Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye > Kıssadan Hisse

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adem, ettiği, kerimde, kuranı, tasvir

Kurân-ı Kerîm'de Tasvir Ettiği üzere Hz. Adem

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kurân-ı Kerîm'de Tasvir Ettiği üzere Hz. Adem



KURÂN-I KERÎM'DE TASVİR ETTİĞİ ÜZERE HZ ADEM (as)



Hz Adem (as)'ın Kıssası



Hz Adem (as)'m kıssası, bütünüyle insanlığın kıssasıdır Onun hayatı, Yüce Allah'ın, bu dünyanın imar olunmasını, bu varlığı ortaya çıkarmayı ve bu hayatı tamamlamayı ve bu insa*nın ortaya çıkışını kuvvetlendirmeyi istemesi anından itibaren en mükemmel bir şekilde yaratılan bu varlığın hayatıdır!

Hz Adem (as)'ın kıssası, baştan sona mükemmel bir haya*tın kıssası ve insanların yeryüzünde görüldüğü andan, her şey Allah'a dönünceye yani kıyamete kadar geçecek olan varlığın kıssasıdır!

Hz Adem (as)'ın kıssası, uzun bir zaman bu alemde yaşa*yıp arkalarına eserler ve nesiller bırakarak göçmüş geçmiş de*virlerin kıssasıdır,Bunu dile getiren şair şöyle demektedir:

"Bu eserlerimiz, bizi gösteren eserler imizdir O halde bun*lar, bizden sonraki eserlere bakın diyen nice milletlerin hayat kıssasıdır" [1]


Hz Adem (as)’ın Yaratılmasından Alınması Gereken İbret Tablosu



Hz Adem (as) topraktan yaratıldı Soyu ise tabii ve normal olarak evlenme ve üreme yoluyla çoğaldılar deyip geçenleyiz Çünkü Hz Adem (as)'m topraktan yaratılışı, tarihi açıdan ö-nemli bir konuyu ve büyük bir yaratılmayı içermektedir Üste*lik bunda herhangi bir şeye, "Kün feyekün" yani "ol" deyince anında oluveren ilahi yüceliğin ve Rabbani gücün görüntüleri tecelli etmiştir İşte Hz Adem (as)'m topraktan yaratılışı yeni bir varlığın yaratılmasının ve yine bu varlığın yaratılmasındaki icazın doruğunu göstermektedir Çünkü yeryüzünde bulunan bütün insanlar bir "sinek" veya bir "sivrisinek" yaratmak üzere bir araya gelip toplansalar bile buna güçlen yetmez O halde kalbi, gözü kulağı ve aklı olan insanı nasıl meydana getirebilir*ler? Çünkü "yaratanların en güzeli olan Allah (her şeyden) yü*cedir" (Mü'minûn: 23/14) İşte bu durumu; yokluktan varlığı yaratan ve zayıftan kuvvetliyi, durgunluktan hareketliliği, can*sızdan canlıyı ve ruhu meydana getiren üstün ilahi kudretin bir tecellisidir Zira en güzel bir şekilde ve en iyi bir biçimde -Allah'ın ilahi kudretiyle- hareketsiz olan toprak hareketli bir duruma geçiyor, cıvık bir durumda olan çamur konuşabilir bir duruma geliyor, cansız olan varlık üstün bir insan haline geli*yor Nitekim Yüce Allah, bunu şöyle anlatmaktadır:

"Onun (yüceliğine, kudretinin kemâline delâlet eden) ayet*lerinden biri de; "Sizi topraktan yaratması ve ardından da he*men yeryüzüne yayılan insanlar olmanızdır"[2]

İşte ayeti kerimede geçen, topraktan yaratılan kimse Hz Adem (as)'dır Ardından yeryüzüne yayılan insanları ise onun, neslidir Aslında Hz Adem (as)'ın bu kıssası, bütün yaratılmış*ların kıssasını içermektedir Çünkü Allah, mahlûku yani Hz Adem (as)'ı çamurdan yaratıyor,[3] daha sonrada onun neslini küçük bir damla sudan yaratıyor[4] ve bu nesli de kendi vekili olarak yeryüzüne yerleştiriyor, yeryüzünü de bu varlığın emri altına veriyor ve adaleti ikame edebilmesi içinde bu insanı hali*fe yapıyor[5] Buna rağmen bu zayıf yaratık Rabbine karşı yü*celmeyi ve onun mülkünde onunla mücadele etmeyi istiyor ve Allah'ın emirlerine isyan etmekle de cesaretlenmektedir!!

Ademoğlu, dün daha bilinen bir şey değilken bugün Al*lah'ın varlığını inkar etmeye yeltenişi garip değil midir?!! Yine kendi varlığı, Allah'ın varlığına delil olduğu halde Allah'ın ni*metlerine küfretmesi garip değil midir?!! Şöyle buyuran yüce Allah gerçekten de güzel söylemiştir:

"Cam çıksın o insanın, o ne nankördür! Allah onu hangi şeyden yaratmış? Onu meniden yaratıp merhalelerden geçire*rek ona şekil vermiş; sonrada onu öldürür ve kabre koyar, son*ra dilediği zaman onu tekrar diriltir Hayır! (İnsan) Allah'ın kendisine emrettiği şeyi hala yerine getirmemiştir"[6]

Allah'ın varlığını inkar eden ey garip kimse!! Sen Allah'ın varlığını inkar etsen bile kainattaki her zerre Allah'ın var oldu*ğuna delalet etmektedir

Allah'ın ayetlerini yalanlayan ey garip kimse! Varlığındaki her hareket Allah'ın vahdaniyetine yani birliğine ve yüce kud*retine delildir

Keskin güneş ışığını görmeyip de gözünü kapatan ve kaina*tı yönetenlerin sesini işitmeyip de kulakları sağır olan ey garip kimse!

Şöyle buyuran yüce Allah, gerçekten de güzel söylemiştir:

''Körlük dediğin gözlerinki değildir Asıl göğüslerde olan kalblerin körleşmesidir"[7]

Şairde bunu şöyle dile getiriyor:

"Hayret! Her şey de Allah'ın birliğine delâlet eden alamet*ler, her hareket ve sükûnetlikte ebedi şahitler olduğu halde kişi, Allah'a nasıl isyan eder yahut nasıl bilerek onu inkar eder?"

Hz Adem (as)'m kıssası, hayretliği gösteren bir kıssa değil midir?! Bu kainatta var olan insanın varlığı, Allah'ı düşünmeye ve O'nu tefekkür etmeye çağırmıyor mu?! Hz Adem (as)'ın yaratılışı topraktan ve O'na iman ile yakînin gerektirdiği ça*murdan değil midir? Çünkü Yüce Allah "Öyleyse insan neyden yaratıldığına bir baksın; o insan, erkek ve kadının beli ile gö*ğüsleri arasından atıla gelen bir sudan (yani meniden) yaratıl*mıştır Şüphesiz Allah, insanı tekrar yaratmaya kadirdir"[8] bu*yurmaktadır [9]


Hz Adem (as)’ın İnsanlığın İlk Atası Olması



Kur'ân-i Kerîm Hz Adem (as)'in yaratılışım bize anlatmış ve onun bu varoluş hakkında yeryüzünün sathında ortaya çıkan insanlıktan yaratılmış olanların ilki olduğunu bize haber ver*miştir Buna göre Hz Adem (as), yaratılmışların atası yani Ebu'l-beşer olup bu alemin temelini oluşturan, yeryüzü sakinle*rinin hepsi ondan türeyip çoğalmış ve ondan önce insan türün*den bir varlık yaratılmamıştır Fakat insanın yaratılıp yeryüzüne indirilmesinden Önce orada onun dışında melekler yaşamaktay*dılar Cinlerin de Hz Adem (as)'dan önce yaratılmış mahlûk olması da meleklerinki gibidir İşte bunlardan dolayı Allah'ın ezeli hikmeti bu insanı yaratmayı gerekli kılmıştır Şanı Yüce Allah, meleklere, yeryüzünde bir halife yaratacağını haber ver*diğinde onlar, onun neslinden gelen kimselerin kanlar dökece*ğini ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaracakları şeklinde cevap vermişlerdi Bunun peşi sıra melekler, Allah'a bu insanı yarat*masındaki "ilahi hikmetini" sormuşlar ve böyle bir şeyi de ga*ripsemişlerdi Zaten şu ayeti kerimede buna işaret etmektedir:

"Hani Rabbin meleklere; "Ben, yeryüzünde bir halife yara*tacağım " demişti Bunun üzerine (melekler): "Biz seni hamd ile teşbih ve takdis edip dururken yeıyüzünde fesad (yani bozgun*culuk) çıkaracak ve kanlar dökecek birisini mi yaratacaksın? " demişlerdi Bunun üzerine (Allah da): "Ben, sizin bilmedikleri*nizi bilen birisiyim" dedi[10]

Allâme Kurtubî, "el-Câmiu li Ahkâmi'l-Kur'an' adlı tef*sirinde bunu şöyle anlatıyor:

"Kesin olarak biliriz ki; "Melekler ancak Allah'ın kendile*rine Öğrettiği şeyleri bilmektedirler ve Allah'ın sözünün önüne geçemezler Çünkü Yüce Allah, "Melekler Allah'ın sözünün Önüne geçemezler"(Enbiyâ: 21/27) buyurmaktadır Bunu da melekleri, övme yönüyle söylemiştir Melekler, Allah'a; "Yeryüzünde fesat çıkaracak ve kanlar dökecek birisini mi ya*ratacaksın?" (Bakara: 2/30) diye nasıl soru sorabilir? Buna cevap ise, melekler daha önceden yeryüzünde yaşayan cinlerin, birbirlerinin kanlarını döktüklerini ve yeryüzünde fesad çıkar*dıklarım görmüşlerdi ve bunu biliyorlardı

İşte bu Hz Adem (as)'m yaratılmasından önce yeryüzünde cinlerin yaşadığını göstermektedir Zira cinler yeryüzünde fesad çıkarmışlar ve birbirlerinin kanlarını dökmüşlerdi Bunun üze*rine Allah Cebrail'in komutanlığında meleklerden oluşmuş bir orduyu onlara gönderdi Melekler onlarla savaştılar onların bir kısmını öldürdüler ve bir kısmını da denizlerdeki odalara ve dağların tepelerine sürdüler İşte bundan dolayı meleklerin "yeryüzünde yaratacaksın" sözleri, özel bir soruya yönelik ola*rak gelmiştir Buna göre bu halife, yeryüzünde yaşamış olan cinlerden önce geçen bir yol üzere midir? Yoksa onların yolu üzere midir?

Bir rivayete göre; Yüce Allah yaratacağı bu halifenin nes*linden gelen bir topluluğun, yeryüzünde fesad çıkaracaklarını ve birbirlerinin kanlarını dökeceklerini meleklere bildirmiştir İşte bundan dolayı da melekler ya, Allah'ın kendisine isyan e-deceğini bildiği bu halifenin Allah'ın onu kendi yerine vekil olarak bırakmasından şaşırdıklarından dolayı bu sözü söylemiş*lerdir"[11]

Buna göre bizim; meleklerin sorusunu, Allah'ın yarattığına veya dilemesine ve isteğine itiraz etmediklerini anlamamız ge*rekmektedir Onlar sadece Allah'ın yaratmak istediği bu varlığın kendisine isyan edeceğini, birbirlerinin kanlarım dökecekle*rini ve yeryüzünde fesad çıkaracaklarını bildiği halde- niçin yaratmak istediğinin sebebi hikmetinin açıklanması maksadıyla Allah'a bu soruyu sormuşlardır Yoksa -daha önce de geçtiği üzere- başka bir maksattan dolayı değildir Çünkü melekler, Allah'ın emirlerine karşı isyan etmezler ve onlardan, Allah'ın emrine karşı bir muhalefetin ve itirazın meydana gelmesinin düşünülmesi bile mümkün değildir [12]


Hz Adem (as)'ın İnsanlardan Yaratılanların İlki Olduğuna Dair Deliller



Kur'ân-ı Kerîm ayetleri; "Hz Adem (as)'m insan türünden yaratılmışların ilki olduğunu ve yine ondan önce yeryüzünde bu insan türünden hiçbir varlığın yaşamadığını" destekleyici ola*rak gelmiştir İşte böylece semavi kitapların hepside bunda bir*leşmektedir Bununla birlikte vahye dayanan şeriatlar ile dinle*rin bütün mensuplarından "Hz Adem (as)'m yaratılmışların atası ve insan cinsinden yaratılmışların ilki olduğu" şeklinde gelen haberler ve rivayetlerde bunu desteklemektedir Kur'ân-ı Kerîm'de geçen delillere gelince ise bunlar bazısını nakletmek*le yetinebileceğimiz kadar çoktur Bunlar ise aşağıda geldiği üzere şunlardır:

1 İnsanlara, atalarının Hz Adem (as) olduğunu nisbet et*mek suretiyle nidaların tekrar edilmesi

Yüce Allah bununla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Ey Ademoğullari! Şeytan, ayıp yerlerini kendilerine gös*termek için elbiselerini soyarak ana-babanızı cennetten çıkardıysa, sakın aynı şekilde sizi de fitneye düşürmesin"[13]

Yine Yüce Allah bununla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Ey Adem oğullan! Size çirkin yerlerinizi örtecek bir elbise ve giyip süsleneceğiniz bir elbise indirdik Takva elbisesi ise, daha hayırlıdır"[14]

Yiric Yüce Allah bununla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Ey Ademoğulları! Her namaz sırasında (veya mescide gi*derken) zinetinizi alın Yiyiniz, içiniz ve israf etmeyiniz Çünkü Allah israf edenleri sevmez"! [15]

2 Şanı yüce olan Allah'ın, insanların tamamının bir "a-sıP'dan geldiğini haber vermesi

Yüce Allah bununla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Ey insanlar! Sizi bir tek "nefis" (yani kişiden)den yaratan ve ondan da onun eşini yaratan ve o ikisinden birçok erkekler ve kadınlar türetip yayan Rabbinizden sakının "[16]

Yine Yüce Allah bununla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Sizi bir tek "nefis " (yani kişi)den yaratan ve gönlünün hu*zura kavuşacağı eşini de ondan var eden Allah 'tır[17]

Ayeti kerimelerde geçen "bir nefis" yani kişiden maksat, ancak Hz Adem (as)'dır Tıpkı Yüce Allah'ın, "eşini de on*dan " (A 'raf: 7/189) sözünden maksat da ancak Hz Havva (as) olduğu gibi Çünkü ikisi de -Nisa: 4/1 Me geçtiği üzere- insan türünden yaratılmışların aslıdır Ayeti kerime (yani Nisa: 4/1 ayeti), Hz Adem ile Hz Havva'dan birçok erkekler ve kadınla*rın yaratıldığını ve ikisinden bu varlıkların türeyip yayıldığını açıklamaktadır Buna göre Hz Adem ile Hz Havva'dan insan*lar doğmuş, bu doğanlar zamanla türemişler ve çoğalmışlar Daha sonrada çoğalan bu varlıklar yeryüzünün çeşitli yerlerine dağılmışlar

3 Yüce Allah'ın her yaratığın evlilik yoluyla bir anne ve babadan yaratıldığını haber vermesi

Hz Adem (as) bundan müstesnadır[18] Çünkü Yüce Allah onu kendi eliyle[19] çamurdan yaratmış, daha sonra da ona kendi ruhundan[20] üflemiştir Bundan dolayı da Hz Adem (as), bir anne ve babadan meydana gelmeyip ancak -Allah'ın varlığına ve O'nun birliğine delalet etmesi için insanlara- bir örnek ola*rak tek başına yaratılmıştır Yüce Allah bununla ilgili olarak şöyİe buyurmaktadır:

"Hani Rabh'in meleklere: "Ben, çamurdan bir insan yara*tacağım, onu yapıp ruhumdan ona üflediğim zaman ona secde edin " demişti"[21]

Yüce Allah, iblisin Hz Adem (as)'a secde etmekten ka*çınması hakkında ise şöyle buyurmaktadır:

"Allah: "Ey İblis! Elimle yarattığıma secde etmekten seni alıkoyan nedir? Böbürlendin mi? Yoksa gururlananlardan mı*sın? dedi"[22]

Yine Yüce Allah bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmak*tadır:

"Yarattığı her şeyi güzel yaratan, başlangıçta insanı ça*murdan yaratan, sonra da onun soyunu küçük bir suyun özün*den var eden, sonrada onu şekillendirip ruhundan ona üfleyen Allah'tır"[23]

Ayeti kerimenin metninde geçen "es-sülâle" kelimesi Arapça "selle" kelimesinden türemiştir Bu da; bir şeyi başka bir şeyden çekip çıkarmaya denilir Mesela; kılı hamurdan "çekip çıkardım" da kullanılan anlam gibi Buna göre meni yani damla da, ayette sülâle gibidir Çünkü meni sırttan çekilip çıkarılır (Bunu Kurtubî ifade etmiştir)[24]

4 Hz Adem (as)'rn yaratılışının nasıl gerçekleştiğini ve onun, insanların atası olduğunun açıklanması

Bu Buharı ve Müslim'in "Sahîh"lerinde rivayet edilen "şe*faat" hadisinde geçmektedir Bu hadiste; "İnsanlar, kıyamet gününün musibetinden kendilerini kurtarmak için şefaat edecek kimseleri araştırırlar Bunun üzerine insanlar, Adem'e gelirler ve ona, kendileri için şefaat etmesini isteyerek:

- Ey Adem! Sen insanların atasısm Allah seni kendi eliyle yarattı, kendi ruhundan sana üfledi (bütün isimleri sana öğretti), melekleri senin önünde secde ettirdi Seni cennete yerleştirdi (Bundan dolayı Allah katında itibarın ve makamın var) Rabb'in nezdinde bizim için şefaatte bulunmaz mısın? Bizim şu hâlimi*zi ve başımıza şu geleni görmüyor rnusun? derler Adem:

-Bugün Rabb'im öfkelidir, daha önce bu kadar öfkelenme*di Bundan sonrada böylesine öfkelenmeyecek (Esasen şefaate benim yüzüm yok, çünkü cennette iken Allah) beni o ağaca yaklaşmaktan men etmişti Ben, bu yasağa karşı geldim (Ben Cennette iken işlediğim günah sebebiyle cennetten çıkarıldım Bugün günahlarım affedilirse bana yeter) Nefsim! Nefsim! Benden başkasına gidin! Nuh'a gidin diyecek"[25]


Darwin Teorisi[26] Ve Bunun Kur'an Ve Vakıayla Çelişmesi



Daha öncede Kur'an ve sünnetten zikrettiğimiz nasslar Danvin teorisini hükümsüz kılmakta, insanın çoğalışını ve or*taya çıkışını bize açıklamaktadır Danvin teorisine göre; insanın aslı Hz Adem değildir Danvin insanların ancak başka bir şey*den çekilip çıkartılması suretiyle bir kökten çoğaldığını ve A-dem'in aslından farklı bir şeyden meydana geldiği görüşünü ortaya atmıştır

Danvin'in görüşüne göre; insanın hayatı suyun yüzeyinde ortaya çıkmış küçük mikroplarla başlamış, daha sonra bu küçük mikrop evrim geçirerek küçük bir hayvana dönüşmüş, daha sonrada bu hayvan yavaş yavaş büyümüş ve kurbağa olmuş, ardından da yine evrim geçirerek kurbağa balığa dönüşmüş ve yine evrim geçirerek balık maymuna dönüşmüştür Daha sonra da bu maymun ilerleyip gelişerek yani evrim geçirerek medeni-leşmiş ve ardından da insan olmuştur Bundan dolayı Danvin'in nazarında insan medenileşmiş bir maymundur Zira bu maymun zamanla, dehasıyla ve akıllıhğıyla evrim geçirerek insana dö*nüşmeye ve değişmeye güç yetirmiştir Bunun üzerine ba maymun, anlayışsız ve geri kafalı bir maymunluktan zeki yç akıllı bir insan durumuna gelmiştir

Böylece Darv/in, soyumuzu hayvana bitişik kılmaya çalış*makta ve aşiretimizi kurbağadan ve fareden oluşturmaya gayret etmektedir Fakat biz bu şekle en yakın olarak şempanzeyi bulmaktayız Çünkü bu tür insana benzeme bakımından may*muna en yakın olandır İşte yukarıdan beri anlatmaya çalıştığı*mız şeyler, "evrim ve tekamül teorisi" diye isimlendirilen Danvin teorisinin özet şeklidir Kendi soyunun ve sopunun maymundan geldiğini iddia eden Danvin, Kur'an'la açîk bir şekilde çelişkili ve semavi kitaplarda geçen Ebu'l-Beşer olan Hz Adem (as)'m yaratılışına tamamen aykırıdır Zira bütün semavi dinlerde, insanların çoğalışının Hz Adem (as)'dan ol*duğu bildirilmektedir Buna göre Hz Adem (as), insanların en büyük atası olmaktadır Bunun aksine saçma sapan teori, Darwin'in[27] ve onun teorisine inanarak kabul eden Danvin teo*risine sığınanlara uymaktadır İşte böyle kimseler maymunlukta onlarla birdirler İnsanlardan geriye kalanlara gelince ise onlar, Hz Adem (as)'dan türemişler ve ona nisbet edilmişlerdir

İşte burada akıllı olan insanın, goril, şempanze ve diğer maymun familyasından olmaya ve soyunun Hz Adem (as)'dan değil de başka bir varlıktan olmasına hiç razı olur mu? Danvinizm, sefih akıl ve görüşün en ahmak olanı ve anlayış ile şuurun kaybolmasıdır İnsanın aslı maymundan nasıl türemiş olur Halbuki Yüce Allah, insan türünü keremli kılmıştır Bun*dan dolayı Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"And olsun ki Biz, Ademoğullanm keremli kıldık, onların korada ve denizde gezmesini sağladık, temiz şeylerle onları rızıklandırdık ve onları yarattıklarımızın pek çoğundan üstün kıldık"[28]

Yine şanı yüce olan Allah konuyla ilgili olarak şöyle bu*yurmaktadır:

"Biz insanı en güzel bir şekilde yarattık[29]

Buna göre Yüce Allah'ın, ademoğullarmı maymun sınıfın*dan kılması Allah'ın kereminden midir? Veya Allah'ın onların soyunu maymuna katması yahut şempanze ile goril familyasın*dan kılması Allah'ın üstünlüğünden midir? O zaman biz, Darwin'e tabi olanlara deriz ki:

"Ey maymun ve domuzlardan türemiş oğulcağızımız! Biz*den olmaya razı olanlardan mısınız? Yoksa böyle söylememize kızanlardan mısınız?"

Ey Rabbim! Hidayet ancak senin etmenle olur

Senin ayetlerin haktır Dilediğini onlarla hidayete erdirir*sin Evrim Teorisi gerçek olduğu zaman, dönüşme ve medeni*leşme denilen bir asırda yaşadığımız halde diğer geriye kalan maymunlar niçin evrim sonucu medenileşip de insana dönüş*memiştir!!? [30]


Darwin Teorisinin İlmi Çerçevede Çürütülmesi



Dr Halim Atiyye, "Tesadduu Mezheb-i Darwin ve'l-İspati'I-İlm Ii Akideti'l Halk" adı altında telif ettiği şahane kitapta, Darwin'in görüşünü eleştirmiş ve "Evrim" ile "Teka*mül" teorisini de ilmi çerçevede çürütmüştür Bundan dolayı biz bu kitabın bazı bölümlerini, anlamaya veya işitmeye kulak veren kimselere hatırlatmak için nakledeceğiz

Dr Halim Atiyye, mezkur kitabında bu konuda şöyle der:

"Cismi ve aklı zayıf olan bu insan oğlunun etrafında aslan, fil, ayı, kaplan ve parçalayıcı hayvanların birçoğuyla birlikte yaşaması nasıl mümkündür?

Danvin'in iddiasına göre, Evrim ve tekamülden bir şey meydana gelmiş olsa, maymunun medenileşerek insan olduğu gibi, önceden evrim sonucuyla maymuna dönüşen maymunla*rın seleflerinin de insana dönüşmesi ve zamanımızda da var olan maymunların da insana dönüşmesi gerekir!!

Danvin'in iddiasına göre; zamanların dönüşü ve "nesillerin geçmesiyle pirenin file dönüşmesi, karıncanın yaban sığırına (veya koyuna) çevrilmesi ve kedinin aslan olması mümkün müdür? [31] "


Darwin Teorisinin Gerçek Amacı:



Bu saçma sapan teorinin aslının deriliklerinde belli bir amacin hedef tutulduğunu bilmemiz gerekmektedir O da, şanı yüce olan Allah'ın varlığını inkar etmektir[32] Çünkü Darwin Allah'ın yarattığı bu varlığın ve bu alemin, Allah tarafından yaratıldığına, bu alemi ve insanı tabiatın icat ettiğine inanan kötü ruhlu pis bir Yahudi'dir

îşte Danvin, semavi dinleri inkar eden ve yine semavi şeri*atların bu teoriyle çoğaldığını iddia eden inkarcı bir materya*listtir Danvin'in iftira, yalan vb şeyleri getirip bize iddiada bulunması garipsenecek bir durum değildir Zira iftira ve yalan, şimdiki ve geçmişteki Yahudilerin ayrılmaz bir tabiatıdır[33] Ne zamanki inkarcılığa ve bozgunculuğa çağıran bir davet gördü*ğümüzde mutlaka o davetin arkasında pis ve habis ruhlu bir Yahudi elini buluruz[34]

Örneğin; Aslı Yahudi olan Kari Marks,[35] komünizmi kurmuştur Yine kökü ve aslı Yahudi olan kafir, günahkar vb vasıflarla vasıflanmış Freud[36]'da aynı şekilde yardımlaşan pis ve habis ruhlu bu Yahudi'dir Semavi dinleri ve şeriatları yık*mak için hepsi, iblisin öğrencileri ve Deccâl'in yardımcılarıdır Bu gibi Yahudi ve Hıristiyanlar, Allah'ın haram kıldıklarını mubahlaştirmada ve inkarcılıkta bütün güçlerini ve maddi im*kanlarını harcamak suretiyle gece-gündüz çalışırlar[37] Yüce Al*lah bu gibi kimselerin durumunu şöyİe anlatmaktadır:

"(Yahudiler ve onların düşüncesinde olanlar) yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya koşuşurlar Halbuki Allah, (bu) boz*guncuları (kesinlikle) sevmez"[38]


Bazı İlim Adamlarının Bu Teoriyi Kabul Etmesi:



İlimden nasibi olamamış ve zoraki yüzeysel olarak açlığını gideremeyecek meyvenin kabuğu kadar- bilgi elde etmiş bazı ilim adanılan, bu saçma sapan teorinin doğruluğuna ve güveni*lirliğine inanırlar Bu bozuk felsefi teoriyi kabul ederek araştırı*lıp ortaya çıkartılmasına veya tartışılmasına ihtiyaç duymaya*cak bir şekilde sağlam ve güvenilir bir teori olduğuna itibar e-diyorlar Çünkü onlara göre bu teori, tartışılmasına veya araştı*rılıp incelenmesine gerek duyulmayan meşhur ve çok önemli bir teoridir!!

Biz sözü onlara yönelterek deriz ki: Bu teori sağlamlığı ve güvenilirliği yeterli ilmi derecelere ulaşamamış "faraziler" ve "vehimler" den oluşmuştur Ayrıca bu teorinin meşhur oluşu, ilim ve akıl düşüncesi çerçevesinde kabul edilmiş olmasını ge*rekli kılmaz Eğer, bu teori meşhur olduğundan ötürü kabul edi*lecekse lanetli şeytanın şöhreti bundan daha büyüktür Ama şeytanın şöhretinin büyük olması, onun doğruluğunu ispatlamaz

Yine biz bu batı hayranlarına deriz ki: Batılı birçok bilim adamı, bu teoriyi kabul etmemiş ve kesin deliller ile kati kanıt*larla bu teoriyi ilmi çerçevede çürütmüştür Safsata ile oluşmuş bu teoriyi reddetmek için yazılan kitaplar arasında Amerika'da İlmi Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Criss Morrison'un "el-İlmü Yed'ü Ii'1-İman"[39] adlı kitabı ile dalında uzman olan pro*fesörler ve tabiat bilimcilerinden büyüklerin söylemiş oldukları sözlerin bir araya getirilmesiyle oluşmuş -Arapça'ya da tercü*me edilmiş- olan "Allah yetecellâ fi Asri'I-İlm" adlı kitabını sayabiliriz Her iki kitap da, her şeye sevk etmek suretiyle ispat etmeyi, hedeflemekte ve bu evrim teorisi ile bu kainatın ve ha*yatın tabiattan varolduğunu iddia eden kimselerin sözlerini red*detmek için yazılmıştır

Ayrıca bu konuda "el-İslam ve Nazariyyatü Danvin" adı

altında yeni bir kitap daha yazılmıştır[40] Kitabın yazarı, faziletli üstad Muhammed Ahraed Bâşmil'dir Bu kitap bu konuyu anlatma bakımından ilim otoritelerince güzel bulunmuştur Doğrusu bu kitap -diğerlerine nazaran- konuyu derli toplu ele almış ve -insanların faydalanmasına sunabilmek için- konuyu geniş bir şekilde anlatmıştır Yazar, safsata ile dolu bu teoriyi tenkit etme konusunda batılı bilim adamlarının büyüklerinden çoğunun görüşlerini de bu konuda delil olarak getirmiştir

Başka bir şekilde bu konu ile ilgili olarak onlara şöyle de*riz: Doğrusu biz, Kur'ân-ı Kerîm'e ters düşen ve muhalif olan her görüşü, doğruluğuna ve güvenilirliğine bakmaksızın onun yanlış ve batıl olduğuna inanan Müslümanlarız Çünkü sözü söyleyen kimsenin konumu ister ilerleme ve ister ilmî yönden ne kadar ileri durumda olursa olsun Kur'an'a ters düşen şeyi bir Müslüman'ın kabul etmesi mümkün değildir O halde Müslü*man bir kimse sağlam bir kanıta ve bir delile dayanmayan saç*ma sapan böyle bir teoriye nasıl inanabilir? Veya kabul edebi*lir??!" [41]


Üstad Neccâr'ın Bu Konuyla İlgili Önemli Bir Görüşü:



Bu konuyla ilgili olarak üstad Abdulvehhâb en-Neccâr'm "Kasasü'l-Enbiyâ" adlı kitabından önemli bir görüş naklet*memiz uygun olacaktır Çünkü üstad Neccâr, bu kitabında Danvin'in görüşünü çürütmek ve kusurları ile zaaf noktalarını ise açıklamak için bazı Alman bilim adamlarının görüşlerini getirerek nakletmiştir Bunun kısaca özeti şu şekildedir:

"Maymun medeni olmaktan geri kalmış insandır İnsan, hiçbir zaman yavaş yavaş ilerletilerek bir maymun durumuna gelmemiştir Bununla birlikte bu teori, araştırılmaya ve ince*lenmeye terkedilmiş teori olmaya devam ettiği müddetçe kesin*likle hiçbir kimse için delil olmaz

Tabiat yeryüzüne kızarak onu acımasız bir şekilde ******le sallayıp sarstığını ve yeryüzündeki yüksek binaları ve gökde*lenleri yerle bir ettiğini, köşkleri kulübelere kattığını, dünyanın yollarını, evlerini, fabrikalarını, saraylarını (ve bunları yapanla*rı) yok ettiğini ve yeryüzünü insan nesli yerleşmeden önceki


hale döndürdüğünü bir düşünün Bu durumda goril, şempanze ve diğer maymun türlerinin dünyayı insanlar gibi imar edebüe-, çekleri ve yine dünyada (insanlar gibi) ıslahatçılar, alimler, mu*citler, kaşifler, Sokrates ve Eflatun gibi yer kürede eser bırak*mış, geometri ve mühendislik aletlerini, radyo ve televizyonu, uçakları Hücumbotlarını icat eden bilginlerinde bulunduğu bir dünyayı tekrar baştan meydana getirmeleri düşünülebilir mi? Doğrusu ben, (şahsım olarak) bunları ne zaman düşünsem, bun-Iann meydana gelmesinin mümkün olmadığını anlar maymu*nun daima maymun olarak kalacağını ve maymundan başka bir şey doğurmayacağı gerçeğini kesinlikle anlarım"[42]


Hz Adem (as)'ın Yaratılması Sırasında Geçtiği Merhaleler



1 Toprak Merhalesi:



Hz Adem (as) ın yaratılışının esası ve gelişiminin ana maddesi topraktır Şanı Yüce Allah, Hz Adem (as)'ı yaratmak istediğinde meleklerden, çeşitli renklerdeki toprakları yeryüzü*nün üzerinden toplamalarını emretti Bunun üzerine melekler Allah'ın emri üzerine istenilen toprakları yeryüzünden topladı*lar Meleklerin yeryüzünden topladıkları bu topraklar, Hz A-dem (as)'m yaratılışında esas tutulmuştur

Yüce Allah'ın şu ayeti buna delâlet etmektedir:

"Sizi topraktan yaratması O'nun varlığının delillerinden-dir (Sizi topraktan yaratmasının hemen akabinde) birer insan olarak yeryüzüne dağıldımz " (Rûm: 30/20)

Sahîh bir hadisi şerifte ise Rasulullah (sav) şöyle buyur*maktadır:

"Allah, Adem'i yeryüzünün her tarafından topladığı bir tu*tara topraktan yaratmıştır Bu sebeple ademoğulları toplanan o topraklar ölçüsünde bir kısmı beyaz, bir kısmı kırmızı ve siyah, bir kısmı kötü, bir kısmı temiz ve hoş olarak dünyaya gelmiştir"[43]


2 Çamur Merhalesi:



Allah, meleklerin yeryüzünden getirdiği bu çeşitli renkteki topraklan bir araya getirip onları suyla karıştırmıştı İşte Hz Adem (as)'da böylece birbirine tutuşturulmuş yapışık çamur*dan oluşmuştur Yüce Allah'ın şu ayeti buna işaret etmektedir:

"Biz onları (birbirine tutuşturulmuş özlü ve) yapışkan bir çamurdan yaratmışızdır"[44]

Hz Adem (as) uzun bir müddet -yaklaşık olarak kırk sene-çamur şeklinde kalmıştır Hz Adem (as) bu şekilde dururken ona el vb bir şey ile vurulduğunda ateşte pişene benzeyen bir ses onda oluşmuştu İşte ateşte pişenden maksat, salsâl yani kuru çamur lafzıdır

Yüce Allah bu konuyla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Allah, insanı ateşte pişmiş gibi kuru bir çamurdan yarat*mıştır Cinleri de, yalın bir alevden yaratmıştır"[45]


3 Yaratılış Merhalesi:



Yüce olan Allah isteği doğrultusunda bu çamur, işitebilen, görebilen, eksiksiz, tam ve normal bir insan halini almıştır Bundan dolayı Allah, ona kendi ruhundan üflemiş olduğundan ötürü bu insan, en güzel bir şekilde ve en mükemmel bir biçim*de büyük bir ahlak ile cömert bir insan konumuna gelmiştir

Bu merhale, Hz Adem (as)'ın yaratılışındaki merhalelerin sonuncusudur Yine bu merhale, Hz Adem (as)'m son şeklini almasından ötürü "Yaratılış merhalesi" diye de adlandırılmıştır Hz Adem (as)'in yaratılış merhalesinde yani ruh üfîirülmesin-den uzun bir müddet önce -yaklaşık olarak kırk sene- bu mer*halede kaldığı bazı rivayetlerde geçmektedir Berki de "Dehr" yani insan süresindeki ayeti kerime, Hz Adem (a s)'in bu mer*halede kaldığı müddete işaret etmektedir ki Yüce Allah'ın bu ayeti şu şekildedir:

"İnsan, yaratılıp bahse değer bir şey olana (yani ruh üfü-rülene) kadar, şüphesiz uzun bir müddet (yaklaşık fark sene) geçmiş mıdır?[46]

Ayeti kerimede geçen "insan" kelimesinden maksat, Hz Adem (as)'dır[47]


Hz Adem (as)'ın Nesli:



Hz Adem (as)'ın nesline ve onun dışındaki insanlardan geriye kalanlara gelince, Allah onları türeme ve evlenme yoluy*la yaratmıştır İnsanoğullarınm yaratılmasında Hz Adem (as)'m geçirdiği merhalelerden farklı merhaleler geçirmişler*dir İnsanoğullarının yaratılmasında geçen merhaleler şunlardır:

1 Nutfe (damla) merhalesi

2 Alaka (kan pıhtısı) merhalesi

3 Mudga (et parçası) merhalesi

4 Ruh üfürülmesi merhalesi

Yüce Allah insanoğlunun geçirdiği bu merhaleleri şöyle an*latmaktadır:

"Ey insanlar! Öldükten sonra tekrar (Allah tarafından) di~ riltilmekten şüphede iseniz bilin ki, neden yaratıldığınızı size açıklamak için, biz sizi (ilk önce) topraktan (yani Hz Adem'in yaratılışı) sonra nutfeden (yani insanoğlunda küçük bir damla*dan) sonra kan pıhtısından (yani kanın katılaşmasından) sonra da yapısı belli belirsiz bin çiğnem et parçasından yaratmışızdır"[48]


Meleklerin Hz Adem (as)'a Secde Etmeleri:



Yüce Allah, Hz Adem'e ruhun üflenmesinden sonra me*leklere, Hz Adem'e secde etmelerini emretmiştir Fakat melek*lerin Hz, Adem'e yaptıkları bu secde tahiyyât yani selam ve tekrim yani saygı secdesidir İbadet için yapılan secde değildir Çünkü Yüce Allah ibadet etmeye yöneltmeyi kendisinin dışın*da hiçbir kimse için böyle bir şeyi kesinlikte emretmez

Bazı tefsirciîerin söylediği gibi bu secde, Hz Adem (as)'m bizzat şahsında şanı yüce olan Allah'a yapılmış bir secdedir Yoksa Hz Adem (as)'m bizzat şahsına yapılmış bir secde de*ğildir "Hz Adem (as) sadece namaz kılan kimseye nisbetle kıble gibi olmuştur Zira namaz kılan kimse, kıbleye doğru yö*nelerek namazını kılar Önünde bulunan sütre vb şeye değil Onun secdeleri alemlerin Rabbi olan Allah'adır" İşte bundan dolayı Hz Adem (as)'a yapılan secde, ona nisbetle Allah'a ya*pılmıştır Böylece Allah onu tertemiz olan meleklere kıble kıl*mıştır

Yüce Allah'ın meleklere emrettiği bu ilahi iş, Hz, Adem (as)'ın yaratılışında yapılan bir töreni anımsatmaktadır Melek*lerin Hz Adem (as)'a yaptıkları bu secde de Allah'ın yeni ya*rattığı bu çeşit insana saygı ifadesidir Böylece melekler, insa*noğlunun atası olan Hz Adem (as)'a secde etmişlerdir Bun*dan dolayı da Yüce Allah Hz Adem (as)'a dört özelliği mah*sus kılmıştır, bu özellikler, Hz Adem (as)'m diğer varlıklara olan üstünlüğünü ve şeref ile yüceliğine işaret etmektedir Bu özellikler ise şunlardır:

1 Allah'ın Hz Adem (as)'ı kendi eliyle yaratması

2 Kendi ruhundan ona üfürmesi

3 Meleklerin ona secde etmeleri

4 Bütün eşyanın isimlerinin ona öğretilmesi Yüce Allah bununla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Allah, Adem'e bütün isimleri Öğretti, daha sonra da eşya*yı meleklere gösterip "eğer sözünüzde doğru sözlü kimselerden iseniz bunların isimlerini bana söyleyin " dedi"[49]

Hz Mûsâ ile Hz Adem arasında geçen kıssa da bu yüce özellikleri ve vasıfları destekleyen hadisi şerifte Hz Mûsâ, Hz Adem'e şöyle der:

"Ey Ademi Sen, Allah'ın kendi eliyle yarattığı, ruhundan üflediği, meleklerin secde ettiği ve sana bütün eşyanın isimleri*ni öğrettiği Ebu'l-Beşersin (yani insanların atasısın) bizi ve kendini cennetten çıkarmana neden olan şey nedir? "[50]

Allah, meleklere Hz Adem'e secde etmelerini emredince, iblis dışında bütün melekler Allah'ın bu emrine sarılarak toplu*ca secde etmişlerdir İblis ise Hz Adem (as)'a secde etmekten kaçınmış ve kibirlenenlerden olmuştur İblisin kafir oluşunun sebebi ise, kendisinin Hz Adem'den daha üstün ve ondan daha şerefli olduğu halde, "Faziletli olan, faziletli kılınmamışa nasıl secde eder?" şeklinde iddiada bulunmasından dolayıdır Fakat habis ruhlu iblisin -Allah'ın bu emrine karşı- cevabı ise şu şe*kilde olmuştur:

"Beni ateşten onu çamurdan yarattın, ben ondan daha üs*tünüm" (Araf: 7/12)

Yine Yüce Allah, îblisin durumunu bir başka surede şöyle anlatmaktadır:

"Bütün melekler toplu halde Adem 'e secde etmişlerdi İblis müstesna Çünkü o,_ büyüklük taslamış ve kafirlerden olmuştu"[51]


İblis Meleklerden midir?



İblis ile ilgili ayeti kerimelerin dış görünüşü "istisna" edatı sebebiyle iblisin meleklerden olduğuna işaret etmektedir Me*sela bununla ilgili olarak Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:

"İblis müstesna (meleklerin hepsi Adem'e) secde ettiler" (Bakara: 2/34)

Bazı alimler -ayetin dış görünüşünü sözünde bulundura*cak bu görüşü ileri sürerek şöyle derler:

"Eğer iblis meleklerden olmasaydı, melekler gibi Hz Adem'e secde etmekle mükellef tutulmazdı"

Bu görüşü savunan alemlerin dayandıkları delil, ayeti ke*rimede geçen istisna edatıdır

Fakat alimlerden tahkikçi olanlara göre; iblis, meleklerden değildir Onlar, bu konuda kısaca aşağıda gelen şu delilleri ileri sürmüşlerdir

1 Delil: Eğer İblis meleklerden olsaydı, Allah'ın emrine isyan etmezdi Çünkü melekler, Allah'ın emrine karşı isyan edemezler

Nitekim Yüce Allah, Kur'ân-ı Kerîm'de bununla ilgili ola*rak şöyle buyurmaktadır:

"Melekler, Allah'ın kendilerine emrettiği emirlere isyan etmezler ve kendilerine emredilenleri yerine getirirler"[52]

2 Delil: Melekler, nurdan yaratılmışlardır İblis ise ateşten yaratılmıştır

a İblis, Kur'an'm açık ifadesiyle kendisi hakkında şöyle demektedir:

"Beni ateşten onu çamurdan yarattın (yani ateş, çamura göre üstün olduğundan dolayı) ben ondan daha üstünüm" (Sâd: 38/76)

Buna göre eğer iblis meleklerden olsaydı, "Beni nurdan, Adem'i de çamurdan yarattın" derdi

b Sahîh bir hadisi şerifte Rasulullah (sav) şöyle buyurmaktadır:

"Melekler nurdan, cinler dumansız alevden, Adem ise size vasfedilenden (yani topraktan) yaratılmıştır"[53]

3 Delil: Meleklerde erkeklik ve dişilik söz konusu değildir Çünkü onlar için nesil ve soyda yoktur Onlar sadece şanı yüce olan Allah'ın yarattığı eşsiz ve mükemmel mahlûklardır Allah onların varlıklarını başlangıçta evlilik ve üreyip çoğalmanın dışında yaratmıştır

Halbuki cinler ise insanlar gibi birbirleriyle evlenirler ve bu yol ile üreyip çoğalırlar Aynı zamanda cinler için nesil ve soy*da söz konusudur Bundan dolayı Yüce Allah, İblis hakkında şöyle buyurmaktadır:

"(Ey insanoğulları!) Siz beni bırakıp onu (yani iblisi) ve soyunu mu dost ediniyorsunuz?" (Kehf: 18/50)

4 Delil: İblisin cinlerden olduğunu ve yine onun fasıklık ve sapıklığından dolayı Adem'e secde etmekten kaçındığını göste*ren açık nass Kehf Sûresinde şöyle geçmektedir:

"Hani meleklere: "Adem'e secde edin" demiştik Bunun üzerine iblisten başka (meleklerin hepsi Adem'e) secde etmiş*lerdi İblis ise "cinlerden" idi" (Adem'e secde etmediğinden dolayı) Rabbinin emrinin dışına çıkarak fasıklardan olmuştu[54]

Bu açık ve sarih nasslar, cinlerin meleklerden olmadığına bir delil ve kanıt olarak yeter bile!! Fazlasına gerek yok!!

Fakat bazı tefsircilerin -birinci görüşü savunanlarm-te'viline göre; "Meleklerden, "cinler" diye adlandırılan bir top*luluk kastedilmektedir

Tefsircilerin bu te'vili, gerçekten ve doğrudan uzaktır Çünkü kendisine lanet olunmuş İblisin meleklerden değil de cinlerden ve şeytandan olduğuna dair görüş, kalbi ve nefsi mutmain etmekte ve üstelik vicdanı da rahatlatmaktadır Zira bu görüşe göre; meleklerin birbirleriyle evlenmeleri ve üreyip çoğalmaları söz konusu değildir İblis ise cinler ve insanlar gibi üreyip çoğalabilmektedir

Yüce Allah'ın, İblisin nesli ve soyu olduğuna delâlet eden şu sözü de bu görüşü desteklemekte ve kuvvetlendirmektedir:

"(Ey insanoğulları!) Siz Beni bırakıp onu (yani iblisi) ve "soyunu" mu dost ediniyorsunuz? (Kehf: 18/50)

Buna göre eğer iblis meleklerden olsaydı, onun nesli ve so*yu olmazdı Çünkü meleklerin birbirleriyle evlenmeleri ve bu*nun sonucunda nesilleri ve soyları yoktur Bu da, İblisin melek*lerden olmadığını gösteren apaçık bir nasstır Bu görüşün aksi ise gerçekten uzaktır:

Hasan el-Basrî (rha) bununla ilgili olarak şöyle der: "İblis, göz açıp kapayacak kadar bile meleklerden olmamıştır O ancak cinlerdendi"

İbn Kesir, "el-Bidâye ve'n-Nıhâye" adlı kitabında bazı alimlerden alıntılar yaparak şöyle der:

"İblis cinlerdendi Zira cinler yeryüzünde fesat çıkarınca Allah onlara meleklerden oluşmuş bir orduyu gönderdi Melek*ler onlarla savaştılar ve onların bir kısmını Öldürdü, bir kısmını da denizlerdeki odalara sürdüler Cinlerin bir kısmı da o zaman melekler tarafından esir alınmıştı İblis ise bu savaş sırasında meleklere esir düşen kimselerdendi Melekler onu yanlarına alıp göğe ***ürdüler Bunun üzerine iblis orada kaldı Allah, meleklere Adem'e secde etmelerini emrettiğinde iblis, Adem'e secde etmekten kaçınmıştı Bunun üzerine de Allah, onu rah*metinden kovmuştu"[55]

İşte bu anlatılanlarda da görüldüğü üzere, iblisin cinlerden olduğunu savunan kimseler için bir delil yoktur Yüce Allah'ın "Hani meleklere: "Adem'e secde edin" demiştik Bunun üzeri-ne iblisten "başka " (meleklerin hepsi Adem 'e) secde etmişler*di " (Kehf: 18/50) ayetinde de görüldüğü üzere, iblis, istisna (yani başka/ dışında) edatının delaletiyle de, melekler gibi Adem'e secde etmekle emrolmuştur Ayette geçen "illâ" (yani başka veya dışında) edatı, istisnaî munkatı[56] manasındadır Bundan dolayı iblis meleklerden olmadığından dolayı Hz Adem'e secde edebilirde, etmeyebilirde Çünkü iblisin Hz A-dem'e secde etmekle emr olunuşu, celâl ve izzet sahibi olan Rabbinden ona yöneltilerek yapılmış hususi bir emirdir Buna, Yüce Allah'ın şu ayetiyle delil getirilmiştir "(Allah) Sana (Adem'e secde etmeni) emrettiğim halde, seni (ona) secde etmek*ten alıkoyan şey nedir? dedi" (A'raf: 7/12) Bu ayeti kerimede, "İblisin meleklerden bağımsız olarak Hz Adem'e secde etmek*le emr olunduğunu" göstermektedir [57]


Hz Havva'nın Yaratılışı:



Yüce Allah Hz Adem (as)'ı yarattıktan sonra onu cennete yerleştirmişti, Hz Adem (as) beraberinde bir eş ve insan ol*maksızın tek başına cennette gezip dolaşmaktaydı Hz Adem (as) böyle bir durumda bulunduğu sırada günlerden bir gün uykuya dalmıştı Bir müddet sonra uyandığında baş ucunda "Havva" diye adlandırılan -Allah'ın kendisi için cennette yal*nızlığını giderecek ve onunla birlikte cennette gezip dolaşacak bir kadım buldu Hz Havva'ya bu ismin verilmesinin sebebi; canlı (yani Hayy)[58] bir şeyden yaratıldığı için bu isimle adlan*dırılmıştır

İbn Abbas (ra)'dan rivayet edildiğine göre, Yüce Allah Hz Havva'yı Hz Adem'in uyuduğu bir sırada ona bir acı hissettirmeden sol eğe kemiklerinden birisini alıp[59] onunla yaratmıştır Buna Yüce Allah'ın "Sizi bir tek "nefis" (yani ki-şijden yaratan ve gönlünün huzura kavuşacağı "eşini"de ondan var eden Allah'tır " (A'raf: 7/189) ayeti delil olmaktadır

Bilesin ki Yüce Allah, Hz Havva'yı bağımsız olarak tek başına mı? Yoksa Hz Adem (as)m sol eğe kemiği vasıtasıyla mı yaratmıştır?[60]

Ayeti kerimelerin dış görünüşünün gösterdiğine göre; Hz Adem ile Hz Havva'nın (saîât ve selâm ikisinin üzerine olsun) yaşadıkları cennet, semâda bulunan "Huld ceiıneti"dir[61] Bu görüş, ehl-i sünnet alimlerinin cumhurun görüşüdür Mutezile ve Kaderiyye ise, "bu cennetin semada bulunan "Huld cenneti" değil de yeryüzünde bulunan ve "Aden ülkesi" denilen yerin cennet olduğu" görüşünü ileri sürmüşlerdir[62] Onlann bu konu*daki şüpheleri şu şekildedir: "Eğer ayeti kerimelerde geçen cennet, semada bulunan "Huld cenneti" olsaydı, iblis bu cennete giremezdi Çünkü Hz Adem (as)'m Allah'ın emrine karşı işlenmiş olduğu masiyet, ayette bahsedilen cennette meydana gelmemiştir Çünkü ayette geçen cennet "Kudüs cenneti"dir [63]


Ayetlerde Geçen Cennetin "Huld Cenneti" Olduğuna Dair Cumhurun Delilleri:



Alimlerin cumhuru, ayetlerde geçen cennetin Hz Adem ve Hz Havva'nın yaşadığı "Huld Cenneti" olduğuna dair deliller getirmişlerdir Bu delillerin en önemlileri şunlardır:

1 Delil: Cenab-ı Allah'ın bu cenneti bildirmiş olması Yü*ce Allah bununla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Ey Adem! Sen ve eşin "cennet"te iskan edin"[64]

Ayette geçen "el-cennet" kelimesinin başında bulunan harfi tarif yani elif-lam, zihinde daha önceden bilmen şey için kulla*nılır Zihinde bilinen bu şey ise 'Huld Cenneti'dir

2 Delil: Yüce Allah (Bakara: 2/36)da Hz Adem'e işlemiş olduğu masiyetten dolayı bir ceza olarak yeryüzüne inmesini emretmiş olması

Bu da, cennetin semada bulunduğunu gösterir Çünkü iniş, yüceliği ve yüksekliği gösteril- Buna göre Hz Adem (as), se*mada bulunan "Huld Cenneti"nden yeryüzüne indirilmiştir

Zira Yüce Allah şu ayeti kerimede bunu anlatmaktadır

"Onlara, "Birbirinize düşman olarak "inin" ve yeryüzünde bir müddet için yerleşip geçineceksiniz" demiştik"[65]

3 Delil: Yüce Allah'ın "cenneti" en güzel vasıflarla vasfetmiş olması Bu da, onun "Huld Cenneti" olduğunu göste*rir Yüce Allah bunu şöyle anlat maktadır:

"(Ey Adem!) Doğrusu cennette ne acıkırsın ve ne de çıplak kalırsın; orada ne susarsın ve ne de güneşin sıcağında kalırsın[66]

4 Delil; "Şefaat Hadisi"nde de geçtiği üzere mahşer günü insanlar HzAdem'e gelip; "Ey atamız! Cennetin kapısını bizim için açılmasını (Allah'tan) iste" derler Hz Adem'de; "Zaten atanız (Adem)in (yasak ağacın meyvesini yeme) hatası sebe*binden başka, sizi cennetten çıkaran bir şey mi var sanki!"[67]

Kurtubî, tefsirinde "Ehl-i sünnet alimlerinin, Hz Adem (as)m indirdiği cennetin "Huld Cenneti" olduğunda icma ettik*lerini'* muhtasar bir şekilde nakletmiştir[68]


İblisin Hz Adem (as)'i Aldatması:



Hz Adem ve Hz Havva cennette iskan ettikten sonra şanı yiice olan Allah cennette bulunan bütün ağaçları ve meyveleri ikisine mubah kıldı Fakat ikisini imtihan etmek için sadece cennet ağaçlarından bir ağaçtan yemelerini yasakladı Kur'ân-ı Kerîm, Hz Adem ve Hz Havva'ya yasak edilen ağacın hangisi olduğunu zikretmemiştir veya onun ismini de zikretmemiştir Yüce Allah'ın haber vermediği bu konuda delilsiz ve kanıtsız olarak sözlere dalmaya gerek yoktur[69]

Hafız İbn Kesîr bununla ilgili olarak şöyle der:

"Yüce Allah ayette sözü edilen ağacın adını ve vasıflarını zikretmeyip belirsiz bırakmıştır Eğer bu ağacın adını ve vasıf*larını belirtmekte fayda olsaydı, -Kur'an'da belirsiz bırakılan diğer yerlerde olduğu gibi- Allah bunu bize belirtir ve gerekli açıklamayı yapardı"[70]

Yüce Allah, Hz Adem ve Havva'ya lanetli iblisin hilesine karşı sakınıp uyanık olması için uyarıda bulunmuştu Fakat on*lar, Allah'ın -kendilerine yapmış olduğu- bu tavsiyeyi unut*muşlar ve iblisin "eğer size yasak edilen bu ağaçtan yerseniz, cennette ebedi olarak kalırsınız" şeklindeki sözüyle ikisi de ib*lisin bu hilesiyle aldatılmış oldular Özellikle de iblis, ikisine açık ve bariz yeminle yemin ettikten sonra ikisi de, kendilerine yasak edilen bu ağaçtan yediler Buna göre ikisi de cennette ebediyen kalacaklardı Yüce Allah bunu şöyle anlatmaktadır:

"Şeytan, ayıp yerlerini kendilerine göstermek için onlara fısıldayıp, "Rabbinizin sizi bu ağaçtan menetmesi melek olma*nız veya burada ebedi kalmanızı önlemek içindir Doğrusu ben, size öğüt verenlerdenim" diye ikisine de yemin etti[71]

Hz Adem ve Hz Havva kendilerine -Allah tarafından- ya*sak edilen ağaçtan yiyince, elbiseleri yani avret yerleri açıldı ve daha sonra Allah'ın emrine muhalefet ettiklerinden dolayı da cennetten çıkarılıp yeryüzüne indirildiler

Bazı tefsircüer bu konuda şöyle derler: "Hz Adem, Al*lah'ın, kendisine yasakladığı ağaçtan yemeyi te'vil ederek ve şeytanın yeminine inanarak yemişti Çünkü Yüce Allah ona, adını ve vasıflarını belirsiz bıraktığı ağacın bizzat kendisinden yemeyi yasaklamıştı O halde Hz Adem (as) kendisine yasak*lanan ağacın dışında bu ağacın cinsine benzeyen başka bir a-ğaçtan yemiştir, (yani yasaklanan ağaçtan değil) Sahüı olan ise Hz Adem (as)'m ilahi azabı unutarak yasaklanan ağaçtan ye-mesidir Çünkü Yüce Allah'ın, "Andolsun ki Biz, daha önce Adem 'e ahid (yani ona yasaklanan ağaçtan yememesi için emir) vermiştik Fakat o (kendisine yapılan yasaklamayı) unuttu ve Biz onda (Allah'ın emrine aykırı hareket etme konusunda da) bir kasıt (ve yönelme) bulmadık" ayeti de buna delâlet et*mektedir " (Tâhâ: 20/115)[72]


Hz Adem (as)'ın Oğulları Habıl İle Kabil'in Kıssası



Tarihçilerin ve ilim ehli kimselerin naklettiklerine göre, Hz Adem (as), Hz Havva'dan her batın doğumda biri erkek, diğe*ri kız olmak üzere yirmi batın (yani kırk) çocuk elde etmişti, Hz Adem (as) her batında doğan erkeği ve kızı birbiriyle evlendirmiyordu Bundan dolayı Hâbîl'in, Kabil'in kız karde*şiyle evlenmesi gerekiyordu Fakat Kabil'in kız kardeşi Hâbil'in kız kardeşinden daha güzel ve daha çekici olduğundan dolayı Kabil, kız kardeşini kardeşi Hâbil'e vermeyi uygun bul*madı Hz Adem (as) ise Kabil'e, Hâbil'in kız kardeşiyle ev*lenmesini emretmişti Kabil ise Hâbil'in kız kardeşiyle evlen*mekten kaçındı ve kendi kız kardeşiyle evlenmeyi istedi Buna karşılık kız kardeşini Hâbil'e vermeyip ona:

"-Onunla evlenmeye, ben, senden daha layığım ve müsta-hakım" dedi

Durum bu şekilde uzayıp gidince, Hz Adem (as) ikisine, "Allah'a birer kurban takdim etmelerini emretti Kimin kurbanı kabul edilirse, kabul edilmeyen diğerinin kız kardeşini alacaktı ve onlara:

- "Hanginiz onunla evlenmeye layıksa, Allah gökten bir ateş indirecek ve onun kurbanını yok edecek" dedi

Hâbil, semiz genç bir koyunu kurbanlık için ayırdı Zira Hâbil, koyun sahibi bir kimseydi Bundan dolayı Hâbil, kurban*lık için yanında bulunan koyunların en güzelini seçmişti

Kabil ise çiftçi birisiydi Aynca ekin sahibi bir kimseydi de Kurban için yanında bulunan koyunların en kötüsünü seç*mişti

Hâbil ve Kabil kurbanlarını emredilen yere koydular Bu*nun üzerine gökten bir ateş inip Hâbil'in kurbanını yaktı Buna göre Hâbiî'in kurbanı kabul olunmuştu Kabil'in kurbanı ise kabul olunmamıştı

Kabil, kurbanının Allah tarafından kabul edilmeyişine kız*dı Bunun üzerine kalbindeki kıskançlığı ve azgınlığı daha da kabardı ve Hâbil'in yanma varıp:

- "Ben seni mutlaka öldüreceğim, ta ki kız kardeşimle evleninceye kadar" dedi Bunun üzerine Hâbil ise:

-"Doğrusu Allah, takva sahibi kimselerin kurbanını kabul eder" şeklinde karşılık verdi

Kıssanın sonunda ise Kabil, kardeşi Hâbil'i öldürmeyi iste*di ve onu öldürdü Hâbil'i öldürmesi itibariyle hüsrana uğrayan kimselerden oldu Yüce Allah bu kıssayı Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle anlatmaktadır:

"Onlara (yani kitap ehline) Adem 'in iki oğlunun kıssasını doğru olarak anlat (ki hasedin ve çekemezliğin neler getirdiğini öğrensinler) Hani ikisi (Allah'a) birer kurban takdim etmişlerdi de; birinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti (Kurbanı kabul olunmayan) O (yani Kabil); "Andolsun (senin kurbanın kabul olunduğundan dolayı) seni öldüreceğim" de*mişti (Kardeşi Hâbil'de ona): "Allah, ancak takva sahibi kim*selerin (kurbanını) kabul eder Eğer beni öldürmek için elini bana uzatacak olursan, ben, seni öldürmek için elimi sana u-zatmayacağım Şüphesiz ki ben, alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım Dilerim ki sen, benim günahımı da kendi günahını da yüklenip cehennemliklerden olasın Zalimlerin cezası da işte budur" demişti Bunun üzerine (Kabil) kardeşini öldürmekte nefsine uydu ve onu öldürdü de, hüsrana uğrayanlardan oldu Sonra Allah kardeşinin ölüsünü nasıl gömeceğini göstermek için ona, yeri kazan bir karga gönderdi, (bunu görünce) "yazık olsun banal Bu karga gibi olmaktan aciz kaldım ve kardeşimin ölüsünü Örtmedim" demişti Artık pişmanlık duyanlardan oldu[73]

Hadisi şerifte de geçtiği üzere, Rasulullah (sav) bu konu ile ilgili olarak şöyle buyurmaktadır:

"Bir kimse zulüm yoluyla öldürüldüğünde öldürülenin ka*nının günahından, Adem'in oğlu (Kabil'de kardeşi Habil'i öl*dürdüğünden dolayı) gerekli payını alır Çünkü o, öldürme sün*netini (yani olayını) başlatan kimselerin ilkidir"[74]


Hz Adem (as)'in Yeryüzünde İstihlâf[75] Edilmesinin Hikmeti:



Hz Adem (as)'ın yeryüzündeki istihdafında yüce hikmetler vardır Çünkü bunlara, Hz Adem (as)'ın yaratılış kıssasında geçen ayetlerde işaret edilmişti Bu hikmetler Hz Adem'in kendisi ile nesli arasında bir bağlantının devam etmesi için yer*yüzünün imar edilişindeki Yüce Allah'ın geniş ilmine ve ezeli hikmetine işaret etmektedir Bundan dolayı eğer Yüce Allah nıahlukatı yaratmamış olsaydı, yeryüzü imar edilmemiş, orada milletler ve ümmetler ile yaratıklar ve nesiller olmazdı îşte bu hikmetler, meleklerin ilminden uzak olmuştu Bundan dolayı da Yüce Allah onlara bu varlığı yaratmasındaki hikmeti ve garip bir duruma sahip bu yeni mahluku istihlâf etmesindeki sırları onlara muttali kılmasının sebebini açıklamadıkça, onlar Yüce Allah'ın bu önemli hikmetini anlayamadılar Yüce Allah bu hikmeti Kur'ân-ı Kerîm'de şöyle anlatmaktadır:

"Hani Rabbin meleklere: "Ben, yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti Bunun üzerine (melekler): "Biz seni hamd ile teşbih ve takdis edip dururken yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve kanlar dökecek birisini mi yaratacaksın?" demişlerdi Bunun üzerine (Allah'da): "Ben, sizin bilmediklerinizi bilen birisiyim" dedi"[76]

Üstad Abdüîvehhâb en-Neccâr, "Kasasü'I-Enbiyâ" adlı kitabında bu konuyla ilgili olarak şöyle der:

"Yüce Allah Hz Adem (as)'ı yeryüzüne istihlâf etmekte hiçbir kimseden gizlemiştir Yalnız bu istihlâfın meleklerden gizli tutulması, ilahî hikmetin tek başına bir manayı kapsama*dığını göstermek içindir Eğer Yüce Allah -Adem'in yerine-meleklerin yeryüzünde istihlâf etmiş olsaydı, bu kainatın yaratı-lışmdaki sırlar bilinmezdi ve oradaki çoğu ilimler ile seçkin kimseler bulunmazdı Çünkü melekler -yaratılış itibariyle- yer*yüzünde bulunan bir şeye ihtiyaçları yoktur Zira onların vasıf*ları ve özellikleri, insanların vasıflarına ters düşen ve farklı olan-vasıf üzeredirler Bundan dolayı gemiler yapılmaz, ekin ekümez-biçilmez, eşyanın Özellikleri, kimyevi terkipler, tabiî faydalar, psikoloji ve insanın yıllarını harcayarak sonuna ula*şamadığı birçok bilimler anlaşılmazdı Buna göre şanı yüce olan Allah, bunun gibi şeylerden münezzehtir"[77]



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.