Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
islamda, teröre, yer, yoktur

islam'da Teröre Yer Yoktur

Eski 06-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

islam'da Teröre Yer Yoktur



Terörizm, geçtiğimiz asırda yüzbinlerce insanın öldürülmesine neden olmuş, ortaya çıktığı her yerde bir "korku toplumu" meydana getirerek tüm insani değerleri yok etmeye girişmiştir islam dininde ise teröre kesinlikle yer yoktur Dinimiz şiddet, terör ve benzeri bozgunculuk faaliyetlerini kesin olarak yasaklamıştır

islam barış ve esenlik dinidir

islam, Allah'ın sonsuz merhamet ve şefkatinin yeryüzünde yaşandığı huzur ve barış dolu bir hayatı insanlara sunmak için indirilmiş bir dindir Allah tüm insanları, yeryüzünde merhametin, şefkatin, hoşgörünün ve barışın yaşanabileceği model olarak islam ahlakına çağırmaktadır Bakara Suresi'nin 208 ayetinde şöyle buyurulmaktadır:

"Ey iman edenler, hepiniz topluca "barış ve güvenliğe (Silm'e, islam'a) girin ve şeytanın adımlarını izlemeyin çünkü o, size apaçık bir düşmandır"

Ayette görüldüğü gibi Allah, insanların "güvenliği"nin ancak islam'a girilmesi, Kuran ahlakının yaşanmasıyla sağlanabileceğini bildirmektedir

Allah bozgunculuğu lanetlemiştir

Allah, insanlara kötülük yapmaktan sakınmalarını emretmiş; küfrü, fıskı, isyanı, zulmü, zorbalığı, öldürmeyi, kan dökmeyi yasaklamıştır Allah'ın bu emrine uymayanlar, ayetin ifadesiyle "şeytanın adımlarını izleyenler" olarak nitelendirilmiş ve açıkça Allah'ın haram kıldığı bir tutum içerisine girmişlerdir Kuran'da bu konudaki birçok ayetten sadece iki tanesi şöyledir:

"Allah'a verdikleri sözü, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozanlar, Allah'ın ulaştırılmasını emrettiği şeyi kesip-koparanlar ve yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar; işte onlar, lanet onlar içindir ve yurdun kötü olanı da onlar içindir" (Rad Suresi, 25)

"Allah'ın sana verdiğiyle ahiret yurdunu ara, dünyadan da kendi payını (nasibini) unutma Allah'ın sana ihsan ettiği gibi, sen de ihsanda bulun ve yeryüzünde bozgunculuk arama çünkü Allah, bozgunculuk yapanları sevmez" (Kasas Suresi, 77)

Görüldüğü gibi, Allah, islam dininde, terör, şiddet anlamlarını da kapsayan her türlü bozgunculuk hareketini yasaklamış ve bu tür bir eylem içinde olanları lanetlemiştir

islam, düşünce hürriyetini ve hoşgörüyü savunur

insanların fikir, düşünce ve yaşam özgürlüğünü açıkça sağlayan ve güvence altına alan bir din olan islam, insanlar arasında gerginliği, anlaşmazlığı, birbirlerinin hakkında olumsuz konuşmayı ve hatta olumsuz düşünceyi (zan) dahi engelleyen ve yasaklayan emirler getirmiştir

Değil terör ve çeşitli şiddet eylemi, islam, insanların üzerinde fikri olarak bile en ufak bir baskı kurulmasını yasaklamıştır:

"Dinde zorlama (ve baskı) yoktur şüphesiz, doğruluk (rüşd) sapıklıktan apaçık ayrılmıştır" (Bakara Suresi, 256)

"Onlara 'zor ve baskı' kullanacak değilsin" (Gaşiye Suresi, 22)

Allah masum insanların öldürülmesini haram kılmıştır

"Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın (haksız yere) öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur Andolsun, elçilerimiz onlara apaçık belgelerle gelmişlerdir Sonra bunun ardından onlardan bir çoğu yeryüzünde ölçüyü taşıranlardır (Maide Suresi, 32)

"Ve onlar, Allah ile beraber başka bir ilah'a tapmazlar Allah'ın haram kıldığı canı haksız yere öldürmezler ve zina etmezler Kim bunları yaparsa 'ağır bir ceza ile' karşılaşır (Furkan Suresi, 68)

Yukarıdaki ayetlerde görüldüğü gibi, masum insanları haksız yere öldüren kişiler büyük bir azapla tehdit edilmişlerdir Allah tek bir kişiyi öldürmenin, tüm insanları öldürmek kadar ağır bir suç olduğunu haber vermiştir Allah'ın sınırlarını koruyan bir insanın değil binlerce masum insanı katletmek, tek bir insana bile zarar verme ihtimali kesinlikle yoktur Dünyada adaletten kaçarak cezadan kurtulacağını sananlar, öldükten sonra, ahirette Allah'ın huzurunda verecekleri hesaptan asla kaçamayacaklardır işte bu nedenle ölümlerinin ardından Allah'a hesap vereceklerini bilen müminler Allah'ın sınırlarını korumakta büyük bir titizlik gösterirler

Allah, müminlere şefkatli ve merhametli olmalarını emreder

"Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak işte bunlar, sağ yanın adamlarıdır" (Beled Suresi, 17-18)

Allah'ın, ahiret günü kurtuluşa erenlerden olmaları, rahmetine ve cennetine kavuşabilmeleri için kullarına indirdiği ahlakın en önemli özelliklerinden biri ayette görüldüğü gibi "merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak"tır

Kuran'da tarif edilen islam son derece modern, aydınlık, ilerici bir yapıya sahiptir Gerçek Müslüman, herşeyden önce, barışçı, hoşgörülü, demokrat ruhlu, kültürlü, aydın, dürüst, sanattan ve bilimden anlayan, ülkesine, bayrağına ve devletine bağlı bir kişilik yapısına sahiptir

Kuran'ın getirdiği güzel ahlakla yetişen bir Müslüman, herkese islam'ın öngördüğü sevgi ve muhabbetle yaklaşır; her türlü fikre karşı saygılıdır; estetiğe ve sanata değer verir, olaylar karşısında her zaman uzlaştırıcı, gerilimi azaltan, kucaklayıcı, itidalli davranışlar sergiler Böyle insanların oluşturdukları toplumlarda ise, bugün en modern devletler arasında gösterilen ülkelerden daha gelişmiş bir medeniyet, yüksek bir toplumsal ahlak, neşe, huzur, adalet, güvenlik, bolluk ve bereket hakim olacaktır Böyle yüksek bir ahlakla ahlaklanmış bir insanın binlerce masum kadını çocuğu katletmesi hiçbir şart altında mümkün değildir

Allah hoşgörü ve affediciliği emretmiştir

Kuran-ı Kerim'in Araf Suresi'nin 199 ayet-i kerimesindeki "Sen af yolunu benimse" sözleriyle ifade edilen "affedicilik ve hoşgörü" kavramı, islam dininin temel kaidelerinden birini oluşturur

islam tarihine bakıldığında, Müslümanların Kuran ahlakının bu önemli özelliğini sosyal yaşama nasıl geçirdikleri çok açık bir şekilde görülür Müslümanlar ulaştıkları her noktada, hatalı uygulamaları ortadan kaldırarak hür ve hoşgörülü bir ortam oluşturmuştur Din, dil ve kültür bakımından birbirine taban tabana zıt olan halkların aynı çatı altında barış ve huzur içerisinde yaşamalarını sağlamış, kendisine tabi olanlara da büyük bir ilim, zenginlik ve üstünlük kazandırmıştır Nitekim büyük bir coğrafyaya yayılmış olan Osmanlı imparatorluğu'nun varlığını yüzyıllarca devam ettirebilmesindeki en önemli nedenlerden biri, islam'ın getirdiği hoşgörü ve anlayış ortamının yaşanması olmuştur Asırlardır hoşgörülü ve şefkatli yapılarıyla tanınmış olan Müslümanlar, her zaman dönemlerinin en merhametli ve en adil kişileri olmuşlardır Bu çok uluslu yapı içerisindeki tüm etnik gruplar, yıllarca mensubu oldukları dinleri özgürce yaşamışlar, üstelik dinlerini ve kültürlerini yaşayabilecekleri tüm imkanlara da sahip olmuşlardır

Gerçek anlamda Müslümanlara mahsus olan hoşgörü, ancak Kuran'ın emrettiği doğrultuda uygulandığında tüm dünyaya barış ve esenlik getirir Nitekim Kuran'da "iyilikle kötülük eşit olmaz Sen, en güzel bir tarzda(kötülüğü) uzaklaştır; o zaman, (görürsün ki) seninle onun arasında düşmanlık bulunan kimse sanki sıcak bir dost (un) oluvermiştir" (Fussilet Suresi, 34) ayet-i kerimesi ile bu özelliğe dikkat çekilmiştir


Alıntı Yaparak Cevapla

islam'da Teröre Yer Yoktur

Eski 06-21-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

islam'da Teröre Yer Yoktur



Terörizm, 20 yüzyılda toplumlara zulüm, acı, gözyaşı getirmiştir ve içinde bulunduğumuz yüzyılda da etkilerini artırarak sürdürmektedir Dünyanın pek çok yerinde, terör eylemlerine karşı alınan adli tedbirler etkili olmamakta, güçlü devletler dahi terörü etkisiz hale getirememektedirler Bunun sebebi kullanılan yöntemin yanlış olmasıdır

Dinin getirdiği güzel ahlaktan tamamen uzak yetiştirilmiş, kendisini ve diğer insanları az gelişmiş hayvan türleri gibi gören, aşırı sorumsuz, başıboş ve saldırgan insanları dizginlemek, onlara hakim olmak, onları zaptetmek imkansızdır Bugün birçok ülkede hala devam eden bu saldırganlığı ve zulmü engellemenin tek yolu insanlara islam dininin getirdiği güzel ahlakın aşılanmasıdır

Terör nedir?

"Terör" kavramının günlük lisanda kullanılan anlamından daha geniş bir kapsamı vardır

Günümüzde Türkçe'deki terör kavramı, genellikle radikal ideolojik gruplar tarafından yürütülen silahlı mücadeleyi ifade etmektedir Oysa terör kavramı, çok genel bir yaklaşımla, uzun süreli korku ve dehşet durumunu ifade etmede kullanılır Ve terör, yoğun ve sistematik bir korkuyu ve bu korkuya neden olabilecek her türlü şiddet eylemini içerir Bu nedenle, radikal ideolojik gruplar tarafından terör uygulanabildiği gibi, bir kişi ya da bir dikta rejimi tarafından da terör uygulanabilir Ancak her durumda terörün yöneldiği hedef, dolaylı ya da doğrudan halkın kendisi olmaktadır

Terörün amacı

Terör örgütlerinin amaçları örgütlerin faaliyette bulundukları ülkelere ve kendilerini yönlendiren merkezlere bağlı olarak farklılık gösterebilmektedir Fakat yaygın kabuller çerçevesinde terörizmin amacının; hedef alınan rejimi, sistemi, şiddet yolu ile yıkarak, yerine kendi ideolojisi doğrultusunda yeni bir yönetim tesis etmek olarak tanımlamak mümkündür

Terör örgütleri, savundukları ideolojiye bağlı olarak, haksızlık ve zulüm yaptığını düşündükleri yönetim ve yöneticileri bertaraf etmeyi, böylece daha mutlu ve adaletli bir hayat tarzını amaç edindiklerini ileri sürmektedirler Oysa bu hiç de gerçekçi bir yaklaşım değildir Allah Bakara Suresi'nin ilk ayetlerinde, bu tür bir anlayışa sahip olanlar için şöyle buyurmaktadır:

"Kendilerine: "Yeryüzünde fesat çıkarmayın" denildiğinde: "Biz sadece ıslah edicileriz" derler Bilin ki; gerçekten, asıl fesatçılar bunlardır, ama şuurunda değildirler" (Bakara Suresi, 11-12)

Dikkat edilecek olursa, terörü bir yöntem olarak benimseyenler, kimi zaman birbirlerine karşılıklı yarar sağlayacak bir ittifak içine girmektedirler çünkü terörü uygulayanlar, ellerindeki silahın kendilerine sağladığı bir takım "rant"ları elde etmektedirler Bu noktada, artık idealler kaybolur Terörün varlığının koruması bizzat bir amaç haline gelir

Terörün psikolojisi ve yöntemleri

Bir terör örgütü, halkı kendi yanına çekebilmek için terör uygular: Elde edeceği korkunun kendisine güç vereceğini, bu güç sayesinde de halkı, ya da çoğu kez halkın bir bölümünü kendisine destekçi kılabileceğini hesaplar Bu sözünü ettiğimiz terör türü, "terör" dendiğinde ilk anlaşılan şeydir ve genellikle "sol terör" olarak tanımlanır

Ancak bir de üçüncü Dünya ülkelerinde rastlanan ve dikta rejimleri tarafından uygulanan terör vardır Aslında buradaki mantık, sol terördeki mantığın bir "makro" uygulamasından başka bir şey değildir iktidarın sahibi olan kadro ya da diktatör, baskıcıdır; iktidarını sadece kendi şahsi çıkarına kullanmaktadır Ve bu yüzden çeşitli toplumsal muhalefetlerle karşı karşıyadır Bu durumda, sözkonusu dikta rejimi, muhalefetten daha güçlü olduğunu kanıtlamak için yine aynı formülü kullanır: Terör uygular ki, halk kendisinden korksun Ve bu korku ona güç sağlasın

Terörün başvurduğu temel yöntemler, gelişen ve değişen dünya koşulları ile birlikte, değişiklik göstermektedir özellikle gelişen teknolojiye bağlı olarak elde ettiği yeni imkan ve kabiliyetleri ile etkisini ve gücünü her geçen gün arttırmaktadır

Teröre başvuran gruplar, eylem taktikleri ve yürüttükleri gizli faaliyetin bir gereği olarak, hedef seçimi ve eylem zamanı konusundaki insiyatiflerini kullanmada sınırsız davranabilmektedirler Kullandıkları yöntemlerin çeşitliliği nedeniyle, terör eylemlerinin, zamanından önce haber alınarak önlenmesi veya faillerinin yakalanması güçleşmekte ve bu da terörün olumsuz etkilerini artırmaktadır

Ayrıca teröristler, eylemlerinde kendilerini sınırlayan ahlaki veya insani engeller tanımadıklarından dolayı, gözü kara bir ruh hali içerisinde zalimce ve acımasızca hedeflerine yönelmektedirler

Bu noktada terörün iki farklı stratejisi ya da başka bir deyişle eylem yöntemi ortaya çıkar:

Birincisi, tehlikeli gördükleri muhaliflerin ortadan kaldırılması ya da susturulmasıdır

ikincisi ise, toplum üzerinde etki oluşturacağı kestirilen hedeflere yapılacak saldırılarla, toplumu istenen biçimde yönlendirmektir Yani provokasyon

Bu sebeple, kimi zaman önemli bir toplumsal figür öldürülür, kimi zaman da rastgele toplu cinayetler işlenir Burada tek amaç, insan öldürmüş olmak değildir; ölenleri kullanarak toplumun düşüncesini değiştirmektir

Kısacası, terör, hem şahıslar ve küçük terör örgütleri ve hem de istihbarat servisleri tarafından etkili bir yöntem olarak dünyanın dört bir köşesinde uygulanmaktadır Amaçlar farklıdır, ama izlenen yöntem ortaktır

Müslüman, terörün her türüne karşıdır

Terörizm, tabiatı itibarıyla, din ahlakının getirdiği sevgi, şefkat, merhamet, tevazu, yardımlaşma, kanaatkarlık gibi ahlaki erdemlere tamamen zıt bir yapı meydana getirmektedir ilahi dinler tarafından lanetlenmiş olan "zalimlik" kavramı, terörizmin mayasında vardır ve bu zalimlik terör grupları tarafından sistemli olarak övülmekte, meşru gösterilmekte ve özendirilmektedir

öncelikle belirtilmesi gereken husus, bir Müslümanın hiç bir din, ırk ve etnik köken ayrımı yapmaksızın, her türlü terör, işkence ve zulme karşı olduğu gerçeğidir Bir Müslüman , herhangi bir başka millete karşı gerçekleştirilen en ufak bir haksız saldırıyı tasvip etmez, aksine tel'in eder

Kuran'da, yeryüzünde bozgunculuk çıkaranlar, insanlara zulmedenler, haksız yere cana kıyanlar lanetlenir Kuran'da bildirilen bir ilahi hükme göre, " Kim bir nefsi, bir başka nefse ya da yeryüzündeki bir fesada karşılık olmaksızın öldürürse, sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur" (Maide Suresi, 32) Dolayısıyla tek bir masum insanın dahi katli, asla küçümsenemeyecek bir suçtur

Dahası Allah, insanların ırklarına, renklerine ve etnik kökenlerine göre değil, asıl olarak ahlaklarına göre değerlendirilmesi gerektiğini de bir ayetinde şöyle açıklar:

"Ey insanlar, gerçekten, Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve birbirinizle tanışmanız için sizi halklar ve kabileler kıldık şüphesiz, Allah katında sizin en üstün (kerim) olanınız, (ırk ya da soyca değil) takvaca en ileride olanınızdır şüphesiz Allah, bilendir, haber alandır" (Hucurat Suresi, 13)

Ayette geçen "tanışmanız için" ifadesi de, Allah'ın farklı ırklar veya etnik kökenler yaratmasının hikmetini açıklamaktadır: Hepsi de Allah'ın kulu olan farklı milletler veya kabileler, birbirleriyle tanışmalı, birbirlerinin farklı kültürlerini, dillerini, örflerini, yeteneklerini öğrenmelidir Farklı ırk ve milletlerin bulunmasının amacı, çatışma ve savaş değil, kültürel bir zenginliktir

Bu ayet ve Kuran'ın diğerayetlerinde de vurgulanan ahlak ve düşünce yapısı, bir Müslümanı ırkçılığa ve farklı dine mensubiyetten dolayı birine veya bir millete karşı düşman yapmaz, insanları buna göre değerlendirmekten kesin surette alıkoyar

Gerçek şu ki, tüm dünyada yaşanan iç karışıklıklardan, şiddeti gün geçtikçe artan kanlı terör eylemlerinden insanlık olarak kurtulmak gerekmektedir Bugün dünyanın her yerinde vicdan sahibi insanların lanetlediği terör belası, Allah'ın izniyle islam dininin getirdiği güzel ahlakın, barışın, uzlaşmanın, sevgi ve şefkatin yerleşmesiyle tarihin derinliklerine gömülecektir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.