|  | Yıldıray Çınar |  | 
|  07-22-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Yıldıray Çınar1940 yılında Samsun’da doğmuştur  Babası, halk tarzında güfte yazarı imiş, oğlunun da müzikle uğraşmasını istermiş, en büyük ideali de oğlunun, oturdukları Samsun 19 Mayıs Mahallesinin camiinden ezan okumasıymış   Yıldıray ÇINAR, İlkokul 2  sınıfta saz çalmaya başlar, ilk konserini ilkokul bitiminde verir  Daha sonra sanat enstitüsüne başlar  Okuldaki müsamerelerde konserler verir  Bu arada da saz yapmaya başlar okulun marangozhanesinde  İkinci sınıfta ilk sazını yapar  Samsunlu saz yapım ustası Ömer SİNOP'un yanında bir süre çalışır Bu sıralarda her delikanlı gibi aşık olur Yıldıray ÇINAR ve sevdiği bu kız yüzünden Samsun’dan ayrılarak İstanbul’a gelir İstanbul'a geldiği tarih 1957'dir ve ilk işi yaşını büyütmek olur  O yıllarda devre kaybı gidenleri ''ceza olsun'' diye en uzun süreli vatani görev olan bahriye sınıfına vermektedirler   Yıldıray ÇINAR da yaşını büyütünce devre kaybı gider ve askerliğini bahriyeli olarak yapar  Kendini çok sevdirir  Bu sıralarda görev yaptığı Gölcük'te Deniz Fabrikaları Genel Müdürlüğünü Erkut TAÇKIN’ın babası Namık TAÇKIN Paşa yapmaktadır  Namık TAÇKIN Paşa çok sever bu türkücü genci  Zaten bu sıralarda Erkut TAÇKIN'da yeni yeni müziğe merak sarmıştır  Yıldıray ÇINAR'la birlikte müzik çalışmaları yaparlar  Çalıştıkları müzik türleri ayrıdır fakat ikisi kafa kafaya vererek Orduevinde konserler düzenlerler  Namık Paşanın da yardımları çok büyüktür  Bir seferinde, zamanın Demokrat Parti Milletvekili Ethem MENDERES, SEKA Kağıt Fabrikasına ziyarette bulununca, Namık Paşa, burada bir gece tertipleme görevini Yıldıray ÇINAR'a verir   Bu Yıldıray Çınar için büyük bir başarı olur  Daha sonra, Başbakan Adnan MENDERES İspanya gezisine çıkar  Geziye çıktığı Giresun ve Gemlik adlı muhriplerden birinde de Yıldıray ÇINAR bulunmaktadır  Bu göreve özel izinle getirilmiştir  Görevi ise, aralarında telsiz-hoparlör bağlantısı bulunan iki muhripteki erlere moral vermektir  Bu gezi sırasında  Başbakan ona ''hiç radyoyu denedin mi'' diye sorar  Denememiştir, fakat askerde bulunduğu üç yıl içinde kendini radyo imtihanlarına hazırlamıştır  Vatani görev biter ve Yıldıray ÇINAR tekrar Samsun'a döner  1959 yılının Mayıs ayında Atatürk’ün Samsun'a çıkışı dolayısıyla Samsun’dan Ankara'ya gönderilir saz çalmak için  Burada  kendi yaptığı sazla kendi bestesini okur   “Yare Pazen Biçemedim” adlı beste çok tutulur  Samsun'a döner ancak bir iş kurması gerektiğine karar verir  Mandolin  gitar bağlama tamir ve satışı yapan bir dükkan açar, ayrıca saz dersleri de verir   Yıl 1960, İstanbul radyosunda imtihan açılmıştır  Fakat bu imtihan profesyoneller için olduğundan ÇINAR bazı eksiklikleri olduğunu görür  Zaten sınavı da kazanamamıştır  Tekrar dükkanına döner  Profesyonel olabilmek için, 1962 yılına kadar Osman ÖZDENKÇİ’den ders almaya devam eder  1962 yılında Ankara Radyosu’nda açılan sınavı kazanır  Ankara Radyosu’nun ve Türkiye’nin en sevilen sanatçılarından biri olur  Hayalleri gerçek olmuştur  İlk sahneye 1965 yılında Güney Park Gazinosunda çıkar  İlk turnesini de aynı yıl yapar  Radyo programları ve gazino çalışmalarının yanı sıra 'Aman Dünya Ne Dar İmiş' filmini çevirir  Film çalışmalarına aralıksız devam eder  Radyo programları, yurtdışı turneleri, plak ve film çalışmalarını bir arada 1980-85‘lere kadar devam ettirir  1985-1990’lardan itibaren yalnızca film çalışmalarına ağırlık verir ve son yıllarda ise hiçbir faaliyet ve çalışma içerinde olmadığı görülür  Bu güne kadar yaklaşık 40‘a yakın film çevirmiştir  1969 yılında Şirvan ve Sarı Kurdelem Sarı, 1970 yılında Cemo, Çarşambayı Sel Aldı, 1971 yılında Elvan ve Allı Turnam, l974-Emrah, 1977-Eşref, 1983-Çoban Yıldızı, 1986-Suçlu Kim, 1989-Tecelli çevirdiği filmlerinin bazılarıdır  İlk TV programına 1968 yılında çıkar  Seyrek de olsa sonraki yıllarda TV programlarına çıkmıştır  Kendi halinde ve sessizlikten hoşlanan bir yapıya sahip olduğundan, genellikle medyada yer almamış,ortalıkta pek görünmemiştir  Tüm sevenlerinden ve hayranlarından uzaklaşmış ve hayallerde bir ünlü Yıldıray ÇINAR olarak yaşamını sürdürmektedir  Derleyen: Ahmet Ören [Sadece kayıtlı kullanıcılar linkleri görebilir  ÜCRETSİZ Kayıt olmak için tıklayın    ] xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx VEFAT-HABER Türk Halk Müziği sanatçısı Yıldıray Çınar öldü     Milliyet 29 Mayıs 2007 Türk Halk Müziği (THM) sanatçısı Yıldıray Çınar, tedavi gördüğü hastanede öldü  Edinilen bilgiye göre, yaklaşık 1  5 aydan bu yana Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı olan ALS (Amyotrophic Lateral Sclerosis) tedavisi gören Yıldıray Çınar (68), sabaha karşı hayatını kaybetti  YARIN SAMSUN'DA TOPRAĞA VERİLECEK Yıldıray Çınar’ın cenazesi, yarın Samsun’da toprağa verilecek  Edinilen bilgiye göre, yaklaşık 1  5 aydır tedavi gördüğü Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde sabaha karşı hayatını kaybeden Yıldıray Çınar (68) için yarın cenaze töreni düzenlenecek  Sanatçının Atakent beldesindeki evinden alınacak cenazesi, Büyük Cami’de kılınacak öğle namazının ardından asri mezarlıkta defnedilecek  Bugüne kadar 50 dolayında filmde başrol oynayan, 12 altın plak ödülü bulunan 1960-1980’li yılların ünlü sanatçısı Çınar, 1940 yılında Samsun’da doğdu  Uzun yıllar TRT’de Türk Halk Müziği sanatçısı olarak görev yapan sanatçının seslendirdiği eserler arasında "Çarşambayı Sel Aldı", "Sarmaşık Bülbülleri", "Aman dünya ne dar imiş", "Arzu ederdiniz bir yol görmeye", "Şen ola düğün" gibi parçalar bulunuyor  80’li yılların ortalarına kadar faal olarak sanat ve sinema dünyasının içinde yer alan sanatçının baş rolünde oynadığı "Zaloğlu Rüstem", "Arzu ile Kamber", "Eşref", "Kardeş Kurşunu" ve "Kahpe Felek" gibi filmler ise zamanın hasılat yapmış filmleri arasında gösteriliyor  x | 
|   | 
|  | 
|  |