| 
 | |||||||
|    | 
|  | Konu Araçları | 
| bireyin, dilin, getirmesindeki, kimliğini, kültürel, meydana, önemi | 
|  | Dilin Bireyin Kültürel Kimliğini Meydana Getirmesindeki Önemi Nedir |  | 
|  06-25-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Dilin Bireyin Kültürel Kimliğini Meydana Getirmesindeki Önemi NedirToplumsal düşünceler bir toplumun ya da toplumsal kesimin gereksinimlerinden doğarlar  Bu toplumsal düşünceler toplumsal yaşamda  etkin olarak işlev görürler  Bu toplumsal düşüncelerdir kültürün  sürekliliğini sağlayanlar  Toplumun düşüncedeki egemen sınıfı  düşünceleriyle sanata yakınlık sağlar ve toplumu bu yöne çekerler, yani  burada toplumu geliştirici gücünü kullanırlar   Ulusları birbirlerinden farklı kılan unsurlar: dilleri, kültürleri, düşünceleri, dinleridir  Bunlar o ulusların toplumsal  ortağıdır yani ulusun bireyleri bu ortak payda da birleşir ve bu  toplumsaldan bireye inildikçe bunlar farklılık gösterebilir  Bir ulusun  dilinde olumlu yönde bir değişim arzulanır ve bu ancak o toplumun  üretkenliğiyle sağlanır  Kültürün zede görmemesi, düşüncelerin toplumca  üretilmiş olmasıyla yani çözümlerin toplumun kendisi tarafından  çözülmesi ile sağlanır  Burada görmüş olduğumuz dilin, düşüncenin, kültürün ve de toplumun birbiri ile içiçe olmasıdır  Bu  etmenlerden herhangi birinin değişmesi ile bu özelden genele yani insan  ölçeğinden toplumsal ölçeğe doğru artarak cevap bulur  Buradan hareketle  toplumun özerkliği kendi düşüncesini kendi diliyle oluşturması ile  sağlanır ve ancak gelişir  Bir ulusu ortak paydada toplayan ve ulusa ulus kimliğini veren dilidir, kültürüdür  Bir toplumun kimliğini  kaybettirme politikası güden ülkeler veya uygarlıklar o ulusun önce  dilini sonra dinini ve en sonunda da kaçınılmaz olan ve bunu doğuran  kültürü değiştirirler  Bir toplumun kültürü o toplumun aynasıdır  Bir ulusun kimliğini çözmek için önce dilini öğrenmeliyiz ancak bu  şekilde bir ulusun kültürünü yorumsuz olarak tahlil etme olanağını  buluruz  Bir toplumda sosyo kültürel sistemin gerçekten var olabilmesi  için öncelikle bireylerin kişiliği ve bireylerin birbiriyle anlaşmak  için kullandığı sembolik bir sistem olan dilin bulunması şarttır  Çünkü  toplum yaşamı ancak iletişimle (dil ile) olanaklıdır  Dilsiz hiçbir  düşünce var olamaz, insan kendi kendine düşündüğü zaman dahi sözcüklerle  yani dil ile düşünür  Dil nasıl meydana gelmiştir? e cevap ararsak;  insanlar ilçağlardan bu yana birbirlerine bir şeyler aktarma gereği  duymuşlardır  Bu ihtiyaç kendi çözümünü oluşturmuş ve bunun sonucunda  söyleme ihtiyacı dili meydana getirmiştir  Bu dönem öncesinde insanlar ancak birbirlerine aktarmak istediklerini fiziksel özelliklerini kullanarak gerçekleştirmişlerdir  Bu ise kültürlerin  meydana gelmesinde en önemli faktör olan kendinden bir sonraki nesile  aktarma olanağını sağlayamamıştır  Bunun bir sonucudur ki dilin  kullanılmadığı dönemler, uygarlıklar ve insan toplulukları hakkında  fikir sahibi olamamışızdır  İnsanlar konuşmasalardı yani dili  kullanmasalardı, bilgilerini saklayıp yeni kuşaklara aktaramazlardı  İnsanlık, evlatlarına 20 milyon yıllık bir bilgi bırakamazdı yani insan toplumu hızlı  gelişimini dile borçludur  Dil bir yerde araçtır toplumsal kültürün  aktarımında şu döngü sağlanmalıdır: dil kültürü aktarırken kültür dili  beslemelidir ancak bu şekilde dilde ve kültürde zenginleşme  sağlanabilir  Her toplumun birikimi olarak adlandırılabilecek kültür, doğal yaşama karşın insanoğlunun yarattıklarıdır  Her kültürün  bilinçli veya bilinçsiz, doğru veya yanlış bir yönü vardır  Her toplum  doğaya karşı yaratımlar oluşturuken, maksadı diğer toplumların gerisinde  kalmamayı amaçlar  Kültür; toplumlarda yaşayan insanlar tarafından  yaratılır,yaşatılır ve ortaklaşa paylaşılır  Paylaşılan, yani kabul  edilmiş olan tutum ve değerler o toplumun kültürüdür  Bu kültür zamanla  değişim gösterir ve göstermelidir de çünkü insan ve burdan hareketle  toplum değişim gösterir çok düşük bir oran dışında toplumlar olumlu  yönde değişimler gösterir  Bu değişimler insanda, toplumda ve onun  oluşturduğu kültürde yansıma göstermelidir  Bu yansıma sistemin  bütünlüğünde birden gerçekleşivermez  Bu bir süreç içinde değişim  gösterir  Bu muhtelif alanlarda hızlı olurken bazı alanlarda yavaş olmaktadır  Bu alanlar arası uyum süreci kurumlar arası bir farklılaşma meydana getirir  Bu tip durumlarda bu evreyi atlatmış olan toplumlardan alıntılar yapılır yani hazır çözümler alınır  Bu geçiş dönemi sırasında eğer uzun vadeli  ve sağlıklı çözümler isteniyorsa toplum kendi çözümünü kendi bulmak  zorundadır bunu da ancak kendi yaratıcılığıyla yapmak durumundadır  Sonuçta kültürel öğeler toplumun üyelerine bir hizmet verdiği ve doyum  verdiği için var olmuşlardır ve ancak bu şekilde toplumun hizmetinde  olabilmiştir  Toplumun ihtiyaç ve düşüncelerine uymayan bir çözüm ilkesi  o toplum tarafından kabul görmez  Kültürün sürekliliği ancak toplum  tarafından oluşturulduğunda ve toplumun hizmetinde olduğunda  sağlanabilir  Toplumsal ve üretici eylemler sonucunda düşünce oluşur  Bu oluşum sürecinde tarihsel ve toplumsal birikimler rol oynar  Çünkü düşüncenin kökeni insanın ve toplumun varlığına dayanır, buradan  yansır  İnsan topluluğunun dışında asla düşünce olamaz yani düşüncenin  üreticisi de kullanıcısı da insan topluluğudur  Düşüncenin kökeninde yer  alan toplumsal tarihsel birikim dışında bireye inildiğinde bu düşünce  içeriksel olarak değişir ve de daha ileriye doğru gelişir  Yani kişisel  boyuta inildiğinde düşünce özerklik kazanır  Bir toplumun egemen  sınıfına da bu şekilde ulaşılır  Toplumun düşüncedeki egemen sınıfı  toplumu yönlendirici, geliştirici ve toplumun manevi gücüdür  Toplumsal düşünceler bir toplumun ya da toplumsal kesimin gereksinimlerinden doğarlar  Bu toplumsal düşünceler toplumsal yaşamda etkin olarak işlev  görürler  Bu toplumsal düşüncelerdir kültürün sürekliliğini sağlayanlar  Toplumun düşüncedeki egemen sınıfı düşünceleriyle sanata yakınlık  sağlar ve toplumu bu yöne çekerler, yani burada toplumu geliştirici  gücünü kullanırlar  Ulusları birbirlerinden farklı kılan unsurlar: Dilleri, kültürleri, düşünceleri, dinleridir  Bunlar o ulusların  toplumsal ortağıdır yani ulusun bireyleri bu ortak payda da birleşir ve  bu toplumsaldan bireye inildikçe bunlar farklılık gösterebilir  Bir  ulusun dilinde olumlu yönde bir değişim arzulanır ve bu ancak o toplumun  üretkenliğiyle sağlanır  Kültürün zede görmemesi, düşüncelerin toplumca  üretilmiş olmasıyla yani çözümlerin toplumun kendisi tarafından  çözülmesi ile sağlanır  Burada görmüş olduğumuz dilin, düşüncenin, kültürün ve de toplumun birbiri ile içiçe olmasıdır  Bu  etmenlerden herhangi birinin değişmesi ile bu özelden genele yani insan  ölçeğinden toplumsal ölçeğe doğru artarak cevap bulur  Buradan hareketle  toplumun özerkliği kendi düşüncesini kendi diliyle oluşturması ile  sağlanır ve ancak gelişir | 
|   | 
|  | 
|  |