|
|
Konu Araçları |
afyonkarahisar, afyonkarahisardaki, anıt, heykeller |
Afyonkarahisar Anıt Ve Heykeller - Afyonkarahisar'daki Anıt ve Heykeller |
06-26-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Afyonkarahisar Anıt Ve Heykeller - Afyonkarahisar'daki Anıt ve HeykellerCumhuriyet Meydanı’nda Afyon'un simgesi olan anıt devrin önemli heykeltıraşlarından Krippel'in (1883-1945) 1934-1936 da yaptığı eseridir 27 Ağustos 1922 tarihinde Kurtuluş Savaşı’nda Afyon’un Yunan saldırısından kurtarılışını sembolize eden tunçtan bir anıttır Anıt yeşil porfir bir platform üzerinde, yine porfirden dikdörtgen bir kaidenin taşıdığı iki çıplak insan figüründen meydana gelen bir kompozisyondur Kaidenin uzun kenarlarında çerçeveler içinde rölyef halinde işlenmiş Kurtuluş Savaşı’nı simgeleyen figürler yer alır Kaidenin ön yüzünde Atatürk’ün portresi, sol yönünde de Atatürk, İnönü ve Fevzi Çakmak’ın harita üzerinde Başkumandanlık Savaşı’nı planlarken yapmış oldukları hazırlıkları, arka yüzünde de askerin taşıdığı sancağı işgalden kurtulan halkın öpmesi, sağında da Mehmetcik’in süngü taarruzu kabartmalar halinde tasvir edilmiştir Kaide üzerindeki heykeller normal insan boyutlarından daha büyük ve hareketler son derece canlıdır İşgalcileri sembolize eden ve yerde yatan figürün büyük bir çaresizlikle aşağı sarkmış olan başındaki ıstıraplı yüz ifadesi ve bitkin vücudu yenilgiyi göstermektedir Ayaktaki figürün yüzünde ise büyük bir hiddet ifadesi vardır Gerilmiş adaleleri, şişmiş boyun damarları, yukarı kalkmış kolları, biri yumruk şeklinde sıkılmış, diğer bir şeyi parçalayacakmış gibi açılmış elleri ile ayakları altında yatan figüre yukarıdan bakarak adeta ezmektedir Atatürk 1937 deki Afyon ziyaretinde, anıt hakkında "Büyük Zaferi en iyi anlatan anıt" diyerek beğenisini dile getirmiştir Zaman içerisinde heykelin üzerinde meydana gelen oksitlenme ve deformasyon, geçtiğimiz yıl içerisinde Afyon Belediyesince 7 milyar TL harcanarak temizlenmiştir Bu çalışma Anıtlar ve Müzeler Genel Müdürlüğünün koordinasyonunda gerçekleşmiş olup, konservasyon uzmanlarının çalışmaları ile gerçekleştirilmiştir Zafertepe Anıtı Kütahya-Afyon karayolunda ,Afyon’a 60 km kala "Abideler Sapağı" levhasından itibaren 29 km sonra 1181 rakımlı tepededir 1964 de 220 sayılı yasa ile inşaatına başlanmış ve 1968 de tamamlanıp ziyarete açılmıştır 30 Ağustos 1922 günü Atatürk Genel Kurmay Başkanı Fevzi Çakmak,Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü ile beraber Afyon’dan Çalköy-Zafertepe’ye gelir ve saat 1400 den itibaren Dumlupınar Meydan Muharebesini buradan idare eder Çalköy-Allıköy,Yerköy,Adatepe arasındaki bu dar bölgeyi 5 Yunan Tümeni ve 2inci Kolordu karargahıyla onlara bağlı birliklerle ordunun bütün top ve donanımı ile doldurmuştur Bu arada en önemli mevkilerden biri Çalköy’dür Atatürk Çalköyde koşullanmış olan Yunan askerlerinden tepenin alınması emrini 57 nci Tümen Komutanı Albay Reşat Çiğiltepe’ye vermiştir Birliğin belirli zamanda tepeyi alınamaması üzerine verdiği sözü yerine getiremediğinden dolayı Albay Reşat Bey orada intihar eder Onun ölümü asker üzerinde büyük bir etki yapar ve yarım saat sonra tepe alınır Atatürk buradaki birlikle savaşın durumu için telefon bağlantısı kurduğunda Albay Reşat Bey’i ister, "Paşam Çiğiltepe’yi aldık fakat Albay Reşat Bey yarım saat evvel size söz verdiği zamanda burayı alamadığı için tabancası ile intihar etti" cevabını alınca üzüntüsünden telefonu elinden düşürür Soyadı kanunu çıkınca da bizzat kendisi aileye Çiğiltepe soyadını vermiştir Yunan ordusunun hezimeti bütün donanımlarını savaş alanında bırakarak kaçmalarını tepeden dürbünle izleyen Atatürk Kurtuluş Savaşının başından beri belki de ilk defa tüm duygularını dışa vurarak , Karargahını İzmirde tutan Yunan Orduları Komutanı Hacı Anesti için şöyle bağırır: "Hacı Anesti gel de ordularını kurtar" Hacı Anesti Lozan Antlaşmasından sonra Yunan Hükümeti tarafından askeri mahkemeye verilmiş ve savaştaki başarısızlığı ile suçlu bulunup Atina’da kurşuna dizilmiştir 31 Agustos 1922 günü Atatürk Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü ile birlikte Yunanlıların çekilirken yakıp yıktığı Çalköy kasabasına gelirler ve orada henüz yangının dumanları tüten bir evin avlusunda buldukları kırık bir kağnı arabasını masa gibi kullanarak durum muhakemesinde bulunurlar ve İzmir’e doğru kaçan düşmanı kovalama kararı alarak tarihimizdeki şu meşhur komutu verir: "Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir ileri" Zafertepe Anıtı girişi Atatürk zaferden iki sene sonra Çalköy’de verdiği nutukta savaş meydanında gördüğü manzarayı şöyle anlatmaktadır: " Muharebe meydanını dolaştığım zaman ordumuzun kazandığı zaferin büyüklüğü ve buna karşılık düşman ordusunun duçar edildiği felaketin dehşeti beni çok duygulandırdı,o karşıki sırtların gerisindeki bütün vadiler,dereler,korunak ve açık yerler ,bırakılmış toplarla,otomobillerle sayısız donanım ve gereçlerle ve bütün bu kalıntılar arasında yığınlar teşkil eden ölülerle,toplanıp,karargahımıza sevk edilen sürü-sürü esir kafileleri hakikaten bir kıyamet gününü hatırlatıyordu" Kurtuluş Savaşının sembolize eden bu anıt taş kaplamalı üçgen bloklardan meydana gelmiştir Değişik yönlere bakan bu üçgen bloklar Ulusumuza karşı olan milletlerin bize karşı gösterdikleri haksızlığa karşı yaptıkları feveranı,iç ve dıştaki düşman kuvvetlerinin mukabil hareketlerini,iç isyanları,çete harplerini,düşman istilâsını,Büyük Millet Meclisinin kuruluşunu ve çeşitli müdahalelerden sonra milletin tek vücut halinde kazandığı 30 Ağustos Zaferini canlandırır ve gelecek nesillere Türk Milletini iç ve dışta meydana gelebilecek kötü tesirlere karşı birleşilirse zafere gidebileceğini sembolize eder Bir kompleks şeklinde düzenlenmiş olan bu mekân, tepenin hemen eteğinde bir müze, anma günlerinde yapılacak töreni seyretmek için anfi şeklinde düzenlenmiş bir tribün,merasim pisti gazino,su deposu,çeşmeler,muhafız kıtası için gerekli binaları kapsayan 200 metrekarelik bir alanı kaplamaktadır |
|