Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hayatı, hzibrahimin

Hz.İbrahim'in hayatı

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz.İbrahim'in hayatı



Hzİbrahim'İn hayatı



İbrahim, ne yahudi idi, ne de Hıristiyan'dı: ancak, o hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir Allah, mü'minlerin velisidir (Al-i İmran Suresi, 67-68)


Hz İbrahim, Kuran'da kendisinden sıklıkla bahsedilen ve Allah'ın insanlara örnek gösterdiği bir peygamberdir Putlara tapan kavmine Allah'ın mesajını getirmiş ve onları uyarıp korkutmuştur Kavmi ise Hz İbrahim'in uyarılarını dinlememiş, aksine ona cephe almıştır Kavminin baskıları artınca Hz İbrahim, eşi, Hz Lut ve beraberindeki birkaç kişiyle beraber bir başka yere göç (hicret) etmek zorunda kalmıştır


Kuran'da, öncelikle Hz İbrahim'in Hz Nuh'un soyundan geldiği belirtilmektedir



Alemler içinde selam olsun Nuh'a Gerçekten biz, ihsanda bulunanları böyle ödüllendiririz Şüphesiz o, bizim mü'min olan kullarımızdandı Sonra diğerlerini suda boğduk Doğrusu İbrahim de onun (soyunun) bir kolundandır (Saffat Suresi, 79-83)


Hz İbrahim'in zamanında Mezopotamya ovasında, Orta ve Doğu Anadolu'da yaşayan birçok kavim, göğe ve yıldızlara tapıyorlardı En büyük tanrıları Ay tanrısı "Sin" idi Ay tanrısı uzun sakallı ve elbisesinin üzerinde hilal şeklinde ay bulunan bir insan suretinde canlandırılıyordu Ayrıca bu kavimler bu tanrılara ait birçok kabartma resim ve heykelcik yapıyor ve bunlara tapıyorlardı Oldukça yaygın olan bu inanç, özellikle Yakındoğu'da kendisine oldukça uygun bir yaşam sahası bulmuş ve bu sayede uzun zaman varlığını sürdürmüştü Bölgede yaşayan insanlar MS 600'lü yıllara kadar bu tanrılara tapmaya devam ettiler Bu inancın bir sonucu olarak, Mezopotamya'dan Anadolu'nun içlerine kadar olan bölgelerde "Ziggurat" ismiyle bilinen ve hem gözlem evi hem de tapınak olarak kullanılan yapılar inşa edilmiş ve buralarda başlıca Ay tanrısı "Sin" olmak üzere çeşitli tanrılara tapınılmıştı1


Günümüzde ancak arkeolojik kazılarla belirlenebilen bu inanç şeklini, Kuran'da bulabilmek mümkündür Kuran'da belirtildiğine göre, Hz İbrahim bu ilahlara tapmayı reddetmiş ve sadece tek gerçek ilah olan Allah'ı tanımıştı Kuran'ı Kerim'de Hz İbrahim'in bu davranışı şöyle anlatılır:


Hani İbrahim, babası Azer'e (şöyle) demişti: "Sen putları ilahlar mı ediniyorsun? Doğrusu, ben seni ve kavmini apaçık bir sapıklık içinde görüyorum


Böylece İbrahim'e, -kesin bilgiyle inananlardan olması için- göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk


Gece, üstünü örtüp bürüyünce bir yıldız görmüş ve demişti ki: "Bu benim rabbimdir" Fakat (yıldız) kayboluverince: "Ben kaybolup-gidenleri sevmem" demişti


Ardından Ay'ı, (etrafa aydınlık saçarak) doğar görünce: "Bu benim rabbim" demiş, fakat o da kayboluverince: "Andolsun" demişti, "Eğer Rabbim beni doğru yola erdirmezse gerçekten sapmışlar topluluğundan olurum"


Sonra güneşi (etrafa ışıklar saçarak) doğar görünce: "İşte bu benim rabbim, bu en büyük" demişti Ama o da kayboluverince, kavmine demişti ki: "Ey kavmim, doğrusu ben sizin şirk koşmakta olduklarınızdan uzağım"


Gerçek şu ki, ben bir muvahhid olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana çevirdim Ve ben müşriklerden değilim (Enam Suresi, 74-79)


Kuran'da Hz İbrahim'in doğduğu ve yaşadığı yer hakkında ayrıntılı bir bilgi verilmez Ancak verilen önemli bir bilgi, Hz İbrahim ve Hz Lut'un aynı zamanda ve yakın coğrafyalarda yaşadıklarıdır Çünkü Lut kavmine gönderilen melekler, Hz Lut'u ziyaret etmeden önce Hz İbrahim'e gelmişler ve karısına bir çocuk müjdesi vermişlerdir


Kuran'da Hz İbrahim hakkında bahsedilip de, Eski Ahit'te bahsedilmeyen bir konu Kabe'nin inşaasıdır Kuran'da Kabe'yi Hz İbrahim'in oğlu İsmail ile beraber inşa ettikleri anlatılmaktadır:

İbrahim, İsmail'le birlikte Evin (Ka'be'nin) sütunlarını yükselttiğinde (ikisi şöyle dua etmişti): "Rabbimiz bizden (bunu) kabul et Şüphesiz, Sen işiten ve bilensin; (Bakara Suresi, 127)


Bugün Kabe'nin geçmişi hakkında bilinen yegane şey ise, buranın çok eski zamanlardan itibaren kutsal bir yer olarak kabul edildiğidir Bu nedenle, Kabe'ye peygamberimiz öncesindeki cahiliye döneminde putların yerleştirilmesinin, Hz İbrahim tarafından tebliğ edilen ilahi dinin zaman içinde yozlaştırılmasının ve dejenere edilmesinin bir sonucu olduğunu söylemek mümkündür



Eski Ahit'te Hz İbrahim'in Doğum Yeri


Hz İbrahim'in doğduğu yerin neresi olduğu sorusu her zaman için üzerinde tartışılan bir konu olmuştur Hıristiyanlar ve Museviler Hz İbrahim'in Güney Mezopotamya'da doğduğunu söylerlerken, İslam dünyasındaki yaygın kanı, İbrahim peygamberin doğum yerinin Urfa-Harran civarı olduğudur Eldeki bazı yeni bulgular, Musevi ve Hıristiyan tezlerinin tam olarak doğruyu yansıtmadığını göstermektedir


Museviler ve Hıristiyanlar, Hz İbrahim'in doğum yerinin Güney Mezopotamya olduğunu söylerlerken dayanakları, Tevrat'tır Tevrat'ta Hz İbrahim'in doğum yerinin Güney Mezopotamya'daki Ur şehri olduğu söylenmektedir Hz İbrahim, bu şehirde doğup büyüdükten sonra Mısır'a gitmek için yola çıkmış, Türkiye sınırları içinde bulunan Harran bölgesini geçerek uzun bir yolculuk sonunda Mısır'a varmıştır


Oysa yeni bulunan bir Eski Ahit nüshası, bu bilginin doğruluğu hakkında ciddi şüphelerin oluşmasına yol açmıştır Zira bugüne kadar bulunan en eski Eski Ahit nüshası olarak kabul edilen MÖ 3 yüzyıla ait bu Yunanca kopyada, "Ur" şehrinin ismi bile geçmemektedir Bugün birçok Eski Ahit araştırmacısı, "Ur" kelimesinin bir yanlış yazılma veya sonradan eklenme olduğunu söylerler Buna göre Hz İbrahim, Ur şehrinde doğmamış, belki de hayatında hiç Mezopotamya bölgesine gitmemiştir


Ayrıca şu bilinmektedir ki, zaman içinde bazı yerlerin isimleri ve kapsadıkları bölgeler değişebilmektedir Günümüzde Mezopotamya ovası dendiği zaman, herkes kabaca Fırat ve Dicle nehirlerinin arasında kalan Irak topraklarının güney kesimlerini anlamaktadır Oysa günümüzden 2000 yıl önce Mezopotamya olarak tanımlanan yer, daha kuzeyde, neredeyse Harran'ı da içine alan ve Türkiye topraklarına kadar uzanan bir bölgeydi Bu sebeple Eski Ahit'te yazan Mezopotamya Ovası ifadesinin doğru olduğunu kabul etsek bile günümüz Mezopotamyası ile 2000 yıl öncesinin Mezopotamyası'nın aynı yerler olduğunu düşünmek yanlış olacaktır


Hz İbrahim'in doğum yeri olarak gösterilen Ur şehri hakkında ciddi şüpheler ve anlaşmazlıklar varsa da, Hz İbrahim'in yaşadığı yerin Harran ve çevresi olduğu konusunda bir fikir birliği vardır Hatta Eski Ahit üzerinde yapılacak kısa bir inceleme, burada bile Hz İbrahim'in doğum yerinin Harran olarak gösterildiğine dair bazı ifadeler ortaya çıkartır Örneğin Eski Ahit'te Harran bölgesine "Aram bölgesi" ismi verilmektedir (Tekvin, 11/31 ve 28/10) Hz İbrahim'in soyundan gelen kişilerin ise kendilerini bir "Arami'nin oğlu" olarak tanıttıkları söylenmektedir (Tesniye, 26/5) Hz İbrahim'in bir Arami olarak tanınıyor olması, onun bu bölgede hayatını sürdürdüğünü göstermektedir


Nitekim İslami kaynaklarda da Hz İbrahim'in doğum yerinin Harran ve Şanlıurfa olduğu yönünde güçlü bir kanı vardır "Peygamberler şehri" olarak nitelendirilen Şanlıurfa'da Hz İbrahim'le ilgili birçok hikaye ve efsane bulunmaktadır



Eski Ahit Neden Değiştirildi?


Eski Ahit ve Kuran iki ayrı Hz İbrahim'den bahseder Kuran'da Hz İbrahim putperest bir topluluğa elçi olarak gönderilmiştir Kavmi göğe, yıldızlara, aya ve çeşitli putlara tapmaktadır O ise kavmiyle mücadele eder, onları batıl inanışlarından geri çevirmeye çalışır, bu nedenle de başta babası olmak üzere tüm kavmin düşmanlığı ile karşılaşır


Oysa bunların hiçbiri Eski Ahit'te yer almaz Hz İbrahim'in ateşe atılması, kavminin putlarını kırması gibi olaylar da Eski Ahit'te bulunmaz Hz İbrahim'in Eski Ahit'teki konumu, daha çok Yahudilerin atası şeklindedir Eski Ahit'teki bu tablonun "ırk" kavramını ön plana çıkartmak isteyen Yahudi önde gelenleri tarafından çizildiği ise açıktır Kendilerinin Allah tarafından ebediyen seçilmiş ve üstün kılınmış bir halk olduklarına inanan Yahudiler, bilerek ve isteyerek Kutsal Kitaplarını tahrif etmişler ve söz konusu inanış doğrultusunda eklemeler ve çıkarmalar yapmışlardır Bu sebepten dolayıdır ki Eski Ahit'te anlatılan Hz İbrahim, sadece Yahudilerin atasıdır


Eski Ahit'e inanmakta olan Hıristiyanlar da Hz İbrahim'in Yahudilerin atası olduğunu düşünürler; ancak bir farkla: Hıristiyanlar'a göre Hz İbrahim bir Yahudi değil, bir Hıristiyan'dır Irk kavramını Yahudiler kadar önemsemeyen Hıristiyanlar'ın bu tutumu, bu iki dinin arasında bir çatışmaya ve tartışmaya yol açmıştır Allah, Al-i İmran Suresi, 65-68 ayetlerinde bu tartışmalara şöyle bir açıklama getirir:

Ey Kitap ehli, İbrahim konusunda ne diye çekişip tartışıyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir Yine de akıl erdirmeyecek misiniz?


İşte sizler böylesiniz; (diyelim ki) hakkında bilginiz olan şeyde tartıştınız, ama hiç bilginiz olmayan bir konuda ne diye tartışıp-duruyorsunuz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz


İbrahim, ne Yahudi idi, ne de Hıristiyan'dı: ancak, O hanif (muvahhid) bir müslümandı, müşriklerden de değildi


Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir Allah, mü'minlerin velisidir (Ali İmran Suresi, 65-68)


Kuran'da Hz İbrahim, Eski Ahit'te yazandan tamamen farklı olarak kavmini uyarıp korkutan ve onlarla mücadeleye girişen bir kişidir Küçük yaşlardan başlayarak putlara tapmakta olan kavmini uyarmış ve onlara bu davranışlarından vazgeçmelerini öğütlemiştir:

İbrahim de; hani kavmine demişti ki: "Allah'a kulluk edin ve O'ndan sakının, eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır" (Ankebut Suresi, 16)


Eğer yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamışlardır Elçiye düşen ise, yalnızca açık bir tebliğdir (Ankebut Suresi, 18)


Kavminin Hz İbrahim'e olan cevabı ise onu öldürmeye teşebbüs etmek olmuştur:

Bunun üzerine kavminin (İbrahim'e) cevabı yalnızca: "Onu öldürün ya da yakın" demek oldu Böylece Allah onu ateşten kurtardı Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır (Ankebut Suresi, 24)


Kavminin kötülüklerinden kurtarılan Hz İbrahim bu olaylardan sonra hicret etmiştir:

Ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık (Enbiya Suresi, 70)


Sizden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan kopup-ayrılıyorum ve Rabbime dua ediyorum Umulur ki, Rabbime dua etmekle mutsuz olmayacağım (Meryem Suresi, 48)


-----------------------------------------------------------------------------------

DİP NOTLAR

1 Everett C Blake, Anna G Edmonds, Biblical Sites in Turkey, İstanbul: Redhouse Press, 1977, s 13


Alıntı Yaparak Cevapla

Hz.İbrahim'in hayatı

Eski 06-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hz.İbrahim'in hayatı



H Z İBRAHİM AS


1Hz İbrahim hakkında genel bilgiler


Hz Îbrahim Kur'an-ı Kerim'de bildirilen peygamberlerdendir : « Kitap'ta İbrahim'i an Zira o, sıdkı bütün bir peygamberdi » Ülül'azm denilen peygamberlerin üçüncüsü olup Mezopotamya'daki Keldâni kavmine gönderilmiştir Peygamberimiz Muhammed Mustafa (SAV)'dan sonra Allah katında insanların en üstünüdür, çünkü ileride göreceğimiz gibi Allahü Teâlânın varlığını kendi akıl ve mantığıyla bulmuştur Allah ona Halil'im (dostum) diye buyurdu Onun için «Hâlilürrahman» olarak zikredilir Kendisine on suhuf (forma) verildi Oğulları, İsmail ve İshak aleyhisselam'dan ziyade soyundan daha birçok peygamber geldiği için «Ebü'l enbiya» (peygamberler babası) da denilmiştir Beni İsrail oğlu olan Hz İshak, Arap kavmi ise diğer oğlu Hz İsmail'den türemiştir Babasının Âzer'in mi, Târuh'un mu olup olması hakkında ihtilaf vardır (geniş bilgi ileride, 22 noktada verilecektir) Bir rivayete göre annesinin ismi Emile'dir Hz İbrahim peygamberimizin dedelerindendir 2 Hz İbrahimin hayatı



21 Hz İbrahim'in yaşadığı zaman ve mekan

İbrahim aleyhisselamın nesebi Nuh aleyhisselamın oğlu Sam'a dayanır Hz Nuh'un vefatı ile Hz İbrahim arasında iki peygamber (HzHud & Hz Sâlih) vardır Bu fasıla (rivayete göre, MK) 1143 senedir Hz Hud ile Hz İbrahim arasında da 630 yıllık bir fasıla olduğu bildirilmiştir Doğum yeri Bâbil kentidir


22 İbrahim aleyhisselamın babası

Allahü Teâlâ Kur'an-ı Kerim'de : «İbrahim, babası Âzer'e» buyurmaktadır Bu âyetten anlaşılacağı gibi Hz İbrahim'in babası Âzer isminde idi Ama, bazılarına göre İbrahim aleyhisselamın babası -Kur'anda bildirilen- putperest Âzer değil, mü'min olan Târuh idi Bu görüsü destekleyenler arasında meşhurları Abdülhakim Arvâsi, Kadi Beydâvi ve Senâullah Dehlevi vardır, ama Şii'ler de bunu söylemektedirler Bir rivâyete göre Âzer Hz İbrahim'in - amcası olup - Târuh'un ölmesiyle Emile ile evlenip, Hz İbrahim'in üvey babası oldu Tefsir yönünden bunu böyle açıklamaktadırlar : En'am suresinin manası : «İbrahim, Âzer olan babasına dediği zaman» anlamındadır Böyle olmasaydı Kur'an-ı Kerim'de «Babası Âzer'e dediği zaman» demeyip, "Âzer'e dediği zaman" veya "Babasına dediği zaman" demek yetişirdi Âzer, kendi babası olsaydı "Babası" kelimesi fazla olurdu demektedirler Bir kanıt olarak Şua'ra suresinin 219 ayetini göstermektedirler Bu surede Allah « Secde edenler arasında dolaşmanı da görüyor » denilmektedir Buna göre Peygamberimizin sülâlesinde hiçbir putperest yoktur Bu görüşü reddedenler ise, ki bunlar arasında Taberi, Ebu Hayyan ve Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır vardır, açık olan âyete (En'am, 74) bir mâna verilmek istenmiştir demektedirler Mealine göre manalar değistiği için anlamlar da değişir teorisini ileri sürmektedirler Konuya objektif bir yönle bakmak gerekirse, Âzer'in İbrahim aleyhisselam ın babası olmaması biraz daha mantıklıdır Sunu da belirtmek lâzım ki, bir üçüncü fikir vardır O da, İbrahim aleyhisselamın babasının asıl isminin Tarih veya Taruh olup sonradan - bir putun ismi olan - Âzer ismine değiştirmesi Bu da Nemrud'un onu puthanesi'nin nâzırı olarak tayin etmesinden sonra gerçekleşmiştir Ama kaynaklar bu düşünce hakkında bilgi vermiyorlar, onun için fazla dikkat etmemek gerekir Biz burda ilmi gerçekleri tartışmayacağımız için bunu burda noktalamak gerekir Bu ihtilaf'ın çözümünü ancak Rahman, Rahim, Evvel, Âhir, Kebir, Aziz, Saafii, Mâlik, Gafur, Nur, Adl, Hak, Hakem, Rauf, Şehid, Veli, Kerim, Bari, Cebbar olan ALLAH bilir Âzer ayrıca put yapardı ve Nemrud'un yakınında bulunurdu Onun bir dediğini, iki etmezdi


22 Hz İbrahim'in doğumundan peygamberliğine kadar olan hayatı


221 Hz İbrahim'in doğumuna kadar vukuu bulan olaylar

Nemrud (2322 no'lu noktaya bakınız) ve ona tâbi olanlar azgınlık ve Allah'a isyan içinde yasamakta idiler Bir gün Nemrud bir rüya gördü Bir rivayete göre, rüyasında gökyüzünde bir nurun parladığını, güneşin, ayın ve yıldızların bu nurun ışığında kaybolduğunu gördü Diğer bir rivayete göre ise, rüyasında bir kimsenin gelip tahtından kaldırıp kendini yere vurduğunu gördü Müneccimlere gördüğü rüyayı anlatıp tâbir ettirdi Bunlar "Yeni bir peygamber ve din gelecek, senin saltanatını temelinden yıkacak ! Ona göre tedbir almalısın" diye tâbir ettiler Nemrud bu isin tedbiri kolaydır deyip, " Bundan sonra kimse çocuk sâhibi olmayacak Hanımlardan uzak durulacak Doğan çocuklar, erkekse öldürülecek, kızsa bırakılacak" emrini verdi Bu suretle 100000 mâsum bebeği öldürüldüğü nakledilmiştir


222 Doğumundan sonra

Bu sırada Hz İbrahim'in annesi hâmile idi Âzer'in durumunu bildiği için, onu doğuma yaklaşınca kendisinden uzaklaştırdı ve gizlice bir mağaraya gitti ve orda Hz İbrahim'i dünyaya getirdi Doğduktan sonra annesi onu emzirdi ve mağarayı kapatıp geri şehre döndü Âzer'e ," Çocuk çok zayıf doğdu ve hemen öldü" dedi Bundan sonra mağaraya - gizlice -gelip İbrahim aleyhisselamı emzirip geri eve dönerdi Rivâyetlere göre, Hz İbrahim mağarada 7, 13, 16 veya 17 yaşına kadar kaldı


23 Hz İbrahim'in tebliği


231 Hz İbrahim'in Allah'ı araması


2311 Hz İbrahim'in Allah'ı aramasından önceki durumu

Hz İbrahim'in imanı durumunu hakkında Kur'an-ı Kerim bilgi vermektedir :«Andolsun biz İbrahim'e daha önce rüşdünü vermiştik Biz onu iyi tanırdık » Burdaki rüşdünü vermek peygamberlik, yahut İbrahim aleyhisselamın risâletten önce sahip olduğu hidayet ve doğruluk manasına geldiği tefsirlerde bildirilmiştir Bu da gösteriyor ki, peygamberlik Hz İbrahim'e genç yasta verilmiş idi


2312 İbrahim aleyhisselamın tefekkür ile tevhid'i bulması

İbrahim aleyhisselam hakkında Allahü Teâlâ « Halil'im » demiştir Bu da onun Allah'ı arayıp bulmasındandır Bunun için Kur'an-ı Kerim'de şunlar buyrulmuştur : «Böylece biz, kesin iman edenler olması için İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyorduk Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü, Rabbim budur, dedi Yıldız batınca, batanları sevmem, dedi Ay'ı doğarken görünce, Rabbim budur, dedi O da batınca, Rabbim bana doğru yolu göstermezse elbette yoldan sapan topluluklardan olurum,dedi Güneşi doğarken görünce de, Rabbim budur, zira daha büyük, dedi O da batınca, dedi ki : Ey kavmim ! Ben sizin (Allah'a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım » Bu olay resmi olarak bakılırsa Hz İbrahim'in peygamberlik başlangıcıdır Bundan sonra Hz İbrahim Bâbil kavmine Allah'ın emirlerini tebliğ etmeye başladı ve birçok delil gösterdi


2313 İbrahim aleyhisselam ın putları kırması

Babil halkı Allah'ın yolundan saptığı için her sene putlar için âyin düzenlerdi Bu âyinde bir yere toplanır bayram yapar ve sonra puthaneye gider, putlara secde eder, sonra da evlerine dönerlerdi Böyle bir bayram günü, İbrahim aleyhisselam put haneye girip, bir balta ile bütün küçük putları kırdı Baltayı da, en büyük putun boynuna aşdı ve oradan uzaklaştı Keldâniler puthâneye girince bütün putların kırıldığını gördüler ve bunu yapanı yakalayarak cezalandırmak istediler Hz İbrahim'i getirip, bu isi sen mi yaptın dediler İbrahim aleyhisselam « Kendisi dururken küçük putlara tapınılması istemediği için, boynunda asılı olan büyük put yapmıştır İnanmazsanız kendisine sorunuz » buyurdu Onlar 'Putlar konuşamaz ki, sen onlara sor diyorsun' dediler Bunun üzerine İbrahim aleyhisselam « O halde konuşamayan ve kendilerini kırılmaktan kurtaramayan putlara neden ibadet edersiniz ? Size ve tapdığınız putlara yazıklar olsun » dedi , ama bu hiç bir fayda vermedi, çünkü onlar : «Dediler ki Biz, babalarımızı bunlara tapar kimseler bulduk »


232 İbrahim aleyhisselamın ateşe atılması

İbrahim aleyhisselam putları kırınca putperestler bu işin onun yaptığını anladılar ve ceza vermek üzere hapsettiler Durumu Nemrud'a bildirdiler


2321 Hz İbrahim ve Nemrut

Rivayete göre Nemrut Hz İbrahim'in yaptığını duyunca onu yanına çağırdı O zaman insanlar Nemrut'a secde ederlerdi İbrahim aleyhisselam secde etmeyince Nemrut " Niçin secde etmedin" diye sordu Hz İbrahim de: « Ben beni yaratan Allahü Teâla'dan ziyade secde etmem » buyurdu Nemrud " Seni yaratan kim ? " diye sorunca, İbrahim aleyhisselam: « Benim Rabbim, dirilten ve öldüren Allah'dır » diye cevap verdi Nemrut, " ben de diriltirim" diyerek zindandan iki kişi getirtti Birini serbest bırakıp, birini öldürdü Güya böylece diriltmiş ve öldürmüş oldu Hz İbrahim bunun karşısında : « Benim Rabbim güneşi doğudan getirir, doğurtur Eğer gücün yetiyorsa sen de batı'dan doğdur » buyurunca Nemrut şaşırıp, âciz kaldı Bu husus Bakara suresinin 258 âyetinde bildirilmiştir Bu münazaranın vukuu bulduğu zaman hakkında iki rivayet vardır Birincisi, İbrahim aleyhisselam putları kırınca onu yakalayıp hapsettiler Sonra ateşe atmak için hapisten çıkarıp , Nemrut'un yanına ***ürdüklerinde gerçekleşmiştir Diğer rivayete göre insanlar arasında büyük bir kıtlık çıkmıştı Bundan dolayı insanlar yiyecek almak için Nemrut'a giderlerdi Nemrut her gelene, "Senin Rabbin kim ? " diye sorar ve "Benim Rabbim sensin" diyenlere gıda maddeleri verirdi Hz İbrahim yiyecek almaya gelip Nemrut ona bu soruyu sorunca İbrahim aleyhisselam : « Benim Rabbim dirilten, hayat veren ve öldürendir » dedi ve böylece bu münazara vukuu buldu Bu olaydan sonra Keldâniler Halilallah'ı ceza vermek istediler ve onu ilk önce hapse attılar Sonra Nemrut onu ateşe atmaya karar verdi Rivayete göre bu fikri Nemrut'un aklına Hênun adında biri getirdi ve Allah onu sonra yerin dibine batırdı


2322 Nemrut hakkında bilgiler

Burada Nemrut hakkında bazı bilgilere değinmek istiyorum Çünkü bir Müslüman için önemli olan düşmanlarını iyi bilmesi Nemrud da vahşî bir düşmandır Nemrut gaddar ve zâlim bir hükümdardı Bir rivayete göre Nemrut onun hakiki ismi değil, - firavun - gibi bir ünvandı Nemrut çocukken burnuna bir yılan yavrusu kaçmış, bu yüzden son derece çirkinleşmişti Babası bile tahammül edememiş ve öldürmeye karar vermiş Fakat annesinin yalvarması üzerine, onu bir çobana teslim etmiş , çoban da, onun çirkin yüzüne bakmaya dayanamadığından, onu dağ başında bırakmış, dağda Nemrud isminde bir dişi kaplan, çocuğu emzirerek, onun yaşamasına sebeb olmuştur İsmi (Nemrud) bu kaplandan gelmektedir Babası öldükten sonra hükümdarlığa geçen Nemrud, kendisini ilah zannediyor ve bütün halkın kendisine tapmasını istiyordu


2323 Ateş'in Halilallah'ı yakmaması

İbrahim aleyhisselam'ın ateşe atılması kararlaştırıldıktan sonra odun toplanıyor ve kocaman bir ateş yakılıyor Problem Halilallah'ı ateşe atmakta Rivayete göre İblis insan şekline girip Nemrud'a mancınık kullanmasını tavsiye ediyor Kur'an'da : « Onun (İbrahim) için bir bina yapın ve derhal onu ateşe atın ! dediler » buyurulmuştur Bir bina (mancınık) yapılıp oradan İbrahim aleyhisselam ateşe atılınca, ateş bir gül bahçesi oluyor Diğer bir rivayete göre içi balık dolu bir havuz oluyor ateş Ve böylece ateş Halilürrahman'ı yakmıyor Bu kurtarma olayı Kur'an-ı Kerim'in Enbiya suresinde bildirilmiştir : « Ey ateş ! İbrahim için serinlik ve esenlik ol» dedik Böylece ona bir tuzak kurmak istediler, fakat biz onları, daha çok hüsrana uğrayanlar durumuna soktuk » Bugün ŞUrfa'da « Ayn-i Zelika » veya « Halilürrahman » isminde 50x30 m boylarında bir havuz vardır Buranın Hz İbrahim'in ateşe atıldığı yer olduğu, balıkların odunlardan meydana geldiği iddia olunmakta ve kimse bu balıklara dokunmamaktadır Tevrat'ta bu ateş olayı hakkında -;İbrahim peygamberin yahudilerin soyunun babaları kabul edildiği halde - bir bilgi yoktur


24 İbrahim peygamberin Bâbil'i terketmesi

Kur'an-ı Kerim'de buyuruluyor ki : « (Oradan kurtulan İbrahim :) Ben Rabbime gidiyorum O bana doğru yolu gösterecek » Böylece Hz İbrahim küfür diyarından hicret ederek Şam'a gidiyor Hicret ederken de, « Ey Rabbimiz, ancak sana tevekkül ettik ve (taatle) sana yöneldik ve ahirette de dönüşümüz ancak sanadır » diye dua ettikleri Mümtehine suresinin 4 ayetinde bildirilmiştir Başka bir rivayete göre Harran'a (Filistin) gittiği rivayet edilir


25 İbrahim aleyhisselam Mısır'da

İbrahim aleyhisselam oradan sonra zevcesi Hz Sâre ile birlikte Mısır'a gitti Rivayete göre o sıralarda 38 yasında idi O zamanın Firavunu çok zâlim ve cebbâr, Sinan bin Ulvân isimli, Dahhâk'ın kardeşi olan pek kibirli birisiydi Firavun güzel kadınlardan çok hoşlanırdı ve güzel bir kadın gördü mü hemen onu ne pahasına olursa olsun Haremine alırdı Kadının kocası varsa onu öldürürdü Hz Sâre çok güzel bir kadın olduğu için, Firavun veya Melik İbrahim aleyhisselama zevcesinin kim olduğu hakkında sorunca İbrahim aleyhisselam Firavunun Hz Sâre'ye musallat olmasını engellemek için din bakımından kardeşi olduğuna niyet ederek : « Kız kardeşimdir » dedi Pek zâlim olan bu hükümdar, Sâre hatunu almak isteyip sarayına çağırttı Fakat musallat olmak isteyince nefesi kesilip, elleri, ayakları tutmaz oldu Yere yıkılarak debelenmeye başladı Allahü Teâlâ Hz Sâre'yi Firavun'un şerrinden koruyup musallat olmasını engelledi Hükümdar bu durum karşısında korkusundan Hz İbrahim'in zevcesini ona geri yolladı Hz Sâre'ye yaklaşınca onu cin zannettiğinden, yanına bir de Hâcer isimli bir câriye verdi Böylece bundan kurtulacağını zannetti Bu olay Ebu Hureyre'nin bildirdiği Hadis ile bildirilmiştir (bkz Buhari, Müslim) Tevratta da bu olayın böyle - küçük modifikasyonlarla - gerçekleştiği yazmaktadır Bundan sonra Halilürrahman Mısır'ı terkedip geri Filistine dönüp Sebu' isimli yere yerleşiyor


26 Hz İsmail

İbrahim aleyhisselam'ın Hz Sâre'den çocukları olmuyordu Yaşları da gittikçe ilerliyordu İbrahim aleyhisselam Bâbil'den ayrılırken: «Rabbim ! Bana sâlihlerden olacak bir evlat ver, dedi » diye niyazda bulundu Hz Sâre'de bunu çok istiyordu, ama çocuğu olmuyordu Firavun'un kendisine verdiği câriyesi Hz Hâcer'i azad edip İbrahim aleyhisselama evlenmesi için verdi ve Hz İbrahim Hz Hâcer ile evlendi Bu evlilikten Hz İsmail doğdu Muhammed aleyhisselam ın (sav) nuru Hz İsmail'in alnında intikal etti İbrahim aleyhisselam onu çok sever ve yanından ayırmazdı Hz Sâre nurun kendisine intikal edeceğini umuyordu Bu sebeple Hz Hâcer'e karsı kalbi gayret hâsıl oldu Ve birgün İbrahim aleyhisselam'dan Hz Hâcer ile Hz İsmail'i başka bir yere ***ürüp bırakmasını istedi Allah'ın emriyle Halilallah bu isteği yerine getirdi ve Hacer hatun ile İsmail aleyhisselamı (sav) alıp Mekke'ye ***ürdü ve onları orada bıraktı İlerisini Hz İsmail'in hayatında


27 Misafir melekler


271 Meleklerin müjdesi

İbrahim peygamberin yaşı gittikce ilerliyordu Bu sırada melekler gelip İbrahim aleyhisselama bir oğlunun doğacağını müjdelediler : « Hem o kullara, İbrahim'in misafirlerinden haber ver Hani melekler, İbrahim'in yanına girdikleri zaman, "selam" demişler, İbrahim de onlara: "Biz sizden korkuyoruz" demişti Melekler: "Korkma ! Gerçekten biz sana bilgin bir oğul müjdeliyoruz" dediler » Rivayete o sırada Hz İbrahim 120 ve Hz Sâre de 99 yaşında idi Müjdeyi vermek üzere gelen melekler gayet güler yüzlü birer´genç suretinde İbrahim aleyhisselam ın karşısına çıktılar Bunların Cebrail (as), Mikail (as) ve Israfil (as) olduğu Ibn-i Abbas'dan rivayet edilmiştir Cebrail aleyhisselam ile birlikte 7 veya 9, veya 10 bir yahut da 12 meleğin bulunduğu rivayet edilmiştir Melekler bu müjdeyi verdikten sonra Lut kavmini helak etmeye gittiler (genis malumat icin bkz «HzLut») Melekler, "Selamunaleyke" deyince İbrahim aleyhisselam "Aleyküm selam" diyerek mukabelede bulundu Onları evinde en iyi yere oturttuktan sonra ikram etmek üzere hemen bir buzağı getirdi Misafirlerine ikram etti ise de onlar yemedi Bundan dolayı Hz İbrahim'in kalbine biraz şüphe düştü O zamanın âdetine göre bir eve misafir gelip, ikram edilenden bir şey yerse ondan emin olunurdu; misafir bir şey yemezse onun zarar vermek için geldiği hükmedilirdi İbrahim aleyhisselam tekrar melekleri davet edince, onlar "Biz yemeğin ücretini vermeden yemeyiz" dediler Hz İbrahim "Bedelini verin de yiyin Bu yemeğin bir ücreti var diye karşılık verdi Melekler bu ücreti sorunca, Hzİbrahim: « Bismillah ,demek Sonunda da Elhamdülillah, demektir » dedi Bunun üzerine Hz Cebrail, Mikail aleyhisselam bakarak : « Bu zât, Allahü Teâlânın dost edinmesine lâyık bir kimsedir » buyurdu Bu sırada Hz Sâre perde arkasında duruyordu Meleklerin müjdesi üzerine: «(İbrahim'in karısı:) Olacak şey değil ! Ben bir kocakarı, bu kocam da bir ihtiyar iken çocuk mu doğuracağım ? Bu gerçekten şaşılacak şey ! dedi » dedi Âyet-i kerimede onun için « Dâhiket » buyrulmuştur Bu kelime hem gülmek, hem de hayz oldu manasına gelmektedir Cumhur'a göre gülme manasında kullanılırsa da Ikrime ve Mücahit'e göre hayz oldu anlamındadır bu kelime Ayrıca gülmesi hakkında da değişik rivayetler vardır Meleklerin korkma demesi üzerine İbrahim aleyhisselam ın korkusunun gitmesi için gülmüştür Bir başka rivayete göre İshak aleyhisselamın müjde verilmesi hakkında ellerini yüzüne kapayıp gülmüştür Çünkü kendisi çok yaşlanmıştı ve bir çocuk doğurmanın ihtimali sıfırdı o yaşta Hz İbrahim de yukarıda belirttiğimiz gibi 120 yaşına gelmişti Diğer bir rivayete göre, ellerini yüzüne kapaması, yaşlılığında hayz görmesinden ve bunun farkına varmayıp hayâsı sebebiyle utanmasından ileri geldiği bildirilmiştir Hz Sâre'nin bu sözlerine karşılık melekler " Sen Allahü Teâlânın emrine mi, takdirine mi şaşıyorsun" dediler ve İbrahim aleyhisselam ın çıkıp Lut kavmi'nin ikamet ettiği yere gittiler Yahudiler İbrahim aleyhisselam ın misafirleri hakkında başka bir beyânat vermektedirler Onlara göre Hz İbrahim'e melekler değil, bizzat - tövbe hâşaa - Allah gelmiştir Yanına da bazı melekler almış, güya Ve onlara göre misafirler Hz İbrahim ile beraber yemek yemişler


272 İshak aleyhisselam ın doğumu

Meleklerin haberinden 1 sene sonra Hz İshak doğdu İleride Hz İshak hakkında mâlumat vereceğim


28 Hz İbrahim'in Mekke'ye yolculuğu


281 İbrahim aleyhisselam Mekke'de

İsmail aleyhisselam büyüyüp gençlik çağına girmişti Cürhümilerden Arapca öğrenmiş ve onlar arasında yüksek makama erişmişti O Cürhümilerden bir kız ile evlendi Bu sırada ise Hâcer aleyhisselam vefat etmişti O sırada Hâcer hatun 99 yasında idi ve Kâbe'nin bitişiğinde bir yer olan ve Hicr denilen yere defn edildi Ibrahim aleyhisselam bir gün oğlunu ziyaret etmek üzere Şam'dan Mekke'ye doğru yola çıktı Hz İsmail'in evine varınca oğlu yiyecek temin etmek için evde yoktu İbrahim aleyhisselam Hz İsmail'in hanımından mali durumlarını sorunca, hanımı hallerinden şikâyetci oldu Giderken de oğluna söylemesi için tenbihte bulundu: " Kocan geldiğinde benden selam söyle, kapısının eşiğini değiştirsin" ve oradan ayrıldı ve evine geri döndü İsmail aleyhisselam eve gelip bunu duyunca, olayı anladı ve hanımından ayrıldı Başka bir kadınla evlendi İbrahim aleyhisselam bir müddet sonra Mekke'ye yine gidince oğlu yine evde bulunmuyordu Bu sefer Hz İsmail'in hanımına aynı soruyu sordu O da cevaben: " Biz hayır ve saadet içindeyiz " dedi Ne yiyip içtiklerini sorunca da, "Et yiyip, zemzem içiyoruz" dedi Bunun üzerine Halilallah: " Yâ Rabbi ! Bunların etlerini ve sularını mübarek kıl, bereket ihsân eyle " diye dua etti ve oradan geri Şam'a döndü Ibn-i Abbas'ın rivayet ettiği bir hadiste Peygamberimiz (sav) buyurdu ki:«İbrahim (as) zamanında Mekke civarında hububat bilinmiyordu Av etiyle beslenirlerdi Eğer o zaman hububat mâlum olsaydı, İbrahim (as) hububat hakkında dua ederdi » Ibn-i Abbas bu Hadis hakkında buyurdu ki: " İbrahim aleyhisselamın bu duasının bereketiyle Mekke sıcak olmasına rağmen, et ile su, burada diğer yerlere nazaran insanlara daha faydalıdır "


282 Kâbe'nin inşası

Günlerden bir günde Allahü Teâlâ haliline Kâbe-i Muazzamayı yapmasını emreyledi Kâbe'nin inşası hakkında iki rivayet vardır : Melekler Allah-i Zişanın emriyle binâ ettiler; Adem aleyhisselam melekler ile birlikte inşa etti Bunun üzerine İbrahim aleyhisselam yeniden Mekke'ye doğru yola çıktı Mekke'de oğlu İsmail aleyhisselamı zemzem kuyusu başında buldu Allah'ın emrini ona da söyledi ve İsmail aleyhisselam ona yardım edeceğini ekledi Kâbe'nin nereye yapacağını bilmediği için, bir rivayete göre Cebrail aleyhisselam Kâbe'nin su andaki yerini gösterdi İlkönce temeli kazmaya başladılar ve Adem aleyhisselam zamanındaki temeli buldular Ayni temel üzerine Kâbe'yi inşa ettiler Hz İbrahim oğlunun getirdiği taşlarla, Cebrail aleyhisselamın târifine uyarak Kâbe'yi yapıyordu Nihayet Kâbe'nin duvarları yükseldi ve yukarıya tas yetişemez oldu Bundan dolayı büyük bir taş getirdiler ve İbrahim aleyhisselam bu tasa basarak duvar örmeye başladı Mübarek ayağının izi çıkan bu taşa da Makâm-i İbrahim denilir Kâbe de tavaf namazı bu taşın bulunduğu yer olan Makâm-i İbrahim'de kılınır Kâbe tamamlanınca İbrahim aleyhisselam oğluna: " Ey İsmail ! İyi bir taş getir ki, hacılara işaret olsun" buyurdu İsmail aleyhisselam bir taş getirdi ise de Hz İbrahim daha iyi bir taş istedi Bunun üzerine, Ebu Kubeys dağından: " Cebrail aleyhisselam tûfanda bana bir taş emanet etti Gel onu al ! " diye bir ses işitti Hemen Ebu Kubeys dağından Hacer-ül-esved taşı alınıp, Kâbe'deki yerine kondu Kâbe inşa edildikten sonra İbrahim aleyhisselam, Allah'ın: « İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen yorgun argın develer üzerinde () tavaf için Kâbe'ye gelsinler » emriyle, yüzünü Yemen tarafına çevirip: " Ey insanlar ! Allahü Teâlâ bir ev bina ettirdi ve bu evi ziyaret etmenizi emreyledi Geliniz, Kâbe'yi ziyaret ediniz " diye seslendi Allahü Teâlâ da sesini bütün dünyaya duyurdu İnsanlar bu sesi duyunca: « Lebbeyk Allahümme Lebbeyk " diye cevap verdiler O zaman, ana rahminde ve baba sulbünde olan ne kadar hacca gidecek varsa « Lebbeyk » dediler Bir defa gidecek olan bir kere, iki defa gidecek olan iki kere ve daha fazla gidecek miktarına göre cevap verdiler Kâbe'nin inşasından sonra İbrahim aleyhisselam Şam'a dönüyor ve bütün aile efradını alıp Hac ediyor


283 Kâbe hakkında bilgiler

Kâbe-i Muazzama, Mescid-i Haram'ın ortasında, dört köse tastan bir oda olup, 17 m yüksekliktedir Kuzey duvarı 8,8 m, güney duvarı 7 m, doğu duvarı 11,9 m, batı duvarı da 12,8 m genişliktedir Doğu ve güney duvarları arasındaki kösede Hâcer-ül-esved taşı bulunmaktadır Kâbe'nin doğu duvarında bir kapı vardır Kapı yerden 1,7 m yükseklikte, eni 1,7 m ve boyu 2,7 m'dir Kâbe'nin dört köşesine Rükn denir Şam'a doğru olana Rükn-i Sâmi, Bagdat'a olana Rükn-i Irâki, Yemen tarafina olana Rükn-i Yemâni ve dördüncü köseye de Rükn-i Hacer-ül-esved denir


29 Hz İbrahim aleyhisselam ın duası


291 İbrahim aleyhisselamın iki duası


2911 Halilallah'ın Kur'andaki duası

Kâbe'yi tamamladıktan sonra İbrahim aleyhisselamin dua ettiği Kur'an-ı Kerim'de zikredilmektedir :«Hatırla ki İbrahim şöyle demişti: Rabbim ! Bu şehri (Mekke'yi) emniyetli kıl, beni ve oğullarını putlara tapmaktan uzak tut Çünkü onlar (putlar) insanların birçoğunun sapmasına sebep oldular, Rabbim Simdi kim bana uyarsa o bendendir Kim de bana karşı gelirse, artık sen gerçekten çok bağışlayan, pek esirgeyensin Ey Rabbimiz! Ey sâhibimiz! Namazı dosdoğru kılmaları için ben, neslimden bir kısmını senin Beyt-i Harem'inin (Kâbe'nin) yanında, ziraat yapılmayan bir vâdiye yerleştirdim Artık sen de insanlardan bir kisminin gönüllerini olara meyledici kil ve meyvelerden bunlara rizik ver! Umulur ki bu nimetlere şükrederler Ey Rabbimiz! Şüphesiz ki sen bizim gizleyeceğimizi de açıklayacağımızı da bilirsin Çünkü ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz İhtiyar halimde bana İsmail'i ve İshak'i lütfeden Allah'a hamdolsun! Şüphesiz Rabbim duayı işitendir Ey Rabbim! Beni soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle; ey Rabbimiz! duamı kabul et! Ey Rabbimiz! (Amellerin) hesap olunacağı gün beni, ana-babamı ve müminleri bağışla ! »


2912 Hz İbrahim'in ikinci duası

İbrahim aleyhisselamin diğer duası hakkında da İmam-ı Gâzâli mâlumat veriyor: " İbrahim aleyhisselam sabahladığı vakit şöyle buyuruyordu: « Ey Allah'ım Bu gün yepyeni bir yaratılıştır Binâenaleyh bugünü tâatinle benim için aç, mağfiret ve rızanla kapat! Bugün de bana nezdinde kabul olunacak haseneyi ihsan eyle O haseneyi geliştir ve benim için onu kat kat artır Ve bugünde işlemiş olduğum günahları benim için affeyle Çünkü bolca affeden ve her nimeti kullarına ihsanda bulunan, kullarını şiddetle seven, daha istemeden evvel onların isteklerini bilip takdir eden sensi » Râvi diyor ki: Bir kimse Hz İbrahim'in duasıyla sabahladığı takdirde o günün şükrünü edâ etmiş sayılır


292 İbrahim aleyhiselamın babası için duası

Kur'an-ı Kerim'den bize nakledildiğine göre İbrahim peygamber babası için Allah tarafından istiğfar dilemiştir Mucizât-i Kur'an-iyenin Tevbe suresinin -113 âyetin mukabili olarak - 114 âyetinde: «İbrahim'in babası için af dilemesi, sadece ona verdiği sözden dolayı idi Ne var ki, onun Allah'ın düşmanı olduğu kendisine belli olunca, ondan uzaklaştı Şüphesiz ki İbrahim çok yumuşak huylu ve pek sabırlı idi» İbrahim aleyhisselam babasına kendisinin affı için Allah'a dua edeceğine dair söz vermiş ve onun Allah tarafından affını dilemişti Fakat babasının Allah düşmanı olduğunu anlayınca dua etmeyi bıraktı Peygamberimiz (SAV) de amcası Ebu Tâlip için Allah'tan mağfiret dilemek istemiş, bunun üzerine Tevbe sure-i şerif'in 113 âyeti inmişti




3 Halilallah'ın vefatı


Hz Sâre ölmüştü Allah'ın dostu da Kudüs'te ikâmet etmekteydi Bir gün evden gelince evinde birisinin olduğunu gördü Bu misafir Azrail aleyhisselam idi İbrahim aleyhisselam :'Seni içeriye kim bıraktı' dedi O da:'Buranın sahibi' diye cevap verince, Halilallah:'Buranin sâhibi benim ve ben seni içeriye bırakmadım' dedi Azrail aleyhisselamın: 'Beni buraya buranın ve her şeyin sahibi bıraktı' demesi üzerine İbrahim aleyhisselam bu misafirin bir melek olduğunu anladı Kimsin diye sordu ve Azrâil aleyhisselamin olduğunu öğrendi İbrahim aleyhisselam ona: "Ziyârete mi geldin ? Ruhumu almaya mı ?" buyurdu"Eğer izin verirsen ruhunu almaya!" diye cevap verdi Hz İbrahim de : "Dost dostun canını alır mı ?" deyince, "Yâ İbrahim bunu Allah'a sorayım" buyurdu Azrâil aleyhisselam hemen gidip geldi ve Allahü Teâlâ: " Dost dosta kavuşmak istemez mi ?" buyurdu dedi Halilallah bunu işitince: "Çabuk gel kardeşim, hemen canımı cânâna kavuştur, benim için bundan daha büyük bir müjde olamaz" buyurdu ve ruhunu teslim etti İbrahim aleyhisselam Kudüs civarında Habrun kasabasında bir mağaraya defn edildi Bu kasaba Halilürrahman olarak bilinmektedir En meşhur camisi de « Halilürrahaman » camisidir Su anda İsrailoğullarının elinde bulunup Hebron olarak bilinmektedir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.