![]() |
Türkologlar II |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkologlar IIZiya Gökalp Ziya Gökalp (1876-1924) öncelikle Türkiye’yi Sosyoloji ile tanıştıran kişiydi ve ateşli bir Türk Milliyetçisi olarak sosyolojiyi entellektüel bir temel oluşturmada esas aldı ![]() Mahallî,resmî bir gazetede mesul müdür bir memurun oğlu olan Mehmet Ziya (daha sonra Gökalp) Diyarbakır’da doğdu, orada laik okullara devam etti ve aynı zamanda islam hukukuna vakıf olan amcasından geleneksel islam ilimlerini öğrendi ![]() ![]() ![]() Daha önce Jön Türklerin (Young Turks) fikirlerinden etkilenen Gökalp, 1985 yılında İstanbul’da gizli bir örgüt olan İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin (Union and Progress) üyesi oldu ![]() ![]() ![]() ![]() Jön Türk devriminden sonra, 1908′de Gökalp İttihat ve Terakki Fırkası’nın Diyarbakır’daki temsilcisi oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gökalp Jön Türklerin gerçekleştireceği siyasi devrimin, iktisat aile, güzel sanatlar, ahlak ve hukuk gibi alanlarda “Yeni Hayat” ortaya çıkaracak sosyal bir devrimle tamamlanmaya ihtiyaç gösterdiğine inanmıştı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gökalp’e göre tam olarak ifade edildiklerinde idealler olarak adlandırılan kollektif temsiller (collective reprasantations) ![]() ![]() ![]() ![]() Balkan savaşı yenilgisinden sonra, Türkiye için kritik bir dönem başladı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir sosyoloğun görevinin millî kültür unsurlarını ortaya çıkarmak (keşfetmek) olduğu inancını takiben, Türk ailesinin evrimi ile (pre-islamic) İslâm-öncesi Türk dini ve devlet üzerine bir dizi çalışmaya girişti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gökalp üzerindeki fikirler ikiye ayrılır ![]() ![]() ![]() ![]() ESERLERİ ŞİİR:Ala Geyik Altın Destan Köy Lisan Medeniyet Vatan DÜZYAZI: Kızıl Elma (1914) Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak (1918) Yeni Hayat (1918) Altın Işık (1923) Türk Töresi (1923) Doğru Yol (1923) Türkçülüğün Esasları (1923) Türk Medeniyet Tarihi (1926, ölümünden sonra) Kürt Aşiretleri Hakkında Sosyolojik Tetkikler (ölümünden sonra) |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkologlar II |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkologlar IIProf ![]() ![]() Germiyan Beyliğinde Şeyhoğlu Sadrüddin Merzuban-name ile Kabus-name’yi Germiyanoğlu Süleyman Şah adına Farsçadan çevirmiştir ![]() ![]() ![]() name de Farsça bir nasihatname olup öğretici bir eserdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beylikler zamanında hayvan bakımı ile ilgili olarak Baytar-nâme çevirisi avcılıkla ilgili Bâz-nâme, kıymetli taşlar hakkında Cevâhir-nâme, rüyaları açıklayan Tabir-nâme gibi pratik hayatta yararlı olan eserler de yazılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıda Beylikler Döneminde yazılmış olan eserlerden çok kısa olarak söz edebildim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Âşık Paşa da Gülşehrî gibi 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Anadolu Türkçesinde dinî-destani konuda yazılmış mesneviler de vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed-i Dâî Türkçe ve Farsça olmak üzere iki divan düzenlemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Anadolu Türkçesiyle yazılmış olup konularının ağırlığı din ve tasavvuf dışı olan romantik aşk hikâyeleri vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Anadolu Türkçesiyle Kur’an’daki Yûsuf Suresi’den ilham alınarak romantik mesneviler yazılmıştır: Bunlardan Şeyyad Hamza’nın Yûsuf ve Zelihâ mesnevisini Dehri Dilçin’in yayımladığını söylemiştim (TDK yayını İstanbul 1946) ![]() ![]() ![]() Nizâmî aslında Türk olan büyük bir şairdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yine Nizâmî’nin Eski Anadolu Türkçesiyle yapılan çevirilerinden Fahrî’nin 1367’de yazdığı Hüsrev ü Şîrin’i Barbara Flemming tarafından yayımlanmıştır (Wiesbaden 1975) ![]() ![]() ![]() Eski Anadolu Türkçesiyle yazılmış Süheyl ü Nev-bahâr ile Işk-nâme mesnevilerinin Farsça hangi eserlerden çevrilmiş olduğu belli değildir ![]() ![]() ![]() Mehmed’in Işk-nâme’si Ferrûh ile Hümâ arasındaki aşkın hikâyesidir ![]() ![]() ![]() ![]() Yukarıda özetle anlatmaya çalıştığım Eski Anadolu Türkçesi Döneminde bilginlerin, şairlerin, sanatkârların eserleriyle Türk dilinin, Türk kültürünü ve medeniyetini geniş ölçüde yansıtmış olduğu açıkça görülmektedir ![]() -14 ![]() Fatih Sultan Mehmed 1453’te Doğu Roma İmparatorluğu’nun merkezini fethederek Osmanlı Devleti’ne başkent yapınca en büyük arzusu öncelikle İstanbul’u doğunun en büyük kültür merkezi yapmak olmuştur ![]() ![]() ![]() Mesihî gökten insen sana yer yok Yürü var gel Arabdan ya Acemden Fatih’in amacı Araptan ve Acemden gelen şair ve sanatçıların Türk şair ve sanatçılarını yetiştirmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Bir Türkolog olarak Eski Anadolu Türkçesini ele alırsak, söz gelimi 12 ![]() ![]() 12 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Türk medeniyetinin nasıl bir geleceğe uzandığını Türk dilinden yola çıkarak nasıl açıklayabiliriz? İlimde ve teknikte ilerlemiş ülkelerin çalışma yöntemlerinden, ilim ve teknik alanlardaki üstünlüklerinden yararlanabilmek için Türkçenin ilim dili olarak geliştirilmesi üzerinde önemle durmamız gerekmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Bir Türkolog olarak tarihten günümüze Türkiye Türkçesi açısından düşünecek olursak bir dil felsefesinden söz edilebilir mi? Türkler Orta Asya’da tarih sahnesinde göründükleri çok eski dönemlerden beri dillerini yitirmeyerek varlıklarını ve kimliklerini koruyabilmişlerdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Atatürk’ün Afet İnan’ın Medenî Bilgiler kitabına (Ank ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Genç bilim adamlarına Türkoloji alanının özellikleriyle ilgili olarak ne gibi bilgi donanımlarını önerirsiniz? Türkologlar hangi tür yan bilgi alanları ve dallarıyla yüklü olmalıdırlar? Türkoloji alanında çalışan gençlere önerilerim şunlar olacaktır: 1 ![]() 2 ![]() ![]() 3 ![]() ![]() 4 ![]() ![]() 5 ![]() ![]() -Eski Anadolu Türkçesiyle günümüz Türkçesi arasındaki ses değişiklikleriyle, gramer ve anlam açısından farklılıklar nelerdir? Eski Anadolu Türkçesindeki kelimelerin çoğu günümüzde halk ağızlarında yaşamaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Eski Anadolu Türkçesinde bulunan kelimeler yerinde bugünkü ağızlarda Arapça, Farsça karşılıkları kullanılan ya da büsbütün unutulmuş olan kelimeler ve deyimler vardır ![]() ![]() Halk ağızlarında bugün unutulmuş olan kelimelere örnek olarak: assı: fayda, issi: sahip, sin: mezar, iltürmek: iletmek, eslemek: dinlemek, köymek (göymek): yakmak, köynük (göynük): yanmış ilk aklıma gelen kelimelerdir ![]() Eski Anadolu Türkçesiyle bugünkü halk ağızları arasındaki bütün değişikliklerin gösterilmesi geniş bir inceleme konusudur ![]() ![]() Bölgeler arası ağızlarda bulunan değişiklikler bugün ilköğretim ve ortaöğretim ders ve kitaplarında “İstanbul ağzı” edebî konuşma ve yazı dili uygulamalarıyla düzeltilmektedir ![]() ![]() -Burada sözünü ettiğiniz “belli amacın” ne olduğunu açıklar mısınız? Belli amaçtan maksadım bazı yazarların hikâye ve romanlarında köylerde, kırda ve yaylalarda yaşanan hayatı ve doğanın güzelliklerini kendi şiveleriyle betimleyerek tanıtmaktan hoşlanmalarıdır ![]() -Türkiye Türkçesinde yaşanan değişiklikleri belirlemek için bir dil laboratuvarına gereksinim var mıdır? Bu konuda neler söylersiniz? Türk Dil Kurumunun Ağız Araştırmaları Kolundaki çalışmaların son teknik olanaklardan yararlanabilmesi için bir dil laboratuvarının kurulması düşüncesindeyim ![]() ![]() ![]() -Genel Dil Bilimi ile Türk dili tamamen birbirlerinden ayrı iki bilim dalıdır ![]() Dil Bilimi Kolunun çalışma konularının açıkça belli olması ve dil biliminin Türk dili ile olan ilişkisinin birbirinden ayrılan ve ortak olan yönlerinin belirtilmesini çok yararlı buluyorum ![]() ![]() -Bugün Türk dilinde karşılaşılan sorunlar nelerdir? Toplumda bir dil bilincinin oluşturulması için neler yapılabilir? Bugün Türk dilinde karşılaşılan en önemli sorun yabancı sözcüklerin özellikle İngilizcenin Türk dilini istila etmesidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Zamanınızı bize ayırdığınız, anılarınızı ve bilgi birikiminizi bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkologlar II |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkologlar IIProf ![]() ![]() Mesut Çetintaş’ın Hasibe Mazıoğlu ile yaptığı söyleşiden… -Sayın Mazıoğlu biraz kendinizden bahseder misiniz? Gördüğünüz eğitim, yetiştiğiniz çevre hakkında neler söylersiniz? Neden Türkoloji gibi bir alanı seçtiniz? Burada özel yaşamımı ve meslek hayatımı ayrıntılı olarak yeniden anlatmak istemiyorum ![]() ![]() ![]() Bana ‘Nerelisin?’ diye sorduklarında: ‘Öğünmek gibi olmasın, Kayseriliyim’ derim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Develi’nin eski adı Everek’ti ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Develi’de eskiden Ermeni ve Rum çokmuş Ermenilerin çoğu “tehcir” olayında Suriye’ye gönderilmiş ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Develi’nin Türk halkı XII ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1928 Temmuzunda yeni Türk harflerini öğretmek için ev kadınları ve okulu eski yazıda bitirenlerle okumakta olan öğrenciler için “Halk Mektepleri” adıyla kurs açılmıştı ![]() ![]() ![]() Ortaokulda başarılı bir öğrenci idim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türkolojiyi meslek olarak seçmemin ikinci bir nedeni de ailemin edebiyata ve sanata olan sevgisi ve eğilimidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ben doğduğumda babam 45, annem 42 yaşındaymış ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Türk dili ile kültürü ve medeniyeti arasında nasıl bir ilişki vardır? Dil ile kültür ve medeniyet arasında çok yakın bir ilişki vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dilin medeniyetle olan ilişkisi üzerinde durmadan önce medeniyetin de bir tanımını yapmaya çalışayım: Medeniyet, bir toplumun veya bir ülke halkının toplumsal yaşamında bir sorunu yoksa, insanlar düşünce ve inançlarını belirtmekte özgürse, başkalarının düşünce ve inançlarına da saygılıysa, insan sevgisi, toplumsal yardım, hoşgörü gibi insanlık duyguları gelişmişse, eleştiride gerçeği söylemekten korkulmuyorsa ve kişinin onuru düşünülerek ölçülü davranılıyorsa o toplum uygar olup medeniyette ilerlemiştir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Üzerinde çalışmalar yaptığınız Eski Anadolu ve Osmanlı Türkçesi göz önüne alınırsa Türk dili, Türk kültürünü ve medeniyeti ne ölçüde yansıtmaktadır? Eski Anadolu ve Osmanlı Türkçesinin Türk kültürünü ve medeniyetini ne ölçüde yansıttığı sorusunun yanıtı oldukça geniştir ![]() Eski Anadolu Türkçesi bilindiği üzere 12 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() taşıyan Kalenderîler gibi yarı çıplak giyinişli, saç, sakal kaşlar tıraşlı cavlaklar (cevlakan) denen dervişler bulunmaktadır ![]() Ayrıca Cengiz istilâsından kaçarak Anadolu’ya sığınmış büyük mutasavvıflar vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hacı Bektaş-ı Velî Horasan’dan (Nişabur-1271 Hacıbektaş) Anadolu’ya gelmiş bir mutasavvıftır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hacı Bektaş-ı Velî şehirlerde halk arasında özellikle köylerde dolaşarak Türkmenlere tasavvufu anlatmış, onları aydınlatıp doğru yola yöneltmeye çalışmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hacı Bektaş’ın Vilâyet-nâme’sinde anlatıldığına göre Ahi Evren de Hacı Bektaş-ı Veli gibi Anadolu’ya Horasan’dan gelmiş bir mutasavvıftır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Mevlânâ bütün eserlerini Farsça olarak yazmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ahmed Fakih Câmiü’n-nezâir’de bulunan “Çarh-nâme Der Bî-vefâî-i Rûzgâr” başlıklı tasavvufî şiiriyle ilk kez Fuat Köprülü tarafından tanıtılmıştır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() British Museum Kütüphanesinde Ahmed Fakih’in Kitâbu Evsâfı Mesâcidi’ş-Şerîfe adıyla Hicaz’a giderken ziyaret ettiği camileri anlattığı 339 beyitli bir eserini buldum ![]() ![]() ![]() ![]() -Bu duruma göre bir yazar hem din hem de tasavvuf konusunda eser verebilir mi? Bir yazarın hem din hem tasavvuf konusunda eserler ve şiirler yazdığının örnekleri çoktur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şeyyad Hamza’yı da ilk kez tanıtan ve 13 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yunus Emre’nin en çok okunan şiirleri hece vezniyle millî nazım birimimiz olan dörtlük biçiminde söylenmiş olanlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 14 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Beyliklerde beyler birbirleriyle yarışırcasına bilginleri, yazarları, sanatçıları koruduklarından beyliklerin bazılarında daha çok eser ortaya konmuştur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkologlar II |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkologlar IIProf ![]() ![]() Betül EYÖVGE YILMAZ’un Sadık TURAL ile yaptığı bir söyleşiden… -Sayın Hocam, bize kendinizden söz eder misiniz? 7 Temmuz 1946 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin yarattığı bir sanayi şehri olan Kırıkkale’de Kemal Beyin çocuğu ve beş kardeşin en büyüğü olarak dünyaya geldim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Kitap ve dergi yayınlarınızdan bahseder misiniz? Kendi imzamla yirmi bir, ortak çalışma hâlinde imzayla yirmi bir olmak üzere bir öbek kitabın sahibiyim ![]() ![]() ![]() -UNESCO dâhil olmak üzere birçok kuruluşta da göreviniz var ![]() Gerek ülkemde gerek başka ülkelerde, yaptığımız çalışmaları ve hizmetleri yeterli bulan kadirbilir tutumların sonucunda, ödüller, armağanlar, üyelikler, teşekkür belge ve plaketleri aldım; ancak, bunları milletimin öz malı sayarım ve bunun listelenmesinden de hoşlanmadığımı ifade etmek isterim ![]() ![]() ![]() -Türk aydınlarının bir kavram kargaşası içerisinde olduğu bilinmektedir ![]() İnsan düşüncesi nasıl işleyişe geçiyor? Hafızanın desteğini alarak, duygu, düşünce ve hayalin bir davranış, bir tepki oluşturacak biçimde işleyişe dönüşmesi nasıl oluşuyor? Bunun üzerinde zaman zaman düşünürüm ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Son elli yıl içinde en önde bu yedi kavram olmak üzere temel kavramlar ve onların bağlı olduğu toplumluk işlevler, gözle görülür ölçüde yara aldı ![]() ![]() Kültür ise, benzeştirme yoluyla çözülmeleri önleme gücünü işletebilme sonucunda bir bütünlük yaratmak değil midir? Kültürün temeli, kavramlar ve kavramlara yüklenen anlamlardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk kültürü gerek kavramları, gerek davranışları bakımından şahsiyetlere ve tarih içinden süzülüp gelen kendi birikimine dayanmalıdır ![]() ![]() -Şahsiyet kavramı size göre nasıl tanımlanabilir? Zamanın elinden tutan adam veya ufuk adam sözlerini şahsiyet kavramıyla aynı anlamda kullanabilir miyiz? Kendi içerisinde ahenkli bir bütün oluşturacak biçimde bütünleşmiş ve ne yapabileceğini yahut ne yapmayacağını kestirebileceğiniz kadar kendi değerler bütününün uyumlu bir temsilcisine dönüşmüş insana şahsiyet demeliyiz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Betül Hanım, şahsiyetler hem zamanın elinden tutan insanlardır, hem de bir yerin, bölgenin, hatta ülkenin ufkuna yerleşen kişilerdir ![]() ![]() -Şahsiyetin değerler bütünü içerisinde Türk dilinin yeri nedir? Bu halka mensup olduğunu herkesin bildiği, gerçek şahsiyetlerin, Türk dili konusunda da duyarlı oldukları görülür ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Türk dili, Türk aydınının zihninde, muhayyilesinde ve eserinde hangi dönemlerde bir problem olarak yerini almıştır? Komşu kültürlere aşırı saygı duyanların veya öz kültürüne karşı saygısını yitirmiş olanların sayıca arttığı, yönetime büyük etkide bulunduğu dönemlerde… Şair adını verdiğimiz özel insanların, Türk dilini, ana sütüne dönüştürme yönünde, Türkçeyi duyarlılığımızın bayrağı yapma yönünde bir bilinç göstermedikleri zaman… Bilim adına konuşanların, bilim dilinin Türkçe olmasını istemedikleri veya Türkçeyi bu konuda yetersiz bulduklarını ifade etmekten utanmadıkları zaman… Eğitim ve öğretimin Türkçe ile temellendirilmiş bir dünyaya dönüşmesinin devlet amaçlarından biri olmaktan çıkarıldığı zaman… Dilin - ve dinin - cemaatleşmeye, ideolojik ayrışmaya kurban edildiği zaman… Kısaca söylemek de mümkün: Aydın olanların, dil bilincini, dilin tarih içinden gelip gitmekte olan işlevini unuttukları, bu konudaki duyarlılıklarını yitirdikleri zaman, Türk dili dertlere düçar oluyor ![]() ![]() -15 ![]() Toplumun geniş kitleleri Türkçenin korunmasından, incelenmesinden ve zenginleştirilmesinden sorumlu değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Son dönemlerde bazı kişiler gerek çocuklarına gerek iş yerlerine ad koyarken yabancı kökenli kelimeleri tercih ediyorlar ![]() ![]() Her kültür, mensuplarını tarih içinde devam edebilen bağımsız bir varlık sahibi kılmaya uğraşır ![]() ![]() ![]() ![]() Sağlıklı bir bedenin her organı, diğerini benimser ve onunla ahenkli bir bütünlük oluşturma yönünde kendine düşeni yapar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ad bilgisi önemli bir dil bağımsızlığı göstergesidir ![]() ![]() ![]() -Türk dili günümüz yazar ve şairleri tarafından dilin sosyolojik, psikolojik ve felsefi yönü dikkate alınarak etkin bir biçimde işlenebiliyor mu? Sizce Millî Edebiyat Dönemindeki bu heyecan bugün de varlığını sürdürüyor mu? Yazılı ve görüntülü iletişim araçlarının Türkçeye karşı çok özensiz, duyarsız, hatta bilinçsiz bir yaklaşımla biraz zarar verdiğini, bu zararın 1980’li yılların başından 21 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Dil Kurumu, -2007’de- kuruluşunun 75 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şairin çığlığı geliyor kulaklarıma: Gezdim seyreyledim Frengistanı, İlleri var bizim ile benzemez, Levin tutmuş gonceleri açılmış, Gülleri var bizim güle bezemez ![]() Diyordum ya, kültür benzeştirmeyi sağlayan değerler, benimseyişler, reddedişler, davranışlar toplamıdır diye; şair benzeşmenin göstergesinin öncelikle dil sonra da güzellik anlayışımız olduğuna ne güzel işaret ediyor ![]() Millî Edebiyat Dönemine ait heyecan da, 1932-1938 yılına ait heyecan da yok… Niye yok der iseniz, cevabım kolay… 1908-1933 yılları arasındaki atalarımızın siyasi bağımsızlık, kültür bağımsızlığı konusundaki bilinçleri de dilimizi edebiyatın bilimindeki yapma duyarlılığı da bugünden daha fazla idi ![]() ![]() Estetik duyarlılığımızın, dil bilincimizin, Atatürk’ümüzün beklediği ve istediği yönde bağımsız bir Türkçe cumhuriyetine dönüşmesi için, bestekârlarımızın Türkçeye saygısını göstermede Münir Nurettin Selçuk, Saadettin Kaynak gibi, Yıldırım Gürses, Barış Manço, Cem Karaca gibi besteci yorumcuların, Sezen Cumhur Önal gibi melodiyi Türkçeyle taçlandırmaya ömür adayanların sayısını arttırmak gerekir ![]() -Türk Dil Kurumunun çalışmalarını nasıl buluyorsunuz? Hiç şüphesiz alkışlanmaya değer buluyorum ![]() ![]() ![]() ![]() Önemle vurgulamak istediğim bir konu var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() -Sayın Hocam, değerli vaktinizi bize ayırdığınız için teşekkür ederim ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkologlar II |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkologlar II- Türk Dil Kurumunca yayımlanan dergileri değerlendirir misiniz? Yazı Kurulu üyesi olarak Türk Dili dergisi ve gelen yazılar konusunda neler düşünüyorsunuz? Kurumumuzun yayımladığı dergileri bir hatırlayınız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aylık dergimize, 626 aylık Türk Dili’ne gelince söyleyecek epey sözümüz var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dergimize gelen yazıların ağırlığını şiirler oluşturuyor ![]() ![]() ![]() ![]() Bilim yazılarımız daha çok dille, biraz da edebiyatla ilgili ![]() ![]() Dergimize gençler de ilgi gösterip şiir ve hikâyelerini gönderiyorlar; onları da değerlendiriyoruz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Sürekli yazdığınız dergi var mı? Bunlar hangileridir? Sürekli yazdığım dergi sayısı fazla değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Akademik hayatınızda aldığınız ödüller nelerdir? Bilirsiniz, ödüllere ya siz aday olursunuz veya yakınlarınız sizi aday gösterirler ![]() ![]() ![]() Üç defa yarışmaya katıldım, üçünde de birincilik ödülünü aldım ![]() Atatürk’ün doğumunun 100 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İlk ödülüm daha küçük çapta biri yarışmayla ilgili idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aldığım armağanlar da var ![]() ![]() Kayseri Sanatçılar Derneği (KASD), 1982 yılı için verdiği “Yılın Folklorcusu” armağanına beni uygun görmüş ![]() Folklor Araştırmaları Kurumu, o zamanki adı “İhsan Hınçer Türk Folkloruna Hizmet Ödülü” olan ödülü, 1985 yılında birkaç arkadaşımla birlikte bana vermişti ![]() 1990 yılından sonra ne bir yarışmaya katıldım, ne de bir ödülü kabul ettim ![]() ![]() ![]() ![]() - Üyesi olduğunuz bilim kuruluşları, dernekleri, vakıfları nelerdir? Üye olduğum derneklerin sayısı pek fazla değildir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Bugüne kadar kaç eser yayımladınız ve hâlen üzerinde çalıştığınız eser var mı? İleriye dönük projeleriniz nelerdir? Bugüne kadar 39 kitabım yayımlandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Üzerinde çalışmakta olduğum eser “hayatımın kitabı” diyebileceğim Karaca Oğlan’dır ![]() ![]() ![]() Âşık edebiyatı konusunda özgün makale ve bildirilerimin bir bölümünü de bir kitapta topluyorum ![]() ![]() ![]() İleriye dönük projelerim var ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gümüşhane Masalları / Metin Toplama ve Tahlil, 1973, (2 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 2004 yılında yayımlanacak olanlar: Meram Yazıları; Karaca Oğlan; Konya Yazıları; Dîvânü Lûgati’t Türk’te Türk Halk Edebiyatı ![]() - Bir Konyalı olarak Konya kültürüne ait ne gibi çalışmalar yaptınız? Uzun yıllar Erzurum’da kaldınız ![]() Konya ile ilgili kültür çalışmalarımı iki döneme ayırmak gerekir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu dönemi bir hazırlık, bir ısınma dönemi olarak kabul edersek ikincisinin yerini daha iyi anlamış oluruz ![]() ![]() ![]() Benim Konya’ya gelişimle birlikte üniversitemizdeki halk edebiyatı ve halk bilimi çalışmaları bir canlılık kazandı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu arada Konya basınında, uzun süre haftalık köşe yazısı kaleme aldım; bunların da ağırlığını kültür konuları oluşturuyordu ![]() ![]() ![]() ![]() Doğup büyüdüğüm Çaybaşı Caddesi ile ilgili yazılarım Meram Belediyesince bir kitapta toplandı: Çaybaşı Yazıları (2000, 2002) ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Daha lise yıllarımdan itibaren biriktirmeye başladığım Konya konulu şiirleri, 500 sayfalık bir antolojide topladım ![]() ![]() ![]() ![]() Bilir misiniz, benim kızlarıma, “Nerelisiniz?” diye sorulunca “Erzurumluyuz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Siz bilmem hatırlayabilecek misiniz, bir türkümüz var; şöyle başlar: Yaylalar içinde Erzurum yayla Şehirler içinde Konya’dır Konya Vallahi bu türküyü söyleyen ya benim gibi Erzurum’da kalan bir Konyalı veya Konya’da bulunan bir Erzurumlu olmalı ![]() ![]() ![]() - Bugün dilimizin bir anarşi içinde olduğunu kabul ediyor musunuz? Türk dilinin içinde bulunduğu sorunlar sizce nelerdir? Bu sorunların çözümünde Türk Dil Kurumunun rolü nedir ve ne kadar etkili olabilmektedir? Evet, bugün dilimiz bir anarşinin içindedir; acı ama doğru ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir büyük gazetemizin özel giyimli kültür-edebiyat köşesi yazarı da birkaç yıl önce, “Türkçe, tabelalarla düzeltilmez ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Her şeyden önce insanımıza Türkçe sevgisini aşılamalıyız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Türk Dil Kurumu bu konuda elinden geleni yapıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Halk edebiyatının dil çalışmalarına ne gibi katkısı olmuştur? Halk edebiyatı, bilirsiniz, sözlü olma özelliği ağır basan bir edebiyattır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Yeni nesillere halk edebiyatını, halk bilimini sevdirmek için neler yapılabilir? Aslında içinde bir cevher olana, bu iki alanı sevdirmek için hiçbir şey yapmaya gerek yoktur; ancak bu türün örneği pek azdır ![]() ![]() ![]() ![]() Önce bu alanları sevdirmeliyiz; bu alanlarda yazılanları okutmalıyız ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Türk halk biliminin tanıtılması ve yaşatılması amacıyla ne gibi çalışmalar yapılmalıdır? Halk biliminin yabancı dillerin pek çoğundaki karşılığı folklordur ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Dünya halk biliminde ve kültüründe yerimiz ne durumdadır? Halk oyunları ekiplerimiz bizlere güzel dereceler kazandırıyor ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Sayın Hocam, değerli vaktinizi bize ayırdığınız ve sorularımıza cevap verdiniz için teşekkür ederim ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Türkologlar II |
![]() |
![]() |
#6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Türkologlar IIProf ![]() ![]() Elif KARAKUŞ’un Saim Sakaoğlu ile yaptığı bir söyleşiden… - Sayın Sakaoğlu, bize kendinizden söz eder misiniz? Kendimi biraz farklı bir biçimde, biraz da uzunca tanıtacağım ![]() ![]() ![]() Doğum tarihimi, o eskinin 28 sayfalık Hüviyet Cüzdanı, 20 Mart 1939 olarak gösteriyor ![]() ![]() ![]() ![]() Doğum yerim ise Konya’nın en eski mahallelerinden biri: Fahrünnisa Mahallesi ![]() ![]() ![]() ![]() Mahallemizin adı, Hz ![]() ![]() ![]() ![]() Babam, aynı mahalle eşrafından olan Hacı Hasan Efendi’nin dört çocuğunun ikincisi ve ilk oğlu olan [hattat, hafız] Mehmet (1318-1975)’tir ![]() ![]() ![]() İlk ağabeyim daha Cumhuriyet ilan edilmeden doğmuş ve ölmüş; Mustafa Kemal ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bugün, 23 Nisan Ulusal Egemenlik İlköğretim Okulunun birinci kademesini oluşturan Hâkimiyeti Milliye İlkokulunu (1946-1951), Konya Lisesinin orta (1951-1955) ve lise (1955-1959) kısımlarını bitirdim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1960 güzünde sınavsız girdiğim İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünden, 1965 Şubatında, Umumî Türk Dili sertifikasından tez hazırlayarak diploma aldım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() O yıllarda kimlerden ders aldığımı da belirtmek isterim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Aynı zamanda, tarihî Çapa Yüksek Öğretmen Okulunu da bitirdim (Mart 1961- Şubat 1965) ![]() Okulu bitirdikten (26 Şubat 1965) 32 gün sonra (30 Mart 1965), Tokat Gazi Osman Paşa Lisesine edebiyat öğretmeni olarak atandım ![]() ![]() ![]() Mehmet İstemi (1968-1969), Selcen (1969) ve Seren (1976)’in anneleri Yurdanur Hanımla Tokat’ta tanışıp evlendik (26 Mart 1966) ![]() Asistanlık, üniversite yıllarındaki hayallerimden biri idi ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Rahmetli Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Ders yılı liselerde erken başladığı için, Bakanlıktan izin çıkıncaya kadar iki haftaya yakın hocalığa devam ettim ![]() ![]() Atatürk Üniversitesine Türk Dili asistanı olarak atanmıştım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() “Bilimse bilim, dilde de yapılır, halk edebiyatında da… Söyle hocaya, ben halk edebiyatına geçeyim ![]() Benim halk edebiyatı uzmanı olmam böyle bir “zıtlaşma”nın tarafımdan çözülmesinin sonucudur ![]() Bir süre sonra N ![]() ![]() ![]() ![]() O günlerde bölümde iki halk edebiyatı asistanı daha vardı ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Hocamla uzun uzun konuştuk ![]() ![]() Sevinçle eve döndüm; ancak sevincim kısa sürdü ![]() ![]() ![]() ![]() Ben, arkadaşlarımdan ve Dr ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Tokat yanlış hesabı bu kez Erzurum’dan döndü ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1969 yaz aylarında, Haziran-Eylül arasında haftalarca derlemeye çıktım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Derken 112 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 1974’ün Mayıs başında, uzun bir kara yolculuğuna çıktım: Texas-New Mexico-Arizona-California ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ABD dönüşü, hocalarıma danışarak doçentlik tezimin konusunu belirledim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Nice dersler, nice makale ve bildiriler, nice kitaplar… Yıllar akıp gitmektedir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Konya’ya gelişimin üzerinden bir ay geçmeden, kısa bir süre vekâletle yönettiğim kardeş kurum Eğitim Fakültesinde dekanlığa başladım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Dekanlığımın sona ermesi üzerine (9 Aralık 1994) Fakültemdeki görevime döndüm, hem de bölüm başkanı olarak… Uzun yıllar tek profesör olarak süren bu görevim, Aralık 2003’te, ilk ve son defa, ana bilim dallarınca gönderilen teklif yazılarıyla uzatıldı ![]() ![]() Çaybaşı Caddesi’nde başlattığım hayat yolculuğumu yerleşkemin başkanlık odasında üç nokta ile beklemeye alıyorum… Dediğim gibi, uzun oldu olmasına ama beni tanımak için bunların bilinmesinde yarar vardır ![]() ![]() - Halk edebiyatı çalışmalarına nasıl ilgi duydunuz? Bu alandaki çalışmalarınıza ne zaman başladınız? Şiiri çok severdim çocukluğumda ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Masallarla tanışmam okul öncesine rastlar; ninem Safiye Sakaoğlu’ndan dinlemiştim ilk örneklerini ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bir güzel olayı daha anlatmak isterim ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu alanda çalışmaya başlamamın tarihi ise, biraz önce de dediğim gibi, Atatürk Üniversitesindeki dil asistanlığımdan halk edebiyatı asistanlığına geçişimle yakından ilgilidir ![]() Hemen şunu belirteyim; İstanbul’daki öğrencilik yıllarımızda, boş derslerde hemen bir “fırt” uğrayıverdiğimiz Sahhaflar Çarşısı’ndan aldıklarım arasında âşık edebiyatıyla ilgili olanlar da vardı, halk edebiyatı ile ilgili olanlar da… Bu konu ile ilgili son bir cümle… Benim kuşağım, üniversite yıllarında ne halk edebiyatı dersi gördü ne de âşık edebiyatı dersi… -Yetişmenizde rolü olan bilim ve kültür adamları kimlerdir? Yetişmemde çeşitli bilim dallarına mensup hocalarımın önemli rolleri oldu ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Prof ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu soruyu şöylece sonuçlandırabiliriz: Her hocamın kaptığım özellikleri vardır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - “Masal, fıkra ve efsane benim bilim hayatımın üç vazgeçilmez güzelliğidir ![]() ![]() Galiba bu güzel konuşmanın sonunda yayımlanmış kitaplarımın listesini de isteyeceksiniz ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() - Türk Dil Kurumunda yaptıklarınız, yapmak istedikleriniz nelerdir? Türk Dil Kurumuna yaptıklarımı, üniversite öğrenciliği yıllarıma kadar götürebiliriz ![]() ![]() ![]() 1983’te bilim kurulu üyesi olduktan sonra, Ad Bilimi Çalışma Grubunun üyeliğini, iki ayrı dönemde de başkanlığını yaptım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Kurum yayınları arasında yer alması için gönderilen eserlere de raporlar yazdım ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yapmak istediklerime gelince… Türk Dil Kurumunun arşivinde bulunan ve doktora çalışmalarım sırasında yararlandığım masal derlemelerini kitaplaştırmak, ad bilimi kitabımın devamı olan Ad Yazıları’nı tamamlamak, ad ve soyadlarının hikâyelerini kitap hâline getirmek ![]() |
![]() |
![]() |
|