![]() |
Anlatım Bozuklukları(1.Y.Ş.) |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Anlatım Bozuklukları(1.Y.Ş.)ANLATIM BOZUKLUKLARI Her cümle belli bir düşünceyi, duyguyu aktarmak için kurulur ![]() ![]() ![]() ![]() Bu konu ile ilgili, ÖSS’de 5 ya da 6 soru çıkmaktadır ![]() ![]() Bu alanda sorulan sorular değişik özellikler gösterir ![]() ![]() Anlatım bozukluklarını anlama ve yapıya dayalı bozukluklar olmak üzere iki grupta toplayabiliriz: 1 ![]() Bu bozuklukları birkaç bölüme ayırarak inceleyebiliriz ![]() • Gereksiz sözcük kullanılması • Cümlede belirsizlik bulunması • Birbiriyle çelişen ifadelerin bulunması • Sözcüğün anlamca cümleye uymaması • Sözcüklerin yanlış eyleme bağlanması • Mantık hatasının olması • Deyimin yanlış anlamda kullanılması • Sözcüğün yanlış yerde kullanılması • Bazen de bu belirsizlik noktalama işaretleriyle giderilir ![]() Örneğin; “Yaşlı adamın yüzüne dalgın dalgın baktı ![]() cümlesinde “dalgın dalgın” bakanın “yaşlı” olduğunu belirtmek için, “yaşlı” dan sonra virgül gelmelidir ![]() ![]() • Cümlede gereksiz sözcük kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar ![]() Bir cümlede gereksiz sözcük bulunduğunu anlamak için, sözcük cümleden çıkarılır ![]() ![]() “Herkesi eleştirip tenkit etmek bize hiçbir yarar sağlamaz ![]() cümlesinde “eleştirip” sözcüğünün verdiği anlamla “tenkit etmek” sözcüğünün verdiği anlam aynıdır ![]() ![]() ![]() “İki kardeşten en küçüğü arkadaşımdı ![]() “Bilgili insanlardan yararlanmayı, istifade etmeyi bilmeliyiz ![]() cümlelerinde altı çizili sözcükler gereksizdir ![]() • Bir cümlenin anlamı içinde bulunan başka bir sözü cümlede kullanmak da gereksiz sözcük kullanımına girer ![]() Cümlede böyle bir sözcük varsa, o cümle de anlatım bakımından bozuktur ![]() “Böyle yüksek sesle bağırmana gerek yok, sağır değilim ![]() cümlesinde “bağırmak” zaten yüksek sesle konuşmak anlamındadır ![]() ![]() • Cümlede belirsizlik varsa, o cümle iyi bir cümle değildir ![]() Bu belirsizlik mutlaka giderilmelidir ![]() Örneğin; “Geleceğini babamdan öğrendim ![]() cümlesinde “geleceğini” sözü belirsizdir ![]() ![]() ![]() ![]() • Bazı eylemler olumlu durumlarda, bazıları olumsuz durumlarda kullanılır ![]() ![]() Örneğin; “Bana yardım ederek, işi kısa sürede bitirmeme neden oldu ![]() ![]() cümlesindeki “neden olmak” eylemi daima olumsuz anlamlar verecek biçimde kullanılır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() • Bazı cümlelerde mantık hatasının bulunması da o cümlenin anlatımını bozar ![]() Örneğin; “Bırakın patates doğramayı yemek bile yapamaz o ![]() cümlesinde “bırakın” sözcüğünün cümleye kattığı anlamdan dolayı sanki patates doğramak yemek yapmaktan daha önemliymiş gibi görülüyor ![]() “Bırakın yemek yapmayı, patates bile doğrayamaz o ![]() şeklinde söylenmelidir ![]() • Bazen sözcüklerin bağlandığı ortak eylemler de anlatımda bozukluğa yol açar ![]() Örneğin; “Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı zarar mı belli değil ![]() cümlesinde “yarar” ve “zarar” sözcükleri “sağladı” eylemine bağlanmıştır ![]() ![]() “Bu davranışıyla bize yarar mı sağladı, zarar mı verdi belli değil ![]() şeklinde söylenmelidir ![]() • Bu, bazen öğelerin eyleme bağlanmasında da görülür ![]() Örneğin; “Ayağına ayakkabı, omzuna şal, üzerine pardesü giyip dışarı çıktı ![]() cümlesinde “ayakkabı, şal ve pardesü” sözcükleri “giymek” eylemine bağlanmıştır ![]() ![]() • Cümlede deyimin yanlış yerde kullanılması da cümlenin anlamını bozar ![]() “Öğretmenin anlattığı konu tüm öğrencilerin dikkatini çekmişti ![]() ![]() cümlesinde “kulak kabartmış” yanlış kullanılmıştır ![]() ![]() ![]() • Bazı sözcüklerin anlamları birbirine karıştırılabilir ![]() ![]() Örneğin; “Çocukların birbiriyle uygunluk içinde olmaları beni sevindirdi ![]() cümlesindeki “uygunluk” sözü yanlış anlamda kullanılmıştır ![]() ![]() • Bazen sözcük doğrudur ancak cümlede bulunduğu yer doğru değildir ![]() Örneğin; “Yeni elbisemi giymiştim ki kapı açıldı ![]() Cümlesinde “yeni” sözünün yeri anlatımda bozukluğa yol açmıştır ![]() ![]() “Elbisemi yeni giymiştim ki kapı açıldı ![]() ![]() • Aynı anlama gelen ek ve sözcüklerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açar ![]() Örneğin; “Onun beni sevmemesinin nedeni, fikirlerini benimsememiş olmamdandır ![]() cümlesinde “nedeni” sözcüğü bir olayın sebebini anlatıyor ![]() ![]() ![]() “Onun beni sevmemesinin nedeni, fikirlerini benimsememiş olmamdır ![]() şeklinde düzeltilebilir ![]() Anlatım bozukluklarının anlama dayalı olanlarını anlattık ![]() ![]() ![]() • Öğe eksikliğinin bulunması • Özneyle yüklem arasında olumluluk-olumsuzluk uyumsuzluğunun bulunması • Özneyle yüklem arasında tekillik-çoğulluk açısından uyumsuzluğun bulunması • Özneyle yüklem arasında şahıs yönünden uyumsuzluğun bulunması • Tamlama uyumsuzluğunun bulunması • Ek uyumsuzluğunun bulunması • Etken-edilgen fiillerin bir arada bulunması • İsim cümlelerinde ekfiilin ortak kullanılması Şimdi bunları tek tek açıklayalım ![]() Cümlede, kullanılması gereken bir öğenin bulunmaması, anlatım bozukluğuna yol açar ![]() ![]() ![]() Örneğin; “Kardeşini yanına çağırdı, bir şeyler söyledi ![]() cümlesindeki öğeleri inceleyelim: “Çağırdı” ve “söyledi” yüklemdir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Başka bir örnek verelim: “Arkadaşlarını pek sevmez, hatta çoğu zaman nefret ederdi ![]() cümlesinde, sevmediği kişiler ile nefret ettiği kişiler aynıdır, yani “arkadaşları” ortak öğedir ![]() ![]() ![]() ![]() Görüldüğü gibi bu tür bozukluklar daha çok sıralı cümlelerde görülüyor, ancak bileşik cümlelerde de bu tür öğe eksiklikleri görülebilir ![]() Türkçe’de bazı özneler olumlu, bazıları olumsuz anlamlar verir ![]() ![]() Örneğin; “Hiç kimse okula gelmedi, geziye gitti ![]() cümlesinde gelmeyen ve gidenler aynı kişiler, ancak “hiç kimse” olumsuz bir öznedir ve yüklemi daima olumsuz çekimlenir ![]() ![]() ![]() ![]() Gerçi bu, sadece özneyle ilgili bir durum değildir ![]() ![]() Örneğin; “Öğretmenimiz hiçbirimizi azarlamaz, çok severdi ![]() cümlesinde, yine “hiçbirimizi” olumsuz olduğundan “hiçbirimizi severdi” şeklinde kullanılmaz; “hepimizi severdi” olmalıdır ![]() Cümlede öznenin ifade ettiği şahıslarla yüklemin bildirdiği şahıs arasında bir uyum olmalıdır ![]() Özne birinci tekil, ikinci tekil (ben, sen); birinci tekil, üçüncü tekil (ben, o); birinci tekil, ikinci çoğul, (ben, siz); birinci tekil, üçüncü çoğul (ben, onlar) şahıslardan oluşuyorsa yüklem, daima birinci çoğul şahısa göre çekimlenir ![]() “Bu işi ancak ben ve sen halledebiliriz ![]() “Dışarıda sadece ben ve o küçük çocuk kalmıştık ![]() “Ben ve siz yarışmada eşit durumda değildik ![]() “Ben ve birkaç yaşlı adam, kahvede uzun bir sohbete dalmıştık ![]() cümleleri buna örnek gösterilebilir ![]() Eğer özne ikinci tekil ve üçüncü tekil (sen, o); ikinci tekil ve ikinci çoğul (sen, siz); ikinci tekil ve üçüncü çoğul (sen, onlar); şahıslardan oluşuyorsa, yüklem ikinci çoğul şahısa göre çekimlenir ![]() ![]() “Sen ve annen burada ne yapıyordunuz?” “Sen hatta hepiniz bu konuda suçlusunuz ![]() “ Sen ve buradaki konukların, bize yarın gelebilirsiniz ![]() "Galiba sonunda senle biz aynı sonuca ulaştık ![]() cümleleri buna örnektir ![]() Öznenin insan ya da başka varlıklar olması da yüklemin tekil veya çoğulluğunu etkiler ![]() ![]() ![]() “Kuşlar dallara kondular ![]() ![]() “Sevgiler gizli kaldıkça güzelleşirler ![]() ![]() ![]() “Çocuklar geldi ![]() ![]() ![]() Bazen özneyle yüklem arasındaki uyumsuzluk, öznenin anlamından kaynaklanır ![]() Örneğin; “Nüfus sayımı bu yıl yapıldı, bir hayli artmış ![]() cümlesinde “yapıldı” yükleminin öznesi “nüfus sayımı”dır, “artmış” yükleminin öznesi ise “nüfus” olacaktır ![]() ![]() ![]() ![]() Sıfat ve isim tamlamalarının aynı tamlanana bağlanması anlatım bozukluğuna yol açar ![]() ![]() ![]() Örneğin; “Kaza yerine birçok askeri ve polis aracı geldi ![]() cümlesinde “araç” sözü hem “askeri” hem “polis” sözcüklerinin tamlananı durumundadır ![]() ![]() ![]() ![]() “Kaza yerine birçok askeri araçla polis aracı geldi ![]() şeklinde olmalıdır ![]() Burada ayrıca sıfat tamlamalarında görülen bir özelliği de ifade edelim ![]() ![]() ![]() Örneğin; “Geceye birçok davetliler katıldı ![]() cümlesinde “birçok” sıfatı çoğul bir anlam verdiği halde davetliler sözü de çoğul eki almıştır ![]() ![]() Cümlede eklerin eksik kullanılması cümlenin anlatımını bozar ![]() Örneğin; “Her ülke, dünya devletleri arasında önemli bir yer edinmek için, ekonomik açıdan gelişmesi gerekir ![]() cümlesinde “gelişmesi” sözcüğündeki iyelik ekinin, sözcüğü nereye bağladığı belli değil; “kimin gelişmesi gerekir?” diye sorarsak “ülkenin” cevabı gelir ![]() ![]() Bazen de bu durumun tersi görülür ![]() “Sanatçının, topluma yararlı bir kişi olmak için, eserinde mutlaka toplum sorunlarına yer vermelidir ![]() cümlesinde “yer veren kim?” sorusuna “sanatçı” cevap verir ![]() ![]() ![]() Bazı cümlelerde ise sözcükleri birbirine bağlayan ekler yanlış kullanılmıştır ![]() Örneğin; “Senin en beğendiğim yanın, derslerine düzenli çalıştığındır ![]() Cümlede öğeleri ortak olarak kullanan etken ve edilgen fiiller bir arada bulunmaz ![]() Örneğin; “Bütün yemekleri hazırlayıp bir kenara koyulmalıdır ![]() cümlesinde “hazırlamak” etken “koyulmalıdır” edilgen fiillerdir ![]() ![]() “Bütün yemekler hazırlanarak, bir kenara koyulmalıdır ![]() şeklinde düzenlenirse bozukluk giderilir ![]() Sıralı isim cümlelerinde ekfiilin kullanılması da bazen bozukluğa yol açar ![]() Örneğin; “O yaşlı şair geleneklere bağlı, ama yeniliklere kapalı değildi ![]() cümlesinde iki yargı vardır: Şairin geleneklere bağlı olduğu, aynı zamanda yeniliklere de kapalı olmadığı, oysa cümlede “bağlı” sözü yüklem gibi kullanılmadığından “değildi” edatına bağlanıyor ve böylece şairin geleneklere bağlı olmadığı anlamı çıkıyor ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
|