Aydın İli Didim İlçesi Akbük Köyü / Aydın İli Didim İlçesi Akbük Köyü Tarihcesi |
06-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aydın İli Didim İlçesi Akbük Köyü / Aydın İli Didim İlçesi Akbük Köyü TarihcesiAkbük, Didim ilçe merkezine 23, Aydın il merkezine 106 km uzaklıkta Doğal limana sahip belde 11 km'lik bir sahil şeridine sahip Muhteşem doğası ve güzel sahilleriyle tam bir tatil cenneti olan Akbük, farklı mekanlar arayanlar için ideal Belde gürültüden uzak, havası tertemiz Denizin mavisi ile ormanın yeşilinin buluşma noktasında tatil yapmayı arzulayanlar için bulunmaz bir cennet 5 bin hektarlık alanı kaplayan Akbük, oteller, pansiyonlar, tatil köyleri, barlar, diskolar ve tüm kentsel donanımları ile modern bir kent görünümünde Hızlı gelişimi ile bugün önemli bir turistik potansiyelin varolduğu Akbük, Avrupalı turistlerin gözde merkezlerinden birisi haline geldi AKBÜK'ÜN TARİHİ Akbük ve Didim çevresinde ilk yerleşim izleri Neolitik Devre (MÖ 8000) uzanır MÖ 16 yüzyılda Miken, Giritliler ve daha sonra da Aka kolonilerinin varlığı görülür Persler, Romalılar ve Bizanslılardan sonra, 1071 Malazgirt Savaşı ve Anadolu’nun kapılarının Türklere açılmasından sonra ilk olarak Karia olarak anılan bu bölge Türklerin eline geçmiştir 1 Haçlı Seferlerinin ardından yeniden Bizans'ın eline geçmiştir1261 yılından sonra Karia’da Menteşe Beyliği'nin kurulmasıyla Akbük ve Didim çevresi bu beyliğin içine alınmıştırOsmanlı İmparatorluğu zamanında varlığını "yeronda - yoran" ismi ile sürdürmüştür 1955 depreminden sonra önceleri halk arasinda "HİSAR" olarak da adlandırılan YORAN devlet tarafından yaptırılan afet evlerine taşındıktan sonra "YENİHİSAR" adını almıştır Yabancılar Ülkesi Teichiussa İÖ 250 yıllarında Roma?da yaşayan ATENAİUS adındaki filozofun anlattığı bir söylenceye göre, İÖ 350 ya da 400 yıllarında İonyalı denizci STRATONİKOS ve arkadaşlarını taşıyan küçük yelkenli gemi Mandayla Körfezinin kuzeyindeki Akbük Koyuna girer Koyun mavi sularını yararak bir süre ilerleyen İonyalı denizciler bir süre sonra kendilerini büyüleyen bir manzara ile karşılaşırlar Koyun bitimindeki iki küçük adacıkla kıyıda birbirinden güzel, bembeyaz mermerden yapılmış evler ve tepelere doğru uzayıp giden birbirinden görkemli anıt mezarlar İonyalı denizcileri şaşkına çevirir Hayranlıkla bu görkemli kenti seyreden denizcilerden ilk olarak kendisini toparlayan STRATONİKOS, kendi ülkesindeki yapı biçimine hiç benzemeyen ve o güne kadar hiç girmediği kadar büyük olan bu gizemli kentin büyüleyici görüntüsüyle karşılaşırlar İonyalı STRATONİKOS ve arkadaşlarını ürküten bu gizemli kentin adı, İÖ 5 yüzyılda yaşamış olan ünlü tarihçi THKYDİDES?e göre TEİCHİUSSA?dır Alman Arkeolog DoçDr Valter Volgtlander?e göre TEİCHİUSSA?da Didim?in 13-14 kilometre güneyindeki Akbük köyüdür Akbük koyunun oldukça sığ kıyılarından başlayarak hafif bir eğimle yükselen ve Akdeniz?in kendine özgü bitki örtüsüyle kaplı tepelerde bugüne dek sırrını kimsenin çözemediği mermer parçalarından oluşan yığınlar yüzlerce metre boyunca uzayıp gider Alman Arkeolog DoçDr Valter Volgtlander?e göre bu mermer yığınlar ?gliden grap? denilen yanaşık düzen mezarlardırBu uzun mermer yığınlardan başka fundalıklar arasında gizlenmiş durumda koni biçimli pek çok küçük tepecik de vardırBeyaz mermer parçacıklarının yığılmasıyla oluşmuş bu tepecikler yine Alman Arkeolog DoçDr Valter Volgtlander?e göre ?Hereoon? denilen anıt mezarlardır Bugüne dek bir arkeolojik kazı çalışması yapılmadığı için gizini içinde saklayan bu ilginç mezarlar fundalıkların gölgesinde kendilerince sonsuz bir dinginliği yaşamayı sürdürüyor Akbük Koyu?nun tam ortasından denize doğru bir kaşık gibi uzayan Saplı Ada ile onun hemen yanıbaşındaki Kömür Adası koya ayrı bir güzellik katıyorPaçalarınızı dizlerinize dek sıvayarak gireceğiniz suda yürüyerek her iki adaya da çıkmak mümkün Kıyıdan yaklaşık 100?er metre açıktaki bu iki adanın koya yaraşan güzelliklerinin ötesinde en önemli özelliklerini ise adanın toprakları gizliyor Ne var ki denizin sığ sularının arsızca yaladığı bu topraklar aşındıkça gizlediği sırları birer birer ortaya sermek zorunda kalıyor Her iki adada da deniz suyunun sürekli yaladığı kıyı şeridinde İÖ 1500 yıllarına dek uzanan bir tarihin tanığı seramik parçacıklar görülebiliyor Ancak bu kadar eski seramik parçacıklar kadar ilginç bir buluntu da, her iki adada da toprağın 50 santim kadar altında 3,5 santimlik bir kül tabakasının bulunması Deniz suyunun yalayarak oluşturduğu kıyılardaki 100-150 santimlik kesitlerde kolayca görülebilen bu kül tabakasının da çok ilginç bir geçmişi varYine Alman Arkeolog DoçDr Valter Volgtlander?in verdiği bilgiye göre bu kül tabakası İÖ 1500 yılında Ege denizinin arkasındaki SANTORİNİ Adası?nda meydana gelen çok büyük bir volkan patlamasının ardından savrulan küllerin birikimi ile oluşmuş KSANTORİN Adası?ndaki volkanın patlamasıyla savrulan küller her yana dağılmış ve tüm Ege kıyılarıyla Ege adalarında birikmiş KSANTORİN Adası?nda 3-4 metreyi bulan bu kül katmanları Rodos Adası?nda 20 santimlik İstanköy Adası?nda 10 santimlik bir birikime neden olmuş Bugün bu volkanın küllerinin izlerini halen daha Saplı Ada ile Kömür Adası?nda kıyı kesitlerinde görmek mümkün Didim?in burnunun dibinde diyebileceğimiz kadar yakındaki Akbük Koyu?nun kıyılarında bugün dört, beş yıldızlı lüks otellerin yanı sıra mütevazı pansiyonlar da var Söke Ovası?nı geçtikten sonra Milas?a doğru giderken ilk tırmandığınız tepeden sağa sapan yol sizi on dakikada KARYA?nın belki de en gizemli kenti olan TEİCHİUSSA?ya götürür İlk bakışta TEİCHİUSSA?nın tüm sınırlarını saklayan fundalıkların arasına girerseniz göreceğiniz kalıntılar yepyeni sırların kapısını açacaktır AKBÜK'TE BALIKÇILIK Akbük ve çevresindeki koylar su altı yaşamı ve balık türleri açısından oldukça zengindir Mevsimine göre her çeşit balık bulmak mümkündür Geçmişte geçimini büyük oranda balıkçılıktan sağlayan küçük bir balıkçı köyü olan Akbük'te balıkçılık eskisi kadar olmasa da hala yaygın bir geçim kaynağıdır Bu sayede restoranlarda taze balık ve deniz ürünlerini bol çeşit ve uygun fiyatlarla bulmak mümkündür |
|