Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakkında, marmaris, tarihcesi

Marmaris Tarihçesi / Marmaris Tarihçesi Hakkında

Eski 06-26-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Marmaris Tarihçesi / Marmaris Tarihçesi Hakkında



MARMARİS’İN TARİHSEL KONUMU
Marmaris Coğrafi konumu nedeniyle Akdeniz ve Ege Denizinin kavuştuğu yerde, önemli bir liman ve sahil kentidir Bu nedenle ilk çağdan günümüze kadar Ege ve Akdeniz arasında önemli bir geçiş noktası olmuştur Gerek Marmaris’in gerekse çevresinin kıyı yapısının çok girintili çıkıntılı olması, iyi korunmuş koyları ve limanları bulunması bu bölgenin Asya, Avrupa ve Afrika arasında önemli bir bağlantı noktası olmasını sağlamıştır
Yüzyıllar süren Karya tarihi içinde yer alan Marmaris ve çevresi, Rodos ve Mısır arasındaki ticari yol nedeniyle bir deniz üssü haline gelmiş, zaman zaman diğer Ege limanlarına rakip olabilmiştir Hatta bu konumu yüzünden sahillerden uzak ve denize ulaşmak isteyen kentlerin istilalarıyla da karşı karşıya kalmıştır
Tarihte Karya Bölgesi ve Dönemi
Karya bölgesi yaklaşık olarak bugünkü Muğla ilini kapsayan topraklar üzerindeydi diyebiliriz Ancak bu bölgede Karya’lılardan önce hangi halkların yaşamış olduğu hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz Bazı tarihçilere göre İÖ 2000’lerde ve belki de daha önceleri yaşayan Luviler bu bölgenin yerli halkıydı Karya’lılarla Lelegler de bunlardan sayılır
Karya’lılar güçlendikten sonra Finikelilerin egemenliğindeki Rodos adasını zorlu savaşlar sonunda ele geçirdiler Daha sonra Delos dahil bütün ege adalarını fethettiler (İÖ 3000) ve kısa bir sıra sonra da Girit’e ve Minos’a egemen oldular
Karya’lıların bu egemenliği Minos kralı Mene zamanına kadar sürdü; ancak Mene uzun mücadeleler sonucunda Karya’lıları Girit topraklarından atmayı başardı Karya’lılar adalardaki egemenliklerini bırakıp Anadolu yarımadasına döndükten sonra uzun bir süre toparlanamamış, çevredeki bazı halkların saldırısına uğramış, onların egemenlikleri altına girmiş, ancak yine de Marmaris’i ellerinde tutmayı başarmışlardır
Karya Bölgesine İlk Gelenler
Bazı kaynaklara göre Karya’dan önce Finike diye adlandırılan Ege kıyılarına kimi göçebe kavimler yerleşmiştir Marmaris’te Ege’ye kadar uzanan bu bölgeye egemen olan ve bu bölgeye Leleglerle birlikte yerleşen Sesif’in torunu Karisa Avr’ın adından dolayı yöreye Karisa adı verilmiştir Yine bu yöreye bu kavimden daha üstün, başlarında sorguç, ellerinde iki kulplu kalkan olan başka bir kevmin de egemen olduğu bildirilmektedir Bu kavim çok eskiden beri “Argos” ta egemen olan inakuos’un torunu Kar’ın başkanlığında buralara gelip yerleşmiştir İşte bundan sonra bu yöre onun adıyla Karya olarak anılmaya başlanmıştır (İÖ 3400)
Herodotos’a göreyse Karya’lılar kendilerinin Girit’ten geldiği söylentisini kabul etmezler ve her zaman anakara olan Karya’da yaşamış olduklarını, Karya’lı olarak bilindiklerini söylerler Ünlü tarihçi Herodotos ve Homeros, Karya’lıların Milet ve Mikale dağı çevresinde toplandıklarını ve burada yerleşmiş olduklarını kabul ederler Bu Karya kentleri Herodotos ve Homeros’un yaşadığı dönemde İyon birliği üyesi Yunan kentleriydi
Mısırlılar ve İskitler Dönemi
Karya’da kısa bir süre hakim olan Mısırlıların egemenliğini İskit’lerin egemenliği izlemiştir Yöreye egemen oldukları süre içinde İskitler çevrede dokuz kent kurmuşlar, sınırlarını Ege Denizi’nden Asur’luların sınırına kadar genişletmişlerdir Başka bir kaynak İskit’lerden sonra Asur’luların bu bölgeye egemen olduklarını belirtir
Karya’lılar Troya Savaşlarında
Asur egemenliğinden kurtulan Karya’lılar, Homeros’un uzun uzun anlattığı tahta atıyla ünlü Troya savaşlarına bazı Asyalı kavimler gibi asker göndererek katılmışlardır Diğer bir rivayete göreyse İÖ 1209 yılında Troya’lıların savaşı kaybetmesi sonucunda Karya’lılar da mağluplar arasında yer almışlardır Troya savaşından sonra Yunanistan’da meydana gelen huzursuzluk ve savaşlar nedeniyle Ege adalarına ve sahillerine bir takım yeni istilacılar gelmiş ve yeni koloniler kurmuşlardır



Yeni Koloniler: Eolya’lılar, İyonya’lılar, Dorlar
Eolya’lılar
Bu yeni istila hareketini başlatan Eolya’lı Orest (İÖ 1124) Misya ve Karya’nın bir bölümüne egemen olmuştur
İyonya’lılar
Eolya’lılardan sonra ikinci istila hareketi İyonya’lılar tarafından İÖ 1044 yıllarında ikinci koldan yapılmıştır Birinci kol kralın oğlu Andruklos tarafından Efes yöresine ikinci kolsa Milet çevresine yerleşmiş ve böylece İyonya’lılar bölgede egemenliklerini kurmuşlardır
Dorlar
Dorların istila hareketi ise zaman içinde Peloponnes’le diğer adalara ve kıyılara savaşsız bir şekilde olmuştur Dorlar İÖ 1000 yıllarında Karya’nın güney yöresini, İstanköy ve Rodos adalarını egemenlikleri altına almışlardır Yörede dokuz şehir kurmuşlar, bunlardan Knidos ve Halikarnassos en önemlileri olmuştur
Karya-Lidya İlişkileri
Karya’lılarla Lidya’lıların oldukça eskiye dayanan bir yakınlıkları ve ilişkileri vardır; Lidya Karya’lı yöneticiler tarafından yönlendiriliyordu Yine Lidya’lıların en görkemli dönemi olan Heraklitler döneminde orduda Anadolu’nun en savaşçı askerleri olarak tanınan ve at üzerinde savaşabilen Karya’lılar bulunuyordu
Lidya Krallığı’nın Karya’lılara geçmesi konusunda çeşitli rivayetler vardır Bunlardan birinde Lidya’daki Karya’lı askerler tarafından düzenlenen bir isyan içinde kraliçe Niza’nın da bulunduğu söylenir Bu isyan sonunda Karya’lı Daskil oğlu Kigi Ladya’ya kral olunca Karya’lılarla birlik olup Lidya topraklarında bulunan İyonya’lıları bu topraklardan atmıştır Bir Karya’lı anneden olan Lidya’lıların son kralı Krezüs döneminde Likya ve Kilikya dışında Karya ve Anadolu Lidya’lıların egemenliğine girmiştir(İÖ 560)
Perslerin Lidya ve Karya’da Egemen Olması
Lidya kralı Krezüs İÖ 546 yılında Med kralı Kiros’a karşı koyamamış, 14 günlük bir kuşatma altında kaldığı Sart şehrinde Perslere teslim olmuştur Lidya’yla birlikte Karya’nın da egemenliği Perslere geçmiştir (İÖ 546)
Karya’da Satraplar Dönemi
Persler işgal ettikleri yerleri tayin ettikleri satraplarla yönetiyorlardı Perslere vergi ödeyen bu satraplar egemenliklerini istedikleri gibi sürdürüyorlardı Karya ve çevresinde henüz teslim olmamış kentler vardı Pers kralı Karya satrabı Harpagos’u bunların üzerine yolladı Bu kentlerden biri de Kaunos idi Kaunos’lular savaşa hazır olduklarından büyük bir direniş gösterdilerse de işgale engel olamadılar Karya’lılarsa o dönemde güçlü olmalarına rağmen hiç beklenmedik bir şekilde küçük birkaç direniş dışında teslim oldular
Daryus ( Dara ya da Darius )
İÖ 525 yılında Mısır’ı zapt ederek Anadolu’ya dönen Pers kralı Kambis yolda ölünce onun yerini alan Ansan prensi Daryus ordunun başına geçerek yönetimi eline almıştı Diğer taraftan Perslere karşı bir isyan hareketi başlatan ve Atina’yla Eritre’nin de yardımını alan Miletli Aristogoros ve beraberindekiler Sart’a girmiş, sarhoş olarak ellerindeki meşalelerle kenti ateşe vermiş, birçok bina ve tanrıça Kibele tapınağı da yakılıp yıkılmıştı Pers kralı Sart’a yapılan bu hücumun haberini alınca Batı Anadolu’ya hareket etti Damadı Daurises’i de bir ordunun başında komutan olarak isyancıların üzerine gönderdi Daurises isyancıları, onların yardımcılarını ve Kıbrıs’lıları yenilgiye uğrattı Bu başarıdan sonra Çanakkale’ye yöneldi ve burada beş kenti zaptetti Yolda Karya’lılarla İyonya’lıların birlikte hareket ettiklerini öğrenince de Karya yönüne döndü Marsyas (Çine Nehri ) üzerinde çok şiddetli bir şekilde başlayan savaş sonucunda Karya’lılar on bin, Persler ise iki bine yakın zayiat vermiştir
Savaşı kaybeden Karya’lılar Labranda’ya çekildi Yeni bir hareket şekli düşünürlerken Milet’lilerin savaş istediği haberi alındı Karya’lılar tekrar savaşmayı göze aldılarsa da, bu kez daha fazla ölü verdiler Savaş isteğinde bulunan Milet’liler de çok ağır bir darbe yediler Karya’lılar egemenliklerine çok düşkün olduklarından yenilgilerine rağmen savaşmaktan yılmamışlardı Pedasa yolu üzerinde yürümekte olan Pers kuvvetlerini tuzağa düşürmüş, Daurises Amorges, Sisimakos ve ordusunu perişan ettikten sonra geri çekilmişlerdi Karya kralı Mausolos’un sağladığı bu başarı komşularınca sevinç ve övgüyle sevinç ve övgüyle karşılanmıştır
Karya ve Herodotos
Karya’da tarih İÖ 484-420 yılları arasında yaşamış ünlü tarihçi Herodotos’un yazmış olduğu Karya tarihiyle başlar Buna göre Persler döneminde Karya’nın ünlü krallar soyu, İran yanlısı ve bağımlısı Milasa kentinin beyi Hissaldomos’la başlamış, ölümüyle de Mausolos yönetimi ele almıştır
I Mausolos
I Mausolos döneminde Karya’nın yönetim merkezi Milasa zengin mermer ocaklarına sahipti Kent bu mermerleri yapılarda kullanıyor, mimari eserler meydana getiriyordu Aynı zamanda çevre kentler de bunda yararlanıyor, hatta mermer ihraç ediliyordu Milasa kenti bu sayede zengin olmuş ve refaha kavuşmuştu
Ligdamis
Mausolos’un ölümünden sonra krallık Ligdamis’e geçti Ligdamis pek başarılı olmasa da Karya’yı ortak bir yönetimde birleştirmeye çalıştı ve Perslerle ilişkileri yumuşatmayı başardı
Artemisya
Ligdamis’in kızı Artemisya babasının ölümünden sonra onun yerine geçti (İÖ 480) Perslerle daha yakın bir dostluk kurdu Pers kralı Sarhas’ın Atina ve Isparta’lılara karşı hazırlanan seferine kendi gemileriyle katıldı Artemisya aklı ve kahramanlığıyla Serhas’ın taktiri ve güvenini kazandı
Pisindel
İÖ 431-404 yılları arasında Pisindel’in krallığı döneminde Ispartalılarla Atinalılar arasındaki savaşta durumları kötü olan Atinalılar para bulmak ve yardım almak için on iki gemiyi Karya’ya göndermişlerdi Fakat Menderes Ovası’nda Miyos kentine çıkıp ilerleyen ordunun büyük bir bölümü Karya’lılar tarafından yok edildi
II Ligdamis
Tarihçiler Ligdamis’in hükümdarlığı hakkında pek az bilgi verebilmişlerdir
I Ekotomni
Ligdamis’in ölümünden sonra İÖ 390 yıllarında Ekotomni’nin kral olduğu sanılıyor İsyan eden Kıbrıs’lılara karşı savaşan Perslere yardım etmiş, Persler savaşı kazanınca Karya’nın da itibarı yükselmişti
Ekotomni’nin II Mausolos, İdriye ve Piksodoras adında üç oğluyla II Artemisya ve Ada adlarında iki kızı olmuştur
II Mausolos
Babası Ekotomni’nin (İÖ 377) ölmesiyle kral olmuştur Karya’ya mutlu, parlak bir dönem yaşatmış, Halikarnassos’u (Bodrum) mimari ve sanat eserleriyle zenginleştirmiştir II Mausolos çok gayretli ve egemenliğe çok düşkündü O çağın en üstün uygarlığı Helen uygarlığıydı Mausolos da Karya’lıları Helenler gibi olmaya, onlara benzetmeye çalışmıştır Ancak erken ölümü (İÖ 353) bu düşüncelerini gerçekleştirmesine olanak tanımamıştır

II Artemisya
Artemisya ve Mausolos, Ekotomni’nin çocuklarıydı O dönemin Karya adetlerine göre iki kardeş birbirleriyle evlenebiliyordu Artemisya da kardeşi Mausolos ile evlenmiş, Mausolos ölünce yönetime kendisi geçmişti Bugün Londra müzesinde bulunan ve zamanın yedi harikasından biri olan Mausoleum’u (anıtmezar) çok sevdiği kocasının anısına kızlarıyla birlikte yaptırdı Kendisi ölünce aynı yere gömüldü (İÖ 351)
İdriye
II Artemisya’nın ölümünden sonra kardeşi İdriye onun yerine başa geçip küçük kız kardeşi Ada ile evlendi Perslere karşı uyumlu ve pasif bir politika yürüttü
Ada
Kocası İdriye (İÖ 341) ölünce tahta geçti Ancak dört yıllık bir hükümdarlıktan sonra kardeşi Piksodaros Perslerle anlaşıp yönetimi ele geçirdi ve Ada’yı sürgüne gönderdi Ada Halikarnassos’u terk ederek Alinda kentine sığındı Büyük İskender bu yıllarda Karya topraklarında hızla ilerliyor, Karya kentlerini teker teker fethediyordu Halikarnassos da bunların arasındaydı İskender buraya gelince dostu olan Ada’yı geri getirip, bütün Karya’nın yönetimini ona verdi
Piksodaros
İdriye ölünce Piksodaros yönetimi ele alabilmek için kardeşi Ada’yı sürgün etmişti; fakat Piksodaros satraplık ünvanına sahip değildi Bu nedenle Persler, Orontobates isminde birini yönetime yardımcı olarak gönderdi Piksodaros istemeyerek yönetimdeki ortaklığı kabul etti Piksodaros ölünce (İÖ 336) idare Persli Orontobates’e kaldı ve Orontobates satrap oldu
Karya, Büyük İskender, Bergama ve Romalılar
İskender babasının ölümü olan İÖ 336 yılında yirmi yaşındayken kral olmuş, böylece gerek Asya, gerek Avrupa için yeni bir çağ başlamıştı İÖ 334 yılında Makedon ve Yunanlılardan oluşan ordusuyla Çanakkale Boğazı’nı geçerek Troya’ya ulaştı Şehrin doğusunda, Granikos Nehri civarında Karacabey’de Pers ordusuyla karşılaşıp, Daryus’u büyük bir yenilgiye uğratınca Anadolu’nun kapıları İskender’e açılmış oldu Ülkenin büyük bir kısmı Ege sahilleriyle birlikte fethedildi
Pers egemenliğine son darbe ise İÖ 331 de vuruldu Daryus kaçarak kurtulabildi Daryus’un hazinelerini ele geçiren İskender’e Hindistan’a ulaşacak yollar açılmış oluyordu İskender 323 yılında, 33 yaşında Babil kentinde öldü Generalleri fethedilmiş toprakları aralarında paylaşırken çıkan anlaşmazlık yüzünden birbirleriyle savaşmaya başladılar Bu karışık dönemde Bergama kralı I Attalos güneye doğru ilerleyerek Karya’nın tamamını işgal etti İö 197 yılında V Filip’le Romalılar arasındaki meydan savaşında Filip yenilince, Romalı komutan Asya’daki tüm Yunan şehirlerinin özgürlüklerine sahip olması gerektiğini söylemişti Asya’ya yeni gelmiş Roma ordusu İÖ190 yılında Manisa’daki meydan savaşında Suriyeli Antiodios’u yenince Karya ve Likya’nın yönetimi Rodos’a verildi Rodos’un kötü yönetimi İÖ 167’de Likya’lılar gibi Karya’lıların da ayaklanmasına neden oldu Aynı zamanda Roma senatosu Karya ve Likya’nın bağımsızlıklarını ve özgürlüklerini kabul etti
Bergama kralı III Attalos İÖ 133’te krallığını Roma’ya miras bırakınca Anadolu’da Roma’nın varlığı kabul edilmiş oldu Başarılı ve kimi zaman da başarısız süren Roma İmparatorluğu’nun Karya’daki egemenliği Bizans’ın doğuşuna kadar sürmüştür İÖ birinci yüzyılda Roma’da iç savaşlar başlamıştı İÖ 44’de Julius Cesar, İÖ 42’de Brutus ve Kassyus öldürüldü
Bu tarihlerde Karya’da bulunan Antonius ve Cleopatra kış mevsimini geçirmek üzere Mısır’a dönmeye hazırlanırken Milas, Alabanda ve bazı kentler ünlü hatip Milaslı İbrea’nın kışkırtmasıyla Romalılara başkaldırarak muhafız kıtalarını yok etmişlerdi Ancak sonradan Romalıların yeniden fethettiği Milas yakılmış, yıkılmış ve perişan edilmiş, Alabanda halkının da çoğu öldürülmüştür
Tarihi kaynaklar Romalılar döneminde Anadolu’nun büyük bir yıkıma, zulüm ve işkenceye maruz kaldığını yazmaktadır Karya da bu felaketin dışında kalamamıştır Bu olayları izleyen dört yüzyıl Roma döneminin ikiye ayrılmasını hazırlayan ve Bizans dönemini başlatan yıllar olmuş ve İS 395 yılında Karya ve Likya tamamen Bizans yönetimine geçmiştir Anadolu’nun bir bölümüyle Karya ve Likya 8 yüzyıl başında Harunurreşid tarafından işgal edilmiş, ancak 860’lı yıllarda yeniden Bizans devleti topraklarına katılmıştır
1100 yıllarına doğru, Anadolu Selçukluları’nın Anadolu’da batıya doğru ilerlediklerini görüyoruz O tarihten sonra bu topraklar Menteşe Beyliği kuruluncaya kadar Selçuklular’ın yönetiminde kalacaktır
Menteşe Beyliği Dönemi
Menteşe Bey 1282 yılı yazında Aydın önlerine kadar ilerleyip uzun bir kuşatmadan sonra kentin kalesini fethetmiş ve sonra da Karya içlerine sarkmaya başlamıştırMenteşe Bey tarafından Karya’nın tamamının fethi kaynaklara göre 1291’de tamamlanmıştırMenteşe Bey ölünce yerine oğlu Mesut Bey geçmiştirMesut Bey 1300 yılında Rodos seferi için Marmaris liman ve kalesini üs olarak kullanmış,Rodos’u fethetmiş,ancak ömrünün sonlarında büyük bir Haçlı donanmasının 1309’da Rodos’u geri almasını önleyememiştir
Menteşe Beyliği Sücaeddin Orhan Bey zamanında en parlak dönemini yaşamış ve Marmaris büyük bir liman kasabası haline gelmiştirOrhan Bey’in ölümü üzerine Menteşe tahtına çıkan oğlu İbrahim Bey zamanında ,Girit dukası Marino Morisini 1352 yılında Ayasuluk ve Balat limanlarını beyliğin elinden almış ,ancak tedbirli davranan Marmaris, İbrahim Bey’in oğlu Hakim Gazi Ahmet Bey’in de yardımıyla kendini Girit dukalığına karşı koruyabilmiştirGazi Ahmet Bey liman ve kalenin onarılmasını sağlamış,1365 yılında Rodos’la Kıbrıs arasındaki deniz yoluna egemen olduktan sonra Marmaris daha da gelişip önem kazanmıştırGazi Ahmet Bey’in ölümünden sonra Menteşe Beyliği Sultan IIMurad tarafından 1424’de Osmanlı topraklarına katılmıştır
Osmanlı Dönemi
Bu yeni dönemde Menteşe Beyliği’nin toprakları 1444’de II Murad zamanında Saruhan ve Aydın’la birlikte yönetim şekli olarak ‘has’ haline getirilmiş,Marmaris ise Menteşe sancagına bağlı bir köy olarak kalmıştır1517 yılındaysa yönetim Muğla tımarı olarak Hasan Nakari adlı şahsa verilmiştir
Osmanlı İmparatorluğu’nun Akdeniz’de egemen olması için Rodos Adası’nın alınmasının gerekli olduğuna inanan Kanuni Sultan Süleyman 16 Haziran 1522 yılında yüz bin kişilik bir orduyla Üsküdar’dan hareket ederek kırk gün sonra 26 Temmuz Cumartesi günü Marmaris’e ulaşmıştır Önce kaleyi dolaşan Kanuni,kaleyi küçük bulmuş ve daha büyük bir kale yapılmasını emretmiştirBu arada yakınlık duyduğu Sarıana’ya duasını almak için uğramış ve Sarıana Kanuni’ye Rodos’un alınacağını müjdelemiştir
Rodos seferi nedeniyle Marmaris yeniden önem kazanmıştırLiman kenti Marmaris sonraları Muğla mütesellimleri tarafından gönderilen voyvodalar tarafından yönetilmiştirBunu yönetimde yapılan değişiklik izlemiş ve kasaba Rodos’a bağlanmıştırMarmaris’in yönetimiyse bir mütevelliye bırakılmıştır1867’de Marmaris Muğla’ya bağlı bir ilçe haline getirilmiş ve bu tarihten sonra mülki yönetim için kaymakamlar atanmıştır
IDünya Savaşın’da Marmaris
1913 yılında bir Alman gemisi Fransız kruvazörlerinin önünden kaçarak Marmaris limanına sığınmış, limanı koruyan Türk askerleri kendilerine sığınan bu Alman gemisini Fransızlara vermemişlerdirBunun üzerine Fransız gemileri Marmaris Boğazı’nı mayınlamışlarsa da kale komutanı ve görevlileri bu mayınları bir gecede toplamış ve zararsız hale getirmiştir1914 yılının temmuz ve ağustos aylarında yine Fransız gemileri kaleyi topa tutmuş,büyük bir tahribat yapmışlardırKaraya çıkan Fransız askerleri Türk kumandan ve askerlerinin kahramanca müdafaaları karşısında çekilip gitmişlerdir

İstiklal Savaşı’nda Marmaris
Sevr Antlaşması’ndan sonra 29 Temmuz 1919’da İtalyanlar’la Yunanlılar gizli bir anlaşma yapmış,İtalyanlar Muğla ve Marmaris’i işgal etmişlerdiBu arada İtalyan kabinesi düşmüş,Dışişleri Bakanlığı’na da Kont Sforza getirilmiştiİtalya 22 Temmuz 1922’de Yunanistan’la önceki anlaşmasını tek taraflı olarak bozduTürklere yardıma dayanan yumuşak bir politika izlediBu nedenle Marmaris halkı İtalyan askerlerine karşı direnmemiş,İtalyanlar ise Yunan saldırısına karşı Türklere yardım etmişlerdirİtalyan askerleri Marmaris’ten ayrılırken kalede şerefle dalgalanan Türk bayrağına saygı duruşunda bulunmuşlardır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.