![]() |
Ozanlarımız - GUFRANİ |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Ozanlarımız - GUFRANİGUFRANİ Gufrani Emrini terkeder, neyhini tutar Kuru dava ile kul olur mu ya! ![]() ![]() Döner bir de halka sofuluk satar Böyle erkân, böyle yol olur mu ya! ![]() ![]() Ne bir zikrin, fikrin, doğru yolun var İyi halin yoktur, kötü halin var Gufrani! hep günahlarda elin var Böyle şair ehl-i dil olur mu ya! ![]() Karaman'a bağlı Başkışla köyünde 1864 yılında dünyaya gelen Gufrani'nin asıl adı Durmuş Ali'dir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() İbn-ül Emin M ![]() ![]() ![]() Hayatında dört defa evlenmiş olan Gufrani, ömrünü Karaman merkez Koçakdede mahellesinde geçirmiştir ![]() ![]() Araştırmacı yazar D ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Gufrani Konya ve Karaman yöresi'nin Konyalı Aşık Şemi'den sonra gelen en ünlü saz şairleri arasındadır ![]() Kaynaklar: Meydan Larousse Yrd ![]() ![]() ![]() Attila Özkırımlı (Edebiyat Ansiklopedisi) Dr ![]() Eserlerinden bazıları: Destan Elhamdülillah ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu cenge nusret-i Sübhân yetişti Yüz yirmi dört bin peygamber ile Din serveri fahr-i ekvân yetişti Sunûf-u evliya kalktı ayağa Bir hareket geldi yazıya dağa Ervâh-ı şüheda sol ile sağa Can Hüseyin şah-ı cihan yetişti Gazi Kemal Paşa hazretlerine Aşk olsun kemâl-i izzetlerine Bu canın yüz suyu hürmetlerine Bize Hakk’tan lütf u ihsân yetişti Görülmedi böyle bir keremkâni Fikriyle fethetti bütün cihanı Ecânib dediler Ali-i Sâni Bil şah-ı merdân-ı zaman yetişti Vezir-i âzamdır ol İsmet Paşa Pervâneler gibi saldı ateşe Bu emekler boşa gider mi haşâ Fedâ-yı can eden arslan yetişti Sâir zâbit dahi sıdk ile tuttu Hulûsla askerin önünde gitti On üç günde Yunan yerlere attı İzmir’e bir parça kalan yetişti İstedi İzmir’i Yunan ordusu Yunan’ınki şimdi bir can kaygusu Attılar deryaya kalan bakisi Atina’ya canı olan yetişti Anadolu on dört günde paklandı Yolu ile düşmanımız haklandı Köşe, bucak kâfir var mı yoklandı Her tarafa emr-i ferman yetişti Afyon’da sur tellerini kestiler Allah Allah ile birden bastılar Kırıldı kuvvesi, Yunan giydiler Birden bire kızıl uçan yetişti Kurtulanlar topal oldu kör oldu Bu harp feth-i Hayber ile bir oldu Kalktı zulmet, şükür cihan nur oldu Doğdu güneş mâh-ı tabân yetişti Yedi cephe tuttu Türk’ün askeri Yunan’a ejderha oldu her biri Ele geçenlerde kalmadı diri Ol başını alıp kaçan yetişti Tâyy-i mekân etti yerler kavuştu Hesapsız mühimmat koydu savuştu Ruzigârlar esti toza karıştı Arkasından acı duman yetişti Bin üç yüz otuz dokuz senemiz Yüz senedir topa karşı sinemiz Neler çekmiş hem anamız, babamız Gör sabır eyle ârifân yetişti Yaşasın rüesa hem alelusûl Yaşasın vükelâ ve sahib-i ukl Yaşasın asâkir mevcud-u cedvel Yaşasın milletten kurban yetişti Yaşasın kâmilen hep ehl-i imân Havuzda ve göllerde bütün ihvân Yaşasın Türkiye yaşasın vatan Bu harbe vuhûş tiran yetişti Harpten firar eden dinsiz haindir Onların katli de farz-ı ayndır Bize canın lâzımlığı bugündür Bu devlete sanma her can yetişti Kıyamette iş bu dünyanı bekâsı Beş kişiden mürekkeptir ihyâsı Üç, dört değil rûb-u meskun a’dâsı Âlem-i rahmete Rahmân yetişti Almış iken bütün kâfir cihanı Ecnebiler ibret tuttu Yunan’ı Türkiye kubbenin şems-i tabanı Dil salana kahr-ı Yezdân yetişti Çün üç yüz otuz üç müslüman Bizde ecnebide bulunan ihvân Beş insandan çoğaldı bu ins ü can Bize ihmal gaflet keslân yetişti Yekdiğerimiz kovalaşmayalım Yalan, bühtân, gıybet söyleşmeyelim Biz niçin yalvarıp ağlaşmayalım Kemikten iliğe isyan yetişti Ne de satıcılar helâl getirir Ne dükkancı sıdkı bütün oturur Bu kazanca hiç eksik mi yetirir Bize her taraftan noksan yetişti İsteyiksiz köpek gitse sürüye Gider mi çobanın işi ileriye Davet eder bütün kurdu beriye Pay yarıya denen hayvan yetişti Ya martına parmağını çaldırır Nargil suyu içerinizi soldurur Kendini imansız dinsiz öldürür İblis aldı, şimdi mihrân yetişti Kardeşlerim eli ele alalım Evvela biz Hakk yolunu bulalım Yaradana sâdık bir kul olalım Kulluk eden kula sultan yetişti Ne ayarı güzel kantarı çekeriz Kilo dolu alır noksan dökeriz Ne tarlaya helâl tohum ekeriz Hallerimiz çok perişan yetişti Ne kadın anlatır ere hâlini Ne avrada er inanır malını Bekler ikisi de fırsat yolunu Araya bir fesat, hicrân yetişti Çün mufassal yaptık biz bu destanı Şimdilik uyuttuk bu çevrestanı Geçin öne yaptırmayın ziyanı Sayenizde çok sâye-bân yetişti Buyralım mektebe evlatlarımız Her fenden okutmak mutadlarımız Ne fena mahsül-ü icatlarımız Der odun çekmeye oğlan yetişti Ecnebi kadar mı bizdeki akıl Fakat terbiyeden gafiliz gafil Bu gidişat doğru değil velhâsıl Demek ki insandan hayvan yetişti Gufranî girdi altmış yaşına Tac-ı devlet mi konuldu başına Karar olmaz Azrail’in işine Ecel, bugün, yarın hemen yetişti Olur mu? Emrini terkeder, neyhini tutar Kuru dava ile kul olur mu ya! ![]() ![]() Döner bir de halka sofuluk satar Böyle erkân, böyle yol olur mu ya! ![]() ![]() Kişizadelik hiç alınmaz satın, Asil azmaz diye söylerler bütün Bir mülevves yere düşse bir altın O kıymetten düşüp pul olur mu ya! ![]() ![]() Terk-i heves edip hizmet tutmalı Arı ahvalini ibret tutmalı Her çiçekten birer çeşni tatmalı Bal, bal desen ağzın bal olurmu ya! ![]() ![]() Haberi yok say ü gayret, emekten Böyle karın doymaz yarım çörekten Güdük çapa ile kırık kürekten İki çift katıra nal olur mu ya! ![]() ![]() Gönül yücelerden yüce olmak ister Beş-on kuruş ile hacı; olmak ister Ellisinden sonra hoca; olmak ister Kart ağaçtan taze dal olur mu ya! ![]() ![]() Söyleyemez asla galatsız sözü Hiçbir marifette yoktur bir yüzü Mektebi görmemiş, kürsüde gözü Elif, be demeden dal olur mu ya! ![]() ![]() Dolaşır dolambaya, varma sen kıra Caddeyi boşlama dayanıp dura Uğradığın çayın köprüsün ara Bilmediğin suya dal olur mu ya! ![]() ![]() Ne bir zikrin, fikrin, doğru yolun var İyi halin yoktur, kötü halin var Gufrani! hep günahlarda elin var Böyle şair ehl-i dil olur mu ya! ![]() Kim Bilir? Katra idim ummanlara karistim Kac bulandim, kacduruldum kim bilir? Devre edip alemleri dolastim Bir sanata kac sarildim kim bilir? Bulut olup agdigimi bilirim Boran ile yagdigimi bilirim, Alt(i) anadan dogdugumu bilirim, Kac ebeden kac soruldum kim bilir? Kac kez gani oldum, kac kere fakir, Kac kez altin oldum, kac kere bakir, Bilmem ki kac katip ismimi okur? Kac defterde kac dürüldüm kim bilir? Bazi nebat oldum toprakta sürdüm, Bilmem kac atanin sulbünde durdum, Kac defa Cennet-i alaya girdim? Cehenneme kac sürüldüm kim bilir? Kac kez alet oldum elde bakildim, semadan kac kere indim, cekildim, Balcik olup kerpic kerpic döküldüm, Kac bozuldum, kac kuruldum kim bilir? Dünyayi dolastim hep kara batak, Görmedim bir karar, bilmedim durak, Üstümü kac örttü bu kara toprak, Kac serildim, kac dirildim kim bilir? Gufrani'yim tarikatým bos degil, Iyi bil ki kara bagrim tas degil, Felek ile hic hatirim hos degil, Kac baristim, kac darildim kim bilir? Olduk Şimdi Şairim on beş yaşından beri Toldum seksen, pir olduk şimdi Tarâikte yoktur mensubiyetim Kendi postumuzda er olduk şimdi Şiir mektebimde hayalât oldu Gayb ilinden bir hidâyet oldu Her nutuk bu yüzden tulûat oldu Saz çalgı çalandan sır olduk şimdi Gayrının şiirine değiliz muhtaç Hamdullah hiç kılmayız lâilaç Niyazi, Şem’î varmış birkaç Onlar gitmiş, sözde var olduk şimdi İstifadem ancak Cenâb-ı Hakk’dan Tekerleme sözü zarar ufaktan Kendimizi sakınalım tuzaktan Avcılıkta ehl-i kâr olduk şimdi Ferhat Mehmet’in oğluyum Ali Senden öğrenelim erkânı, yolu Kaza dahilinde Koçakdedeli Başkışla’dan geldik kurulduk şimdi Varsın bütün âlem olsun ağniya Eridik süzüldük fi zamanına Bir zaman vardı tavuk, baklava Soğan ile ekmek yer olduk şimdi Size laf etmeye yoktur haddimiz Yaş altmışa vardı uçtu saydımız Bunak defterine geçti kaydımız Lisana geleni der olduk şimdi Eski geçen nakd-i zamanın pulu Bunu ben de tasdik ederim belî Derler eski kafalarda toz dolu Gençlerin yanında hor olduk şimdi Gufranî bendeniz der ki görelim Ya siz gelin ya biz ora varalım Namenizi gazeteye verelim Ata, evlat gibi bir olduk şimdi |
![]() |
![]() |
|