Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Edebiyat / Dil Bilgisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
edebiyat, hakkında, makaleler, platformu

Edebiyat Platformu (Edebiyat Hakkında Makaleler)

Eski 06-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edebiyat Platformu (Edebiyat Hakkında Makaleler)




ROMAN

Olmuş veya olması muhtemel olayların anlatıldığı uzun yazılardır İlk örneklerini 15yy da Fransız yazar Rabelais vermiştir Ancak asıl niteliklerini Romantizm ve Realizm akımları döneminde kazanmıştır

Roman belli bir olay etrafında gelişir ve olaylar ayrıntılarıyla anlatılır Çoğu zaman şahıs kadrosu geniştir Kişiler ayrıntılı olarak tanıtılır Çevrenin tanıtımına özen gösterilir

Temsil ettiği akıma göre romantik roman, natüralist roman, realist roman; konusuna göre aşk romanı, toplumsal roman, polisiye roman, macera romanı gibi isimler alır

Türk edebiyatında Tanzimat’tan sonra görülür İlk örneği Şemseddin Sami’nin Taaşşuk-ı Talat ve Fıtnat adlı romanıdır Batı romanı ölçüsünde en başarılı romanı Halit Ziya Uşaklıgil yazmıştır Namık Kemal, Mehmet Rauf, Reşat Nuri, Yakup Kadri, Peyami Safa diğer ünlü romancılarımızdır

HİKAYE

Anlatımı bakımından romana benzeyen, ancak romandan daha kısa yazı türüdür

Hikâyede olaylar genellikle yüzeyseldir Kişiler çoğu zaman hayatlarının belli bir ânı içinde anlatılır Genellikle kişilerin tek yönü üzerinde ( çalışkanlık, titizlik, korkaklık vs ) durulur Bu da romanda aynı dönemlerde oluşmaya başlamış ve özellikle Realizm döneminde önemli bir tür haline gelmiştir

İki tür hikâye görülür Bunlar klasik hikâye ve modern hikâyedir

Mauppasant tarzı da denilen kilasik hikâye yukarıda anlattığımız özelliğe uyar

Çehov tarzı denen modern hikâyede ise belli bir kişi olmadığı gibi belli olaylar da çoğu kez yoktur Yazarın kendiyle sohbet ediyormuş gibi bir anlatımı vardır; çoğu kez birinci kişinin ağzından anlatıldığı olur

Türk edebiyatında yine Tanzimat’la görülmeye başlanan hikâye türünde Halit Ziya, Ömer Seyfettin, Memduh Şevket, Sait Faik önemli eserler vermişlerdir


MASAL

Halk dilinde anlatılarak oluşan sözlü edebiyat ürünüdür Bir yazar tarafından sonradan yazıya geçirilmiştir

Masallarda olaylar tamamen hayal ürünüdür Yer ve zaman belli değildir Kahramanlar insan üstü özellikler gösterir İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır Masallarda eğiticilik esastır Çoğu kez evrensel konular işlenir Dünya edebiyatında Kelile ve Dimne, Binbir Gece Masalları ünlüdür Türk edebiyatında Keloğlan en tanınmış masal kahramanıdır Eflatun Cem Güney masallarımız derlemiş ve bir kitap halinde yayımlamıştır



DENEME

Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, kesin kurallara varmadan, kanıtlamaya kalkmadan, okuyucuyu inanmaya zorlamadan anlattığı yazı türüdür

Deneme yazarı görüşlerini aktarırken samimi bir dil kullanır Kendi diliyle konuşuyormuş gibi bir hava içindedir

Deneme her konuda yazılabilir Ancak daha çok tercih edilen konu her devrin, her ulusun insanı ilgilendiren, kalıcı, evrensel konulardır Ele alınan konu çoğu zaman derinleştirilerek anlatılır

Denemenin özelliğini Nurullah Ataç’ın şu sözleriyle özetleyebiliriz:

“ Deneme, ben’in ülkesidir ‘Ben’ demekten çekinen, her görgüsüne, her görevine ister istemez bir parça kattığını kabul etmeyen kişi denemeciliğe özenmesin

Denemenin ilk örneklerini Fransız yazar Montaigne vermiştir Daha sonra İngiliz yazar Bacon türü geliştirmiştir

Edebiyatımızda Cumhuriyet’ten sonra görülmeye başlanan bu türde Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Sebahattin Eyüboğlu, Ahmet Haşim güzel örnekler vermişlerdir

FIKRA

Yazarın gündelik olayları özel bir görüşle, güzel bir üslupla, hiç kanıtlama gereği duymadan yazdığı kısa günübirlik yazılardır Bu tür yazıları nükteli hikâyecikler biçimindeki Nasrettin Hoca fıkralarıyla karıştırmayalım

Fıkra, bir gazete yazı türüdür Gazetenin belli bir köşesinde genel bir başlıkla yazılan fıkralarda mesele kısaca incelenir ve mutlaka bir sonuca varılır Daha çok alaylı bir dille, bazen eleştiri bazen sohbet tarzında yazılır Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava hâkimdir yazılarda

Edebiyatımızda özellikle Ahmet Rasim fıkralarıyla tanınır Daha sonra Ahmet Haşim, Refik Halit, Peyami Safa sayılabilir

MAKALE

Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, belli kanıtlar, belgeler, inandırıcı veriler kullanarak kanıtlamaya çalıştığı ve böylece okuyucuyu bilgilendirmeyi amaçladığı yazı türüdür Makalede temel unsur düşüncedir

Makale, gazete ile birlikte ortaya çıkmış bir gazete yazı türüdür Bizde de ilk özel gazete olan Tercüman - ı Ahval gazetesinin çıkmasıyla görülür İlk makale de aynı gazetede Şinasi tarafından yazılmıştır

Makalede amaç bilgi aktarmak ya da görüşlerine okuyucuyu inandırmak olduğundan açık, anlaşılır, ciddi bir dil kullanılır Seçilen konuya göre uzun da olabilir kısa da

Makale her konuda yazılabilir Bu konu günlük olabileceği gibi, felsefi, bilimsel, sanatsal da olabilir Ama edebi makale elbette sanatla ilgili olanıdır

Edebiyatımızda Tanzimat döneminden beri görülen makale türünde Namık Kemal, Hüseyin Cahit, Ziya Gökalp, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay, Halit Fahri Ozansoy, Yaşar Nabi ünlü birkaç isimdir

ELEŞTİRİ

Bir sanatçının, bir sanat eserinin iyi ve kötü yanlarını ortaya koyarak onun gerçek değerini belirleyen yazılardır Eleştiri yazarı – yani eleştirmen – eser hakkında okuyucuyu bilgilendirir; hem eserin yazarına hem okura yol gösterir

İki tür eleştiri vardır: İzlenimsel eleştiri ve nesnel eleştiri

İzlenimsel eleştiri, Anatole France’in ilkelerini belirlediği ve eleştirmenin bir eseri kendi zevk ölçülerini göz önüne alarak incelediği eleştiri türüdür Bu tür eleştirilerde öznel yargılar çok olacağından günümüzde bu tür pek rağbet görmez

Nesnel eleştiride ise her eserin değerlendirilmesinde kullanılabilecek belli ölçütler vardır Eleştirmen mümkün olduğunca kişisel yargılarda bulunmaktan kaçınır Bilimsel araştırmalardan yararlanarak, eseri ister beğensin ister beğenmesin, tarafsız bir gözle onun değerini ortaya koyar

Avrupa’da Boielau, Saint Beuve, Taine, France eleştirileriyle tanınır

Edebiyatımızda Hüseyin Cahit, Cenap Şehabettin, Ali Canip, Yakup Kadri, Nurullah Ataç, Mahmet Kaplan, Cemil Meriç, eleştiri alanında yazılar yazan ünlü birkaç isimdir

GEZİ YAZISI

Gezilip görülen yerler hakkında yazılan yazılardır Kişi gezi esnasında birçok yer görür, birçok insanla tanışır; bunları hafızada tutmak güç olacağından gezi esnesında not alınır ve gezi yazılarında bunlar hikâye edilir

Gezi yazısında yazar daima gezdiği yerleri anlatmalı, uydurma, yanlış bilgiler vermemelidir Gördüklerini okuyucunun daha iyi algılaması için, karşılaştırma yapar Okur sanki o yerleri yazarla birlikte gezer gibi olur

Eski edebiyatımızda gezi yazısına seyahatname denir Bu alanda Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi ünlüdür Ancak asıl gezi yazıları Avrupa’ya açılma döneminde görülmeye başlanmış, gidieln Avrupa şehirleri ile ilgili yazılar yazılmıştır Namık Kemal, Ziya Paşa bunların başında gelir

Gezi yazılarını kitaplaştıran yazarlarımız da vardır Ahmet Mithat Efendi, Avrupa’da Bir Cevelan; Cenap Şahabettin Hac Yolunda, Avrupa Mektupları; Ahmet Haşim, Frankfurt Seyahatnamesi; Reşat Nuri, Anadolu Notları; Falih Rıfkı, Deniz Aşırı, Zeytin Dağı, Taymis Kıyıları bunlardan bazılarıdır

ANI

Bir yazarın kendisinin yaşadığı ya da tanık olduğu olayları sanat değeri taşıyan bir üslupla anlattığı yazılardır Yazarın kendini okuar açtığı bir tür olduğunda içtendir ve bu yönüyle çok tutulur Anılar belli bir dönemin yorumlandığı yazılar olduğundan tarihi bir belge özelliği gösterir Ancak bu bilimsel olamaz; çünkü yazarın olaylara kişisel bakışı söz konusudur

Üslup yönüyle gezi yazısına benzerse de, yazarın dış dünyadan çok kendinden söz etmesi anıyı belli eder Zaten eski edebiyatımızda anı, gezi yazısı hatta tarih iç içedir

Özellikle Tanzimat’la başlayan anı türündeki yazılar Cumhuriyet döneminde önemli bir tür olmuştur Anılarını kitaplaştıran yazarlarımızda vardır Namık Kemal, Magosa Mektupları; Ziya Paşa, Defter – i Amal, Ahmet Rasim, Şehir Mektupları; Halit Ziya, Kırk yıl, Saray ve Ötesi; Hüseyin Cahit, Edebi Hatıralar; Falih Rıfkı, Çankaya adlı eserlerinde anılarını anlatmışlardır


BİYOGRAFİ

Bir kişinin hayatının anlatıldığı yazılardır Bunlarda amaç o kişiyi tüm yönleriyle ( hayatı, eseri, kişiliği, görüşleri vs) tanıtmaktır Biyografi açık, sade bir dille anlatılan kişinin devrini, çevresini dikkate alarak yazılır Divan edebiyatında şairleri anlatan bu tür eserlere tezkire denirdi Türk edebiyatında bunun ilk örneğini Ali Şir Nevai vermiştir

Yazar eğer kendi hayatını anlatmışsa yazıya otobiyografi denir Çoğu zaman bunlarda sanatçı kendiyle beraber aile büyüklerinden, çevreden, aile içi durumlardan da söz eder

Otobiyografiler üslup yönüyle anıya benzer; ancak anı otobografi içinde bir bölüm sayılabilir Yani otobiyografi daha uzun bir dönemi içine alır

MEKTUP

Genel anlamda kişinin bir haberi, olayı, arzuyu bir başkasına anlattığı yazılardır Özel mektup, iş mektubu, edebi mektup türleri vardır Bunlar içinde bizi edebi mektup ilgilendiriyor

Bu tür mektuplar açık olarak bir gazetede ya da dergide yayımlanır Yazar birine hitaben herhangi bir konudaki görüşlerini, duygularını anlatır Ancak asıl amacı bunları herkese duyurmaktır

Mektup, Divan edebiyatında da kullanılmıştır Fuzuli’nin “Şikayetname” adlı eseri bu türdendir Tanzimat’tan sonra ise gazetelerde yayımlanan birçok açık mektup görülür

Bazı yazarlar mektuplardan oluşan romanlar da yazmışlardır Halide Edip’in “Handan” romanı bunlardan biridir

SOHBET

Bir konunun fazla derinleştirilmeden, biriyle konuşuyormuş gibi anlatıldığı fikir yazılarıdır Sohbet yazılarında herkesi ilgilendirecek konular seçilir Cümleler çoğu zaman konuşmadaki gibi devriktir Yazar sorulu cevaplı cümlelerle, konuşuyormuş hissi verir

Üslup olarak fıkraya benzerse da gazete yazı türü olması, az sözle çok şey anlatmayı amaçlamaması, dışa dönük olması onu fıkradan ayırır

Edebiyatımızda Ahmet Rasim, Şevket Rado sohbet türüne özel bir önem vermişlerdir

GÜNLÜK

Ne gün yazıldığını belirtmek için tarih atılan, çoğu zaman her günün sonunda o gün olup bitenin, sıcağı sıcağına anlatıldığı, olaylarla ilgili yorumlar, değerlendirmeler yapıldığı yazılardır Her gün yazıldığı için kısa olan bu yazılar, yazarının hayatından izler verdiğinden içten ve sevecendir

Oktay Akbal, Suut Kemal Yetkin, Seyit Kemal Karaalioğlu’nun günlükleri kitap halinde yayımlanmıştır


Alıntı Yaparak Cevapla

Edebiyat Platformu (Edebiyat Hakkında Makaleler)

Eski 06-24-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Edebiyat Platformu (Edebiyat Hakkında Makaleler)




Edebiyat hakkında söyleşiler, makaleler, görüşler

Fanzin

Size ait olan tüm eserler bir fanzin malzemesi olabilir aslında Çünkü siz ne yapmak, nasıl yapmak isterseniz “Fanzin” odur Tuttuğunuz günlüğü, karaladığınız şiiri, kestiğiniz bir gazete veya dergi sayfasını fanzine dönüştürebilirsiniz
Fanzin, en basit tanımıyla: Kuralsız yayınlardır Gazete ve dergiden farklı olarak; genellikle fotokopi yöntemiyle çoğaltılır, yazarları kendilerini deşifre etmeyecek isimler kullanır, tiraj amacı, buna bağlı olarak popülerlik amacı yoktur, dağıtımı parasız ve basit yöntemlerle yapılır ve bağımsız olurlar
Kuralsız olması, kural tanımayanların yayını olmasını sağlar ve sokağın, alt kültürün, kaybedenlerin, gerçeği bilenlerin haykırışı olarak ortaya çıkar Hiçbir fanzin, kazanç amaçlı oluşturulmamalıdır, sponsor bulmamalı veya şöhret olmak için kullanılmamalıdır Çünkü tüm bunlar da kurala bağlı ve kurala bağımlı şeyleri gerektirir
Günümüzde tanınan birçok yazar, ilk olarak fanzinlerle yola çıkmıştır Daha sonra fanzinlere bağlı kalarak, ya yayınevi kurmuş ya da onlarca kitap yazmışlardır Ancak yine de fanzinlere olan destekleri ve ilgileri sürmektedir
Her zaman ilginç tasarımlarıyla(çoğu kez cut-out:kes-yapıştır yöntemiyle), vurucu yazılarıyla, cesaretleriyle ayrı bir yere sahip fanzinler, aslında edebiyatın pek bilinmeyen bir köşesinde kalır Zaten amaç budur!
Her ülkede binlerce örneği bulunan bu aykırı yayınları, çoğu kişi bilmeden de olsa oluşturmuştur Bir araştırma yapacak olursanız –özellikle İstanbul, Ankara, İzmir’de- birçok kitapevinde veya sahafta fanzinlere rastlarsınız Ancak genelde periyotsuz olmaları işinizi zorlaştıracaktır Türkiye’de tahmin edilemeyecek kadar fanzin basılmış, bazıları arkadaşlar arasında bilinen, bazılarıysa efsaneleşmiş, örnek alınan fanzinler olmuştur
Fanzin’in sabit bir konusu yoktur; edebiyatın her yazın türü, resim, müzik, yaşam, kültür, siyaset vs fanzin içeriğinde olabilir Tek sayfa, kırk sayfa ya da yüz sayfa da olsa fanzin fanzindir Ne de olsa kural yok!




Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.