Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abdullah, biyografisi, çatlı, hayatı, kimdir

Abdullah Çatlı Kimdir, Abdullah Çatlı Hayatı, Abdullah Çatlı Biyografisi

Eski 06-23-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdullah Çatlı Kimdir, Abdullah Çatlı Hayatı, Abdullah Çatlı Biyografisi



ABDULLAH ÇATLı
1956 yılında Nevşehir’de doğdu Ülkücü militan1977'de Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı, 25 Mayıs 1978'te de Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığı'na seçildi Çok sayıda siyasi cinayet, bombalama, kahve taranması ve hapsten adam kaçırma olayının düzenleyicisi olmakla suçlandı 11 Temmuz 1978'de Ankara'da Hacettepe Üniversitesi Öğretim üyelerinden Doç Dr Bedrettin Cömert'in öldürülmesi olayının faili olarak Ankara 5 Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında gıyabi tevkif kararı verildi23 Ağustos 1978'de Sakarya ilinde 06 PD 137 plakalı otonun içinde Ülkücü Nevzat Bor ile birlikte yakalandı ve gözaltına alındı ÜGD Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun "Ankara'nın her tarafında bomba patlatırız" tehdidi yüzünden serbest bırakıldığı da iddia edildi
Abdullah Çatlı'nın, 9 Ekim 1978'de de Ankara ili Bahçelievler semtindeki 7 TİP'linin katledilmesi olayının planlayıcısı ve baş sorumlusu olduğuna ilişkin tutuklama kararı olayın üzerinden 4 yıl, 4 ay geçmesinden sonra 4 Mart 1982'de çıkartılabildi1979 yılında İstanbul'a yerleşen ve Hasan Kurtoğlu sahte kmlğn kullanan Çatlı, burada silah ve uyuşturucu kaçakçıları ile yakın ilişkiler kurdu Emniyet tarafından hazırlanan bir belgede, 16 Mart katliamında kullanılan TNT kalıplarının Çatlı tarafından satın alındığı ettiği ifade edliyorÇatlı, İstanbul'da kaldığı dönemde Ağca'nın hapisten kaçma eylemini Oral Çelik ile birlikte organize etti, Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesinden sonra Abdullah Çatlı'nın, Mehmet Ali Ağca ve arkadaşlarına sahte pasaport temin ettiği, hatta Mehmet Ali Ağca, hapisten kaçtıktan sonra Çatlı'nın evinde kaldı
Çatlı, Nevşehir Emniyetinden sağladığı pasaport ile 12 Eylül'ü izleyen aylarda yurt dışına çıktı Bulgaristan ve Viyana'da bir süre kaldı 13 Mayıs 1981'de Ağca tarafından gerçekleştirilen Papa Suikastı tertipçilerinden olduğu ileri sürüldü 22 Şubat 1982'de İsviçre'de Mehmet Saral adına düzenlenmiş sahte pasaport ile yakalandı, ancak serbest bırakıldı 9 Eylül 1982'de İtalyan kökenli kontra lideri Stafane Deele Chiaie ile birlikte Amerika'da yapılan Dünya Anti Komünistler Birliği toplantısına katıldı iddia edildi 22 Ekim 1983'de Paris'te MİT ile ilişkiye geçtiği ve ASALA'ya karşı 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerine yer aldı 22 Ekim 1984'de Paris'te 450 gr eroin ile yakalandığında üzerinde Hasan Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport vardı Çatlı, Fransa'da 4,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı 16 Eylül 1985'de Papa Suikasti davasında tanık olarak konuştu Oral Çelik'in suikast ile ilgisi olmadığını, Ağca'nın Bulgar ajanı olabileceğini iddia etti Çatlı, kısa bir süre sonra Fransa tarafından uyuşturucu kaçakçılığından 7 yıl ceza aldığı İsviçre'ye iade edildi 21 Mart 1990'da Zug cezaevinden kaçtı
1993'de Türkiye'ye gelen ve taşıdığı Şahin Ekli adına düzenlenmiş sahte pasaport ile gözaltına alınan Çatlı, aynı tarihte serbest bırakıldı Yeşilköy havaalanında alınan parmak izleri yıllar sonra Ömer Lütfü Topal'ı öldüren otomatik silahlardan birinin şarjöründe de bulunacaktı Çatlı'nın 26 Nisan 1996'da Ömer Lütfü Topal ile aynı uçakta Kıbrıs'a gittiği ve aynı otelde kaldıktan sonra 1 Mayıs 1996'da geri döndüğü de kayıtlardan ortaya çıktı
Türkiye'de Mehmet Özbay sahte kimliğini kullanan Çatlı'nın İstanbul'da 6 şirkete ortak olmuş ve ticaret hayatına da atılmıştı Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde PKK'nın finansmanı olarak görülen Kürt kökenli işadamlarına yönelik operasyonlarda yer aldığı; 15 Mart 1995'de Azarbeycan'da düzenlenen darbenin organizasyonunda yer aldığı; Tarık Ümit'in kaçırılıp öldürülmesi olayını düzenlediği; ilişki içinde olduğu Özel Harekatçı Polisler ile birlikte Ömer Lütfü Topal cinayetini gerçekleştirdikleri; Mehmet Ali Yaprak'ı fidye almak için kaçırdığı; devletin çeşitli resmi belgelerinde ifade edilmektedir
Çatlı, 3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında geçirdiği trafik kazasında öldü
Üzerinde Mehmet Özbay adına düzenlenmiş sahte kimlikler, yeşil pasaport, ruhsatsız silah ve ceket cebinde bir miktar kokain bulunuyordu Yapılan otopside kanında kokain maddesine rastlandı 5 Kasım 1996'da Nevşehir'de yapılan cenaze törenine, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Drej Ali olarak tanınan Ali Yasak ve bazı Ülkücü Gruplar ile yaklaşık olarak 4500 kişilik bir topluluk katıldı Türk bayrağına sarılı tabutu Necdet Ersan Mezarlığına defnedildi
Babam Çatlı Kitabı Üzerine Gökçen Çatlı ile söyleşi
Soru: Kitap çıktıktan sonra ki duygularınızı alabilir miyiz?
Kitabı inanarak yazdım Yayınevi müdürü Osman Bey, kitabın kapaklanmış halinin bittiğin müjdesini verdiğinde, kendimden hiç ummadığım bir tepki geldi Bu benim özelim ama göz yaşlarıma hakim olamadım Uzun ve zorlu sayılabilecek dört yılın maratonu, yani inanarak kaleme aldığım babam Abdullah Çatlı’nın hayatını belirleyen kıstaslar, bilmeyenlerin de bilgisine sunulacaktı Bu çok şey demekti Sabır ve sukunet içerisinde bekledeğim zaferin ilk anahtarıydı Bu nedenle o süreçten bugüne yaşamış olduğum son derece faziletli Bunları da yoğun olarak yaşadığımdan olsa gerek, kendimim ifade etme zorluğu hissediyorum Ama özetle kendime yakın gördüğüm büyüklerimin, tarihi bir misyonu başarıyla bitirdiğiimi söylemelerinden onur duyuyorum
Genç Yaşta Şöhret Olmak Nasıl Bir Duygu?
Şöhret kelimesi benim konumumdaki birine antipatik hatta çok düzeysiz geliyor Bizler mütevazi insanlarız Samimiyetle yapılan hiçbir icraatın karşılığı beklenemez, bekleyenlerinde samimiyetinden şüphelenmeli Vefat etmiş biri tarafından gelecek olan şöhreti kapımdan içeri sokmam Ama derseniz ki, özellikle kitabın başarısıyla birlikte daha göz önüne çıktınız, bu da sizi tanımamıza sebeb oldu bu daha uygun olur Kitapla birlikte mücadeleme inananlar adeta kitle hareketi oluşturdu Şu an ciddi ve özellikle objektif olarak bir anket yapılsa Abdullah Çatlı gönüldaşlarının ne denli çoğaldığı dikkat çekecektir Bunun altını önemle çizerim
Keşke yazsaydım veya yazmasaydım dedikleriniz oldu mu?
Kitapla ilgili pişman olduğum bir şey yok Kaleme aldığım her satırın arkasındayım Yazamadıklarım değil yazmadıklarım benim seçimim olduğundan bunda gönlüm rahat Kitabın içeriği sıcak bir rüzgar estirdi Tabii estirirken kimilerini savrulmakla rahatsız etti, kimilerinin yüreğini ferahlattı Bakın gerçek tektir Yorumun ise yüz anlatım şekli vardır Ben burada demagoji yapıp yorumlarımda sakız gibi sündürme işlemi yapmadım Bildiğim gerçeklere yer yer hacim katarak, madalyonun ötekini yüzünü değilde, esas yüzünü çevirdiğimden samimiyetimde olası bir pişmanlığa meydan tanımadım Her şey planladığım gibi üzere seyir aldı
Kitapla Birlikte Harekete Geçen Taşlar Oldu mu?
Oldu Dediğim gibi sivil harekette ciddi dalgalanma mevcut Öteki taraf adına ketum davranmak isabetli karar ama şu bir gerçek ki, Abdullah Çatlı olgusunun tüm çıplaklığıyla açıklanmasındna rahatsız olanlar, 24 yasşındaki bir kızın ciddiyetle gerçeklere ışık tuttacağını ve bunun bu denli benimseneceğini tahmin edememiş olmalarından sanırım onları hayalkırıklığına uğrattım Neticede rahatsız olanın da olmayanın da birleştiği bir nokta var: Abdullah Çatlı’ya saygı duyuyorlar Zaten babamın benimsemiş olduğu yaşam biçimi bunu otomatikman beraberinde getiriyor
Olumlu ve olumsuz aldığınız eleştiriler hangi yöndeydi?
Bir kere burada çok net bir tablo çıktı ortaya: kitap bekleniyordu Bundan ibaret, açıkcası olumlu destek ve eleştiriden ziyade köstek grubunun atağının olacağını düşünüyordum Ama öyle olmadı Dört yıldır babamı Susurluk çetesine dizisine dahil eden bazı medya kuruluşları bile bana sonsuz cevap ve ifade etme olanağı tanıdılar Hatta kitabın içeriğinden etkilendiklerini söyleyen gazeteciler bile oldu Bu da ülkemizin haber isthbaratını sağlayan medyaya karşı azalmış güvenimi bir nebze azalttı En fazla altı okurdan olumsuz eleştiri aldım Bunları da doğal karşıladım Neydi bunlar: yazım yanlışlıkları, bazı konularıbıçak sırtı gibi kesip atmam, objektifliğimden şüpheye düşenler Yazım yanlışlıklarının olma sebebi kitabın matbaaya en hızlı şekilde verilmek zorunda olmasından kaynaklandı Anlıyacağınız bizim de o dönemde tereddütlerimiz vardı Kitap öyle ya da böyle derhal piyasaya sürülmeliydi Dolayısıyla son okumayı yapamadım Ama yazım yanlışlıklarını son baskılarda düzelttik Taraf tuttuğumu söyleyenlere yanıt olarak şunu verebilirim: benim kadar en aza indirgenmiş şekilde taraf tutmuş kim var? Tabii burada diğer yazarlardan farklı olan konumumu unutmamak ve şunun da altını çizmek gerekir Benim kitabımı kimse yönlendirmediği ve bilgiler direk benden çıktığı için yazdıklarım ondan bundan alma potpori bilgiler değil Dolayısıyla benim gerçeğimi yazarken taraf tutmam hayal ürünü bir hayatı yazmam anlamına gelirdi Bu da her satırda kendini belli ederdi
Bir diğer olumsuz eleştiri ya da aeksik olarak bulunan, konuları bıçak sırtı gibi kesip atmam aslında kitabın ilerleyen safhalarının satır aralarında inceden inceye eksik kalanlara dokunma yöntemini izledim Şayet daha dikkatli okuncak olunursa çizdiğim tablonun rötuşlarını göreceklerdir
Olumlu eleştirileri kısaca özetleyecek olursak olursam: bu çalışmayı bekleyenler yüreklerine su serpildiğini, gizlenen önemli olaylara vafik olduklarını, Çatlı’ya hayranlıklarının arttığını, yeni doğan bebeklere babamın adını verdiklerini, kitabı çok akıcı bulduklarını ve ciddi bir yazı örgümün olduğunu ve bunlar gibi daha neler neler İnandığım değerlere sıkı sıkıya asılmama yeni vesile olan bu düşüncelerin sahiplerine ne desem az gelecek Aslında burada eklencek bir şey daha var Kapalı kapılar ardında, bu kitabı benim yazmadığım söylenmiş! Lütfen ciddi olsunlar En azından medyaya canlı olarak verdiğim roportajlardan hareket ederek bu söylemlerindeki haksızlığı düzeltsinler Olur mu böyle şey
Kitabın best seller olmasını bekliyormuydunuz?
Benim için daha önemlisi her türlü kitleye yayılması ve elatı kitabı edilmesiydi Okurlar bana bu açıdan sahip çıktılar Bunun değeri benim için hiç bir şeyle ölçülmez Bütün bu kargaşa arasında bu manaviyatı bana yaşatanlara ve mucadeleye ortak olanlara boynumun borcunu nasıl öderim hiç bilmem İnşaallah Allah (cc) nasip eder ve atılımlarım devam ederse, belki bir nebze de olsa bu desteğin karşılığını verebilirim
Gelecekle ilgili projelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Şu an 24 yaşındayım ve son sınıf öğrencisi olarak bir devlet ünv Yabancı dil üzrine eğitim alıyorum Eğer bir aksilik çıkmaz ise gelecek yıla uluslararası ya da siyasal okumak istiyorum Üçüncü bir yabancı dili kafaya takmış bulunuyorum Boş durmayı sevmediğimden hep arayış içerisindeyimdir Aslında bu beni yoruyor Bunun haricinde iş açacak kadar özel bir konu üzerine deneyimim yok
Kitabın devamı bekleniyor Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Gerçekler ne yazmakla ne de söylenmekle tükenir Şayet söyliyeceklerim bitmediyse, bu vaziyet bir netice gösteriyor Ancak bunu şimdilik askıya almış durumdayım
Sizin Ekleyecekleriniz var mı?
Gökçen Çatlıu an ülkemiz ağır bakımda Yorum, avuntu, teselli, sorun sunmalardan ziyade neticeye ihtiyacımız var Ülkemiz şifa bekleyen hasta miasli ağır bakımda Sözüm Ankara’ya; bize aspirin tedavisi vermekten vazgeçsinler Başımız ağrımıyor, ağır bakımdayız

Alıntı Yaparak Cevapla

Abdullah Çatlı Kimdir, Abdullah Çatlı Hayatı, Abdullah Çatlı Biyografisi

Eski 06-23-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdullah Çatlı Kimdir, Abdullah Çatlı Hayatı, Abdullah Çatlı Biyografisi



Abdullah Çatlı Kimdir, Abdullah Çatlı Hayatı, Abdullah Çatlı Biyografisi

ABDULLAH ÇATLI 1956-






Abdullah Çatlı 1956 yılında Nevşehir’de doğdu Ülkücü militan1977'de Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı, 25 Mayıs 1978'te de Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığı'na seçildi Çok sayıda siyasi cinayet, bombalama, kahve taranması ve hapsten adam kaçırma olayının düzenleyicisi olmakla suçlandı 11 Temmuz 1978'de Ankara'da Hacettepe Üniversitesi Öğretim üyelerinden Doç Dr Bedrettin Cömert'in öldürülmesi olayının faili olarak Ankara 5 Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında gıyabi tevkif kararı verildi23 Ağustos 1978'de Sakarya ilinde 06 PD 137 plakalı otonun içinde Ülkücü Nevzat Bor ile birlikte yakalandı ve gözaltına alındı ÜGD Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun "Ankara'nın her tarafında bomba patlatırız" tehdidi yüzünden serbest bırakıldığı da iddia edildi Abdullah Çatlı'nın, 9 Ekim 1978'de de Ankara ili Bahçelievler semtindeki 7 TİP'linin katledilmesi olayının planlayıcısı ve baş sorumlusu olduğuna ilişkin tutuklama kararı olayın üzerinden 4 yıl, 4 ay geçmesinden sonra 4 Mart 1982'de çıkartılabildi1979 yılında İstanbul'a yerleşen ve Hasan Kurtoğlu sahte kmlğn kullanan Çatlı, burada silah ve uyuşturucu kaçakçıları ile yakın ilişkiler kurdu Emniyet tarafından hazırlanan bir belgede, 16 Mart katliamında kullanılan TNT kalıplarının Çatlı tarafından satın alındığı ettiği ifade edliyorÇatlı, İstanbul'da kaldığı dönemde Ağca'nın hapisten kaçma eylemini Oral Çelik ile birlikte organize etti, Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesinden sonra Abdullah Çatlı'nın, Mehmet Ali Ağca ve arkadaşlarına sahte pasaport temin ettiği, hatta Mehmet Ali Ağca, hapisten kaçtıktan sonra Çatlı'nın evinde kaldı Çatlı, Nevşehir Emniyetinden sağladığı pasaport ile 12 Eylül'ü izleyen aylarda yurt dışına çıktı Bulgaristan ve Viyana'da bir süre kaldı 13 Mayıs 1981'de Ağca tarafından gerçekleştirilen Papa Suikastı tertipçilerinden olduğu ileri sürüldü 22 Şubat 1982'de İsviçre'de Mehmet Saral adına düzenlenmiş sahte pasaport ile yakalandı, ancak serbest bırakıldı 9 Eylül 1982'de İtalyan kökenli kontra lideri Stafane Deele Chiaie ile birlikte Amerika'da yapılan Dünya Anti Komünistler Birliği toplantısına katıldı iddia edildi 22 Ekim 1983'de Paris'te MİT ile ilişkiye geçtiği ve ASALA'ya karşı 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerine yer aldı 22 Ekim 1984'de Paris'te 450 gr eroin ile yakalandığında üzerinde Hasan Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport vardı Çatlı, Fransa'da 4,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı 16 Eylül 1985'de Papa Suikasti davasında tanık olarak konuştu Oral Çelik'in suikast ile ilgisi olmadığını, Ağca'nın Bulgar ajanı olabileceğini iddia etti Çatlı, kısa bir süre sonra Fransa tarafından uyuşturucu kaçakçılığından 7 yıl ceza aldığı İsviçre'ye iade edildi 21 Mart 1990'da Zug cezaevinden kaçtı 1993'de Türkiye'ye gelen ve taşıdığı Şahin Ekli adına düzenlenmiş sahte pasaport ile gözaltına alınan Çatlı, aynı tarihte serbest bırakıldı Yeşilköy havaalanında alınan parmak izleri yıllar sonra Ömer Lütfü Topal'ı öldüren otomatik silahlardan birinin şarjöründe de bulunacaktı Çatlı'nın 26 Nisan 1996'da Ömer Lütfü Topal ile aynı uçakta Kıbrıs'a gittiği ve aynı otelde kaldıktan sonra 1 Mayıs 1996'da geri döndüğü de kayıtlardan ortaya çıktı Türkiye'de Mehmet Özbay sahte kimliğini kullanan Çatlı'nın İstanbul'da 6 şirkete ortak olmuş ve ticaret hayatına da atılmıştı Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde PKK'nın finansmanı olarak görülen Kürt kökenli işadamlarına yönelik operasyonlarda yer aldığı; 15 Mart 1995'de Azarbeycan'da düzenlenen darbenin organizasyonunda yer aldığı; Tarık Ümit'in kaçırılıp öldürülmesi olayını düzenlediği; ilişki içinde olduğu Özel Harekatçı Polisler ile birlikte Ömer Lütfü Topal cinayetini gerçekleştirdikleri; Mehmet Ali Yaprak'ı fidye almak için kaçırdığı; devletin çeşitli resmi belgelerinde ifade edilmektedir Çatlı, 3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında geçirdiği trafik kazasında öldü Üzerinde Mehmet Özbay adına düzenlenmiş sahte kimlikler, yeşil pasaport, ruhsatsız silah ve ceket cebinde bir miktar kokain bulunuyordu Yapılan otopside kanında kokain maddesine rastlandı 5 Kasım 1996'da Nevşehir'de yapılan cenaze törenine, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Drej Ali olarak tanınan Ali Yasak ve bazı Ülkücü Gruplar ile yaklaşık olarak 4500 kişilik bir topluluk katıldı Türk bayrağına sarılı tabutu Necdet Ersan Mezarlığına defnedildi

Alıntı Yaparak Cevapla

Abdullah Çatlı Kimdir, Abdullah Çatlı Hayatı, Abdullah Çatlı Biyografisi

Eski 06-23-2012   #3
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdullah Çatlı Kimdir, Abdullah Çatlı Hayatı, Abdullah Çatlı Biyografisi



ABDULLAH ÇATLı
1956 yılında Nevşehir’de doğdu Ülkücü militan1977'de Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı, 25 Mayıs 1978'te de Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığı'na seçildi Çok sayıda siyasi cinayet, bombalama, kahve taranması ve hapsten adam kaçırma olayının düzenleyicisi olmakla suçlandı 11 Temmuz 1978'de Ankara'da Hacettepe Üniversitesi Öğretim üyelerinden Doç Dr Bedrettin Cömert'in öldürülmesi olayının faili olarak Ankara 5 Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında gıyabi tevkif kararı verildi23 Ağustos 1978'de Sakarya ilinde 06 PD 137 plakalı otonun içinde Ülkücü Nevzat Bor ile birlikte yakalandı ve gözaltına alındı ÜGD Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun "Ankara'nın her tarafında bomba patlatırız" tehdidi yüzünden serbest bırakıldığı da iddia edildi
Abdullah Çatlı'nın, 9 Ekim 1978'de de Ankara ili Bahçelievler semtindeki 7 TİP'linin katledilmesi olayının planlayıcısı ve baş sorumlusu olduğuna ilişkin tutuklama kararı olayın üzerinden 4 yıl, 4 ay geçmesinden sonra 4 Mart 1982'de çıkartılabildi1979 yılında İstanbul'a yerleşen ve Hasan Kurtoğlu sahte kmlğn kullanan Çatlı, burada silah ve uyuşturucu kaçakçıları ile yakın ilişkiler kurdu Emniyet tarafından hazırlanan bir belgede, 16 Mart katliamında kullanılan TNT kalıplarının Çatlı tarafından satın alındığı ettiği ifade edliyorÇatlı, İstanbul'da kaldığı dönemde Ağca'nın hapisten kaçma eylemini Oral Çelik ile birlikte organize etti, Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesinden sonra Abdullah Çatlı'nın, Mehmet Ali Ağca ve arkadaşlarına sahte pasaport temin ettiği, hatta Mehmet Ali Ağca, hapisten kaçtıktan sonra Çatlı'nın evinde kaldı
Çatlı, Nevşehir Emniyetinden sağladığı pasaport ile 12 Eylül'ü izleyen aylarda yurt dışına çıktı Bulgaristan ve Viyana'da bir süre kaldı 13 Mayıs 1981'de Ağca tarafından gerçekleştirilen Papa Suikastı tertipçilerinden olduğu ileri sürüldü 22 Şubat 1982'de İsviçre'de Mehmet Saral adına düzenlenmiş sahte pasaport ile yakalandı, ancak serbest bırakıldı 9 Eylül 1982'de İtalyan kökenli kontra lideri Stafane Deele Chiaie ile birlikte Amerika'da yapılan Dünya Anti Komünistler Birliği toplantısına katıldı iddia edildi 22 Ekim 1983'de Paris'te MİT ile ilişkiye geçtiği ve ASALA'ya karşı 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerine yer aldı 22 Ekim 1984'de Paris'te 450 gr eroin ile yakalandığında üzerinde Hasan Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport vardı Çatlı, Fransa'da 4,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı 16 Eylül 1985'de Papa Suikasti davasında tanık olarak konuştu Oral Çelik'in suikast ile ilgisi olmadığını, Ağca'nın Bulgar ajanı olabileceğini iddia etti Çatlı, kısa bir süre sonra Fransa tarafından uyuşturucu kaçakçılığından 7 yıl ceza aldığı İsviçre'ye iade edildi 21 Mart 1990'da Zug cezaevinden kaçtı
1993'de Türkiye'ye gelen ve taşıdığı Şahin Ekli adına düzenlenmiş sahte pasaport ile gözaltına alınan Çatlı, aynı tarihte serbest bırakıldı Yeşilköy havaalanında alınan parmak izleri yıllar sonra Ömer Lütfü Topal'ı öldüren otomatik silahlardan birinin şarjöründe de bulunacaktı Çatlı'nın 26 Nisan 1996'da Ömer Lütfü Topal ile aynı uçakta Kıbrıs'a gittiği ve aynı otelde kaldıktan sonra 1 Mayıs 1996'da geri döndüğü de kayıtlardan ortaya çıktı
Türkiye'de Mehmet Özbay sahte kimliğini kullanan Çatlı'nın İstanbul'da 6 şirkete ortak olmuş ve ticaret hayatına da atılmıştı Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde PKK'nın finansmanı olarak görülen Kürt kökenli işadamlarına yönelik operasyonlarda yer aldığı; 15 Mart 1995'de Azarbeycan'da düzenlenen darbenin organizasyonunda yer aldığı; Tarık Ümit'in kaçırılıp öldürülmesi olayını düzenlediği; ilişki içinde olduğu Özel Harekatçı Polisler ile birlikte Ömer Lütfü Topal cinayetini gerçekleştirdikleri; Mehmet Ali Yaprak'ı fidye almak için kaçırdığı; devletin çeşitli resmi belgelerinde ifade edilmektedir
Çatlı, 3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında geçirdiği trafik kazasında öldü
Üzerinde Mehmet Özbay adına düzenlenmiş sahte kimlikler, yeşil pasaport, ruhsatsız silah ve ceket cebinde bir miktar kokain bulunuyordu Yapılan otopside kanında kokain maddesine rastlandı 5 Kasım 1996'da Nevşehir'de yapılan cenaze törenine, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Drej Ali olarak tanınan Ali Yasak ve bazı Ülkücü Gruplar ile yaklaşık olarak 4500 kişilik bir topluluk katıldı Türk bayrağına sarılı tabutu Necdet Ersan Mezarlığına defnedildi
Babam Çatlı Kitabı Üzerine Gökçen Çatlı ile söyleşi
Soru: Kitap çıktıktan sonra ki duygularınızı alabilir miyiz?
Kitabı inanarak yazdım Yayınevi müdürü Osman Bey, kitabın kapaklanmış halinin bittiğin müjdesini verdiğinde, kendimden hiç ummadığım bir tepki geldi Bu benim özelim ama göz yaşlarıma hakim olamadım Uzun ve zorlu sayılabilecek dört yılın maratonu, yani inanarak kaleme aldığım babam Abdullah Çatlı’nın hayatını belirleyen kıstaslar, bilmeyenlerin de bilgisine sunulacaktı Bu çok şey demekti Sabır ve sukunet içerisinde bekledeğim zaferin ilk anahtarıydı Bu nedenle o süreçten bugüne yaşamış olduğum son derece faziletli Bunları da yoğun olarak yaşadığımdan olsa gerek, kendimim ifade etme zorluğu hissediyorum Ama özetle kendime yakın gördüğüm büyüklerimin, tarihi bir misyonu başarıyla bitirdiğiimi söylemelerinden onur duyuyorum
Genç Yaşta Şöhret Olmak Nasıl Bir Duygu?
Şöhret kelimesi benim konumumdaki birine antipatik hatta çok düzeysiz geliyor Bizler mütevazi insanlarız Samimiyetle yapılan hiçbir icraatın karşılığı beklenemez, bekleyenlerinde samimiyetinden şüphelenmeli Vefat etmiş biri tarafından gelecek olan şöhreti kapımdan içeri sokmam Ama derseniz ki, özellikle kitabın başarısıyla birlikte daha göz önüne çıktınız, bu da sizi tanımamıza sebeb oldu bu daha uygun olur Kitapla birlikte mücadeleme inananlar adeta kitle hareketi oluşturdu Şu an ciddi ve özellikle objektif olarak bir anket yapılsa Abdullah Çatlı gönüldaşlarının ne denli çoğaldığı dikkat çekecektir Bunun altını önemle çizerim
Keşke yazsaydım veya yazmasaydım dedikleriniz oldu mu?
Kitapla ilgili pişman olduğum bir şey yok Kaleme aldığım her satırın arkasındayım Yazamadıklarım değil yazmadıklarım benim seçimim olduğundan bunda gönlüm rahat Kitabın içeriği sıcak bir rüzgar estirdi Tabii estirirken kimilerini savrulmakla rahatsız etti, kimilerinin yüreğini ferahlattı Bakın gerçek tektir Yorumun ise yüz anlatım şekli vardır Ben burada demagoji yapıp yorumlarımda sakız gibi sündürme işlemi yapmadım Bildiğim gerçeklere yer yer hacim katarak, madalyonun ötekini yüzünü değilde, esas yüzünü çevirdiğimden samimiyetimde olası bir pişmanlığa meydan tanımadım Her şey planladığım gibi üzere seyir aldı
Kitapla Birlikte Harekete Geçen Taşlar Oldu mu?
Oldu Dediğim gibi sivil harekette ciddi dalgalanma mevcut Öteki taraf adına ketum davranmak isabetli karar ama şu bir gerçek ki, Abdullah Çatlı olgusunun tüm çıplaklığıyla açıklanmasındna rahatsız olanlar, 24 yasşındaki bir kızın ciddiyetle gerçeklere ışık tuttacağını ve bunun bu denli benimseneceğini tahmin edememiş olmalarından sanırım onları hayalkırıklığına uğrattım Neticede rahatsız olanın da olmayanın da birleştiği bir nokta var: Abdullah Çatlı’ya saygı duyuyorlar Zaten babamın benimsemiş olduğu yaşam biçimi bunu otomatikman beraberinde getiriyor
Olumlu ve olumsuz aldığınız eleştiriler hangi yöndeydi?
Bir kere burada çok net bir tablo çıktı ortaya: kitap bekleniyordu Bundan ibaret, açıkcası olumlu destek ve eleştiriden ziyade köstek grubunun atağının olacağını düşünüyordum Ama öyle olmadı Dört yıldır babamı Susurluk çetesine dizisine dahil eden bazı medya kuruluşları bile bana sonsuz cevap ve ifade etme olanağı tanıdılar Hatta kitabın içeriğinden etkilendiklerini söyleyen gazeteciler bile oldu Bu da ülkemizin haber isthbaratını sağlayan medyaya karşı azalmış güvenimi bir nebze azalttı En fazla altı okurdan olumsuz eleştiri aldım Bunları da doğal karşıladım Neydi bunlar: yazım yanlışlıkları, bazı konularıbıçak sırtı gibi kesip atmam, objektifliğimden şüpheye düşenler Yazım yanlışlıklarının olma sebebi kitabın matbaaya en hızlı şekilde verilmek zorunda olmasından kaynaklandı Anlıyacağınız bizim de o dönemde tereddütlerimiz vardı Kitap öyle ya da böyle derhal piyasaya sürülmeliydi Dolayısıyla son okumayı yapamadım Ama yazım yanlışlıklarını son baskılarda düzelttik Taraf tuttuğumu söyleyenlere yanıt olarak şunu verebilirim: benim kadar en aza indirgenmiş şekilde taraf tutmuş kim var? Tabii burada diğer yazarlardan farklı olan konumumu unutmamak ve şunun da altını çizmek gerekir Benim kitabımı kimse yönlendirmediği ve bilgiler direk benden çıktığı için yazdıklarım ondan bundan alma potpori bilgiler değil Dolayısıyla benim gerçeğimi yazarken taraf tutmam hayal ürünü bir hayatı yazmam anlamına gelirdi Bu da her satırda kendini belli ederdi
Bir diğer olumsuz eleştiri ya da aeksik olarak bulunan, konuları bıçak sırtı gibi kesip atmam aslında kitabın ilerleyen safhalarının satır aralarında inceden inceye eksik kalanlara dokunma yöntemini izledim Şayet daha dikkatli okuncak olunursa çizdiğim tablonun rötuşlarını göreceklerdir
Olumlu eleştirileri kısaca özetleyecek olursak olursam: bu çalışmayı bekleyenler yüreklerine su serpildiğini, gizlenen önemli olaylara vafik olduklarını, Çatlı’ya hayranlıklarının arttığını, yeni doğan bebeklere babamın adını verdiklerini, kitabı çok akıcı bulduklarını ve ciddi bir yazı örgümün olduğunu ve bunlar gibi daha neler neler İnandığım değerlere sıkı sıkıya asılmama yeni vesile olan bu düşüncelerin sahiplerine ne desem az gelecek Aslında burada eklencek bir şey daha var Kapalı kapılar ardında, bu kitabı benim yazmadığım söylenmiş! Lütfen ciddi olsunlar En azından medyaya canlı olarak verdiğim roportajlardan hareket ederek bu söylemlerindeki haksızlığı düzeltsinler Olur mu böyle şey
Kitabın best seller olmasını bekliyormuydunuz?
Benim için daha önemlisi her türlü kitleye yayılması ve elatı kitabı edilmesiydi Okurlar bana bu açıdan sahip çıktılar Bunun değeri benim için hiç bir şeyle ölçülmez Bütün bu kargaşa arasında bu manaviyatı bana yaşatanlara ve mucadeleye ortak olanlara boynumun borcunu nasıl öderim hiç bilmem İnşaallah Allah (cc) nasip eder ve atılımlarım devam ederse, belki bir nebze de olsa bu desteğin karşılığını verebilirim
Gelecekle ilgili projelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Şu an 24 yaşındayım ve son sınıf öğrencisi olarak bir devlet ünv Yabancı dil üzrine eğitim alıyorum Eğer bir aksilik çıkmaz ise gelecek yıla uluslararası ya da siyasal okumak istiyorum Üçüncü bir yabancı dili kafaya takmış bulunuyorum Boş durmayı sevmediğimden hep arayış içerisindeyimdir Aslında bu beni yoruyor Bunun haricinde iş açacak kadar özel bir konu üzerine deneyimim yok
Kitabın devamı bekleniyor Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Gerçekler ne yazmakla ne de söylenmekle tükenir Şayet söyliyeceklerim bitmediyse, bu vaziyet bir netice gösteriyor Ancak bunu şimdilik askıya almış durumdayım
Sizin Ekleyecekleriniz var mı?
Gökçen Çatlıu an ülkemiz ağır bakımda Yorum, avuntu, teselli, sorun sunmalardan ziyade neticeye ihtiyacımız var Ülkemiz şifa bekleyen hasta miasli ağır bakımda Sözüm Ankara’ya; bize aspirin tedavisi vermekten vazgeçsinler Başımız ağrımıyor, ağır bakımdayız

Alıntı Yaparak Cevapla

Abdullah Çatlı Kimdir, Abdullah Çatlı Hayatı, Abdullah Çatlı Biyografisi

Eski 06-23-2012   #4
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abdullah Çatlı Kimdir, Abdullah Çatlı Hayatı, Abdullah Çatlı Biyografisi



Abdullah Çatlı Kimdir, Abdullah Çatlı Hayatı, Abdullah Çatlı Biyografisi

ABDULLAH ÇATLI 1956-






Abdullah Çatlı 1956 yılında Nevşehir’de doğdu Ülkücü militan1977'de Ülkü Ocakları Ankara İl Başkanı, 25 Mayıs 1978'te de Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkan Yardımcılığı'na seçildi Çok sayıda siyasi cinayet, bombalama, kahve taranması ve hapsten adam kaçırma olayının düzenleyicisi olmakla suçlandı 11 Temmuz 1978'de Ankara'da Hacettepe Üniversitesi Öğretim üyelerinden Doç Dr Bedrettin Cömert'in öldürülmesi olayının faili olarak Ankara 5 Sulh Ceza Mahkemesi'nce hakkında gıyabi tevkif kararı verildi23 Ağustos 1978'de Sakarya ilinde 06 PD 137 plakalı otonun içinde Ülkücü Nevzat Bor ile birlikte yakalandı ve gözaltına alındı ÜGD Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun "Ankara'nın her tarafında bomba patlatırız" tehdidi yüzünden serbest bırakıldığı da iddia edildi Abdullah Çatlı'nın, 9 Ekim 1978'de de Ankara ili Bahçelievler semtindeki 7 TİP'linin katledilmesi olayının planlayıcısı ve baş sorumlusu olduğuna ilişkin tutuklama kararı olayın üzerinden 4 yıl, 4 ay geçmesinden sonra 4 Mart 1982'de çıkartılabildi1979 yılında İstanbul'a yerleşen ve Hasan Kurtoğlu sahte kmlğn kullanan Çatlı, burada silah ve uyuşturucu kaçakçıları ile yakın ilişkiler kurdu Emniyet tarafından hazırlanan bir belgede, 16 Mart katliamında kullanılan TNT kalıplarının Çatlı tarafından satın alındığı ettiği ifade edliyorÇatlı, İstanbul'da kaldığı dönemde Ağca'nın hapisten kaçma eylemini Oral Çelik ile birlikte organize etti, Milliyet Gazetesi Başyazarı Abdi İpekçi'nin öldürülmesinden sonra Abdullah Çatlı'nın, Mehmet Ali Ağca ve arkadaşlarına sahte pasaport temin ettiği, hatta Mehmet Ali Ağca, hapisten kaçtıktan sonra Çatlı'nın evinde kaldı Çatlı, Nevşehir Emniyetinden sağladığı pasaport ile 12 Eylül'ü izleyen aylarda yurt dışına çıktı Bulgaristan ve Viyana'da bir süre kaldı 13 Mayıs 1981'de Ağca tarafından gerçekleştirilen Papa Suikastı tertipçilerinden olduğu ileri sürüldü 22 Şubat 1982'de İsviçre'de Mehmet Saral adına düzenlenmiş sahte pasaport ile yakalandı, ancak serbest bırakıldı 9 Eylül 1982'de İtalyan kökenli kontra lideri Stafane Deele Chiaie ile birlikte Amerika'da yapılan Dünya Anti Komünistler Birliği toplantısına katıldı iddia edildi 22 Ekim 1983'de Paris'te MİT ile ilişkiye geçtiği ve ASALA'ya karşı 5 eylemde kullanıldığı MİT resmi belgelerine yer aldı 22 Ekim 1984'de Paris'te 450 gr eroin ile yakalandığında üzerinde Hasan Kurtoğlu adına düzenlenmiş bir pasaport vardı Çatlı, Fransa'da 4,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı 16 Eylül 1985'de Papa Suikasti davasında tanık olarak konuştu Oral Çelik'in suikast ile ilgisi olmadığını, Ağca'nın Bulgar ajanı olabileceğini iddia etti Çatlı, kısa bir süre sonra Fransa tarafından uyuşturucu kaçakçılığından 7 yıl ceza aldığı İsviçre'ye iade edildi 21 Mart 1990'da Zug cezaevinden kaçtı 1993'de Türkiye'ye gelen ve taşıdığı Şahin Ekli adına düzenlenmiş sahte pasaport ile gözaltına alınan Çatlı, aynı tarihte serbest bırakıldı Yeşilköy havaalanında alınan parmak izleri yıllar sonra Ömer Lütfü Topal'ı öldüren otomatik silahlardan birinin şarjöründe de bulunacaktı Çatlı'nın 26 Nisan 1996'da Ömer Lütfü Topal ile aynı uçakta Kıbrıs'a gittiği ve aynı otelde kaldıktan sonra 1 Mayıs 1996'da geri döndüğü de kayıtlardan ortaya çıktı Türkiye'de Mehmet Özbay sahte kimliğini kullanan Çatlı'nın İstanbul'da 6 şirkete ortak olmuş ve ticaret hayatına da atılmıştı Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde PKK'nın finansmanı olarak görülen Kürt kökenli işadamlarına yönelik operasyonlarda yer aldığı; 15 Mart 1995'de Azarbeycan'da düzenlenen darbenin organizasyonunda yer aldığı; Tarık Ümit'in kaçırılıp öldürülmesi olayını düzenlediği; ilişki içinde olduğu Özel Harekatçı Polisler ile birlikte Ömer Lütfü Topal cinayetini gerçekleştirdikleri; Mehmet Ali Yaprak'ı fidye almak için kaçırdığı; devletin çeşitli resmi belgelerinde ifade edilmektedir Çatlı, 3 Kasım 1996'da Balıkesir'in Susurluk ilçesi yakınlarında geçirdiği trafik kazasında öldü Üzerinde Mehmet Özbay adına düzenlenmiş sahte kimlikler, yeşil pasaport, ruhsatsız silah ve ceket cebinde bir miktar kokain bulunuyordu Yapılan otopside kanında kokain maddesine rastlandı 5 Kasım 1996'da Nevşehir'de yapılan cenaze törenine, BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, Drej Ali olarak tanınan Ali Yasak ve bazı Ülkücü Gruplar ile yaklaşık olarak 4500 kişilik bir topluluk katıldı Türk bayrağına sarılı tabutu Necdet Ersan Mezarlığına defnedildi

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.