Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
1951, cahit, derman, hüseyin

Hüseyin Cahit Derman ( 1951)

Eski 07-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hüseyin Cahit Derman ( 1951)



1951 yılında İstanbul ‘da doğdu


1966 yılında resim sanatına Galatasaray ve Asmalı-Mescid ‘deki Pera ressamlarının geleneğini sürdüren resim atölyelerinde başladı Klasik-Akademik resim tarzını buralardaki resim ustalarından öğrendi


1967 yılında ressam Pertev Boyar ile birlikte doğadan çalışmalarında Empresyonist resmin etkisine girdi


1971‘de İlk resim sergisini açtı


1973 yılında İDGSAkademisine girdi


1974‘de resim çalışmaları için gittiği Paris ve Lonra’da iki karma sergiye katıldı


1978 Klasik,Empresyonist ve Sürrealist çalışmalarına son vererek, bugünkü Çağdaş Romantik resim anlayışını geliştirdi


1979 da İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nden mezun oldu


1981’de AKM de Uluslararası Atatürk’ün 100Yıl Sergisine katıldı


1984 ‘de Tiglat tarafından New York ‘ta açılan sergide tablolarından yapılan tebrik kartları sergilendi


1987 yılına kadar İstanbul’da 18 kişisel resim sergisi açtı


1988 yılında Antik AŞ tarafından Ankara’da 19resim sergisi açıldı


1990 ‘lı yıllarda çeşitli Müzayede Organizasyonlarında tabloları birçok kez en yüksek rakamlara satılarak resim borsasında önemli bir yer edindi


8-14 Haziran 2000 tarihinde Deniz Müzesinde düzenlenen Türk-Kore Ressamları sergisine bir tablo ile katıldı


İstanbul başta olmak üzere Ankara ve İzmir’deki galerilerde karma resim sergilerine çok sayıda katıldı

Önemli kurum ve kuruluşlarda ,müzelerde ve özel koleksiyonlarda yüzlerce eseri bulunmaktadır

Comtemporary Romantıcs (Çağdaş Romantikler) resim akımının öncüleri arasında gösterilmektedir

Resimlerinde genellikle İstanbul manzaraları ve İstanbul yaşamı lirik bir temada işlenirKonuları belgesel; uslubu Neo- Klasiktir

Son yıllarda "Mavi Güneşli İstanbul" kompozisyonlarında ,güneş ışığının şiddetini soğuk renk tonlarından yola çıkarak elde etti ve bu şekilde kendine özgü bir renk anlayışı yarattı


Uzun yıllar tablo restoratörlüğünü de resim çalışmalarının paralelinde götürdü ve çok sayıda eski eseri onararak topluma kazandırdı Eski onarım metotlarının sakıncalarını ortadan kaldırdı Yırtık tabloları yama yapmadan ve rantuvale etmeden restorasyonunu mümkün kılan bir yöntem geliştirerek bunu sanat çevresine kabul ettirdi

Türk Resmindeki imzaların bilimsel bir araştırmasını yapan sanatçı, bu konuda ilk kaynağı oluşturan yazılarıyla da önemli bir boşluğu doldurmaktadır

Ansiklopedilerde, yurtiçi ve yurtdışında çeşitli yayınlarda adından söz ettiren Derman; halen "Büyükada’da Son Sirtaki" adlı tablosunun romanını yazmaktadır

Sanatçının ayrıca Seramik , Heykel , Karikatür, Ahşap Oymacılığı , Marangozluk ve Mobilya Tasarımları üzerine çalışmaları bulunmaktadır

Düzenlemesini Hasan Ferit Derman’ın yaptığı "New Age" türünde bir bestesi de olan Ressam HCahit Derman evli ve iki çocuk babasıdır


E-mail:dermanhcahit@yahoocom


Ressam Hüseyin Cahit Derman'ın diğer Web siteleri


[Sadece kayıtlı kullanıcılar linkleri görebilir ÜCRETSİZ Kayıt olmak için tıklayın]


[Sadece kayıtlı kullanıcılar linkleri görebilir ÜCRETSİZ Kayıt olmak için tıklayın]


[Sadece kayıtlı kullanıcılar linkleri görebilir ÜCRETSİZ Kayıt olmak için tıklayın]


[Sadece kayıtlı kullanıcılar linkleri görebilir ÜCRETSİZ Kayıt olmak için tıklayın]



Hüseyin Cahit Derman'ın Türkiye'de ve Yunanistan'da yayımlanmış bazı şiirleri


KAPIYI OKŞADI DURDU


Onlarca yıl geçmişti Büyükada'dan göç edeli

Atadan adalı Dimitri

İstanbul'suzluk canına tak etmişti

En büyük dileği

Büyükada'da son yıllarını geçirmekti


Gerçekleşti birgün düşleri

Ata topraklarına dönüşte

Yılların özlemi artık sona ermişti

Türk komşuları iskelede

Karşıladı eski dostu çiçeklerle

Mutlandı onurlandı

Bu sevgi çemberinin içinde


Ayaküstü anıldı geçmiş günler

Sevinçler hüzünler

Ve daha neler neler

Daha konuşulacak ne çok şey vardı

Akşam Kumsal'da buluşmak üzere

Arkadaşlar ayrıldı


Dimitri sokağına doğru yol aldı

Her adımında artıyordu heyecanı

Acaba nasıl bulacaktı ?

Ne zamandır kapalı kalmış yuvasını


Hele evi bıraktığı gibi bir bulsun

Tozunu toprağını hallettikten sonra

Tanrıya şükretmek için

Aya Yorgi'ye çıkmak şart olsun


Evinin önüne geldi durdu

Gördüklerine inanamıyordu

Harabeye dönmüş bina

Ayakta durmakta zorlanıyordu


Yabani otlarla sarılı bir kapı

Kırık vuruk çizik dökük

Vaktiyle cilalı olmalı

Zincirle kilitli ama

Nedense bir karış aralı

Ev evlikten çıkmış

Olmuş yol geçen hanı


Nereden bilinirdi ki birgün

Yaşlı dostun aniden çıkageleceği

Dönmedikten sonra Büyükada'ya

Acı haber yaralı kalbe ne lazımdı ki?


Dimitri için artık çok zordu

Her şeye baştan başlamak

En iyisi diyordu

Buralardan sessizce uzaklaşmak


Ayrılmak üzere evinden

Ona son bir kez sarılası geldi içinden

KAPIYI ÖPTÜ DURDU

KAPIYI OKŞADI DURDU

Saklayamadı daha fazla duygularını

Gözyaşlarına boğuldu


Şimdi ne zordu yalnızlığa yolculuğu

Bedeni sardı yetmiş yılın yorgunluğu

Sahilde oturdu ayrılık vapurunu bekliyordu

Vapurlar geliyor vapurlar gidiyordu

Güneş battı alacakaranlık oldu

Çoğu sarılı beyazlı yandı lambalar

Arada başka renkliler de var

Karşı sahillerle Prens Adalar

Sanki mücevherlerden büyülü ışıltılar

Ve coşku dolu bir gece için

Dönmeye başladı plaklar


Dimitri başını önüne eğmiş öylece duruyordu

Az gerisinde Prinkipo Tavernada

Siko horepse sirtaki (Kalk sirtaki oyna)çalıyordu


Ne zaman kaderine küsse Dimitri

Yetiyordu onu yaşama döndürmeye

Buzukiyle sirtaki


Dimitri en sevdiği parçayı duyabilseydi de

Gözlerini bir açabilseydi

Belki derdine derman olabilirdi

Ah!Dimitri başını kaldırabilseydi de

Sirtaki yapanları bir görebilseydi


9 Ağustos 2001

Büyükada'da Son Sirtaki Romanından


Yunanistan'da ''O Politis '' siyasi gazetesinde 1-Ekim-2003 tarihinde yayımlandı


xx

AVRUPA BİRLİĞİYLE MUTLU SON


Hans, Francıs, Costas!

Bin dokuz yüz yetmiş sekizdeki gibi

Verin elinizi dostlarım

Verin elinizi de derinden kaynaşalım;

Keşfedelim güzelliklerimizi

Kültürümüzden verelim;

Kültürlerinizden alalım,

Yeni renkler; yeni motiflerle;

Yeni tatlar tadalım


Uzat elini, Tony, Luıgı, Benny,

Ver elini Enrique, Jacques, Jose,

Elinizi verin, biliyorsunuz ki ;

Gerekliyiz birbirimize


Rudolf’lar, Ewa'lar, Anna'lar;

Adını anamadığım nice ışıltılar:

Geç olmadan kenetlenelim, güçlenelim

Kardeşlik zincirini Türkiye'yle genişletelim;

Yeryüzüne barış dalgalan yayalım

Yükseltelim çıtasını, insanlık ideallerinin;

Daha parlatalım yıldızını, bu güzel kıtanın


Seninle bütünleşelim artık Avrupalım,

Seninle insan haklarını sigortalayalım

Yarınlara umutlandı genç Türkiye'm;

Kırk yılın özlemini mutlulukla sonlayalım


A HAPPY ENDtNG WITH THE EUROPEAN UNION


Hans, Francis, Costas!

Like in the year nineteen seventy eıght

Give out your hand friends

Give out your hand and let's mix deeply

Let's discover our beauties

Let's give from our culture

Let's take from yours

With new colours and new motives

Let's taste new things


Hold out your hand, Tony, Luigi, Benny

Give out your hand, Enrique, Jacques, Jose

Give out your hand because you know

That we need each other


Rudolfs, Ewas and Annas

There are so many other glimmerıng names which I can't mention

Betbre it's too late lets be bound together and strengthen

Let's broaden the brotherhood chain with Turkey

Let's diffuse the peace waves on the Earth

Let's elevate the lath of the human race ideals

Let's polish the stars of this beautiful continent even more


Let's be integrated with you now my Europe

Let's secure human rights with you

For days to come my young Turkey is harnessed with hope

Let's end forty years of longıng with happiness


08 Mayıs 2003 İSTANBUL


xxxxxxxxxx


YANDI BAHAR ÇİÇEKLERİ


Bu nasıl bir kış; nasıl bir ilkbahar ?

Sekiz Nisan'da İstanbul'a da kar mı yağar?

Büyükada'mm güzelim sarışınları mimozalar,

Sultanahmet'te gelin olmuş ağaçlar

Sarkmış kışın nasılda hışmına uğradılar?

Biliyorum doğanın kanununda eleme var,

Biliyorum doğa ne yaparsa doğru yapar

Gel gör ki, kaplar içimi garip bir hüzün,

Yüreğim "cızz" eder; çiçeklerle birlikte yanar


08 Nisan 2003

Hüseyin Cahit Derman'ın YANDI BAHAR ÇİÇEKLERİ şiiri Antik AŞ 5-Haziran -2003 kataloğunda yayımlanmıştır

xxxxxxxxx


BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ BÜYÛKADA


ANILARIN MOZAİKLERİ MASALLAR TADINDA

YİTİRİLMEKTE GÜZELLİKTEN YANA HER NE VARSA

KARANLIK UFUKLARA DOĞRU ADIM ADIM

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ BÜYÛKADA


30 Eylül 2002

Ressam Hüseyin Cahit Derman'ın Artı Mezat 2002 Katalogunda yayımlanan "Büyükada " tablosu için yazılmış şiiri


Xx


BÜYÜKADA' DA SON SİRTAKİ


Kayıp giden bir yıldız gibi

Tükenmekte eski dostlar

Birgün, Belki Büyükada' da bir yerde,

Belki Kurtuluş'ta bir evde,

Son bir Sirtaki ile

Kapanacak bu perde


Gel ! Eli Tasula, Lula, Pandeli

Gelin Türkiye' min dostları

Gelin Adalara kadar cenneti yaratanlar

Gelin de mozaikler daha renklensin,

İstanbul, sizinle İstanbul gibi olsun


Gel ! Haris Aleksiu, Steliyos Kazancidis

Gelin Anadolu'dan, İstanbul'dan

Yetişen, mis kokulu çiçeklerimiz,

Gelin de

Birlikte sevda şarkıları söyleyelim,

Teodorakis ile Livaneli'nin söyledikleri gibi

Birlikte barış güvercinleri uçuralım


Gel ! Mehmet 'in kalbindeki dilber

Gel ! Sofiya' ya uzak düşen imkansız aşkı

Gelin Adamandiya'larm hasret dolu yakınları

Eski dostlarım Niko' lan, Yorgo' ları

Alın öyle gelin, İstanbul'un tutkunları,

Türkiye' me emeği geçmiş insanlar :

Gelin de özlem giderelim,

Halay çekelim; sirtaki yapalım

Dostluğumuzla Dünya'ya örnek olalım

Sonsuza dek birlikte yaşayalım


Eli'siz, Taki'siz bir sirtaki,

Bunun anlamı ne ki?

Her zaman kalbimdeki dostlar :

NE SİZLERSİZ BİR GÜZELLİK

NE DE GÖNÜLLERDE SON SİRTAKİ


Ressam Hüseyin Cahit Derman'ın 'Büyükada'da Son Sirtaki' adlı tablosu için yazdığı romanından bir şiiri 1998


Hüseyin Cahit Derman'ın ''Büyükada'da Son Sirtaki'' adlı şiiri Yunanistan'da ''Aya Yorgios O Kudunas'' takviminin 2001 Ekim Ayı sayfasında ve 'O Politis' gazetesinde 1-10-2003 tarihinde yayımlandı Ayrıca Türk basınında Antik Dekor Sanat ve Adalı dergileriyle Adalar gazetesinde de yer aldı



HAKKINDA YAZILANLAR


Ayın Sanatçısı

Hüseyin Cahit Derman

Antik Dekor 8 Mayıs 2003 [Sadece kayıtlı kullanıcılar linkleri görebilir ÜCRETSİZ Kayıt olmak için tıklayın]


15 yaşındayken yapmış olduğunuz tabloları geçmiş müzayedelerimizden birinde satmıştık Çocuk denilecek yaşta klasisizmi nasıl öğrendiniz, anlatır mısınız ?


1966 yılında Ressam Besim Aydar'ın Beyoğlu'ndaki resim atölyesinde o zamana göre oldukça yüksek bir maaşla sanat dünyasına adım atmış oldum Bu atölyede ressam ağabeylerimden çok şeyler öğrendim Besim Usta, ağır kompozisyonlara yöneltiyordu beni Oldukça yorucu geçen altı aydan sonra, artık hafif bir konu çalışmak beni kesmiyordu Beni zorlayan işleri yapmaktan zevk alıyordum Besim Usta'nın atölyesinden çıkıp, gece sabahlara kadar resim yapardım Besim Aydar ressam olmam için ailemi güçlükle ikna etti O benim kahramanımdır Bir yıl sonra Pertev Boyar'la doğadan çalışmalara başladım Pertev Hoca ile renkleri yeniden keşfettim


Çok değişik tarzda resimlerinizi gördüm Klasisizmin dışında Empresyonist ve Sürrealist tarzda resimleriniz olduğunu da biliyorum Klasisizmde neden karar kıldınız?


Akademi yıllarında soyut sanata kadar her ekolde resim yaptım İlk sergilerimde farklı akımlarda çalışmalarımı sanatseverlere sundum Onlar bu önerilerimin içinden bugünkü tarzımı tercih ettiler


Güzel Sanatlar Akademisi'nde neden Resim Bölümü yerine Seramik Sanatlarını tercih ettiniz?


Ortaokul ve lisedeki bazı resim öğretmenlerimin kompleksli tavırlarından daha açık söyleyeyim kıskançlıklarından yıldım Lise yıllarında iki kişisel sergim oldu Resimlerim ful satıldı Sergilerim basında geniş yer buldu ama resim öğretmenim iki ödevim eksik diye beni sınıfta bırakmaya kalktı Akademide tahsilimi riske etmemek için Seramik Sanatlar bölümünde lisans üstü eğitim yaptım Eğer Dinçer Erimez gibi değerli hocayı daha önce tanımış olsaydım, Resim Bölümü'nü seçerdim Dinçer Hoca bana her zaman destek oldu Tablo restorasyonu konusunda ondan çok şeyler öğrendim İDGS Akademisi'nden mezun olduğum yıl resim öğretmenliği belgesini de aldım


Sızı tablo restoratörü olarak da çok başarılı buluyoruz ama resimlerinize onca rağbet varken restorasyon işleriyle zaman harcamanın mantığı neydi?


Bugün resim piyasasında edindiğim yeri tablo restorasyonu yapmama borçluyum Restorasyondan elde ettiğim gelir sayesinde ticari kaygılardan uzak, çok zaman ve sabır isteyen kompozisyonlara yöneldim Kısaca sanat için sanat yapmaya başladım Kendimi sıkıştırmamak için kişisel sergilen de noktaladım Bununla birlikte dünyanın sayılı ressamlarının tablolarını restore etme onurunu yaşadımBüyük resim ustalarının resimlerini onarırken onlann resim tekniklerini analiz ettim


Bu zor işlerin üstesinden gelirken, edindiğim bilgileri tablolarıma yansıtmaya çalıştım Önceleri bir resim çalışırken eserin konservasyonu hakkında hiçbir önlem düşünmezken; sonraları bir tablo ortaya çıkarma aşamasında, onun yüzyıllara karşı nasıl direneceğini hesap eder, renk ve teknik kullanımına dikkat eder oldum Bir yağlıboya tablonun yüzyıllar içinde onlarca, yüzlerce kez üzerinde solventler kullanılacağını düşünerek resim yapmaya başlarsanız işinizi bir hayli zorlaştırıyorsunuz demektir Ancak karşılığında zamana direneceğini bildiğiniz bir eserin tadına duyamazsınız


Eserlerinizi zamana karşı direnç gösterecek şekilde hazırlamanız dışında tablo edinen kişilerinde konservasyon adına muhakkak yapmaları gerekenler nelerdir?


Tablolar %55-65 nem oranlarında; 20-22 derece ısıda sergilenmelidir Ayrıca sigara içilen kirli havalı, rüzgarlı, direkt güneş ışığı alan yerlerden uzak tutulmalıdır Gürültünün de zaman diliminde yıkıcı etkisi olduğu bildirilmektedir Tabloların temizliği uzman kişilerce ve zaman geçirilmeden yapılmalıdır Aksi taktirde toz katmanları tabloların oksijenle temasını kesecek ve resimde çatlamalar, dökülmeler meydana gelecektir


Hala restorasyon yapıyor musunuz?


Restoratör olarak 20 yılı aşkın yoğun çalışma döneminden sonra solventlerin sağlığa zararlarından dolayı bıraktımYılda bir yada iki tane tablo deneyimlerimi çocuklarıma aktarabilmek için restore ediyorum


Çocuklarınızın da ressamlığı meslek edinmeleri ilginç Birlikte sergi açmayı düşünüyor musunuz?


Oğlum Evren YTGSF de burslu okuyor Kızım, Evrensel de akademi eğitimi almak için sınavlara hazırlanıyor Üçümüz de bir sergide tablolarımızı teşhir etmek için çalışıyoruz


Bir roman yazıyordunuz, bitirebildiniz mi?


1998 yılında Türk-Yunan dostluğuna katkı sağlayabilmek için "Büyükada'da Son Sirtaki" adlı romanımı yazmaya başladım Bu arada Türklerle Yunanlıların dost yaşaması için birçok nedeni olduğunu saptadım Bu noktadan yola çıkarak Büyükada'da Son Sirtaki'nin tablosunu yaptım Şiirini yazdım Şiir, vaktiyle Büyükada'dan Yunanistan'a giden Rum dostlarımız tarafından öylesine ilgi gördü ki, Büyükada'lılar bu eserimi Yunan'lılara tanıtmak için ne gerekirse yaptılar Kimi bu şiiri çoğaltarak sattı, kimi eski dostlarına hediye gönderdi, Yunanistan'da da elden ele çoğaltılarak dağıtıldığı haberlerini alıyordum Sonunda "Aya Yorgiyos O Kudunas" derneği bu şiirimi 2001 yılında çıkardıkları takvimde Yunanca'ya çevrilmiş haliyle yayımladı Elit kitleye dağıtılan 5000 adet takvimde Nobel ödülü kazanmış, Elitis , Seferis gibi şairlerle bana aynı değeri verdiler ve Ekim ayı sayfasını ayırdılar

Yakın bir zamanda Kazancidis'in kitabında da yayımlanması için izin istediler Dünyanın en büyük uluslar arası kurumlarının koleksiyonlarına tablolarım girdi Amerika, Avrupa ve Türk Cumhuriyetleri'nde binlerce reprodiksiyonum satıldı Yurt dışında önemli, özel koleksiyonlarda tablolarım bulunmasına karşın Türkiye'ye en çok puanı "Büyükada'da Son Sirtaki" adlı yurtseverlik ve dostluk temasını işlediğim şiirimle getirmiş olduğumu düşünüyorum Romanımı bitirmek için acele etmiyorum Çünkü zaman hep lehime işliyor Mükemmel bir çalışma yaptıktan sonra Avrupa ve Amerika da yayımlanacak


Sanatsever dostlara bir mesajınız var mı?


Bu söyleşimiz, vasıtasıyla, karanlıkları aydınlatanlara; "Yurtta barış dünyada barış" diyenlere; genç yetenekleri keşfedip destek verenlere; zihinsel engellilere kanat gerenlere; sanata gönül verenlere, saygılarımı,selamlarımı yolluyorum Özellikle gençlerden bir ricam var Alkolden, sigaradan ve daha kötü alışkanlıklardan bazı ressam hocalarım ve benim gibi her zaman uzak dursunlar Sigaranın alkol ve uyuşturucu etkisi olan diğer şeylerin, yalnız sağlığa değil sevgiye de zarar verdiğini ve bu alışkanlıklarla asla daha yaratıcı olunamayacağını bilmelerini isterim

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.