Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > Serbest Forum

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
misyonerlik

Misyonerlik

Eski 06-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Misyonerlik



MİSYONERLİK

Misyon: Görev, vazife, iş, hizmet manasına gelir

Kavram olarak misyon: Hristiyan tebliğciliği, hristiyanlığın gelişmesiyle ilgili çabadır Silahsız haçlı seferidir


İslam tebliğciliği bir Müslüman için nasıl bir vazife ise, onlar içinde hristiyanlığı yaymak bir vazifedir


Müslümanların İslam uğrunda canlarını ve mallarını vermeleri nasıl bir mecburiyetse onlar içinde hristiyanlık uğrunda canlarını ve mallarını vermeleri bir mecburiyettir


Haçlı seferlerinin tamamı bir misyonerlik faaliyetidir Mesela: Irak, Afganistana yapılanlar bir haçlı seferiydi Irak ve Afganistan sadece silahlı saldırıya uğramış değildir Aynı zamanda misyonerlik faaliyetlerinin yürütüldüğü bir yer olmuştur

Misyoner Avrupalının Günümüzde Kurnazca Oyunları, Takdikleri Vardır:


Sloganlarla Tuzak Kurarlar

1)Laiklik:

Laikliği slogan haline getirerek önceden Laikliğe dinsizlik gözüyle bakan müslümana Laiklik istiyoruz ama şu şekilde olursa dedirtmeyi başarmışlardırDin düşmanlığını laiklik maskesi ardında yaparlar

2)Çağdaşlaşma:

Çağdaşlaşma sloganıyla müslümanın aklını karıştırmışlardır Müslümanın çağdaşlaşma gibi bir meselesi olamaz Müslüman zaten çağdaştır Onlara göre çağdaşlaşma günün akışına hiçbir kural tanımadan uymaktır Kuralsız bir hayatta kargaşadan başka bir şey olmaz

3)Globalleşme, Küreselleşme:

Global toptan demektir Yani; Müslümanları globalleştirip süper güçlerin onları toptan yutma oyunudur

4)Bilim Çağı:

Müslüman için her zaman bilim çağıdır 2000 Yılı bilim çağıydı diye bir sınırlama olmaz İslam dışı inanışlarda bilim kabul edilmezken İslam bilime önem vermiştir

5)Terörist İslam, Ilımlı İslam, Radikal İslam, Kökden Dincilik gibi Sloganlar:

Hâlbuki terör batı dünyasının icadıdır İlk terör İspanya, İrlanda Avustralya ve Amerika da görülmüştür Amerika zencilere, Avustralya ise oranın yerli halkı olan aborjinlere terör uygulamışlardır Kendi icatlarını İslama mal etmeye çalışırlar İslam ne terörü, ne ılımlı olmayı, nede Radikal olmayı kabul etmez İslam öyle bir kelimedir ki başına hiçbir ek almaz


Misyonerlerin bu çabalarının amacı İslamın başına ekler koyarak İslamı daraltmak, insanları İslamdan soğutmak ve Müslümanları bunlarla şaşırtıp birbirine düşürmektir

6)ABD ve AB:

Misyonerler tarafından Avrupa birliği öyle bir anlatılıyor ki insanlara Müslümanlar eğer Avrupa birliğine girilmezse yok olacaklarını zannediyorlar

7)Oryantalizm: Yani; İlim adı altında İslamı araştırmak

Bunu araştıranlar ise oryantalistler Yani; İslamı araştıran Gayri Müslimler

Bu misyoner oryantalistler Avrupa da Avrupalılar Afrika Araştırma Fakültesi adı altında İslamı araştırırlar İslamı daha iyi anlamak ve araştırabilmek için Arapça kursları açarlar


Misyonerlerin İslamı araştırmadaki maksatları tabiî ki masumca değildir Onların maksatları Müslümanları kendi Dinleri hakkında şüpheye düşürmek, İftira ve sömürüleri için malzeme toplamak, Kuran ve Sünnete şüpheci bakılmasını sağlamak ve İslamda da Hıristiyanlıkta olduğu gibi Reform (Yenilik) kapısını açmaktır


Bu oryantalist misyonerler maksatlarına o kadar hızlı ulaşmaya başlamışlardır ki artık İlahiyatta bile sünnete şüpheyle bakan Proflar ortaya çıkmıştır

8)Din de Reform (Yenilik):

İslam da yenilik yapmak için çeşit çeşit icatlar çıkarıp Bilgisayar çıktı, CD hırsızlığı çıktı Kuran buna cevap vermiyor Onun için İslamda yenilik şart diyerek akılları karıştırmışlar


Bu oryantalist misyonerlerin bazıları o kadar gerçekçi konuşur ve yazarlar ki samimi bir müslümanı bile şüpheye düşürebilirler

Mesela: Bir oryantalist kitabında şöyle yazmıştır;Dünyada ilk üniversite Hz Muhammedin (sav) üniversitesi Suffedir

Orada hem dünya hem de ahret ilimleri öğretilirdi Hz Muhammed (sav) çok namuslu ve dürüst biriydi Mükemmel bir yöneticiydi Hz Muhammedin (sav) hanımları Âlim kişilerdi İlk hanımı Hz Hatice çok saygı değer bir zattı Diye yazmaya devam ediyor


Buraya kadar hiçbir sorun yok Hatta çokta güzel yazılmış gibi görünüyor Buraya kadar olan kısmını okuyan kişi muhakkak yazıyı yazana karşı yumuşar ne güzel şeyler yazmış diye ve iyi niyetli olarak okumaya devam eder Yazar ise sinsice bunların arkasına şu cümleyi ekliyor: Hz Hatice o kadar mükemmel bir hanımdı ki o olmasaydı Hz Muhammed (sav) bu peygamberlik işini yürütemezdi Böyle bir yazıyı okuyan Müslüman ya şüpheye düşer ya da yazarı doğrulayıp dinden çıkar


İşte misyonerler böyle iyi niyetlilik arkasına saklanıp kurnazlıkla işlerini yürütürler


9)Dinler Arası Diyalog:

Amaçları sözde Semavi dinleri bir araya toplayıp barışı sağlamak Bu diyalog toplantılarında Hıristiyan ve Yahudi tarafı şöyle der:Yüzyıllar boyu haçlı seferleri yapıldı Şimdi biz İlim yoluyla sizin kaynaklarınıza iner olduk Dininizi anlamaya çalışıyoruz Gelin oturalım karşılıklı Hıristiyanlığı Müslümanlığı Yahudiliği tartışalım


Akıllı bir Müslümanın buna cevaben ne demesi gerekir:Eğer Müslümanlığı tartışacaksak sizin burada işiniz yok, Hıristiyanlığı tartışacaksak bizim burada işimiz yok Eğer ikisini tartışacaksak bununda bir mantığı yok İslam tek bir Allah derken sizin dininiz üç tanrı diyor Meryem, İsa ve Kutsal Ruh Bir kere başta anlaşamıyoruz Tartışsakta sonuç belli Demesi lazım gelirken bizim kendini bilmez hocalarımız Biz kendimize güveniyoruz Onun için toplantılara katılıyoruz Eğer kendimize güvenmiyorsak İslam dini varsın yıkılsın cevabını veriyor


Bu toplantılara katılanlar kendi dinleri iyi bilmiyorlar i Hıristiyanlığı tartışıp Dinlerini savunsunlar Onlar konuşmalarında papazları için Hz Kelimesini kullanırken bizim din adamlarımız halifelerimize Ebu Bekir, Ömer diye hitap ederek saygısızlık yapıyorlar


Bu kurnazca yapılan toplantılarda İslamı karalama adına hiç bişey olmadı dense dahi oraya katılan Müslümanların akıllarında şüphe uyandırılıyor

Bir şey hakkında şüphe uyandırmak çok kolaydır ama o şüpheyi gidermek çok zordur Tıpkı birinin çorbasına azar azar zehir katmaya benzer

10)Sevgi:

72 millete sevgi, Mevlana diyor ki;sev Böylece bütün insanları sev Yahudiyi, hristiyanı, sırpı da sev Halbuki Mevlana nın sadece ne olursan ol gel cümlesini kullanarak O hristiyana da yahudiye de kapısını açmıştır deniliyor Evet yahudiye, hristiyana ve mecusiye kapısını açmıştır ama tövbe etmek isteyenler için kapısını açmıştır Müslümanın kuyusunu kazmak isteyenler için o kapı daima kapalı olmuştur

Ülkede birlik ve beraberlik için birbirimizi sevmeliyiz Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz gibi sloganları insanların akıllarına yerleştiriyorlar Tabiki bunlar sadece sevgi için masumca yapılmıyor Dinler arası diyalog için yapılıyor


Bu sefer halk bize zarar veren Yahudiyi, hristiyanı sevmeyelim, bize zarar vermeyen hristiyanı sevelim diyor


İslama göre Yahudi ve Hristiyanın hakkı, hukuku kollanır ama sevilmez Çünkü sevgi Allah için olur Allah ve Peygamberi sevmeyeni sende sevmezsin Allah Sizin dostlarınız Allaha ve Peygamberine itaat edip namaz kılıp zekât verenlerdir Buyururken biz nasıl onları dost ediniriz


11)Barış:

Misyonerler Barış, Dünya barışı, Gayri Müslimlerle barış diyerek Müslümanların Yahudi ve Hıristiyanlara karşı hep barışçı düşünmelerini sağlarlar


Biz burada Yahudi ve Hristiyana barış uygularken onlar Filistin, Çeçenistan, Irak ve Afganistan da barıştan uzak yaşayacaklar

Onların istediği Müslümanların kendi aralarında dalaşıp onlara karşı barışçı olmalarını sağlamaktır

12)Hoşgörü:

Hoşgörü de sevgi gibi dinimize aittir Müslümanlar yüzyıllardır zaten dinin müsaade ettiği ölçüde hoşgörülü olmuşlardır Onun için hoşgörü gevezeliği yapmaya lüzum yoktur

Bu hoşgörü sloganı Batıya, Amerikaya, Hristiyana hoşgörülü olmamız için çıkmıştır Hoşgörü ilk olarak ülkemize gelen turistler için kullanıldı Tarım bakanı tarafından her tarafa turistlere hoşgörülü olun diye afişler asıldı Ramazan da bile iftar yemeklerinde hoşgörüden bahsedildi Böylece Müslüman halk Yahudi ve hristiyanı hoş görür fakat Müslüman kardeşini hoş görmez duruma getirildi


13)Değişim:

Değişim kötüden iyiye doğru olur İyiden kötüye dönmek intihar etmektir Müslüman halka yapılan telkinlerle iyiden kötüye doğru bir değişim başladı Diyalog toplantılarında biz iyiden kötüye yani; İslam’dan Yahudiliğe, Hıristiyanlığa çağırılıyoruz Bizim giyimimizi, yazımızı, okullarımızı, hukukumuzu, modamızı, güzel ve çirkinlerimizi, doğrularımızı ve yanlışlarımızı değiştirirken de hep batıya doğru değişim söz konusudur Bir Müslüman Yeryüzünün halifesi konumunda dünyayı değiştirmekle yükümlü iken bırakın dünyayı değiştirmeyi kendini bile değiştiremez hale getiriliyor


Peygamberimiz(sav) şöyle buyuruyor: Bir millet emri bil mağruf nehl anil münkeri terk ederlerse ( yani; İyiyi emretmez, kötülükten menetmezlerse) zillete düşerler


Şöyle bir düşününce İsrailde Yahudi yukarıdan bomba atarken, aşağıda Filistinli genç elindeki taşla karşılık veriyor ve biz bunu görüp hiçbir şey yapmıyoruz Çünkü yahudinin ve hristiyanın bize kabullendirmeye çalıştığı hoşgörü, sevgi ve değişim bu Sen yahudinin ve hristiyanın kılına bile dokunmıcaksın ama o senin kanını akıtabilecek ve bunu ibadet olarak kabul edecek

14)Modernizm = Moda:

Modernizm: Yeni bir şeycilik demek

Moda ise yeni bir şey demektir

Eğer bu iyi niyetli bir hareketse zaten bizim dinimizde var ama adı Modernizm değil

Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor: Her hikmet taşıyan, işe yarayan şey müslümanın yitik malıdır Nerede görürse onu alır O Müslüman var ya o nimetten yararlanmakta diğer insanlardan daha hak sahibidir

Mesela: Bir Müslüman yaz gelince tabi ki ince kıyafetler giyecek fakat İslama uygun olma şartıyla

Onların modernize anlayışı bizim dinimize zarar verecek şeyleri kullandırmak, batılı gibi düşündürüp batılı gibi yaşatmaktır Herhangi bir kişiye sorulsa modern kimdir? Diye İslamı yaşayan kapalı birini göstermez Aksine açık birini modern diye gösterir size Çünkü ona göre kapalı geri kalmış, geri kafalıdır ve asla modern olamaz


Televizyon seyreden mi moderndir yoksa seyretmeyen mi diye sorulsa cevap televizyon seyreden olur tabiî ki

Sinemaya giden mi yoksa gitmeyen mi moderndir? desek Sinemaya giden cevabını almamız kaçınılmazdır Onlar için sinemada ne seyretmiş ne öğrenmiş önemli değildir Sinemaya gidilmesi yeterlidir

Çünkü yüzyıllardır modernlik onlara böyle anlatılmıştır

15)Tatiller ve Kutlamalar:


Mesela: Yılbaşı tatili hristiyan kaynaklı bir kutlamadır Bunu kutlamayan kimse yok gibidir neredeyse Anneler günü, babalar günü, kadınlar günü vs bunların hepsi hristiyanlık propagandasıdır Anneler gününde hediye beklemeyen kaç anne vardır? Yüzde 70 in üzerinde hediye beklerler mutlaka

Sevgililer gününde nişanlısından veya eşinden hediye beklemeyen kaç hanım vardır Bunun için kavga bile çıkarırlar

16) Misyonerlerin bir de Hıristiyanlığa hizmet eden kuruluşları kurmak ve yaşatmak gibi çalışmaları vardır


Afrikanın balta girmemiş ormanlarında yaşayan insanlara sağlık hizmeti ***ürürler Kızıl haç olarak kendilerini gizlemeden sağlık hizmeti verirler Kızıl haç kilisenin himayesinde doktoru ve hemşiresiyle bir kilise çalışanıdır İnsanlara en zor anında yardım ederek hristiyanlığa sıcak bakmalarını sağlarlar

Savaşta aynı hristiyan üstten bomba yağdırır sonra kızıl haç görünümüyle gelip onlara yardım eder

MİSYONERLERİN ÇALIŞMALARININ BİR KAÇI

1)Misyonerlerin okulları kiliseler tarafından İslam ülkelerinde faaliyet gösterir Avrupa ve Amerikadaki anaokulu, ilkokul, lise üniversite ve hastanelerin yarıdan fazlası kiliseye bağlıdır ve herkesinde bundan haberi vardır Okulların isimlerinden bile kiliseye bağlı oldukları anlaşılır Okulların isimleri azizlerinin isimleri olmuştur Sen Bern art koleji, sen cozef koleji, gibi Sen aziz demektir Bizde sen kelimesi hazret diye ifade edilir ama biz herhangi bir okula Hz Ömer (ra) veya Hz Ebu Bekir (ra) ismini veremeyiz


Onların okullarında müdür ve öğretmenler papaz, rahip ve rahibedir Onlar kendi ve bizim okullarımızda sakalı ile hatta bir din görevlisi olarak görev yaparken aynı okulda Müslüman olan kişi sakalıyla görev yapamaz Onların okullarının hepsinde kiliseleri vardır Eğer yoksa okulun istedikleri yerine kilise yaptırırlar

2)Misyonerler sinema, tiyatro ve televizyon da fark ettirmeden hristiyanlığın ve Yahudiliğin propagandasını yaparlar Televizyonda hristiyanlığı anlatan filmler, çizgi filmler gösterilir Bu filmlerde Hz İsa heykeli önünde dua ederler Çocuklarını yemeklerde ve yatmadan önce dua ettirirler Önce Meryem ana ile başlar İsa ve kutsal ruh adına dua ederek bitirirler Biz ise buna karşılık bu filmleri seyreder Bak onlar dinini ne güzel yaşıyor deyip onları över dururuz

Kendi dinimizi yaşama adına hiçbir şey yapmayız

3)Misyonerlerin barış gönüllüleri diye adlandırılan kadroları vardır Yani; Barışa hizmet eden ve karşılık beklemeyen kişiler

Bu barış gönüllüleri Müslüman ülkelere Dış işleri bakanının izniyle gelir Kilise tarafından eline verilen emirleri istedikleri yerde faaliyete geçirirler Suyu olmayan köylere su, elektriği olmayan köylere elektrik getirirler ve hiç para almazlar Bunları yaptıkları süre zarfında ise yemek, içme ve barınma ihtiyaçları oradaki köylülere aittir Orada kaldıkları süre boyunca köylü ile arkadaşlık yaparlar Onlara kendi dinlerini anlatır, İncil dağıtır ve mum yakmayı öğretirler Noel babayı tanırmısınız tarzında sorular sorarak köylüye fark ettirmeden hristiyanlığın propagandasını yaparlar


Bir barış gönüllüsü misyoner kitabında şöyle anlatıyor:Yıllar önce yardım için bir köye gitmiştik Bizi evlerinde ağırlayan köylünün hanımını hiç görmüyorduk O yemekleri yapıyor eşide bize ikram ediyordu Köylü adama dinimizi anlattık Onlar kendi dinlerini fazla bilmiyorlardı Oradan ayrılmamıza az bir süre kalmıştı ve artık o adamın hanımı bizimle sofraya oturmaya başlamıştı

İşte barış gönüllüsünün itirafı Eğer orada daha fazla kalmış olsalardı kim bilir o kadın daha neler yapacaktı

4)Misyonerlik için bilerek veya bilmeyerek kullanılan insanlar vardır Bunların başında ise ilahiyatçılar gelir

Bu ilahiyatçılar diyalog adına kullanılırlar Diyalog toplantılarına katılır kendi dinlerini anlatmak yerine İslam ve hristiyanlık benzerliğini ön plana çıkarırlar ve Hıristiyanları hoşnut ederek toplantıyı sürdürürler Bu toplantılarda Onlarda bir Allaha inanıyor, Allaha inanan mutlaka cennete girecek tarzında konuşularak hristiyan ve Yahudileri cennete sokmak için uğraşılır


İlahiyatçılar en çok reform ve yenilik adına kullanılırlar Kuran-ı çağın gözüyle okumak gibi safsatalarla uğraşırlar Görünüşte masum bir davet gibi görünsede asıl amaçları Kuran-ı bir hristiyan ve Yahudi gözüyle okutmaktır

Çağın gözü aslında batının gözü olacaktır Bir hristiyan ve Yahudi İncili Müslüman gözüyle okumuşmu ki biz Kuran-ı onların gözüyle okuyalım


Bu kullanılan ilahiyatçılar konuşmalarında devamlı bilimi ön plana çıkarır Ben bilimsel konuşuyorum diyerek akıl karıştırırlar Bunlar akıl ve mantığa tapar olmuşlardır Bir insanın bir şeye tapması için illa o şeyin önünde secde etmesi gerekmez İnsan bir şeyi putlaştırırsa ve yaratıcısından önde tutarsa o şeye tapmış olur


İşte bu ilahiyatçılarda devamlı akıl ve mantığı ön plana çıkarıp Akılcı düşünmek lazım, böyle bir şey mantığa sığmaz gibi sözlerle aklı ve mantığı putlaştırmış oluyorlar


Dinimize göre İslam dini akılla değil nakilledir

İnsan aklıyla düşünürse her şeye bir kusur bulur O zaman ne namaz kalır ne hac

Akıl nasıl düşünür, ne der: Aman canım nedir bu namaz, bu hareketlerin ne anlamı var Namaz Allahla konuşmaksa günde 5 dakika oturur Allahla konuşurum ne gerek var namaz kılmaya

;Neden Kâbenin etrafında dönüyoruz, neden kilometrelerce yol yürüyoruz? Ne anlamı var bunların der

İşte akıl böyle saçma sapan sorular sorar insana Bu soruların cevabı ise akılda değil, nakildedir


Namaz kılarken yaptığımız hareketlerin anlamını bilmeyiz Her ne kadar bilim bu hareketlerin vücuda çok faydalı olduğunu söylese de biz bu hareketleri faydalı olduğu için değil, Aklımıza mantığımıza böyle uygun geldiği için değil, Peygamberimiz (sav) namaz hareketlerini bize bu şekilde naklettiği için yapıyoruz ve bunu yaparken mantıksal bir açıklama beklemiyoruz


Batılılar Tanrı diye bir şey yoktur İnsanlar Tanrıyı akıllarıyla yaratır derler Okullarında bile çocuklara şöyle bir oyun oynarlar

Öğretmen haydi çocuklar Allahtan şeker isteyin de size şeker versin der Çocuklar Allahtan şeker ister ve bakarlar şeker yok Öğretmen bu sefer İsim vererek başkanımızdan şeker isteyin der Çocuklar başkandan şeker isterler Öğretmen gizlice cebindeki şekerleri çıkarır ve çocukların üzerine atar sonra da Bakın çocuklar başkan var ki size şeker verdi Allah size şeker vermedi demek ki yok diyerek kurnazca oyun oynar

5)Misyonerlerin oyunlarından biride insanların sünnete şüpheyle bakmalarını sağlamak, geçmiş âlimleri küçük göstermek, mezhepleri dışlamak ve her dini konuya şüpheyle yaklaşmaktır

Bir ilahiyatçı: Benim bildiğim hadisleri İmam-ı Azam nerden bilsin Ben bir tuşa basıyorum binlerce hadis önüme geliyor diyerek İmam-ı Azam Ebu Hanifeyi küçük görmüştür ki İmam-ı Azam kitap okumaktan yemek yemeğe vakit bulamayan bu yüzden de o kitap okurken eşi tarafından yemek yedirilen bir zattı


İlahiyatçıların bir kısmı yine konuşmalarında Peygamberimizin (sav) mezhebi mi vardı? Hanifi miydi şafimiydi diyerek mezhepleri dışlarlar


Ashaba hakaret ederek bu hadisleri doğru anlayıp bize doğru ilettiklerini nerden bileceğiz diye açıklama yaparlar

Ashap olmazsa hadis olmaz, hadis olmazsa Kuran-ın hükümleri anlaşılmaz Bunlar bu tavırlarıyla neredeyse Müslümanları Kuran dan şüphe etme durumuna getireceklerdir Ve bunu bizden Müslüman dediğimiz insanların eliyle yapmaktadırlar

ALLAH (cc) ŞERLERİNDEN KORUSUN



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.