06-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Türklerin İslamiyeti Kabul Etmelerinin Dünya Tarihi Üzerindeki Etkileri
Türkler’in Müslümanlığı kabulü bu milletin kaderi üzerinde de son derece önemli bir yer işgal geder Yeni bir din veya medeniyetin kabulü, cemiyette inanış, düşünüş ve yaşayış gibi çeşitli bakımlardan meydana getirdiği değişiklik ve gelişmeler dolayısıyla bir milletin tarihinde en önemli bir hadise olma özelliğini daima korumaktadır Böyle bir değişiklikle milletlerin varlıklarını koruduğu, yeni bir iman ve hızla ileri bir seviyeye eriştiği veya bunun tam aksine milli bünyelerinin sarsıldığının, hatta milli benliklerini kaybettiklerinin örneklerine tarihte sık sık rastlanmaktadır Din değiştirmenin bir milletin hayatında meydana getirdiği değişikliklerin Türk tarihinde açık olarak görebiliriz
Türkler Müslüman olmadan önce gerek Türkistan’da ve gerekse yayıldıkları ülkelerde Budizm, Maniheizm, Musevilik, ve Hıristiyanlık gibi dinleri kabul etmişlerdir Ancak bu dinleri kabulTürklerin kısmen de olsa kabul ettikleri bu dinlerin ortaya koyduğu nizam, onların töre ve yaşayışlarına uymadığı için, kısa zamanda onların milli benliklerini kaybetmelerine sebep olmuştur kısmen olmuş ve büyük Türk kitlesi kendi Gök-Tanrı dinlerine bağlı kalmışlardır
Gök Türk Hakanı Bilge Kağan, vezir’i Tonyukuk’tan bir Budist mabedinin yapılmasını istediği zaman bu Bilge vezirin ona verdiği “Savaşı ve hayvan etini yemeği yasaklayan ve miskinlik telkin eden bu dinin kabulu Türkler için felaket olur” cevabı bu husustaki ileri görüşünü ve endişesini bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır
İslamiyetin kabulü Türklere yeni bir ruh ve kuvvet vermiş, Asya steplerinden Avrupa içlerine kadar uzanan sahalarda büyük ve uzun ömürlü devletlerin kurulmasında başlıca sebep olmuştur Bunlardan daha önemlisi İslam dininin ortaya koyduğu nizam ile Türk töre ve yaşayışı birbirine uyduğu ve birbirini tamamladığı için Türkler milli varlıklarını devam ettirmişlerdir
İslam dinini kabul eden Türk boylarından hiçbirisi, diğer dinleri kabul eden Macarlar, Bulgarlar, Hazarlar ve Peçenekler gibi milli varlıklarını kaybetmemişlerdir Diğer bir ifade ile dünyanın çeşitli ülkelerine dağılmış olan Türk Milleti varlığını İslam dini sayesinde koruyabilmiştir İslamiyetin bu müsbet tesiri, devlet idaresinden sanata kadar toplum alanının her alanında kendisini göstermiş, ilham kaynağı olmuş ve ölümsüz eserlerin meydana gelmesini sağlamıştır
Sonuç olarak diyebiliriz ki, Türk kitleler İslam dinini benimserken, büyük ölçüde eski inançlarını ve geleneklerini de muhafaza etmekteydiler Yine bu Türk kitlelerin çoğunluğu, karmaşık ve sıkıcı din kurallarını yayan din adamlarına, şeyhlere itibar etmemekte, onlar daha çok eski şamanları ve kamları hatırlatan ve eski inançlarla yeni din arasında paralellikler kurdukları daha yüzeysel, dinsel bilgileri yayan atalara/babalara bağlanmakta ve onların nüfuzları altında bulunmaktaydılar Bu kitlelerin müslümanlığı, dinsel yükümlülükleri yerine getirmekten uzak, eski inanç ve geleneklerin ön planda olduğu bir halk müslümanlığıydı
|
|
|