Prof. Dr. Sinsi
|
Kimyada Kadın....
Kimyada Kadın
Eğer size kimya alanında önemli işler başarmış bir kadın adı sorulsaydı, muhtemeler bir çoğunuzun aklına Marie Curie gelir
Polonya doğumlu kimyacı, büyük yürekliliği ve azmiyle tanınan bir kadındı Kocasıyla birlikte bilim tarihinin en ünlü karı kocası olmuştur Curie'ler önce polonyumu daha sonra da radyumu buldular Marie'nin "radyoaktivite"adını verdiği olayın varlığını kanıtlayan çalışmalarıyla, atom gücü çağının başlamasına yol gösterdiler
Henry Becqerel'in uranyum içeren bileşiklerin yaydığı, görünüşte kendiliğinden, yeni tip bir radyasyonla ilgili buluşu Curie'lerin yoğun ilgisini çekmekteydi Eşiyle birlikte uranyum üzerinde çalışmaya başladı Ve 1898 yılında yepyeni bir elementle karşılaştılar Bu element uranyumdan yüz kat daha radyoaktifti ama, zift çevherinin yaydığı tüm radyasyondan sorumlu olamazdı Bu elemente Marie'nin anavatanı anısına "polonyum" dendi Curie'ler cevherin içinde küçük miktarda ama radyoaktifliği çok yoğun bir başka element olduğuna inanıyorlardı Bu gizemli elemente "radyum" adı verdiler Radyum'un varlığından o kadar eminlerdi ki, bunu kanıtlayabilmek için 4 yıl boyunca tonlarca cevher arıttılar Cevherleri Çekoslovakya'da ki maden ocaklarından belli bir parayla alıyorlardı Madencilerinde atıkları satmaları işlerine geliyordu Sonunda,1902 yılında tonlarca zift cevherinin 1 gramının onda biri ağırlığındaki bir miktar yeni elementi elde ettiler
Radyoaktivite ve radyoaktif elementlerle ilgili yaptığı çalışmalarla hem Nobel Fizik Ödülü'nü, hem de Nobel Kimya Ödülü'nü almıştır
1906 yılında feci bir trafik kazası sonucu eşini kaybetti 1911 yılında kimya alanında Nobel Ödülü aldı İlk kez iki dalda ödül alan birisi oldu 1934 yılında radyoaktif ışınların etkisi nedeniyle kan kanseri oldu ve yaşamını yitirdi
Kuşkusuz Marie Curie, kimyada en fazla ün yapmış kadındır Fakat yalnız değildir Kimyada çalışmalar yapmış başka bayan mühendis ya da mucit adı söyleyebilir misiniz?
Ruth Benerito'yu biliyor musunuz? 1950'lerde Yeni Orleans'ta USDA laboratuarlarında çalışırken ütü gerektirmeyen pamuk kumaşların üzerine çalışmalar yapmıştır Bu yenilikle kadınlar elbiseleri ütülemek için saatlerini harcamaz oldular (demek o zamanlar iş bölümü yokmuş  )
Marie Daly, kimya ile ilgili çalışmalarını takip ederek ırksal ayrımcılığın ve cinsiyet önyargılarının üstesinden geldi 1947'de Ph D ünvanını alan ilk Afrikalı Amerikan kadın oldu Daha sonra Albert Einstein Kolejinde biyokimyacı olarak kariyerine devam etti Daly, Queens Kolejinde Afrikalı Amerikan öğrencileri için bir burs fonu kurdu O, profesörken araştırmalarına ek olarak, ergin olmayan öğrencilerini, bilime çekmek için programlar geliştirdi
Rachel Lloyd, kimyada Ph D ünvanını kazanan ilk Amerikalı bayandır O zamanın erkekleri gibi en iyi kimya eğitimini almak için Avrupa'ya gitti Bu 1887 yılında Zurich Üniversitesi'ni kazanmasıyla oldu Amacı kimya profesörü olmak ve bu alanda başarılar göstermekti
1891 yılında, Amerikan Kimyasal Topluluğu'nun ikinci kadın üyesi oldu Dorothy Crowfoot Hodgkin, Britanya'lı, protein kristallografisi bilim dalının kurucusu Biomoleküllerin üç boyutlu yapılarını belirlemek için kullanılan X-Işını kristallografisi tekniğinin öncülüğünü yaptı En önemli başarıları kolesterol, penisilin , B-12 Vitamini ve insülin'in moleküler yapılarının keşfidir B-12 Vitamini üzerine çalışması ile 1964 Nobel Kimya Ödülüne layık görülmüştür Olağanüstü bilimsel yetenekleri ve eriştiği başarıların yanısıra alçakgönüllü olması, insanlarla iletişimi çok sevmesi, sosyal eşitsizlikler ve barış konusunda tutkulu olması, karakterinin öne çıkan diğer yanlarıydı

Rosalind Elsie Franklin, DNA, virüs, kömür ve grafitin yapılarının anlaşılmasında büyük katkılarda bulunan İngiliz biyofizikçi
1956 yılının yaz aylarında Rosalind Franklin kanser olduğunu öğrendi İki yıldan kısa bir sürede Nisan 1958'de henüz 37 yaşındayken yaşama gözlerini yumdu 1962 yılında Watson, Crick ve Wilkins DNA çalışmalarından dolayı Nobel Ödülü alırlarken Franklin'in adı bile anılmadı Buna, kimi çevreler ölmüş kişilerin ödüle aday gösterilemeyeceği nedenini gösterdiler, kimileriyse Franklin'in hakkının yenildiğini söylediler Her ne olursa olsun bugün bilim çevreleri, DNA çalışmaları üzerinde Rosalind Franklin'in önemli katkıları olduğunu ve öncü çalışmalar yaptığını kabul ediyor
Lise Meitner, Avusturyalı fizikçi Nükleer fizik ve radyoaktivite üzerine çalıştı Fizyonun teorik yorumunu yaptı Enrico Fermi Ödülünü alan ilk bayandır
Jacqueline Barton, DNA ve elktronları inceledi Biraz hasarlı DNA moleküllerinin elektriğe yol göstermediğini buldu
Ruth Erica Benesch, kocası Reinhold ile yaptığı çalışmalarda, hemoglobinin oksijeni vücutta nasıl serbest bıraktığını inceledi
Joan Berkowitz, Hem bir kimyacı hem de çevresel danışmandı Endüstriyel atık ve kirlilik problemlerini çözmek için çalışmalarda bulundu
Iréne Joliot-Curie, 1935'te yeni bir radyoaktif element sentezlemesi ona, Nobel Kimya Ödülünü kazandırdı Ödülü kocası Frédéric Joliot ile paylaştı Hazel Bishop, Corale Brierley, Stephanie Burns, Mary Letitia Caldwell, Kathryn Hach Darrow, Cecile Hoover Edwards, Gertrude Belle Elion, Gladys L A Emerson, Mary Fieser, Helen M Free, Dianne D Gates-Anderson, Mary Lowe Good, Barbara Grant, Alice Hamilton, Anna Harrison, Gladys Hobby  
Kaynaklar:
1) http://chemistry about com
2) http://chemistry about com/od/womeninchemistry/a/womenchemistry htm
3) http://tr wikipedia org/wiki/Rosalind_Franklin
4) http://tr wikipedia org/wiki/Dorothy_Crowfoot_Hodgkin
5) http://www nobelpreis org/turkish/chemie/joliot-curie html
6) http://www chemheritage org/women_chemistry/stuff/benerito html
7) http://www chemheritage org/women_chemistry/chall/lloyd html
|