![]() |
Eski Divan Edebiyatında Seven,Sevgili ve Aşk |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Eski Divan Edebiyatında Seven,Sevgili ve AşkESKİ DİVAN EDEBİYATINDA SEVEN, SEVGİLİ ve AŞK I ![]() Eski Türk edebiyatında aşk unsuru ; sevgili , aşık ve rakipten meydana gelen bir kadro içinde görülür ![]() ![]() I ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() Günümüzde güzellik , genellikle yüz veya yüz güzelliği olarak düşünülmekte , yüzdeki diğer güzellik unsurları ile birlikte çeşitli hayallere konu olmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Cemâli dost her yüzden zuhûr etmiş temâşa kıl Geh olmuş çehre gâhî zülf olup ruhsâre yasdanmış (1) Güzellik binası bir kıl üstündedir ![]() ![]() ![]() ![]() Güzel olabilmek için huy ve ahlâkgüzelliği ( hüsn-i hûlk ) de şarttır ![]() ![]() ![]() Çin putunun sevgili ile güzellik dâvâsında bulunamayacağı iddia edilir ![]() Da`va-yi hüsn kılmağa âlemde ey nigâr Sen dil-sitân ile büt-i Çin`ün ne cânı var (2) Güzellik , genellikle sevgilinin bir özelliği şeklinde ele alınır ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() 1 ![]() ![]() ![]() ![]() Aşık , güzellik baharı olan sevgiliye karşı ırmaklar gibi coşkun ve bulanık akar ![]() ![]() Dil-rübâlar kâmetin nahl-i cihân-ârâ eden Nev-bahârı hüsne gözyaşlarını bârân eyledi (3) Sevgili , güzellik baharı olmasına karşılık , âşığın yüzü hazan yaprağına benzer ![]() ![]() Güzelliğin nevrûza benzetilmesinde , geceyle gündüzün eşitliğine işaret edilerek: Nevrûz-ı hüsnüne ereli hatt-ı müşg-bâr Oldu berâber ey peri geceyle gündüzüm (4) denilmektedir ![]() ![]() Güzelliğin gül bahçesi veya bağa teşbihi , sevgilinin gül-i handân , gül-i rânâ, gül budağı ve naz sülünü , dudağının taze gonca , benin bekçi , âşığın gözyaşlarının da dolabı çeviren su şeklinde hayal edilmesi sebebiyle olmaktadır ![]() Sevdi gönlüm bâğ-i hüsnün bir gül-i handânın İnledür hâr-ı belâda bülbül-i nâlânını (5) Güzelliğin evraka bennzetildiği beyitte , sevgilinin hatı şirâze şeklinde ele alınır: irâze etdi hüsnün evrâkına hatın Ahum yelinden ol perî dedi dağılmasun (6) I ![]() ![]() ![]() ![]() Güzelliğin bu unsura benzetilmesi renk , ışık ve parlaklık yönündendir ![]() ![]() Da`vî-i hüsn eyleyüp meydânuna geldükçe mihr Hüsn-i âlem-girün ey meh-rû düşürdü anı pest (7) Tâli`ümde bu gönül her kime kim mâyil olur Göremez bir gün anun mâh-ı cemâlin yıl olur (8) Bir beyitte sevgili güzellik burcunun güneşi , âşık da zerre gibi onun sergerdanı olarak ifade edilmiştir ![]() Güzellik muma benzetilmekte , âşık veya gönlü ona yanan pervane şeklinde hayal edilmektedir ![]() ![]() Bu cemâlün şem`ine pervâne gelmişlerdenüz yanalum ey şem`-i rûşen yanagelmişlerdenüz (9) I ![]() ![]() ![]() ![]() Güzellik mum , pervane ve sarhoşluk gibi hususiyetleri içinde bezme benzetilir ![]() ![]() Hân-ı hüsnü şu ki yemek diledi aç öldü Zad-ı râh olmadı bir kimseye dâne-i hal (10) Güzelliğin harman şeklinde tasavvurunda yine benlerin daneye benzetilmesi rol oynar ![]() Hırmen-i hüsnünde ey meh dâne-i hâlün görüp Meyl edersem n`ola yok mu mûr denlü gayretüm (11) Dudakların helva satması , âşığın la`l dudakların şarabına müşteri olması sebebiyle güzellik ile çarşı ve pazar arasında benzerlik kurulur: Çarh- ı gerdûn mâh - ı lev na`liyle oldu müşteri Leblerün bâzâr-ı hüsn içre görüp helva satar (12) Aceb şûrîde-hal oldun Hayâlî la`l-i yâr içün Melâhat çârsûsunda harîdâr-ı mül olmuşsun (13) Güzellik , oldukça kıymetli bir `dır ![]() ![]() Hüsnün metâ`ına nice versün bahâyi gül Zer bulmağa ma`âşına her gün diken çeker (14) Dellâle , bir kadın ve bir erkek arasında aracılık yapan kadın demektir ![]() ![]() ![]() Afitâb ü Zühre`ye hüsnün metâ`ın etme `arz Ana `âlem müşterî lâzım degül dellâleler (15) I ![]() ![]() ![]() ![]() Hz ![]() ![]() ![]() Döğünsem n`ola taşlarla bugün ol Yûsuf-ı hüsnün Kefine kim direm korsa terâzû-vâr mâ`ildür (16) Ey Yûsuf-ı cemâl dem alûde olalı Pirûhenün `alameti çeşm-i pederdedür (17) Güzelliğin Mısır olarak tasavvurunda yukarıda belirttiğimiz Yûsuf kıssası rol oynar: Kâkülü ucunda ol Yûsuf-cemâalün her beni Mısr-ı hüsn içinde san kim bir Habeşdür dârda (18) Kâkülün sultan olarak ele alındığı beyitte Mısır kelimesi ülke mânâsında kullanılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() İnci , mercan , vb ![]() ![]() ![]() Çeşm-i billûrdan yâkût-ı nâb olsun revân Bahr-i hüsnün dilberün pür dürr ü mercan eylesün (19) Güzellik , gelip geçici oluşu yönünden bir akarsu gibidir ![]() Akarsudur bu hüsn ü letâfet gelür geçer Sanma efendi `alemi sen bir karâradur (20) I ![]() ![]() ![]() ![]() Bisât , satranç tahtası demektir ![]() ![]() ![]() Bisât-ı hüsnde hâli piyâdesin süreli Hezâr şahruh oldu cemâline çâker (21) Güzellik bir eyvan , sevgili de onun cemşididir ![]() ![]() ![]() ![]() I ![]() ![]() ![]() ![]() Gönüller sevgilinin zülfünde toplanır ![]() ![]() Dedüm zülfünde diller tâb-ı hüsnünden helâk oldu Dedi pervâneler nâra yanarlar bî-günâh ahşâm (22) Güzellik bir aynadır ![]() ![]() sakın ağyârâ gösterme cemâlün Koma âyîne nâ-bînâya karşu (23) Aşık için bayram sevgilinin görünmesidir ![]() Hayâlî rûze-i gamda hilâle döndüğü bu kim senün îd-i cemâlün görmedi ey mâh bir yıldur (24) Hazinenin viranelerde bulunduğuna inanılır ![]() ![]() Kıl nazar birgün Hayâlî`nün dil-i vîrânına Anı ma`mamûr eyle gel genc-i cemâlün sadgası (25) Güzelliğin "alın yazısı" şeklinde ifadesi kader inancı ile birlikte , Misk ile kâfûrdan levh üzre ebrûlar mıdur Yâ güzellik şuhluk alnunda yazular mıdur (26) beytinde görüldüğü gibidir ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() Eski Türk edebiyatında sevgiliye isim ve sıfat olarak şu kelimeler kullanılıyor: dost, yâr, hûb, habîb, mahbûb, cân, cânân, nigâr, güzel, şâhid-i aşk, efendim, iki gözüm, şâh, fettân, âfet, kâtil, zâlim, seng-dil, cevân ,server, nâzperverd, cevr ü cefâlar kılıcı, bahâr-ı hüsn, dilber, dildâr, dilârâ, hüsn-ü âlem-ârâ, melâhat kânı, mürüvvet kânı, kân-ı atâ, zât-ı pâk, rûh-ı pâk, dâmen-i pâk, rûh-i revân, Türk-i kemân-ebrû, çeşm-i ala, gözleri bîmâr, mestâne çeşm, nûr-ı dîde, lâle ruhsâr, perî-ruh, mâh-tal`at, yüzü mâh, kamer-ruh, lâle-had, gül-çehre, şîrîn-cemâl, gencine-i sâhib-cemâl, gül-izâr-ı sâde, Cemşid-i eyvân-ı cemâl, kad-i bâlâ, serv-kad, serv-kamet, sîm-ten, şekker-güftâr, tût-i şekker-şiken, gonca-dehen, gonca-leb, oiste-leb, şîrîn-dehen,Hızr-ı Skender-leb, şûh-ı cefâ-âyin, İsâ, Asâf-ı devrân, Süleyman vb ![]() ![]() ![]() Sevgilinin en belirgin özelliği zâlim oluşudur ![]() ![]() ![]() Rakip ile gezerek âşığını üzer ![]() ![]() ![]() Bu örnekte görüldüğü üzre sevgilinin zulmetmesi çok tabii bir hadisedir ![]() Bu yüzden âşık onun zulmünü hoş görür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Seng-i cevründür Hayâli`nün kemâlün bildiren Lâcerem mi`yârını göztermedi zer bî-mihek (27) Aşık, bütün bunlara katlanmayı vazife kabul eder ![]() ![]() ![]() Sakın âhımdan ey nigâr sakın Yele varur bu kâr ü bâr sakın (28) Sevgili, güzellik itibariyle idialize edilir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Birçok beyitte sevgilinin tasavvûfi olarak ele alındığı görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Letâfet alemi, melekler gibi mücessem olmayan varlıkların âlemidir ![]() ![]() Noksâm yoktur ol kişinün kim seni seve Her kim ki sana `âşık ola ol tamâm olur (29) Yıkık gönülleri tamir de sevgilinin hakkıdır ![]() ![]() ![]() Hîç kârum yok sipihr-i gerdiş-i devvârlık Ger yoğ olsa cümlesi `âlemde sensin varlık (30) Divan şiirinde dinî ve dinî olmayan unsurlar içiçe kullanıldığından, bunları çok defa ayırt etmek mümkün olmaz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() II ![]() ![]() ![]() ![]() DİP NOTLAR 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() 5 ![]() 6 ![]() 7 ![]() 8 ![]() 9 ![]() 10 ![]() 11 ![]() 12 ![]() 13 ![]() 14 ![]() 15 ![]() 16 ![]() 17 ![]() 18 ![]() 19 ![]() 20 ![]() 21 ![]() 22 ![]() 23 ![]() 24 ![]() 25 ![]() 26 ![]() 27 ![]() 28 ![]() 29 ![]() 30 ![]() Alıntı |
![]() |
![]() |
|