|
![]() ![]() |
|
Konu Araçları |
geleneksel, halk, oyunları, türk, türleri |
![]() |
Türk Halk Oyunları Türleri,Geleneksel Türk Halk Oyunları |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türk Halk Oyunları Türleri,Geleneksel Türk Halk OyunlarıDoğu Karadeniz koy ve köylerimizin serhada (sınır boyuna) kadar ki hayat durumları (ve müvazî - paralel sıradağların içerden elverdiği bucaklarda ki eşik şartlar) içinde oyunun arz ettiği çeşit ve fark bölgelenişleri dikkati çeker Oyuncular elele tutuşmuş oldukları halde kollarını havaya kaldırırlar Kemençeci ortada olup onun bir işaretiyle oyun başlar Bir müddet (süre) düz hareketle devam edilir, sonra yine kemençenin bir işaretiyle oyun "aşağı alınır" ki oyuncuların ilk en coşkun ânı işte bu sıradır: Ala aşağı! Şarkının türkünün söylenmesi: Kemençeci, önce söylenecek türkünün veya m'ni dizisinin havasını vurur Bu hazırlıktan maksat; "söylenecek türküyü söyleyeceklere ezgisi bakımından hatırlatmak"tır Türkü, ya kemençeci tarafından veya oyunculardan bir kısmınca, yahut da cümlesi (hepsi) bir ağızdan olmak üzere söylenir Ağızla söyleniş, havanın kemençede ikinci defa çalınmaya başlanışıyla birlikte girer Bir m'ninin söylenip bitmesinin ardından ikinci beyit nakarat olarak tekrarlanır Oyuncular, eğer şarkı (türkü) söylüyorsa, her m'ni arasında susup aynı parçayı kemençenin yalnız olarak bir defa tekrarlanmasına fırsat bırakırlar Bu saz (çalgı) tekrarlaması sırasında bazen oyuncular sözleri söylememekle beraber âdeta sesle kemençeleşirler, yeni gıvgıvılı taklitle kemençeye eşlik ve çenebazlık ederler Esasen, kemençenin oku Rizeli'nin dilbazlığından mülhem (ihamla, esinle) bir çığır kazanabilmiştir Denilse yanlış olmaz halka veya yarım halka istenildiği kadar çevrilmekte devam eder M'nilerin beğenilip tutunmuşları sayısız ve bazıları pek kıdemlidir (eskidir) İrtic'len (doğaçlama) söylenenleri onlardan ayrı tutulmalıdır Çünkü o anda yazı veya bellekte tutulamayanları hemen unutulacaktır Bellenip tekrarlanabilenlerden yayıllanmış örnekler çoktur: İşte gemi geliyor Yelkenleri kumaştan Ne anam var ne babam Yaratıldım ben taştan Cığaramın dumanı Keseyi nefesimi Bir türkücük söylesem Tanır mısın sesimi? Kemençenin telleri Sarmayı direkleri Ne hayındır ne hayın Nenemin yürekleri Kemençe çala çala Ağrıdi bileklerim Burada yârim yoktur Yanayi yüreklerim Gidin kayıklar gidin Yârima sel'm idin Yârimin uykularını Gözüne haram edin Kemençeyi gel beri Sana türkü söyleyim Yârim burada yoktur Kimle gönül eyleyim? Çoruh boyu ki Hopa ve yöresinde oyunlar karakterce farklı olurlar Çoruh boyu derken Artvin, Borçka, Murgul, Maradit, Macahel ve Şavşat bölgesini kastediyoruz Bu grup oyunlar daha ziyade Trabzon - Rize oyunlarını andırırlar Figürleri daha belirgin, biraz da karışıkçadır Sonra, Trabzon - Rize Horonları az çok benzeştikleri ve hiç değilse andırışlı karakter gösterdikleri halde, Çoruh boyu oyunları kendi aralarında açık başkalıklar gösterirler Bu bölgede tek bir milli giyim tespit edilemiyor Trabzon - Rize kıyafetiyle Erzurum giyimi arası bir elbiseyle karşılaşıldığı gibi, daha sonra benimsenmiş olması gereken (ki bunun böyle olduğu muhakkaktır da) külot pantolon ve belden kemerli, dik yakalı, göğüsleri cepli ve kenarları işlemeli gömlekten ibaret bir kıyafete de sık sık tesadüf edilir Çalgı, daha ziy'de davul - zurnadır Oyunlar, iki grupta dikkate alınabilir: A Horonlar Deli Horon : Coşkun Çoruh Düz Horon : Durgun Çoruh Ermeni Barı : Ata Barı Orta Batum B Tek Oyunlar: Sarı Çiçek Karabağ Uzundere Teşi Bugün Horonlar, yukarda gösterildiği üzere çoğu zaman orijinal adlarıyla değil de karşılarında yazılı yeni nispetli sıfatlarıyla (adlarıyla) anılıyorlar Hopa ve yöresini oyunlarının çalgısı çoğu zaman Tulum'dur Orijinal kıyafet Trabzon - Rize dolaylarının eski mahalli giyimine benzer Burada da zamanla ve geç yıllarda külot pantolon, kemerli belinin etekleri pantolonun üstüne sarkan gömlekten ibaret bir giyimin benimsenildiği seyrek de olsa bir ara moda halinde görülmüştür Oyunlarının karakteri, Trabzon - Rize çeşitlerinin özelliğini taşırlar Figürlerde de az çok andırışma vardır Yalnız biraz daha yeknesaktırlar (tekdüze, monotondurlar) Başlıcaları şunlardır: Rize, Papil't, Yüksek, Hemşin, Çarışka (Çar) Horonları Sonuncusunun yani Çarışka (Çar Oyunu)nın çarlıkla ne al'kası olduğu bilinmiyor Adına Türkiye'nin başka taraflarında rastlanmadığı gibi, Ruslarca h'len oynanmadığı, rejim, gereğince açıktır Her ne olursa olsun, şimdiki karakteriyle mahalli zevke göre değişikliğe uğradığında hiç şüphe yoktur KABA: Seyhan'ın (Adana'nın) Osmanîye ilçesinde (Ekim 1996'da il olduğu) bu Kaba adlı oyun da halay gibi toplu olarak davul - zurna eşliğiyle yürütülür KABAK ALAYI: Yahut Kabak Halayı, Yozgat oyunlarının şer karakterde olanlarındandır KADAMAZ: Eskişehir'in orijinal isimli bir oyunudur Göçmen oyunu olup, kelime Çağatay diyaleğine düşündürür Bu şehrimizin göçmen mahallesi hep bilindiği gibi eskidir KADIN DÜZ HAVASI: Bilecik'in Bozüyük ilçesinin Dodurga köyünde "İnce Hava" oyunundan farklıca olarak yine kadınlara mahsus (özgü) bir de bu Düz Hava çeşidi vardır KADİFECİ GÜZELİ: Büyükler arasındaki gün görmüşlüğünü herhangi bir sebeple kaybettikten sonra çocuk oyunları arasında tutunup kalmış rakslı gösterilen varlığı türlü iz ve çeşitlerle sabittir Küçüklerin elinde şeklen, nispeten çocuklaşacakları da pek tabii idi bu türküden intikaller, en başta kıdem derinliğini (eksikliğini) meydana vuruluyor sayılsa yeridir Çankırı'da 30 - 40 yıl önceleri yaşlılara kendi çocukluk hatıralarından olarak tespit ettikleri aşağıdaki "Kadifeci Güzeli Oyunu" nun aynı görüşü besler mahiyette sayılması her halde yanlış olmayacaktır Çocuklar bir sıraya dizilirler Biri, onların karşısına geçerek her oyuncuya bir ad takar Dizidekilerden bir kız makamla der ki: Kadifeci güzeli Handedir hande (nerede) Tahtakale kurbünde Biz size geldik on günde Öbürleri bir ağızdan cevap verir: Geldiyseniz hoş geldiniz Bizleri memnun ettiniz Kutu kutu içindedir Beğenüp de siz seçiniz Onlarda aralarındaki kızı seçip alırlar İstanbul'da bir Tahtakale'nin varlığı hep bilinir KAFKAS OYUNU: Samsun'un merkez ilçesindeki küçük bir kısmı Kafkasyalı gömenlere böyle anılan bir oyun çok seyrettirilip beğendirilmiştir İki erkek tarafından eldeki herhangi bir çalgı eşliğiyle oynanır ki, Kürt Horonu ve Laz Horonu adlı bazı taklitçi oyunlar da yürütülür KAFKAS RAKSI: Bilecik'in Bozüyük ilçesinin Oklubalı köyünde armonika eşliğiyle toplu olarak ve bir kız - bir erkek ikişer ikişer oynanan zarif bir çeşittir Bu köye Kafkasya'dan göçmenlerin isk'n edildiği anlaşılmaktaysa da esas köy halkının da kendi "Alay Oyunu" vardır ve bu bir halay çeşididir KALKAN KILIÇ: Urfa'nın (Şanlıurfa) hemen bütün köylerinde "Kalkan Kılıç" rağbettedir Bezenek ve düğün derneklerde 2 - 4 erkek tarafından davul - zurna eşliğiyle yürütülen yarı sportif mahiyetli taklidî oyundur Elazığ'ın Palu ilçesinde aynı isimdeki oyun ikişer ikişer karşılıklı ve iki manganın çarpışmaya koyuluşu halinde gösterilir Bütün ustalık, yaralanmaksızın en sert hamleleri sürdürüp çatışma gerçekliğinin heyecanını yaşatabilmekte ve tartım (ritim) mekikleşmesini ayaklarda olduğu kadar hareket ve şakırtılarda da formülüne bağlılık dai - resinde yürütüp işletebilmektedir Yiğitlik oyunudur Kılıç kalkan oyunu, memleketimizin birçok yerlerinde eski istisnasız yaygınlığını kaybederek unutulmuştur Kılıç ve kalkan yapımının ortadan kalkması bu sönüşte 'mil (sebep) olduğu hiç şüphesizdir Nasıl ki, kaşık oyunu da hâlâ tahta kaşık yapım ve sürümü mevcut olan yerlere inhisar etmek suretiyle bölgelenmiş bulunmaktadır Ancak, şu nokta unutulmamalıdır Eski silâhlardan ok ve yay hareketleriyle olduğu kadar sessizliğiyle de dans 'letliği edindikleri halde, kılıç - kalkan ikizliği bilâkis her iki bakımdan oyun cerbeze ve tartımına yarayabiliyor Sonra da Türk zevki yüzyıllar boyunca güreş ve cirit gibi spor gösterilerini bir - tartım fırsatına yer verememelerine rağmen - sırf mâna ve teşci (cesaret verme, gayret getirme) imkânları dolayısıyla davul - zurnasız seyretmeye katlanamamış, hemen her seyir çeşidini sesli filmin yenilikçiliğindeki kadar musikîli görmekten hoşlanmıştır Bazı oyunlarımızdaki mendil ve "avuç çarpıştırmaca unsurlarının kılıç - kalkandan istahaleleri (dönüşümleri) düşünülebilir KALKAN OYUNU: Muğla'nın bazı köylerinde iki bıçakla oynanır Kütahya yöresinde aynı ad ve şekilde vardır Nice yerlerde adı da bıçaklı olmuştur Doğu Anadolu'da da meselâ Kars'ta "Kalkan Oyunu" adlı ve tek erkeğe mahsus bir çeşit vardır Bu oyundan kılıcın, kendisi gibi adı da kalkmıştır Sol eldeki bıçak daha ziy'de korunma hareketleriyle siperci kaldığı için "kalkan" adının bundan dolayı kalkmadığı anlaşılıyor Saldırış hareketleri sağ eldeki bıçakla yapılır Tehlikeye meydan verdirmeyici sabit figürleri vardır KALTAK OYUN HAVASI: Gaziantep'in sözlü oyun havalarındandır Figürleri irticalden ibaret olmakla beraber, havası pek sevildiği için oyunlu her tekrarlanışı derneklerde ayrı ve canlı bir ilgilenişle karşılanır KALMA OYUNU: İki kişi hançerlerle oynarsa da Erzurum'un "hançer barı"ndan büsbütün ayrıdır KAMALI HALAYI: Yozgat'a aittir KAMO OYUNU: Sivas'ın Gürün ilçesi oyunlarındandır Şimdi orada devam etmekte bulunması da muhtemeldir Karabağ - Kafkasya'dan bize geçmiş bir çeşit ki "Uzun Dere" de denilir 15 - 20 erkek veya yalnız kadınlar tarafından yahut da kadın - erkek karma diziyle oynanır KANDİLLİ: Tokat'ın Niksar ilçesinde çok oynanan bir çeşittir Saz veya zurna eşliğiyle iki kişi tarafından oynanır İki kadın veya iki erkek, yahut da erkek - kadın iki kişi birlikte yürütülür İki kadınlısı hemen daima kadın toplantılarında yer alır KARABAĞ OYUNU: Bir veya iki kişi tarafından (ikinci takdirde karşılıklı) oynanır Hareketleri, bir dairenin muhiti (çevresi) üzerinde icra edilir Musikîsi, oyunun başından sonuna kadar hazlı çalınır Her figür parçanın iki ölçülük kısmında yürütülür Karabağ oyunu, Kars'ta olduğu gibi Ardahan (günümüzde il) yöresinin bazı köylerinde de oynanır Meselâ, Beberek köyündeki iki esas oyundan biri bu, diğeri "Uzundere" dir Eşlik eden çalgı zurna veya kapalı odada mey'dir Esas itibariyle kadın veya erkek tek kişi olarak oynarsa da, bir kadın ve bir erkek birlikte yürüttükleri de olur KARAÇAYIR: Çanakkale il yöresindeyiz Meselâ, merkez ilçenin Sarıcaeli köyünde düğün dernek, bayram ve özel eğlenti günlerinde keman yahut davul ve klarnet eşliğiyle 2 - 4 erkekçe yürütülen oyundur Tek kişi de oynayabilir Bu köyün ikinci esas oyunu aynı tertipteki İnce Hava'dır KARAÇOR: Tunceli'nin Ovacık ilçesinin merkez köyünde genç kız ve delikanlılarca birlikte yürütülen 6 - 8 kişilik davul - zurnalı sıra oyunlarından bir çeşittir Tunceli yöresinde bu oyunun adı "Garaçor" da telâffuz edilir KARADENİZ: Çoruh yöresinde bu isimde ayrı bir horon çeşidi vardır Karadeniz horonu geldiği iklimin tabiat ve havasını aksettirir Mahalli renklerle süslüdür Bir taşralı gözüyle Karadeniz atmosferini yaşatmak ister Kıvrak, atik ve keskin çizgileriyle Karadeniz'in dalgaları gibidir Oyuncular halkası da Karadeniz havuzu gibi kapalıdır Fazlasıyla yayvanlaşırsa ortaya düşen müb'riz (döğüşen, çarpışan) çiftlerin bıçakları yakamozlar gibi parıldaşıp dururlar Ecnebilerce "Kemanın babası" addedilen (varsayılan) kemençeye gelince; oyunu kışkırtıp kızıştıran odur Karaya vuran hamsilerin ürpertili sıçrayışlarını bu oyunun en az bir çeşidinde tasarlamak hiç de yanlış veya mübalağalı kaçmaz Hamsi koydum tavaya Başladı oynamaya KARADÜZEN: Hanımlara mahsus (özgü, özel) yemekli, çalgılı ve oyunlu toplantı (Erzurum) KARAHİSAR: Malatya'nın Karahisar oyun havası ki, sözsüzdür KARA KIZ: Gaziantep merkez ilçede "zeybek"ten ziyade "halay" çeşitleri vardır Merkezin kendi adına nispetli zeybeği yoktur Yerli halay çeşidine gelince; bunda baştaki tutan oynar ve diğerleri tartımlı adımlarla ona refakat ederler Tempoyu, davul yürüttürür Şu halay havaları revaçtadır: Galataya Oyun Havası, Şirvani Oyun Havası, Kaltak Oyun Havası, Aşiney Oyun Havası (Ayşe Oyun Havası), Zeybek Havası (Yörede bunun oyunu da yürütülmektedir) Yel vurur yelken olur Gül dibi diken olur Seversen gelini sev Kızlar cip silken olur Aman aman kara kız Ziliflerin (zülüflerin) tara kız Ben kurban, canım kurban Koynundaki nara kız KARAKIŞTAN: Siirt'in Sason ilçesinde yalnız erkeklerce yürütülünce pek yarışçı ve yarı sportif bir görünüş edinen, esasında "el çarpıştırmaca" figürü bulunan tanınmış oyundur Kadınlar ayrı veya erkeklerle birlikte oynayınca daha yumuşak bir intib' edinilir KARANFİL OYUNU: Yozgat'ın "Karanfilli Oyunu" ile Kastamonu'nun "Karanfil Havası" adını türküsünden alan irtic'lî figürlü çeşitlerdir Ödemiş tarafından kadınlar "Karanfil Türsü" adıyla herhalde aynı şarkıyı (türküyü) tef, darbuka, zillimaşa gibi çalgıların tartımıyla çalıp söylerler Oyunu, düz oyun dedikleri iki üç figürlü bir çeşittir Düğünde kına yakılırken kızlar çoğu zaman bunu ve andırışlı havaları dinleterek gelinin karşısında oynarlar Bazen gelini de oynatırlar On beş yıl kadar evvelleri (önceleri) rağbetteydi Karanfilin türlü ve renk çeşitlerini anarken aşktan söz açan kıtalarından birincisi şöyledir: Karanfilin moruna Ya la la la l'y lam Ölüyorum yoluna La lay la lam KARS OYUNLARI: Iğdır Barı, Döne Barı Çoruhluların "Şeyh Ş'mil" oyununu Karslılarda aynı ustalıkla oynarlar Han Kızlar, Yüz Barı, Kars Gülü, Kentvari, Beş Açılan oyunları da oldukça tanınmışlardır Bunlardan Han Kızları'nı sadece kadınlar yürütür Kars oyunlarının bir kısmı (belki de çoğu" vals temposundadır Azerbaycan musikîsinde de aksak Türk tartımlarından hiç bulunmaz Han Kızları oyununa şu şarkı (türkü) eşlik eder: Araz üstü buz üstü Kebap yanar köz üstü Koy meni öldürsünler Bir el' göz kız üstü Ay l'çın, can l'çın Can sana kurban l'çın erkekler çep ağızları işlemeli, siyah kadife pantolon, ipek gömlek, cepken giyerler Ayaklarında yumuşak yemeni veya mesler bulunur Kadınların kıyafeti ipekli bir blûz altına renkli eteklikten ibarettir Ayaklarında burunları sivri ve kalkık, yumuşak derinden terlik biçimli çarık bulunur Bazı gün gören oyunların adları şunlardır: Enzeli, Düz Yallı, Karabağ, Lezlû, Şeyh Ş'mil, Terekeme, Askaranî, Azerbaycan, Beş Açılan, Ceyl'nî, uzundere, Kaşengi, Mirzanî, L'le, Köroğlu, Koçeri, Nazbarı Çoğu tek veya ikili oynanan çeşitlerdendir Halka veya yarım halka halinde yürütülen, yani bar olanları başlıca şunladır: Düzyallı, Laçınbarı, Köçeri Tek veya iki kişiyle yürütülenleri daha ziyade kasabalı ve şehirli oyunlarıdır Barlar daha ziyade köylerde yürütürler ENZELİ: Azeri oyunudur Azerbaycan'da Nazer denizinden Enzeli kasabasına izafetle adlandırılmıştır Çoğunlukla kadınlara ve kızlara has oyundur Hemen daima tek oynanır Bir kızla bir delikanlının karşılıklı oynadıkları da bu oyunda sık sık görülür Bütün güzelliği en başka kol ve el hareketleridir El ve kolların büyük ifade gücüne (tarihî ems'lin tesadüfî andırışmalarından olarak) antik mısır oyunlarında da zamanında şahit olduğu rivayet olunmuşsa da keyfiyetin teferruatıyla (ayrıntılarıyla) ispatına maddeten imkân yoktur Ölü danslarla diri dansların mukayesesi güçtür Asya'daki emsalle karşılaştırma yapılabilmesi keyfiyetine gelince; bu, hayli imkân dahilindedir Çünkü, folklor çeşitlerinin karşılaştırması demektir Hindistan danslarındaki el ve kol hareketleriyle bu Kafkas oyun figürleri müşahhas (gözle görülür) örnek konular halinde kıyaslanabilirler Cümlesi (tamamı) Asya'dan müşterek (ortak) kaynak sahibidirler Bu müşterek kaynağın Orta Asya'da olduğu günün birinde aydınlanabilir Çünkü, Çin sarayı çağlar boyunca Yuğun uygarlığının danstaki üstünlüğüne inançla bağlı kalmıştı Bahsi geçen Azerî oyununun vücut hareketleri de incedir Fakat tarifçe ikinci önemde kalırlar DÜZYALLI: Düzyallı oyunu az figürlüdür Kolay ve herkesce öğreniliverecek bir tertipte olması bakımından oldukça fazla yayılmıştır Hem daha eğlencelidir, hem de uzun oynanılınca yeknesaklık edinmesin diye şimdilerde bazı katımlar yapılmıştır Bu hal, oyunun tarzını gerçi bozmuş değildir ama, az çok şirinleştirdiği de muhakkaktır Meselâ, halka dönerken aralarda durur; her oyuncu bu duraklamalarda bilistifade (yararlanarak) kendi sırası geldikçe halkadan ayrılıp tek başına ortada aynı ayak figürleriyle oynar O esnada halkadakiler tempo dairesinde el çırparlar Ortadaki oyuncu oynaya oynaya dönüp yerine gelince, halka yeni baştan deveranına koyulur Sonra tekrar durur, bu sefer bir başka oyuncu çıkar Böylelikle asıl oyunun her tekrarlanışı bu tekli oynanışlarla bölüntülere uğrar ve neticede yeknesaklık (monotonluk, tekdüzelik) yok olur Günümüz düğün ve derneklerinde kadın - erkek karmalığıyla oralarda en çok yürürlükteki oyun budur Gün görüp (ilgi görüp) neşe ve sevinç vesilesi olmaktadır KARŞILAMA: Doğu Anadolu oymaklarında kadın ve erkeklerin karşılıklı yürüttükleri oyunlara karşılama denilegelmiştir Türlü ezgilerin türküler hâlinde terennümüyle yürütülürler Ek figürler irticalî (doğaçlama) olur Her iki oyuncu hassasiyet dairesinde uzlaşmaya dikkat ederler Hareketlerin sözlerin mânasıyla kaynaşmasına da önem verirler Meselâ "Yoncalar" oyun havası Van yöresinde gün gören karşılama türkülerindendir Sözlerinin ilk kıtasıyla nakarat şöyledir: Gidersen uğun olsun Gök çemen yolun olsun Eğer benden dönersen Ezrail boynun vursun Yoncalar, yoncalar, yoncalar Sallansın beli inceler Koynumdaki gül goncalar 10 / 8 tartımındaki iki ölçülük bir ezginin türlü çeşitlemecikler göstererek tekrarlanmasından ibaret bir havadır Muş'un merkez ilçesinde tef ile iki kişi tarafından yürütülen karşılama, kadınlarca kendi aralarında ve erkeklerce meydanlıkta yer bulur Erzincan'ın merkez ilçesinin oturak toplantılarında bir kadın - bir erkek, yahut iki kadın tarafından karşılama oynanır Düğünlerde iki veya iki bulunmazsa hatt' bir erkek tarafından yine aynı isimle saz ve türkü refak'tinde oynanır Elazığ'da da karşılama vardır Konya'nın Seydişehir ilçesinde karşılama, kadın oyunudur Erkekler (nâdir dost toplantıları dışında) hemen hiç oynamazlar Karadeniz yalılarına (kıyılarına) gelince; Giresun'un Bulancak ilçesinin Şehrasa, Gökçeali, Pir Aziz Eren, Eynece köylerinde ve kaza merkez ilzesinde, Şebinkarahisar köylerinde hep karşılama vardır Görek ilçesinde bunun adı karşılatmadır Giresun'da kadın ve erkekler umumiyetle (genellikle) ayrı ayrı ve pek nâdir hususiyetlerde karışık oyuna kalktıklarından karşılama da bu görenek dairesinde olur Oyunu ikişer ikişer üç beş çift karşılıklı yürütürler Kemençe, yahut davul - zurna (zurna yerine bazen klarnet) düğün, dernek, imece ve bayramların diğer oyunları arasındaki eşliklerinde, oynanılır Kadınlı - erkekli yürütüldüğü pek enderdir Karşılama oyunu, Ordu ilinin merkezinde ve Ulubey ilçesinin Şuayip köyünde ve yakın yörelerinde de gün görüyor Merkezde tef ve kemençeyle iki kişi tarafından (kadınlar hariç) oynanır Köyde de karşılıklı iki kişiyle, kemençe veya davul - zurnayla oynanır Batı Anadolu'dan meselâ İzmir'in Foça ilçesinde dümbelek eşliğiyle karşılama yürütülür Erkek veya kadınlar kendi meclislerinde çift çift oyuna girdikleri gibi, samimî aile toplantılarında bir erkekle bir kadın karşılıklı oynadıkları da olur Trakya tarafından Tekirdağ'ın Şarköy ilçesine bağlı Mürefte köyünde iki erkekçe karşılıklı oynanır Kadınlar kendi aralarında yürütürler Aynı vilayet merkez ilçesinin İncir köyünde "karşılama" oyunu erkeklerce ayrı ve kadınlarca ayrı meclislerinde ikişer kişi tarafından oynanılır KASTAMONU'DA OYUN: Yörenin Ilgaz eteklerinden Karadeniz'e kadar serpilip giden oyunlarından belli başlılarını sayalım: İndim Dereye Beklerim, Meydan Havası, Kınalı Keklik, Çiçek Dağı, Çifteleme, Sepetçioğlu Kastamonu yöresinin son yarım süresince en fazla gün görmüş ve herhalde epey öncelerden devam edegeldiği yaşlılarca yerli yerinde bilinmiş oyun çeşitleri şunlardır: Oturak Havası ve Sepetçioğlu, Topal Koşma, Kara Kuzu Havası ve Yarım Çardak (Çırdak), Köroğlu, davul - zurnayla Gezinti, Çiçek Dağı vs KAŞIKLI EFE OYUN: Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesinin Kayı köyünde 1 - 2 kişi tarafından yürütülüp zilli tef ile oynanan bir çeşittir Aynı ilçenin Han köyündeki "kaşıklı oyun" da aynı şey olup yine tefle yürütülür Kadınlarca ancak kendi topluluklarında oynanırlar KAYDALAMA: Afyonkarahisar'ın Emirdağ ilçesinde ve oranın bilhassa Davulga köyünde en yerleşik oyunlardandır Karagoç ve Oğlan gibi farklı tartımda olanları da vardır KAZAK BARI: Erzurum barlarındandır Bunda başlıca hareketler bacak, gövde ve hassaten (özellikle) omuzlara düşer Çünkü, bacak hareketlerine karşılık "omuz kırma" figürü yapılır Oyunun genel durumu "olunduğu yerde sıçramak" ve âdeta mevarî surette hafifçe tepinmekten ibarettir Kazak Barı Erzurum'a Kafkasya'dan geçmiştir Erzurum şehrine inhisarla yöreye yayılmayarak pek o kadar kıdemli de değildir Barların tekmili (hepsi, tamamı) ve hatt' Hancer ve Köroğlu barları da yapıldıktan (oynandıktan) sonra bir değişiklik olsun diye bu Kazak Barı yürütülür Modasının uzun sürmeyeceği esasen belliydi KAZASKA: Muş'un merkez ilçesinde tek erkek tarafından yürütülen oyunudur Şeyh Ş'mil oyunu da denilen çeşit budur KEREBOZ: Maraş'ın (Kahramanmaraş) Andırın ilçesinde "Abdal davulu" eşliğinde bazen karma halde kimi de kadın, erkek ayrı ayrı meclislerinde yürütülen toplu oyunlar Halay, Üç Ayak, Şirmani ve nihayet Kereboz çeşitleridir İçlerinden en yaygını görünüşe göre "Kereboz" dur KILIÇ KALKAN OYUNU: Bursa'nın kılıç - kalkan oyun çeşitleri nesillerden beri yiğitliği yaşatagelmiş olan bir konudur Bunların özel hâli çalgısız ve türküsüz oluşlarındandır Bale sanatında sözlü ses yok, fakat müzik eşliği vardır Halbuki Bursa'nın kılıç - kalkan oyununda sözlü veya sözsüz musikînin herhangi bir eşliği yoktur Fakat bu farka rağmen, yine de orijinal bir nevi bale gösterisidir Çünkü, silah çatışmalarının tartımlı şakırtılarından ifade gücü kazanır Bu şakırtılı âhenk devam ederken öte yandan bazen okunan kahramanlık şiirleri de esrarlı ve ürpertili bir zemin yaratırlar Bursa'nın kılıç - kalkan oyunlarında üç esas bölüm vardır: a) Sel'm b) Yemin c) Savaş a) Selam: Bu sel'm kısmında oyun başlamışken sadece kılıç ve kalkanların sürtünüşünden çıkan madenî gıcırtılar olur ve bu sesler arasında sel'mın gayet vakarlı (ağırbaşlı) ifadesi olur Bu sırada oyuncular tek saf hâlindedirler Durumu, aynı zamanda bir saldırışın başlangıcını da andırır b) Yemin: Sonra kümelenerek toplaşırlar, halka kurmuş gibi çöreklenirler Kalkanlar ortalama kalmak üzere and içme faslına geçmişlerdir Bu fasla, kılıç kabzalarının kalkana vurulmasıyla son verilir c) Savaş: Sonra karşı saflar hâline geçilip savaşa koyulunur İkişer ikişer karşılıklı kılıç - kalkan çarpışması yaparlar G'leyan (coşku, coşma) neticesi kimi zaman yaralandıkları bile olur Bu musikîsiz ve sözsüz hareketler (şakırtının tartımına rağmen) tam bir pantomima çeşididir Kılıç - Kalkan oyunu başarılı bir seyirliktir Şimdiki tertibinin şimdiki sıralanışı şudur: 1 Askere çağrılış, eratı uğurlama peşrevi, 2 Asker katıldıktan sonra yemin töreni, 3 Kılıç bileme, savaşa girişme, 4 Savaş sonunda mütareke, 5 Mütareke sırasında bazı tehdit hareketleri, 6 Silâhını kaptıran savaşçının hileli oyunlarla silâhını geri alması ve bu esnada cenkleşme Bursalılar için kılıç ellerinden alınamayacak surette bir bütünlüğün timsalidir H'l', Ulu Cami'de hutbe için mimbere çıkan hatibin elinde kılıç bulunur Oyunun bütün musikîsi kılıç - kalkanın tartımlı sesleridir Heybetin 'hengini türlü figürlerini intizamıyla sembolleştirebilen bir çeşittir Urfa'nın (Şanlıurfa) ilçesinin (Şimdi Bozova'ya bağlı bir köy) merkez köy gibi bazı yöre kariyerlerinde (köylerinde) iki erkek tarafından düğün ve bayram günlerinde davul - zurnayla yürütülen keza (böylece) bir Kılıç - Kalkan Oyunu vardır Çarpışma figürleri gösteren bir çeşittir Muş'un Malazgirt ilçesinin merkez köyünde yapılan Kılıç - Kalkan Oyunu bilâkis tek kişilik olup davul - zurna eşlik eder Siirt çevresinde de aynı sıra şartları dairesinde yürütülen bir Kılıç - Kalkan Oyunu vardır Bıçak Oyunu'nu Ankara bölgesinde köylü oyuncu davul - zurna eşliğinde oynar Bu taktirde, bıçaklı oyuncu ile birlikte tartımcı davullar da çalanlarca türlü döndürme ve kaldırma hareketleriyle havada oynatılırlar Hançer Barı'nı Erzurum'da iki kişi karşılıklı yürütür Her iki ellerinde birer hançer bulunduğuna göre dört hançer çarpışma gösterisi yapıyor demektir Herhalde böylesi eski savaşlarda da olurdu Erzurum'un Köroğlu Barı'nda ise iki elde bıçaklar yerine yalnız sağ ellerdeki birer kama, yeni oyunda iki kama sert çarpışma gösterisi yaparlar Sivas'ın bıçak oyunları bir iki kişi tarafından yürütülür Kalkan oyunu meselâ Akhisar'da da vardır Kılıç - Kalkan oyunu daha ziyade zeybeklerin oynadığı bir çeşittir Bursa'nın ki bunlardan ileri (gelişmiş) bir tertiptir Kılıç - Kalkan Oyunu güney hudutlarımızda çok aşağıda ki ülkelerde de Osmanlılıktan hâtıra halinde el'n (bugünkü) korunmaktadır |
![]() |
![]() |
|