil eder Üretilen tarım ürünleri; buğday, arpa, çeltik ve patatestir Sanayi bitkisi olarak da şeker pancarı, kendir, sarımsak üretilmektedir Tüm Türkiye’de üretilen sarımsağın %14’ ü ilimizde üretilmektedir Yıllık 16000 tonu bulmaktadır Hava şartları meyvecilik için müsait olup, başlıca meyveler; elma, armut, üryani eriği, ve üzümdür Ormanlık alan ve ağaç türü zenginliği açısından ülkemizin önde gelen illerinden biridir Öte yandan ormanlarda elde edilen üretim ülke ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır Yıllık ortalama endüstriyel odun üretimi 500000 m3 miktarındadır İlin iklim ve doğal yapı olarak hayvancılığa elverişlidir İl’ de şeker, yem, süt fabrikalarının varlığını hayvancılığı destekleyen önemli etkenlerdir Süt üretiminin değerlendirilmesi için öncelik ve ağırlık verilmektedir Kovan arıcılığı yaygın haldedir Baraj ve göllerde alabalık yetiştiriciliği yaygınlaşmıştır Halen 16 işletmede alabalık işletmeciliği yapılmaktadır Toplam üretim kapasitesi 416 ton/yıl dır Sanayi bakımından çok gelişmemiştir Sanayi kuruluşlarının çoğu iktisadi kamu kuruluşudur Bunlar; Eti bank Küre Bakırlı Prit İşletmesi, Şeker Fabrikası, SEKA’dır Abana, Elektro Mekanik Sanayi, Tosya Yem ve Tosya Meyve Suyu Fabrikaları diğer sanayi kuruluşlarıdır Yem fabrikaları, un fabrikaları, süt mamulleri fabrikaları, ağaç mobilya ve orman ürünleri (sunta, kontrplak fabrikası) Tosya İlçesinde tekstil sanayi (kıl ipliği ve tela üretimi), tuğla ve konfeksiyon fabrikası mevcutturİl Merkezinde ve Seydiler İlçesinde Organize Sanayi siteleri teşkil edilmektedir Ayrıca 7 adet küçük sanayi sitesi faaliyetti olup 12 adet daha inşaat halindedir VIII – ULAŞIM İlimiz İstanbul’a 508 km, Ankara’ya 245 km mesafededir Kastamonu Hava Alanının 2370mt Uzunluğundaki pist yapımı tamamlanmıştır Karadeniz'e 170 kmlik bir sahil bandı ile açılan İlde 6 ilçesi deniz kıyısındadır İnebolu İlçesi'nde küçük tonajlı gemilerin yük alıp boşaltabilecekleri bir limana sahip olup,ayrıca, Cide, Abana, Çatalzeytin ilçelerinde küçük limanlar mevcuttur Şehir merkezinin tam ortasından bu su kanalı mı desem,dere mi desem, geçiyor Kastamonu Kalesi; Şehrin batısında bir ana kaya kütlesi üzerinde bulunan kale MS 12 yy'da Komnenoslar tarafından yaptırılmıştır Orijinal yapıdan günümüze sadece iç kale kısmı ulaşmış olan Kalenin dış surları 18yy sonlarında yok olmuştur Kalenin çeşitli dönemler içerisinde geçir*miş olduğu değişiklikler, yapının bir Ortaçağ Bizans yapısından çok Türk mimarisini yansıtmasına neden olmuştur Kalenin şehirden yaklaşık 120 metre yük*sekte olması ve ulaşım yönünden oldukça kolay olması Kastamonu'yu panoramik açıdan izlenebilecek en iyi yer konumunda olmasını da sağlamıştır Kale içerisinde sarnıçlar, zindan, kaçış tünelleri ve "Bayraklı Sultan" olarak anılan türbe bulunmaktadır Kastamonu "Evliyalar Şehri" olarak da ünlenmiştir Başta Şaban-ı Veli olmak üzere birçok alimden kalan eserler ve hatıralar Kastamonu'yu turizmde ilgi odaklarından biri haline getirmiştir 122 yıllık tarihi Abdurrahman Paşa Lisesi; 1883 yılında Kastamonu Valiliği'ne tayin edilen Abdurrahman Paşa, ileri görüşlü ve saygın bir devlet adamıdır İmparatorluğun içine düştüğü durumdan kurtulmasının ancak eğitim alanında yapılacak reformlarla mümkün olabileceğini görmüştür Valiliğinin ikinci senesinde, 1884 yılında şehir merkezinde Darülmuallimin ve Askeri Rüştiye gibi okullann hemen açılmasını sağlamıştır Bununla da yetinmemis; İstanbul dışında ve özellikle Anadolu'da, idâdî (lise) statüsünde henüz bir mektep yok iken Kastamonu'da idâdî adıyla bir okulun açılmasına karar vermiştir İlkin binanın resimlerini çizdirmiş veya bugünkü adıyla projesini yaptırmış ve Maârif Nezâreti'nden müsaade istemiştir Gerekli izin alınmış ve Anadolu'da ilk idadinin temeline 30 Mart 1885 günü kazma vurulmuştur 2 Mayıs 1885 günü de resmî bir törenle temel atılmıştır Ortaokuldan mezun olan öğrenciler mağdur olmasın,sene kaybetmesin diye inşaat bitmeden Askeri Rüştiyenin bir koğuşunda öğrenime başlanmıştır Saat kulesi; Anadolu’nun çoğu şehrinde ve Osmanlı hakimiyetinde kalmış bazı yerlerde olan saat kulesinden bir tanede Kastamonu şehir merkezinde var Kastamonu Hükümet Konağı’nın arkasındaki, şehrin doğusunda bulunan yamaç üzerindeki Saat Kulesi’ni Kastamonu Valilerinden Abdurrahman Nureddin Paşa 1884-1885 yıllarında yaptırmış ve saatini de Avrupa’dan getirtmiştir Saat Kulesi kare bir kaide üzerinde 12 m yüksekliğindedir Açık sarı ve açık yeşil renkte kesme taştan yapılmıştır Yuvarlak kemerli bir kapı ile içerisine girilen kule, içten iki katlıdır Dört yöne de yuvarlak ve geniş pencereler açılmıştır Katlar arası dışarıya taşkın silmelerle belirlenmiştir Kulenin ikinci katında bulunan saatin malzemeleri ve onun üzerinde de çanı bulunmaktadır Kulenin üzeri piramidal bir külahla örtülmüştür Coğrafi yapı; Dağların üzerindeki akarsuların oluşturmuş olduğu derin vadi, kanyon, şelale ve diğer jeolojik oluşumlarla eşsiz bir doğal güzelliğe sahip olan Kastamonu, 1600 metreye varan yaylaları, 135 kilometrelik sahili ve Ilgaz Dağlarındaki kış turizmi ile Türkiye'ni ender turizm çeşitliliğine sahip kentlerinden biridir Coğrafi bakımdan yeryüzü şekillerinin dağılımına bakıldığında, Kastamonu'nun %764'ü dağlık, % 216'sı platolar ve % 38'i ise ovalardan oluştuğu görülür Bu coğrafi dağılımda ormanlarımız yaklaşık olarak %64'lük bir alanı kaplarken tarım alanları ise %30'luk bir paya sahiptir Doğal Bitki Örtüsü Kastamonu ilinde orman ve fundalıklar önemli bir oran teşkil etmektedir (%64), ormanlar daha fazladır (%56) ve Kastamonu İl merkezinin kuzeyinde sahil şeridi boyunca uzanan dağ silsileleri üzerinde iyice sıklaşır ve bu bölgeler sık orman bölgesidir İlin Güneyinde Ilgaz bölgesinde de yaprağını dökmeyen oldukça sık orman örtüsü hakimdir, ilde genelde orman ağaçları Kızılcam, Karaçam, Sarıçam, Göknar, ardıç gibi ibrelilerle Kayın, Meşe, Kavak, Kestane ve Çınar gibi yapraklılardan oluşmaktadır Ayrıca Ormangülü, Çobanpüskülü, Kocayemiş, Böğürtlen, Yabani fındık gibi ağaççıklar da görülmektedir Yağış ve nem oranı yüksek olduğundan zengin bir orman altı örtüsü vardır Ağaç örtüsünün bulunmadığı ve tarım yapılmayıp mera olarak kullanılan kısımlarda çeşitli türden buğdaygil ve baklagil yer bitkileri yer almaktadır Bunun dışında örtünün bozulduğu yerlerde bazı dikenli bitkiler görülmektedir ALINTI |
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtım |
06-26-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Resim ve tarihiyle Kastamonu / Resim ve tarihiyle Kastamonu hakkında tanıtımYARALIGÖZ DAĞI Yaralıgöz ismi: her yerin bir efsanesi olduğu gibi Yaralıgöz' ün de ismi hakkında çeşitli rivayetler vardır Bunlardan birine göre bu kayanın üzerinde bulunan yerleşim yerinde gözleri yaralı veya ama birinin yaşadığı ve isminin oradan geldiği, başka bir söylentiye göre ise kayanın çok yüksek olması ve sürekli kaya üzerinde şiddetli rüzgarın esmesi şeklinden esinlenerek yel, çok yüksek oluşu sebebiyle etrafı gözlemek veya gözetmekten ise göz kelimeleri bir araya getirilerek halk arsında söylenen “yelligöz” sözcüğü zamanla Yaralıgöz olduğu tahmin edilmektedir Yaralıgöz dağının eteklerinde,yol üzerinde kuyu kebabı-büryan kebabı yapılan bir yer var Muhteşem dağ manzarasının eşliğinde kuyu kebabınızı yiyebilirsiniz Ayrıca yol kenarlarında haşlanmış yada közlenmiş mısır ve bal satan yerler var İstanbul'dan Kastamonu'ya gelmek hiç zor değilAsıl zor olan Kastamonu'dan köyümüze kadar olan dağları tırmanarak geçtiğimiz hemen hemen 100 kmlik zikzaklı yollar Yorgun değilseniz muhteşem doğa manzarası eşliğinde gitmek zevkli oluyor Altta ki resimde gördüğünüz trafik işaretleri şoförlere onları zikzaklı ve rampa bir yolun beklediğini haber veriyor DÜĞÜM İŞİ; Kastamonu'yu anlatıp,düğüm işini anlatmadan olmazTamamen el işçiliği olan düğüm işi bence günümüz makrome işinin anasıdırDantel ipliklerini düğüm atarak örüp,şekil vererek ortaya harika el sanatları çıkarıyorlar Genellikle nevresim-pike-yatak çarşafı olarak yapılsada havlu kenarı gibi daha ufak boyutlarda da satın almak mümkün KÖÇEK; Kimilerine göre düğünlerin vazgeçilmez eğlencesi,alışık olmayanlara ise oldukça ilginç gelen halk oyunu Açık havada iyide, düğün salonlarında oldukça gürültülü olabiliyor Köçek grubu oğlan evinin önünde oynamaya başlar,erkek tarafıyla beraber kız evinin önüne gider,gelin evden çıkıyorken gösteri yapmaya devam eder,gelin alındıktan sonra köçek grubu artık düğünde oynamaya devam eder SARIMSAK; Kastamonu'nun TaşköGoogle Page Rankingü ilçesinin önemli gelir kaynağıdır,sarımsakÜnü bütün dünyaya yayılmıştırTatilde Kastamonu'ya gittiğimizi duyan arkadaşlarımız bizden bir tek şey beklerler o da halis muhlis TaşköGoogle Page Rankingü sarımsağıBen son yıllarda arpacık soğanı şeklinde ki sarımsaklardan alıyorum,bir tanesi yemek için yeterli oluyor TOSYA PİRİNCİ; Dünya çapında meşhur olan TOSYA PİRİNCİ Devrez çayının eseridir Tosya Pirinci sadece bu yörede yetişmekte olan pirinç türleri sebebiyle meşhur olmuşturDevrez ovasında yer alan toprağın yapısı bu özel pirinç çeşitlerinin bu yöreye has bir özelliğe sahip olmasına sebep olmuştur Tosya da yetişen pirinç türleri dünyanın hiçbir yerinde yetiştirilememektedir Tosya ovası boyunca uzanan alüvyal alanlar çeltik için temel ekim alanıdır KESTANE; Kestane denilince çoğu kişinin aklına Bursa kestanesi gelir ama Kastamonu'nun kestanesi de çok iyidirBursa kestanesi gibi iri değildir ama tadı çok lezzetlidirİç kısmında ki bölüm sizi hiç zorlamadan soyulurÜzerini çizip,fırında yada soba üstünde cibe yapıp,parmaklarınızı yersiniz BÜRYAN(KUYU) KEBABI; Kuyu kebabının ağzına ot değmemiş kuzu etinden yapıldığı söylenirKolesterolü yüksek olanların biraz uzak durması gereken bir lezzet YEMEKLER; Kastamonu'nun lezzetli yemekleri saymakla bitmez,kaynaklara göre Kastamonu ve çevresinde tam 812 çeşit yemek bulunuyormuş Kastamonu'nun burada şimdilik yer almayan,simidi-çekme helvası-kulaklı makarnası gibi sayısız lezzetleri barındıran bir mutfağı var Ben elimde ki tariflerin resimlerini yayınlıyorum,tarifleri için ilgili linklere tıklamanız yeterli Etli Ekmek Sağlık dostu KIZILCIK TARHANASI (KİREN) Bir Karadenizlinin karalahanadan uzak durması düşünülemezKaralahana bahçesinden ve mutfağından eksik olmazÇorbasından,sarmasına,yemeğine kadar her çeşidi yapılırAlttaki yemeğe biz bulgurlu mancar yada saçaklı diyoruzMısır bulguru ve haşlanmış karalahanadan yapılıyor MISIR BULGURLU LAHANA Türkiye'de en zengin mantar çeşidinin Kastamonu'da bulunduğunu biliyor muydunuz? Kuzu kulağı, kanlıca, ayı mıcığı, tavuk ayağı, saçak, içi kızıl, cincile, kavak, meşe, kömüş memesi, söbelek, gelincik, teltelli, kırağı, mıkcık, tavşan böbreği,kök,fındık,kum mantarı Kastamonu 2 bölümlük bir yazı dizisiyle bitirilecek bir şehir değilKastamonu tarihi-doğası-lezzetleriyle mutlaka gidilip,görülecek ve keşfedilecek bir şehir ALINTI |
|