![]() |
Tecahül-i Arif |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Tecahül-i ArifTECÂHÜL - İ ÂRİF ( BİLMEZLİKTEN GELME ) Bir anlam inceliği yaratmak ya da nükte yapmak için, şairin, çok iyi bildiği bir şeyi bilmiyor görünerek söz söylemesine tecâhül -i ârif denir ![]() ÖRNEKLER * "Yılın ilk karı yağdı İyice kısaldı günler Ölülerimiz üşür mü ki?" Son dizede şair ölülerin üşümediklerini bildikleri halde,sorudan yaralanarak bu durumu bilmezlikten geliyor ![]() * "Sözü yazdımdı da kalmış öbür entaride Va'diniz bûse mi vuslat mı unuttum ne idi" VAAD : herhangi bir konuda söz vermek , BUSE : öpücük , VUSLAT : kavuşma Şair, sevgilisinin kendisine buse mi vuslat sözü mü verdiğini unuttu- ğunu belirterek bildiği bir gerçeği bilmezlikten geliyor ![]() * "Ey şûh Nedimâ ile bir seyrin işittik Tenhaca varıp Göksu'ya işret var içinde" ŞÛH : çılgın , TENHACA : gizlice , İŞRET : yeme içme Bu beyitte,sevgili ile Göksu'ya gezmeye giden de Nedim,bunu başkasından işitmiş gibi bibi söyleyen de Nedim'dir ![]() * "Âb-ı gûndur günbed-i devvâr rengi bilmezem Yâ muhît olmuş gözümden günbed-i devvâre su" ( Bilmiyorum, dönen kubbe "gökyüzü" kendiliğinden mi su rengindedir; yoksa göz yaşlarım mı gökyüzünü kaplamıştır ![]() Fuzuli bu beytinde, gökyüzünün niçin su renginde olduğunu bilmediğini söyleyerek, döktüğü göz yaşlarının gökleri kaplaması nedeniyle böyle olabileceği ihtimalini ileri sürüyor ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|