06-22-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Kahvenin Hikayesi
Kahvenin Hikayesi
Daha önümüze gelmeden kokusuyla baş döndürür Minicik çekirdeklerden fincanlara dökülene kadar içinde pek çok geleneği barındırır Ve bıraktığı izlere bakarak geleceğe dair yorumlar yapılır Yüzlerce yıllık bir içeceğin, Türk kahvesinin öyküsü  
Geçmişi 14 yüzyıla kadar giden, dünya yolculuğuna Güney Habeşistan'dan başlayan bir içecek kahve  Hakkında türlü efsaneler türetilmiş; rivayetlerden birine göre, Habeşistan'ın Kaffa yöresinde yaşayan Khaldi adında bir çoban sıcakta hep uyuşukluk içindeki koyunlarının günün birinde, bir ağacın meyvelerini yedikten sonra hareketlendiklerini görmüş Bu mucizeye şaşırmış ve kendisi de ağacın küçük meyvelerini kaynatıp suyunu içmiş Bir süre sonra enerjisi artmış, kalp atışları hızlanmış Ve tüm dünyayı saracak olan bu tadın kâşifi olmuş 
Arabistan yarımadasından sonra Güney Amerika öncelikli olmak üzere pek çok farklı bölgede değişik türde kahveler üretilmiş Türklerin kahveyle tanışmasıysa 16 yüzyılda, Kanuni Sultan Süleyman döneminde Kendisine sunulan kahvenin tadına hayran kalan Kanuni'nin sayesinde bu sihirli içecek kısa sürede Osmanlı sınırları içinde yayılmış Saray mutfağında özel olarak yetiştirilen Kahvecibaşının yaptığı kahve o kadar lezzetliymiş ki  1554 yılında, Tahtakale'de bir kahvehane açılmış Tahtakale'nin adı da bu kahvehaneden geliyor; Taht-u Kale  Bu kahvehane, tanınmış kişilerin, bilginlerin buluştuğu, sohbet ettiği bir mekân haline gelmiş
Kahve olarak içtiğimiz toz, kahvenin tanesi dediğimiz tohumların kavrulup öğütülmüş halidir Tohumlar güçlü bir alkoloid olan kafein maddesi içerir Uyarıcı özelliklerinden ötürü, kahve insana geçici de olsa zindelik verir Solunumu güçlendirir, kalp atışlarını hızlandırır, bedenen olsun, zihnen olsun çalışmayı kolaylaştırır
Mide ve bağırsak kaslarının çalışmalarını hızlandırması nedeni ile kahve sindirimi kolaylaştırır Bazı kimselerde baş ağrısını, hatta migreni geçirir Ne var ki kahvenin zararlı yani üre, üre asidi ve ürat tuzları gibi zararlı maddelerin dışarı atılmasını engellemesidir Üremsi, romatizmamsı, damla hastalığı olan kişiler kahveden vazgeçmelidirler Böbrekte kum ve taş oluşmasına yol açabilmesi de kahvenin kötü özelliklerinden biridir
Çok kahve içenlerin yüzünün sarı olmasının nedeni de ; kandaki akyuvar sayısını artırmasıdır Kanda erimiş halde bulunan kolesterolü de damarların cidarlarına yapıştırmakla da damar sertliğine yol açar
Fazla kaynatılıp köpüğü kestirilen kahvenin zararı nispeten az olur Sütlü kahvenin sindirimi zordur, ayrıca karaciğeri çok yorar Uykusuzluktan, böbreklerinde taştan, kalbinden yüksek tansiyondan peklikten şikayetçi olanlar, içmemelidir Tiryakilik yarattığı bilinmeli, azının karar, çoğunun zarar olduğu akıldan çıkarılmamalıdır
|
|
|