06-26-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Normal doğum hakkında bilinmeyenler
Son 10 yılda sezaryen oranlarının özellikle büyük şehirlerimizde gittikçe arttığı bilinmektedir Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre bu oran %15 olması gerekirken, ülkemizde devlet hastanelerinde %40-60, özel hastanelerde %80-90 oranlarını bulmuş durumda Amerika ve Avrupa ülkelerinde sezaryen oranlarını düşürmek için yoğun bir çaba harcanırken, ülkemizde yazılı açıklamaların dışında büyük bir projenin olmadığını görüyoruz Peki, çok açık bir biçimde görülen, kabul edilemez derecede yüksek sezaryen oranlarının sebebi nedir? Ve neden diğer gelişmiş ülkeler normal ve doğal doğum oranlarını yüksek tutmaya çalışmaktadır? Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op Dr Hakan Çoker doğal doğumun önemini ve ülkemizde doğal doğum oranının neden azaldığını sizin için anlatıyor
Doğal doğum nedir?
Doğal doğum mümkün olduğu kadar müdahale edilmeden yapılan doğumlardır Bu sayede aktive olan tüm doğal hormonlar, anne ve bebeğini doğuma en sağlıklı biçimde hazırlamaktadır Zaten doğal bir doğumda ebeler ve doktorların izleyici olup, sağlık kontrollerini yapmalarından başka bir müdahalesi olmamalıdır Çünkü buna ihtiyaç yoktur Gebelik ve doğum eylemi bir hastalık değil, bedenin doğal, normal ve sağlıklı bir fonksiyonudur Gereksiz yere yapılan her türlü müdahalenin doğumun işleyişi ve hormonların salınımı üzerine negatif etkileri vardır Zaten doğal doğumu üstün kılan bu hormonların salgılanmasıdır
Bu hormonlar içinde en etkili olan iki hormon “Oksitosin” ve “Endorfin”dir Oksitosin rahmi kasıcı etkileri ile doğumun ilerlemesinden sorumlu hormondur Ancak oksitosinin cinsellikte, arkadaşlarla yenilen güzel bir yemekte ve sevginin olduğu daha birçok yerde salgılandığını biliyoruz Bu yüzden bu hormona “sevgi hormonu” adı verilmiştir Yani sevginin olduğu her yerde oksitosin de vardır Bu hormon doğumda gittikçe artan oranlarda salgılanarak doğum anında ve doğum sonrasında en yüksek seviyelerini bulur Kordon yoluyla da bebeğe geçer Bebeğin de kendi hormonunu ayrıca salgıladığını biliyoruz Böylece doğal bir doğumda anne ve bebeğinin bu hormonun etkisiyle bir sevgi denizinde yüzdüğünü söyleyebiliriz
Diğer hormonumuz endorfin, bedenin salgıladığı: “doğal bir ağrı kesici”dir Doğa, doğum yapan kadının kendini rahat hissedebilmesi için her şeyi yapar Oksitosin seviyesi yükselip, kasılmalar sıklaştıkça, beden endorfin salgısını arttırarak cevap verir Böylece kadının bedeninde doğal bir anestezi sağlanır, kasılmalar daha rahat hissedilir Doğumda endorfin seviyeleri en yüksek noktadadır Kordon yoluyla bebeğe geçer, bebek de kendi hormonunu salgılar Endorfinin bağımlılık yapıcı bir etkisi de vardır Kişi endorfin etkisindeyken çok daha sevgi dolu, karşısındakini kabullenicidir Endorfinin en çok salgılandığı sporcularda bu etkileri açıkça görebiliriz Doğum anında anne ve bebeği oksitosin ve endorfin etkisindedir Ve bu iki hormon birleştiğinde müthiş bir güce ulaşır Anne ve bebeğin bu ilk karşılaşmada birbirlerine bağlanmasından bu hormonlar sorumludur Bu yüzden doğumlarda, bebeğin doğar doğmaz anne kucağına verilmesi gereklidir
Son yıllarda yapılan çalışmalar doğum anında bebeklerimizin her şeyin farkında olduklarını göstermektedir Bebeklerimiz doğduklarında her şeyi hissederler, duyarlar ve görürler Spotlar gözlerini acıtır, baş aşağı tutulmak onları mutlu etmez Tek istedikleri bu yenidünyada güven duyacakları tanıdık bir sestir Bu yüzden en çok tanığı kişiyi, annelerini ararlar İlk refleks ağlamalarından sonra anne kucağı ile buluştuklarında annesinin güven veren kalp atışlarını duyar, tanıdık sesini ve kokusunu hissederler Ağlamaları yavaş yavaş azalır Kendilerini bu güvenli sıcaklığa bırakırlar Bu güvenli ve sevgi dolu başlangıç onların gelecekteki davranışlarını da pozitif yönde etkileyecektir
Doğal doğumlar neden azaldı?
Bu soru sorulduğunda genellikle ilk suçlanan doktorlardır Bu durum bir anlamda da doğrudur Yani sezaryen doğum zamanı belli olduğu, kısa sürdüğü için birçok yoğun çalışan doktor için kolay bir doğum şekli olarak empoze edilmektedir Belki de bu yüzden sezaryen oranları gittikçe artmaktadır
Ama bu konudaki en büyük sorumluluk ailelere düşüyor Kadınlarımız arasında sezaryen tercihi gittikçe artıyor Bunun da başlıca sebebi: “korku” Kadınlarımız doğumdan korkuyor ve korkuları toplum tarafından besleniyor Korku gerginlik yaratıyor ve bedenimizde stres hormonlarının salgılanmasını arttırıyor Adrenalin başta olmak üzere salgılanan bu hormonlar doğumun doğal gidişini bozuyor Beden bu korkular nedeniyle tehlikede olduğunu sanarak doğumu durdurmaya çalışıyor Rahim kasları birbiriyle uyum içinde çalışacakken, birbirlerine karşı çalışır hale geliyor ve bu da ağrılı kasılmalarla sonuçlanıyor Biz buna: “korku-gerginlik-ağrı çemberi” adını veriyoruz Yani kadınlarımız aslında kendi ağrılarını kendileri yaratıyorlar diyebiliriz
Korku dolu bir doğumda istemesek de müdahaleler devreye giriyor İlerlemeyen doğumlar karşısında suni sancılar uygulanıyor Daha şiddetli kasılmalar sağlanıyor Doğal işleyiş devre dışı bırakıldığından beden kendi ağrı kesicisi olan endorfini salgılayamıyor Gergin ve ağrılı geçen saatler sonrasında bu gebeler bir şekilde doğum yapıyor belki ancak özellikle doğum anında tamamen kurtulma güdüleri ile hareket ediyorlar O özel anı, o büyülü buluşma anını kaçırıyorlar Akıllarında sadece ağrılar, yorgunluk ve korku kalıyor Tabi bu gebelerimiz daha sonra korkuyla besledikleri bu doğumları anne adaylarına bire bin katarak anlatıyor ve toplumsal korkunun kaynağı oluyorlar
Artan sezaryen oranlarının bir diğer sebebi yasal sorumluluklar ve aile beklentileri Aileler artık doğumda hiçbir ters giden olaya şahit olmak istemiyorlar Yani “garantili” doğum istiyorlar Oysa biz biliyoruz ki hayatımızın hiçbir aşamasında böyle bir garanti yok Sağlığımızla ilgili aldığımız her kararın pozitif yanları olduğu kadar negatif yanları da var Bu doğum için de geçerli Bazen işler istediğimiz gibi gitmiyor Çok nadir karşımıza çıksa da bu gibi istenmeyen bir olay olduğunda ilk suçlanan doktor oluyor ve neden en baştan sezaryen yapılmadığı sorgulanıyor Bazen olaylar gittikçe artan sıklıkta mahkemelere taşınabiliyor Aile ve yasalarla baskı altına alınan doktorlarımızdan garantili sonuçlar beklendiğinde ister istemez sezaryen oranları artıyor
Doğal doğum yolunda neler yapılabilir?
Gerek hamilelik gerekse doğum planları için artık: “Ben ne istiyorum ?” sorusu yerine: “Bebeğim ne istiyor ?” sorusunu sormanız gerekiyor Bebekleriniz travmasız, sakin ve dünyayla tanıştığı anda annesiyle buluşacağı doğal bir doğum istiyor Bu onların geleceğini pozitif yönde etkiliyor, sevme kapasitelerini arttırıyor Dünya’da travmasız bir doğumla karşılaştırıldığında sezaryenin daha iyi olduğuna dair tek bir çalışma yok Kadınlarımızın artık doğumlarına sahip çıkması gerekiyor
İkinci aşamada korkularla çalışmak geliyor Korkuların panzehiri bilgidir Bilinmeyen sizi daha çok korkutur Burada hamile eğitimi devreye giriyor ve sizi korkusuz bir doğuma hazırlıyor Doğum aşamalarını, ıkınma tekniklerini, nefes tekniklerini bu kurslarda öğrenebiliyorsunuz Zamana saygıyı öğreniyorsunuz Doğumda gevşemenin önemini ve kendinizi bırakmayı öğreniyorsunuz Doğumun bilinçle kontrol ederek değil, bilinçaltıyla kendinizi bırakarak yapıldığını öğreniyorsunuz Bedeninize, rahminize ve bebeğinize güvenmeyi öğreniyorsunuz Yani eğitimlerde doğuma fiziksel ve duygusal olarak hazırlanıyorsunuz Tüm bunların sonucunda da kendi doğumunuzla ilgili planları yapabilecek ve kendi sağlığınızla ilgili kararları verebilecek duruma geliyorsunuz
Ülkemizde doğal doğum yolundaki ikinci büyük adımda doktor ve hastane seçiminin iyi yapılması gerekiyor Bu konularda hepimizin yavaş yavaş kendini sorgulaması gerekiyor Eğer sizin doğum yapmaya karar verdiğiniz hastanede sezaryen oranı % 90’sa, bu aynı zamanda sizin de sezaryen oranınız demektir
Bu konuda en büyük sorumlunun Sağlık Bakanlığı olacağını söylemek sanırım yanlış olmaz Yurt çapında başlatılacak kampanya ve seminerlerle doğal doğum teşvik edilebilir Her hastanede hamile eğitimi yapılması zorunlu tutulabilir Hastanelerin normal, müdahaleli ve sezaryenle doğum oranları gebelerin de görebileceği şekilde sergilenebilir Sezaryenin anne ve bebek üzerindeki negatif etkileri panellerle anlatılabilir
Normal bir doğum için 10 öneri:
1 Doğum için kendinizi rahat hisedebileceğiniz ve normal doğumu destekleyen bir hastane seçin
2 Doğumda sorumluluğunuzu alan doktoru seçerken normal doğumu destekleyen uygulamaya nasıl baktığını sorgulayın
3 Tıbbi bir sebep yokken doğumunuzun erken başlatılmasını kabul etmeyin Doğumun kendi başlaması bebeğinizin de hazır olduğunun en önemli işaretidir
4 Doğum sırasında hasta gibi yatağa bağlı kalmayın ve hareket etmekte özgür olun Dik pozisyonları tercih etmeniz ve kasılmalarda hareket özgürlüğünüzün olması kendinizi daha rahat hissetmenizi sağlar ve doğumunuzu kolaylaştırır Bebek doğum kanalına daha rahat girer ve doğum süresi kısalır Yürüyün, sallanın, dans edin yani kısaca bedeninizi izleyin, o size ne yapmanız gerektiğini söyleyecektir
5 Doğumda size destek olacak kişiyi seçerken iyi düşünün Bu kişi sakin olmalı ve doğum boyunca size duygusal ve fiziksel olarak sürekli destek vermeli Bu kişi eşiniz veya akrabanız olabilir Profesyonel bir doğum koçu ile anlaşmayı da düşünebilirsiniz
6 Doğumda bebek kalp atışlarının izlenmesi için kullanılan makineye sürekli bağlı kalmayın Bu sizi kısıtlar ve bir sorun olduğu hissine kapılırsınız Ara ara bebek kalp atışlarının izlenmesi yeterli olacaktır
7 Bedeninizin istediği ölçüde gıda ve sıvı alımınızı engellemeyin Doğumun tüm evrelerinde sıvı ve enerji ihtiyacınız olacaktır Bunun engellenmesi doğumunuzu yavaşlatır ve müdahaleleri getirir
8 Kasılmalar sırasında rahatlamak için anestetik ilaçlar dışındaki gevşeme yöntemlerini tercih edin Anestetik ilaçlar doğal hormonlarınızın doğru salınımını bozar Derin gevşeme, imgeleme, odaklanma, nefes teknikleri, masaj, sıcak veya soğuk uygulamaları ve öğrendiğininiz diğer teknikler sizin rahat etmenizi sağlayacaktır
9 Sırt üstü doğum yapmaktan kaçının Sınıflarda öğrendiğiniz doğum teknikleri kasılmalarınızın etkisini arttıracak ve yerçekimi ile çalışmanızı sağlayacaktır Ikınmalar sırasında bedeninizi izleyin Bedeniniz isteyince ıkının Sağlık personelinden sadece sessiz ve sözel destek isteyin
10 Doğumdan hemen sonra bebeğinizi kucağınıza alın Sıcak cilt teması sayesinde bebeğiniz gevşek kalır, ısısı korunur, kalp atımı ve solunumu daha kolay adapte olur Anne-bebek bağı kolay ve çabuk kurulur Bebeğinizle aynı odada kalmanız bebeğinizi daha iyi tanımanızı ve ihtiyaçlarına çok daha çabuk cevap vermenizi sağlar Emzirme için güzel bir başlangıç olur            
|
|
|