|  | Adem Gürses |  | 
|  08-06-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Adem Gürsestelevizyon yönetcisi -------------------------------------------------------------------------------- TRT program müdürlüğü yaptı  Star, Kanal 6 ve Kanal D'nin kuruluşlarında önemli görevlerde bulundu  Atv genel müdürlüğü yaptı  Turkuvaz Holding Atv'den sorumlu icra kurulu üyesi oldu   ROPÖRTAJ Televizyonda başarılı olanların çoğu çatlaktır NEŞE DÜZEL RADİKAL 30 Ekim 2006 ? İnsafsız bir dünyadır bu  Televizyonda her şey abartılıdır  Dedikodu, kıskançlık, rekabet, her şey abartılıdır  Televizyoncunun hayatı düello gibidir  Burada rekabet öldürücüdür ? Yerli dizinin bir bölümü 200 bin liradır  Televizyonculuk ise 24 saattir  Kanal, peş peşe yayımlanan iki diziye 400 bin lira harcayınca, geri kalan zamanı ucuz işlerle dolduruyor ? Kadın programları erkekleri de değiştiriyor  Çünkü burada konuşulanlar erkeğin gündemine giriyor  Kadın programları bu toplumun psikiyatrıdır Toplumumuzun televizyona düşkünlüğü herkesin bildiği bir gerçek  Televizyonda toplumun ilgisini çeken programlar her dönem değişiyor  Bazen magazin programları, bazen yarışmalar bazen de şimdi olduğu gibi yerli diziler toplumun ortak gündemini oluşturuyor  İnsanların konuşacakları ortak konular yaratması açısından çok önemli bir işleve sahip olan televizyonlarda, son dönemde arka arkaya birçok dizi yer alırken, daha fazla sayıdaki dizi de yayından kaldırılıyor  Büyük maliyetlerle çekilen dizilerin hangisinin tutup tutmayacağı, televizyoncular için önemli bir sınav oluyor  Yıllarca TRT'de program müdürlüğü yapan, Star, Kanal 6, Kanal D'nin kuruluşlarında büyük rol oynayan televizyon yöneticisi Adem Gürses'le televizyon dünyasının içyüzünü, televizyon programlarıyla seyircinin ilişkisini, dizileri ve maliyetleri, televizyoncuların ne tür endişelerle yaşadıklarını ve televizyon yıldızlarını konuştuk   Televizyon hayatımızın en önemli parçası oldu  En çok seyredilenler de yerli diziler  İnsanlar yerli dizileri neden seviyor sizce? İnsanlar, kendilerini buldukları şeyi severler  Hayatımızda önce Türk sineması vardı  Sonra Brezilya dizileri    Şimdi de yerli diziler hayatımızı kapladı  Çünkü bu diziler, insanların her türlü duygu ve özlemine sesleniyor  İnsanlar kendi yaşadıkları hayatın yanı sıra, yaşamak istedikleri, hayal ettikleri hayatı ve olmak istedikleri insanları buluyorlar bu dizilerde   Yayıncılar bir dizi çekmeye karar verdiklerinde nelere dikkat ederler? Nelerin seyircinin ilgisini çektiğini az çok bilir mi bütün televizyoncular? Bilirler  Daha doğrusu, bilmeleri gerekir  Unkapanı'ndaki kasetçiler de hangi şarkının tutacağını bilir  Televizyon yayıncılarındaki sezgi de böyledir  Bu, yıllar içinde oluşmuş bir hissediştir  Bunun adı tecrübedir  Çünkü dizi çok pahalı bir iştir  Eğer siz tek karesi bile çekilmemiş bir diziyi, hikâyesi ve senaryosu oluşturulurken zihninizde resimleyemiyor ve seyredemiyorsanız, yaptığınız televizyonculukta bir eksiklik var demektir  Bir televizyoncu seyirciyle birlikte tepki vermez  O dizinin tutup tutmayacağını herkesten önce hisseder  Diziyi çekip, sonra seyirciyle birlikte 'olmadı bu iş' derseniz, sadece parayı değil, fikri, hikâyeyi, senaryoyu, oyunculuğu, her şeyi çöpe atarsınız   Peki bir dizinin tutması için hikâyesi ne olmalıdır? Bu, Türkiye'nin ve Türk toplumunun hikâyesi olmalıdır  Bunun için de toplumun ne yaşadığını ve neyi hayal ettiğini bilmek gerekir   Bir de tabii diziye ilgiyi sürekli kılabilmek için hikâyenin güçlü bir dramatik gerilimi olmalıdır  Dizinin tutması için ayrıca, diziyi hangi saatte kim için yayımlayacağınızı doğru belirlemeniz ve bu hedef kitlenin ilgileneceği unsurları hikâyeye katmanız şarttır   Nelerin sevildiği bilindiği halde birçok dizi de yayına girdikten kısa süre sonra yayından kaldırılıyor  Hele bugünlerde yayından kaldırılan o kadar çok dizi var ki  Bazı diziler neden tutmaz? Bazıları hakikaten kötü işler olduğu için tutmuyor  Bazıları da televizyon yöneticisi paniklediği için tutmuyor  Bir dizinin seyircisi tarafından algılanması belirli bir zaman ister  Ama televizyoncular bu zamanın oluşmasını beklemiyorlar, reyting paniğine kapılıyorlar ve bazı kurgusu sağlam, kaliteli dizileri yok ediyorlar  Böyle çok örnek gördük  Televizyonlar artık birbirleriyle anlık reyting yarışı yapıyorlar  Bu yüzden de televizyonculuğa günlük bakıyorlar  O ayın rating ortalamasında öne geçebilmek için bütün yayın akışlarını bozabiliyorlar ve tutan bir dizinin yayın saatine o an reyting yapacak bir sinema filmini koyuyorlar  Bir diziye bunu iki kez yapsanız     Ne olur? O dizi izleyicisini kaybedip çöker zaten  Televizyon yöneticileri, o ayın yarışında bir hane ileri gitmek için kendi yaptıkları yatırımları böyle öldürüyorlar  Televizyonları saran günlük yaşama hali, iyi yapımları ekrandan kovuyor  İyi işlere yazık oluyor   Diziyi yayından kaldırmak için tek ölçü reyting midir? Reyting önemlidir  Çünkü o diziyi reklama dönüştürecek ölçü reytingdir  Reklam veren reytinge bakar  Ama reytinge de uzun vadeli bakmak ve o an için geleceği yakmamak, güvenilen işin arkasında durmak gerekir  İlk altı ay, kimse Kurtlar Vadisi'nin farkında değildi  Mesela Bizimkiler diye bir dizi vardı  O diziyi iki yıl kimse fark etmedi  Fark edildikten sonra o dizi yüksek reytinglerle on yıl sürdü  İki yıl beklensin demiyorum ama öyle diziler var ki, sonraki bölüm yayımlansa o iş tutacak  Şu anda dizinin adını hatırlamıyorum  Bir dizi yayından kaldırıldı, çekimleri durduruldu, ekip dağıtıldı  Eldeki son bölümü yayımlandı  Ve o bölüm yüksek reyting getirdi  Ara vermeden ertesi hafta yeni bölümünü yayımlamak gerekiyordu ki, ortada ne yönetmen ne oyuncu kalmıştı  O dizi öylece yok oldu gitti   Televizyoncular reyting düşük çıkarsa, kendilerinin gönderileceğini mi düşünüyorlar? Eeee panikliyorlar tabii  Çünkü reyting reklam demektir ama reklam bundan böyle sadece yüksek reytinge verilmeyecek  Çünkü reklam verenler reytinglerin alt analizlerini yapmaya başladılar  Ortaya reklam reytingi diye yeni bir ölçü çıktı  Diyelim ki televizyon olarak sizin çok izlenen bir programınız var  Ama reklam kuşağı girince bu programın izleyicisi başka kanala geçiyor  İşte o zaman bu programın yüksek reytingi reklam vereni ilgilendirmiyor  Reklam kuşağına girildiğinde mutlaka bir izleyici kaybı olur ama bu kayıp çok fazlaysa, o programın reklam alması güçleşiyor   Peki    Dizi oyuncuları hangi ölçülere göre seçilir? Star olup olmama ön plandadır tabii  Star, yeni bir dizinin en kısa sürede izleyici tarafından fark edilmesini sağlıyor ve sizin tanıtım maliyetinizi düşürüyor ama, bir diziyi de tek başına star götüremez  Dizi sadece starla tutmuyor  Sağlam bir hikâye iyi realize edilmemişse, dizinin starları da kayar gider  Pek çok örnek var böyle  Bir de yerli dizilerde mutlaka birkaç güzel kız bulunsun isteniyor  Nasıl gazetelerin arka sayfa güzelleri varsa, dizilerin de güzelleri var çünkü  Ama bu güzellere oyun yüklenmiyor   Niye? Onlara oyun yüklendiğinde iş batar  Onların diziyle ilgili gazetelerde yayımlanan fotoğraflarından faydalanılıyor  Bir de dizi oyuncularının seçiminde, dizinin çekiminin sesli olup olmayacağı da önemli rol oynuyor  Sesli çekim yapılan dizilerde tiyatro kökenli oyuncular ön plana geçiyor  Nitekim televizyonlarda sürekli tiyatro oyuncularından yeni yıldızlar doğuyor  Zaten televizyon biraz da yıldız yaratmaktır  Bugün ismi konuşulan insanların tamamı televizyonların yarattıkları starlardır  Aliye'yi oynayan Sanem Çelik bir televizyon yıldızıdır  Televizyonların sinemanın yıldızlarına ihtiyacı azaldı  Kurtlar Vadisi'nin kadrosunun tamamı tiyatro oyuncusuydu  Hepsi televizyon yıldızı oldu  16 yıllık özel televizyon artık kendi yıldızlarını yarattı  Eski yıldızlar da dökülmeye başladı   Siz, bir dizinin ilk bölümünü seyrettiğinizde, onun tutup tutmayacağını anlayabilir misiniz? Anlarım  Televizyon mesleğindeki çoğu kişi de anlar diye düşünüyorum   Halk en çok ne seyretmek istiyor sizce? Bu konjonktüreldir ve değişkendir ama esas olarak insanlar kendileriyle ilgili şeyleri seyrederler  TRT'nin 1980'de yaptığı bir araştırmanın çok çarpıcı bir sonucu vardı  Düşünün, yıl 1980    O sırada Türkiye'de devlet başkanının kim olduğu radyolarda ve televizyonda sık sık tekrar edilmesine rağmen, devlet başkanı kim sorusuna cevap, Mardin civarında Saddam Hüseyin çıktı  Çünkü bölge halkı kendisine yakın bulduğu şeyleri TRT'de değil, Irak televizyonunda seyrediyordu  Bugün ise Türk halkı uydudan bütün dünyayı izliyor ve kendi televizyonunda da her şeyi seyretmek istiyor  Artık seyirciye her şeyi veren bir televizyon kompozisyonunun oluşması lazım  Yoksa halk bıkkınlıktan özel hedefli, tematik kanallara ve yerel kanallara kayacak   Niye? Çünkü bütün kanallar birbirine benzeyince halk alternatif kanallara kayar  Son dönemde Samanyolu ve Kanal 7 gibi cemaat televizyonlarına kayma çok oldu  Ama onlar da bir hata yaptı  Durdukları yerde duracaklarına, büyüklere benzeme çabasına girdiler  Mesela Kanal 7, Show TV olmaya özendi  Halbuki yeni bir şey yaratmadığınız takdirde, sadece birbirinizin izleyicisini parçalarsınız  Bugün televizyon kanalları birbirine benzeyen dizilere boğuldu  Birbirlerinin seyircisini yiyorlar  O kadar çok sayıda benzer dizi aynı anda yayımlanıyor ki, seyirci bir dizide toplanamıyor, odaklanamıyor  Bu dizi furyası yakında bitecek  Nasıl reality show, ardından pop star furyaları bittiyse, dizi işi de normalleşecek   Bu işin normali nedir peki? Televizyon sinema kulübü değildir  TV yayıncılığı sadece dizi üzerine kurulamaz  Televizyon çocuk, yaşlı, kadın, erkek çok geniş kitleye seslenir  Toplumun tek ihtiyacı dizi değildir  Televizyon, izleyiciye çeşitlilik sunmak zorundadır  Bizde televizyonculuk bir dönem pop star televizyonculuğuydu, şimdi dizi televizyonculuğu oldu  Dört büyük televizyon reklam gelirleri çok büyüdüğü için şimdi çok rahat harcamalar yapıyorlar ama, bu dizileri taşımaları güçleşecek  Çünkü dört büyük kanalın her birinin maliyeti 100-120 milyon doları aştı  Bu sezon, mevcutlara ilave, otuz kadar yeni dizi başladı  Her kanalın, akşam 8-11 saatleri arasında prime time'ında artık peş peşe iki dizi gösteriliyor  Oysa Türkiye'deki senaryo, yazar, yönetmen, oyuncu altyapısı bu kadar çok sayıda diziyi taşıyacak kapasitede değil  Kimse çöpe atılan dizilerin hesabını yapmıyor   Bir dizinin maliyeti nedir? Bir dizinin bir bölümünün ortalama maliyeti 200 bin liradır  Televizyonculuk ise 24 saattir  Nitekim arka arkaya yayımlanan iki diziye 350-400 bin lira harcandığı için, kanallarda geri kalan zaman ucuz işlerle dolduruluyor  Televizyonlara bu maliyetler artık yüksek gelecek  Çünkü sektöre giren yabancı yatırımcılar Türkiye'deki televizyonculuğa farklı bir anlayış getirecek  Bunlar reklam pastasına ortak olacak  İlk yabancı sermaye TGRT'yi satın alarak sektöre girdi  Yabancı girişi önümüzdeki dönemde hızlanacak   Televizyonlarda bir de, yoğun bir biçimde magazin programları var  Bunlar neden ilgi çekiyor? İnsanlar bu tür programlarda, başkalarının hayatını gözetliyor  Özellikle kentlerin varoşları ve onların muhafazakârlıktan henüz kent kültürüne geçememiş kitlesi, kendi dışındaki hayatları merak ediyor  Bugün her televizyonda iki, üç magazin programı var  Bunların haberlerinin tamamı aynı  Ama insanlar bu programların hepsini seyrediyorlar  Bir insan aynı haberi niye üç, dört kez seyreder? Yüz insanın arasında dönen asparagas hayatı niye seyreder? Biliyor musunuz, bu programlarda yayımlanan asparagas haberlere birileri dava açacak ve onlara tazminat ödenecek diye televizyonlarda tazminatlar için bütçe ayrılırdı   Bu programların, insanlara ortak dedikodu malzemesi vermesi mi bu programları çekici kılıyor? Öyle  Fikrin pek tartışılmadığı yerlerde, dedikodunun oranı büyür  Orada, insanların fikirleri değil, ne yaptıkları konuşulur  Yalnız sevindirici bir gelişme var, bu programlar da bitiş potasına girdi  Eskiden akşam 8-9'ları kilitleyen magazin programları, şimdi gece 11-12'de yayımlanıyor   Magazin programlarında seyrettiğimiz 'yakalama' haberleri var  Bunların 'danışıklı dövüş' olduğu iddia ediliyor  Yakalanmak isteyenler mi yakalanıyor? Evet  Eskiden beri magazinin temeli budur  İki kişi yakalanmışsa, bunu taraflardan biri haber vermiştir  Bu hep böyledir  Televizyonların her mekâna kamera yerleştirme imkânı yok  Kanallar, çok az mekânda kamera bulunduruyor  Bu mekânlar belli ve bunu herkes biliyor  Yakalanmak isteyenler de o mekânlara gidiyor  Magazin programları da buralardan ve bunlardan besleniyor   Bir de özellikle kadınların izlediği sabah programları var  Bunlar bir tür interaktif programlar, çünkü seyirciler de telefonla katılıp dertlerini söylüyorlar  Bu programların nasıl bir sosyal işlevi var sizce? Toplum haberleşmesini sağlıyor bu programlar  Sabah programları toplumun, özellikle de kadınların ortak sorunlarını gün yüzüne çıkarıyor  Batı'da insanlar psikiyatra gider  Biz terapiyi canlı yayınlarda yapıyoruz  Radyolarda bu tip interaktif işler çok daha fazla  Radyoların sayısı ve yayınları RTÜK'ün kontrol ve ceza boyutunu aştığından, radyolardaki programlarda çok daha büyük bir toplumsal deşarj var  Kadın programlarının eleştirilecek yanları olsa da, bunlar gerçek televizyon programlarıdır  Çünkü televizyon sinema değildir  Televizyon stüdyo demektir  İnteraktif ilişki demektir   Bu programlar kadınları değiştiriyor mu? Elbette değiştiriyor  Bu programlar erkekleri de değiştiriyor  Çünkü o programlarda konuşulanlar gündem haline geliyor ve erkeğin gündemine giriyor  Kaldı ki bu programları erkekler de seyrediyor   Siz birkaç kez televizyon kurdunuz  Bir televizyon kurmak için kaç para gerekir? Ulusal yayın yapan kitle televizyonu kuracaksanız, önce frekans sahibi olacaksınız  Frekans sayısı belli  Başvurular 1995'te bitti, 16 kuruluşa frekans verildi  Bunlardan birini 60-70 milyon dolara satın alacaksınız  Reklamın yüzde 80'ini alan dört büyük kanalın 100-120 milyon dolarlık yıllık harcamasını da dikkate alacaksınız  Demek ki iddialı televizyonculuk yapmak, 200 milyon dolarlık harcama yapmak demek bugün   Televizyon yöneticilerinin hayatları nasıldır? Gergin ve endişeli bir hayat mı sürerler? Evet  Yarışın stresi, siyasetle ilişkinin stresi, izleyiciyle ilişkinin stresi, reklamla ilişkinin stresi, patronla ilişkinin stresi ve televizyonda yönettiğiniz insanların stresi derken, televizyon yöneticiliği hem çok heyecanlıdır hem çok yıpratıcıdır  Ama şu var  Televizyonda çalışan insanlar zor insanlar olmalıdır  Sıradan, standart insanların televizyon gibi yaratıcılık isteyen bir işte dikiş tutturması zor  Zaten televizyonda başarılı olanlar ya olağanüstü çalışkandır, ya da çatlaktır  Çatlaklığı, tebessümle söylüyorum  Yaratıcılıkta sıra dışılık vardır ve televizyoncu böyle olmalıdır  Ama televizyonlar bugün kendileri program üretmekten vazgeçtikleri için, her şeyi dışarıdan satın alan ve reklam verene kiralayan ithalat-ihracat şirketlerine dönüştüler   Televizyon yönetiminde başarılı olabilmek için hangi özellikler gerekir? Birinci unsur yaratıcılık  Televizyon yöneticisi sıra dışı insanlardan korkmamalı onları işe almalıdır ve çatlaklıkları da orkestra şefi gibi yönetebilmelidir  Televizyonculuk, sürekli yarış halinde olmayı bir hayat tarzı olarak benimsemektir   Televizyon dünyasının insafsız olduğu söylenebilir mi? Kesinlikle insafsız bir dünyadır bu  Televizyonda her şey, çalışma da, rekabet de, kıskançlık da, dedikodu da abartılıdır  Televizyoncunun hayatı bir düello gibidir  Burada rekabet öldürücüdür   | 
|   | 
|  | 
|  |