Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
etkili, islamın, kimlerdir, kişiler, olan, türklerde, yayılmasında

Türklerde İslamın Yayılmasında Etkili Olan Kişiler Kimlerdir?

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Türklerde İslamın Yayılmasında Etkili Olan Kişiler Kimlerdir?



Türkler Müslüman olduktan sonra İslam medeniyetinin gelişmesi ve yayılması için büyük gayret göstermişlerdir Türklerin İslam anlayışının oluşmasında pek çok kişinin etkisi olmuştur Bu kişiler Türk İslam toplumlarının din, kültür ve manevi önderleri olmuştur

21 Ebu Hanife
Asıl adı Numan bin Sâbittir 699’de Kûfe’de doğdu Ticaretle uğraşan zengin bir ailenin çocuğu idi Küçük yaşta Kur’an-ı Kerim’i ezberlemiştir Devrin seçkin alimlerinden Arapça, sarf, nahiv ve şiir dersleri almıştır Hocası Hammad bin Süleyman vefat edince onun yerine ders vermeye başladı Yetiştirdiği öğrencilerin sayısı binlerle ifade edilmektedir

Hanefi mezhebinin kurucusu sayılır 760 yılında vefat etmiştir Vefatından sonra fetvaları yazılmış ve sistemleştirilmiştir Türkler’in büyük çoğunluğu ile Irak, İran, Afganistan ve Pakistan’da yaşayan Müslümanların pek çoğu Ebu Hanife’nin (Hanefi) mezhebindendir En önemli eserlerinden biri, inanç esaslarının sistematik hale getirildiği “el-Fıkhu’l- Ekber” dir

22 Mâturidî
862’de Semerkant’ta doğmuş ve 944’te aynı yerde vefat etmiştir Türk bilginidir İslam inançları alanında derinlik kazanmıştır Mâturidîliğin kurucusu olarak görülmüştür Akıl ile vahiy arasında iyi bir denge kurmuştur Kelâm, fıkıh ve mezhepler tarihi konusunda çalışmalar yapmıştır Hanefi mezhebindeki Müslümanlar inanç konularında Mâturidîliği benimsemişlerdir En önemli eserleri “Kitâbu’t-Tevhid” ve “Te’vilâtu’l-Kur’an” dır

23 Şâfiî (767-819)
Şâfiî mezhebinin öncüsüdür Filistin’in Gazze şehrinde doğdu Küçük yaşta babasını kaybetti Fakir bir hayat yaşayan annesi oğlunu Mekke’ye ***ürdü Küçük yaşta kendisini ilme verdi 7 yaşında Kur’an’ı ezberledi 10 yaşında İmam Mâlik’in “el-Muvatta” adlı hadis kitabını ezberledi 15 yaşında fetva verebilecek seviyeye gelmiştir Daha sonra Medine’ye giderek İmam Mâlik’ten fıkıh ve hadis dersleri aldı 810 yılında Bağdat’ta Ahmet bin Hanbel ile görüştü ve “el-Hucce” adlı eserini yazdı “er-Risâle” adlı eseri ise Fıkıh Usûlü dalında ilk eser sayılır Kendi mezhebinin görüşlerini ihtiva eden kendi mezhebinin görüşlerini içeren fıkıh kitabıdır Şafiî, ilmi yanında takvası ve güzel ahlâkı ile de dikkatleri üzerine çekmiştir Mezhebi, Mısır, Güney Arabistan, Doğu Afrika, Doğu Anadolu, Seylan, Endonezya, Cava, Filipinler, Malaya, Maverâünnehir ve Horasan gibi yerlerde yayılmıştır

24 Eş’arî (873 Basra- 935 Bağdat)
Küçük yaşta babasını kaybetti ve ilim tahsiline başladı Devrin ünlü hocalarından dersler aldıMutezile mezhebine mensup hocalardan dersler aldı ve gençliğinde bu mezhebin görüşleri doğrultusunda eserler yazdı 40 yaşından sonra Mutezile’den ayrılıp Ehli sünnet anlayışını benimsedi Daha sonra kendisi Ehli Sünnet’in Eş’ariyye mezhebinin kurucusu olmuş ve Sünniliğe hizmet etmiştir Eserlerinin sayısını bazı kaynaklar 300 e kadar çıkarırlar Kelâm, Cedel, tefsir, fıkıh dallarında eserler yazmış Mutezile ve Şia’nın reddine, Mecûsiler’in, Yahudiler’in, Hristiyanların, tabiatçıların ve çeşitli felsefi görüşlerin tenkidine dair eserler yazmıştır “Makâlâtü’l-İslâmiyyîn” ve “el-Has ale’l-bahs” önemli eserlerindendir

25 Ahmet Yesevî
Türkistan’ın Sayam kasabasında doğmuştur Küçük yaşta hem annesini hem de babasını kaybetmiş ve ablasıyla birlikte Yesi’ye giderek oraya yerleşmiştir Orada Aslan Baba adlı alimden ilk ilmini aldıktan sonra Buhara’ya ilmini artırmak için gitmiştir Orada devrin en büyük alimlerinden olan Yusuf el-Hamedâni ile tanışmış ve ondan İslami ilimler ve tasavvuf ilmi öğrenmiştir Sonra tekrar Yesi’ye dönmüş ve ömrünün sonuna kadar ilim öğretmeye devam etmiştir Ahmet Yesevî’nin özellikle göçebe Türkler arasında İslamın öğrenilmesi ve yaygınlaşmasında büyük etki yapmıştır Yetiştirdiği öğrenciler, en uzak Türk topluluklarına kadar İslamı ulaştırmışlardır Ahmet Yesevinin başlıca uğraşısı İslâm’ı Türklere sevdirmek ve Ehli sünnet inancını yaymaya çalışmak olmuştur Bu yüzden sayıları binleri bulan öğrenciler yetiştirmiştir En önemli eseri “Divan-ı hikmet” tir

26 Ahi Evran
Ahi Evran, önceleri dericilik sanatında ün kazanmış, daha sonra ise Anadolu’daki bütün sanatları etkilemiş bir şahsiyettir Asıl adı Nasreddin Mahmuttur 1172’de Horasan’da doğdu Ailesi Moğol baskısı yüzünden Anadolu’ya göç eden Oğuz Türklerindendi Önce Konya sonra Denizli, sonra da Kayseri’ye gitmiş ve daha sonrada Kırşehir’e gitmiş ve orada vefat etmiştir Dericilik dalında kendini geliştirmiş Ahilik konularında Ahi Mahmut’tan dersler almıştır Usta olduktan sonra ahi şeyhi olarak görev almıştırKırşehir’de dericiliği yaygınlaştırmıştır Daha sonra “ahi Babalığa” yükselerek, teşkilatı zenginleştirmiş ve bütün Anadolu’da tanınmıştır Ahi Evran oluşturduğu Ahi teşkilatı ile meslek ahlakının oluşmasında etkili olmuştur O bununla İslam ahlakının iş hayatına nasıl yansıdığının en güzel örneklerini göstermiştir O, insanların bir sanat ve bir sanat ve meslek sahibi olarak başkalarına el açmadan kendi kazançlarını sağlamalarını, halkın ekonomik durumunu yükseltmeyi kendisine gaye edinmiştir Esnaf ve sanatkarların işlerini titizlikle denetlerdi Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük emeği olmuş ve binlerce meslek sahibi yetiştirmiş1262’de 90 yaşında ölmüştür Kabri Kırşehir’dedir

27 Hacı Bektaş Veli
Asıl adı Mahmut, Künyesi Bektaş’tır Babası Horasan hükümdarı İbrahim es’Sâni Seyyid Muhammeddir 1248’de Horasan’da doğdu 1281 de Anadolu’ya geldi 1373’te Kırşehir’de vefat etti Türbesi bugün Hacı Bektaş adıyla bilinen yerdedir İlk öğrenimini Nişabur’da yatı Hem dini hem de müsbet ilimleri öğrendi Anadolunun Müslümanlaşmasında ve Türklerin yurdu olmasında büyük payı olan erenlerden biridir Selçuklu devleti Moğol hakimiyetine girince Hacı Bekatş etrafındakilere birlik beraberlik öğütlemiştir “Bir olalım, iri olalım, diri olalım” demiştir
Hacı Bektaş Veli, ilgisini kent merkezleri yerine köy ve kırsal bölgelerde yoğunlaştırmıştır Farsça yerine Türkçeyi kullanmıştır Böylece halk onu kolayca anlamış ve bütün Anadolu’ya öğütleri yayılmıştır Yeniçeri Ocaklarınada onun sevgisi ve öğretisi hakim olmuştur İlme büyük önem vermiştir Onun “ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır Düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu” Sözleri bugün dahi bizlerin yolunu aydınlatmaktadır

28 Mevlâna
Mevlâna, 1207 yılında Belh şehrinde doğdu Babası o şehrin ileri gelenlerinden “Bilginlerin Sultanı” olarak ün yapmış olan Bahâeddin Veled’dir

12442’te Tebrizli Şems (Şems-i Tebrîzî) ile karşılaştı Onun hayatında Şems’in önemli yeri vardır Mevlâna, Şems’in cemalinde “tanrının nurlarını” görmüştü Ancak beraberlikleri uzun sürmedi Şems aniden öldü Mevl3ana, Şems’in ölümünden sonra uzun yıllar inzivaya çekildi

Mevlâna’nın en önemli eseri, Türk-İslam şaheserlerinden “Mesnevî” dir Onun tüm eserlerinde akıcılık vardır Uslûbu süslü fakat anlaşılır Allah ve peygamber sevgisini eserlerinde işlemiştir Mevlâna’nın eserlerindeki aşk ilâhî aşktır Ayetler ve hadisler hikayelerle açıklanmıştır 1273 yılında vefat etmiştir Türbesi Konya’dadır

29 Yunus Emre
Yunus Emre’nin Eskişehir’de Sarayköyde yaşadığı genel bir kanaat olmakla birliklte Anadolunun pek çok yerinde yaşadığına dair rivayetler vardır

Yunus emre Türk kültür ve dilinin en büyük değerlerinden biridir Onun şiirleri asırlardır yaşadığımız topraklara ruh vermiştir Türk dilini tüm sadelik ve güzelliği ile ortaya koyan Yunus Emre, sevgiyi felsefe haline getirmiştir Yunus’un şiirleri Türkçenin bir sanat, edebiyat, bilim ve felsefe dili olacağının en büyük kanıtıdır Şiirlerinde ahlâk, hikmet, aşk, sevgi, sabır, kanaat, cömertlik, erdemlilik konularını işlemiştir

Yunus, insan sevgisini ilahi sevgi ile ilişkilendirir “yaratılanı hoş gördük yaratandan ötürü” diyerek insanların din, mezhep, ırk, millet, renk, sınıf farkı gözetilmeksizin sevilmeyi hak ettiklerini dile getirmiştir

210 Hacı Bayram Veli
Asıl adı Numandır 1352 yılında Ankara yakınlarında bir köyde doğdu 1429’da Ankara’da vefat etti Türbesi Hacı Bayram Camisinin kıble yönündedir Küçük yaşlarda ilim öğrenmeye başladı Devrin önemli müderrislerinden tefsir, hadis fıkıh gibi dini ilimlerinin yanı sıra müsbet ilim dersi de aldı Öğrenimi tamamladıktan sonra Ankaradaki Kara Medresede müderris oldu Bu sırada Somuncu Baba lakabıyla meşhur Hamideddin Velî’nin davetiyle Kayseri’ye giderek ondan ders alıp manevi ilimlerde yüksek derecelere ulaştı Hocasının ölümü üzerine tekrar Ankara’ya döndü Ankara’da dinin emir ve yasaklarını insanlara anlatmaya ve onlara ilim ve feyiz dağıtmaya başladı Akşemseddin, Yazıcızade Muhammed ve Ahmet kardeşler, Hızır Dede, Muhammed Üftâde ve Eşrefoğlu Rûmî onun terbiyesinde yetişen önemli kişilerden bazılarıdır Anadolu’da dil ve kültür birliğinin sağlanması için Türkçe eserler yazılmasını tavsiye etmiş, kendiside halkın anlayacağı Türkçe eserler yazmıştır Onun en önemli özelliklerinden biri de öğrencileri, el emeği ile geçinmeye, toprağa bağlanmaya ve sanata yönelmeye davet etmiştir Ortaasyadan gelen göçebe Türklerin yerleşik hayata geçmesinde ve Osmanlı devletinin medeniyet yolunda büyük aşama kaydetmesinde onun bu davetinin önemi büyüktür



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.