Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kadercilik, osmanlıda, örnekleri

Osmanlı'da Kadercilik Örnekleri

Eski 06-22-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Osmanlı'da Kadercilik Örnekleri




OSMANLI TARİHİ'NDE KADERCİLİK ÖRNEKLERİ

Kanuni Süleyman, enerji ve kudret dolu varlığı ile “muhteşem” ünvanını kazanmış olan yüksek vasıflı bir hükümdardırKudretiyle nice milletleri esir eden bu padişah, gel gör ki, kaderci tevekkülün esaretinde yaşamaktadırŞöyle ki; İstanbul’da korkunç bir veba salgını baş gösterip her gün yüzlerce kişiyi ölümün kucağına atıyorAvusturya büyükelçisi Busbeq Viyana’ya yazdığı mektubunda “Devletin bu salgın karşısında hiç bir tedbir almadığını, çünkü eğer Allah ölümü mukadder kıldıysa, ondan kurtulmak için uğraşmak beyhudedir” diye düşündüğünü yazıyorBüyükelçi salgının yoğun olduğu bölgeden uzaklaşıp, imkan nispetinde korunabilmek için, Büyükada’ya gitmeyi planlayıp, padişahtan izin istiyorPadişah da kendisine şu cevabı veriyor:”Veba Allah tarafından gönderilmiş bir illettirVe Allah’ın emirleri, ne yapılsa değişmezEğer benim vebaya kuban olmaklığım Cenab-ı Hak tarafından takdir edilmişse başka tarafa gitmek ve saklanmak beyhudedirBu senin için de varittir” diyerek Busbecq’in izin isteğini reddediyor

1831 senesinde İstanbul’da, yine veba salgınında gemilere karantina uygulaması ret olunuyorYine aynı yıllarda baş gösteren kolera salgınında, ordumuzda danışman olarak bulunan Alman Subayı Moltke’nin, bir önleyici tedbir olarak önerdiği “suyun kaynatılarak içilmesi”; 1850’li yıllarda, evlenecek çiftlerin frengi muayanesinden geçirilmesi teklifleri, hep “Allah’tan gelecek şeylerin önüne geçilemez” kaderciliğinden doğan ulema karşı koymaları ve şeyhülislam fetvaları ile uygulamaya konulamıyor

IIIMurat zamanında, Mısırlı bir Türk olan matematik ve astronomi bilgini Takiyeddin, İstanbul Tophane’de, dönemin en üstün tekniği ile bir rasathane kuruyorFakat bu rasathane ancak beş yıl ayakta kalabiliyorUlema baskılarına dayanamayan padişahın emri ile Şeyhülislam Kadızade’nin fetvası ile rasathane yıkılıyorYıkılma sebebine gelince, İstanbul’da o sırada bir veba salgını olmuş ve aynı zamanda gökte bir kuyruklu yıldız belirmiştirBu emareleri bir uğursuzluk işareti sayan şeyhülislam ve ulema, “Allah kendi alemi olan göklerin esrarının öğrenilme girişimine kızarak ihtarda bulunmuştur” diyerek, yıkım gerçekleştiriliyor

III Murat zamanında Budin Beylerbeyi Mustafa Paşa, Budin sarayına yıldırım düştüğü için, olay onun uğursuzluğuna verilmiş ve bu değerli devlet adamı, böyle batıl bir inanç kurbanı olarak, sırf bu sebeple idam edilmiştir

IAbdülhamit zamanında Ruslar’la savaşan Osmanlı yenilmişti(1774) Barış Antlaşması için Küçük Kaynarca’ya gitmekte olan Resmi Ahmet Efendi başkanlığındaki delege heyetine, şeyhülislam “okunmuş muskalar” yazıp vermiştiBu muskalar, Rus delegelerinin yolları üzerinde toprağa gömülecektiMüzakereler başladığında, bu okunmuş muskaların tesiri ile, Rus delegelerinin dilleri kilitlenecek, bizim delegelerimiz ise bülbüller gibi şakıyıp, suskun Ruslar’a şartlarımızı dikte edeceklerdiBöylelikle meydanlarda kaybetmiş bulunduğumuz savaşı, okunmuş muskalar berekatıyla, kazanmış olacaktıkNeticede, delegelerimiz, en acı ve ağır yenilgi şartlarını kabul ederek Osmanlı Tarihi’nin yüz kızartıcı bir belgesini imza etmişlerdiBu antlaşmanın gereği Balkanlar’ın yarısı Ruslar’a teslim edilmek durumunda ve zorunda kalınmıştı

El Kanun adlı eserinde "İnsan bedeni bilinmeden hekimlik yapılamaz" diye yazdığı için İbn-i Sina'nın eserlerinin Osmanlı topraklarında okunması yasaklanmış, kendisi de "kafir" ilan edilmişti
Her çeşit bilginin hızla inkışafa başladığı 18yy'ın ortalarında, bir Alman firması hükümete müracaatla, mimari ve tarihi değerleri olan camilere bir yıldırım isabeti karşısında bunların zarar göreceğini, bu itibarla minarelere paratoner konması hususunda bir mukavele akdini teklif etmişBu teklif hükümetçe padişaha arz edildiğinde her çeşit yeniliğe taraftar olan hükümdar, minare husunda tereddüte düşüp, bunun ahkam-ı şer'iyeye uygun olup olmadığı bir kere de bab-ı meşihattan sorulmasını irade eylemiş ve Şeyhülislam verdiği cevapta, "Minarelere siper-i saika (paratoner) konmasında bir mahzur-u şer-i olmamakla berber, bu aletin mahiyetini bilmeyen ehl-i şeriat uleması arasında teşviş-i ezhan-ı mucibolacağı cihetle, minarelere siper-i saika konmasından şimdilik sarf-ı nazar olunmasının uygun olacağını arz etmiştir"



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.