Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
1943, belge, murat

Murat Belge ( 1943)

Eski 07-18-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Murat Belge ( 1943)



1943 yılında Ankara’da doğduİstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi (1966), aynı bölümde asistanlık ve doktora yaptı, doçent oldu 1981 yılında üniversiteden ayrıldı İletişim Yayınları’nı kurdu Şimdi Bilgi Üniversitesi’nde öğretim üyesiYeni Dergi, Papirüs, Halkın Dostları dergilerinde çıkan eleştirileri, yorum yazıları yanı sıra Faulkner, James Joyce, Patrick White, Dickens gibi yazarlardan yaptığı çevirilerle tanındı Aylık sosyalist kültür dergisi Birikim’i (ilk sayı: Mart 1975-1980) ve Yeni Gündem dergisini (1631986-911988, 96 sayı) yönetti


ESERLERİ

Denemelerini Tarihten Güncelliğe (1983), 12 Yıl Sonra 12 Eylül (1992) ve Edebiyat Üstüne Yazılar (1994) kitaplarında topladı


Sosyalizm, Türkiye ve Gelecek (1989) ve Marksist Estetik (1989), Türkiye Dünyanın Neresinde (1992) inceleme kitaplarıdır Blue Cruise (Mavi Yolculuk, 1991) ve İstanbul Gezi Rehberi (1993)nde gezi yazılarını bir araya getirdi

x

'Darbe oluyor giyin de gidelim'

Milliyet 6 Mart 2007


Gazeteci Tûba Çandar'ın, Murat Belge'yle yaptığı nehir söyleşiler bu hafta Doğan Kitap'tan "Bir Hayat" adıyla çıkıyor Kitapta Belge, 12 Eylül darbesini nasıl öğrendiğini, Edip Cansever'in THKP-C'ye yaptığı mali yardımları, Emin Çölaşan'a benzetilmekten nefret ettiğini anlatıyor


Fatin Rüştü de eleştirdi ama hiç söylemedi

Çok gergin günlerden birinde, belki de 28 Nisan olayları yaşanmış artık, babam (Burhan Belge) ve arkadaşları bir adamdan son derece olumsuz bir şekilde bahsediyorlar "Hayvan" gibisinden ağır lakırdılarla Meğer Fatin Rüştü'den bahsediyorlarmış Çünkü Fatin Rüştü o sıralar "Bu böyle gitmez" diye onları eleştirmeye başlamışmış


İşte onun arkasından verip veriştirirlerdi Fakat ilginçtir; Fatin Rüştü Yassıada Duruşmaları sırasında böyle bir tavır aldığından hiç bahsetmedi Ve o da diğerleri gibi asıldı gitti sonunda Buna mukabil Ethem Menderes ve Şemi Ergin gibileri hatıra defterlerini gösterip "Biz muhaliftik" falan dediler ve hafif cezalarla kurtuldular


Kontrgerilladaki Çevik Bir olabilir


Bana işkence uygulayanları bu saatten sonra tanımam, ama o zamanlar tanırdım Çok adam geldi gitti General Memduh Ünlütürk vardı Kontrgerilla'nın başında Bir defasında o da geldi odama, yanında üniformalı bir albay, bir de sivil biri, binbaşı


O bana mekanik bir sesle "Nasılsın?" falan diye sordu Daha önce de yalnız gelmişti İyi adam rolünü üstlenen o kişi, Çevik Bir olabilir Sonradan gördüğüm resimlerine benzettim Sonradan Kontrgerilla'da dolandığı çok söylenmişti Bu söylenti işitildiği için "Acaba" diye düşünüyorum, yoksa "Oydu" falan diyemem Ünlütürk de "Bak sana üniformamla geldim" falan dedi Ne demek olduğunu hâlâ çözebilmiş değilim


Sonra da "Babanın yazılarını okurduk, istifade ederdik, beğenirdik" falan dedi Numara olduğunu da sanmıyorum söylediklerinin


Edip Cansever'den THKP-C'ye yardım


Sağlam adamdı Edip (Cansever) Benim siyasete fazla bulaştığımı düşünür, buna karşı çıkardı Ama sağlam adamdı 12 Mart oldu Ben de THKP-C (Türkiye Halk Kurtuluş Partisi Cephesi) için çalışmaya başladım Her şey için olduğu gibi bu iş için de para lazım Ben de Edip'e gittim ve "Adı lazım değil, bir siyasi direniş örgütlenmesi işinin içindeyim Para da lazım Sen bana her ay belli bir miktar verebilir misin?" dedim Olur dedi ve verdi Bizim kanunlarımıza göre, böyle bir şey bile ben içeri alınıp da öttüğüm takdirde, onun da örgüt üyeliğinden içeri alınması için yeterliydi Ayrıca Mina'dan (Urgan) ayda 50 lira alırdım Rasih Güran'dan, Murat Sarıca'dan da alıyordum


Midnight Express'teki Hamido gerçekti


Şerafettin ile birbirimize kelepçeleyip gönderdiler bizi Sağmalcılar'a O arada korkunç bir gardiyan dolanıyor etrafta Yaşı da ileri Hamido diye bir başgardiyan Bana da bir kükredi O arada bu Midnight Express'e konu olan velet de yakalanmış esrardan Sağmalcılar'da yatıyordu Orada malını da buluyor olmalı ki rüyada geziyor gibiydi İşte Midnight Express'teki sadist Hamido bu gardiyandı Yani hayattan alınma bir adamdı filmdeki Filmdeki, tip olarak, sahicisine hiç benzemiyordu Ama ilham kaynağı bu Aftan 2-3 gün sonra salıverilenlerden biri gidip bu Hamido'yu öldürdü Kim bilir ne çekmiş ki! "Bu film yalan" diye bağırmak kolay da


Darbeyi bir gün önce öğrendim


12 Eylül'den bir gün önce, sabah karanlığında kapı çaldı Baktık, gelen bizim Birikim'deki genç arkadaşlardan biri 'Darbe oluyor, giyin de gidelim' dedi Genç subaylardan biri emri getirmiş Kadıköy bölgesine gelen bir emirdi "Memlekette vaziyet kötüye gidiyor, ordu müdahale edecek" falan diyor Dahası da var "Ya cumartesi ya pazar; ya 12'si sabahı ya 13'ü sabahı müdahale başlayacak; fakat şimdiden bilmem neleri bilmem nereden bilmem nereye getirin Harekât pazar sabahı başlayacak, ama yeni bir emirle cumartesi sabahına da çekilebilir" diyor


Adalet Cimcoz, Ferdi Tayfur ve kokain


Bizim emekçi halkımız esrar sever O zamanlar elit bir zevk değildi bu Marihuanalar, LSD'ler falan duyulmamıştı daha Elit olan zevk kokaindi Beyaz Ruslar getirmiş kokaini İstanbul'a Novotni filan gibi eğlence yerlerinin karanlık, uzak köşelerinde kokain dolaşırmış Adalet Cimcoz, kardeşi Ferdi Tayfur falan kullanırlarmış kokain Esrar ise emekçi halkımızın yemeklerden sonra sarıp yemeği, rakıyı bastırır diye kahve gibi içtiği bir şeydi adeta Üstelik de esrarı sevdiği gibi sigara niyetine ikram etmeyi de severdi halkımız Dolayısıyla biz de nasiplendik Ve bir iki kere de fena halde çarpıldık hatta Ama ben hazzetmedim bu esrardan


İnanç ihtiyacı duysam Hıristiyanlığı seçerdim


İncelediğim çeşitli dinler arasında; inanç ihtiyacı duyan bir adam olsam, muhtemelen Hıristiyanlığı seçerdim veya Uzakdoğu dinlerinden birini seçerdim Ama herhalde en son seçeceğim Müslümanlık olurdu Yahudilik de istemem; hikâyesi çok güzel, ama o da korkunç bir şey


Nasılsınız Emin Bey?


Sakalım var ya, mesela sokakta herifin biri gelir yanıma, "Nasılsınız Emin Bey?" deyiverir Ve Emin Bey (Çölaşan) olduğum için beni iltifatlara boğar! Bunun benim için ne kadar ağır bir hakaret olduğunun farkında bile değildir Bunlar ha bire gelir başıma Bu gibi durumlarda, her şey boş galiba duygusuna kapılıyorsun ister istemez


Aydınlar dilekçesi için Demirel'e gittim


12 Eylül'ün var olan anayasasında tecessüm eden hukukundan mutlu olmadığımızı, bunun yanlış olduğunu, toplumun gelişmesini engellediğini söylüyoruz Büyük ölçüde anayasayla ilgili bir metin Tabii uygulamasına ilişkin şeyler de var içinde Derken imza toplama faaliyeti başladı

Demirel'e gittim imza için O yıllarda görüşüyorduk biz Demirel ile Yani bir şey görüşeceğim deyip de, hayır cevabı olmamış hiç Kalktım gittim bunu da görüşmek için Ve yan çizdi Demirel "Hele bir yapın bakalım! Bir yere kadar getirmişsiniz zaten, şimdi bundan sonra olmaz" bilmem ne dedi


Benim en başından beri söylediğim şey oldu yani: Başından konuşulmazsa bu adamlarla, bunu söyleyecekler, işlerine gelecek; diyecekler ki, "Siz yapmışsınız zaten, şimdi artık devam edin" Ve aynen de öyle oldu Öbür türlü olsaydı, ne yaparlardı; tabii o konuda garanti verilemez Gene savsaklayabilirlerdi Bu Türkiye'de hiç yapılmamış bir şeydir, bu yüzden bilinemez


6-7 Eylül olayları sanıklığından valiliğe


Yassıada Duruşmaları sırasında bu 6-7 Eylül Olayları da dava konusu olmuştu Yargılanan adamlardan biri de Atatürk'ün Selanik'teki evine bombayı atmış olmakla suçlanan adamdı Adam "Ben İçişleri Bakanlığı tarafından okutulan burslu öğrenciydim ve Yunanistan'da da görevliydim" dediydi Sanıkken tanık oldu ve bir daha da Yassıada'da görülmedi Sonradan öğrendiğime göre de daha sonraki yıllarda Emniyet'te bilmem kaçıncı müdür falan, derken vali oldu


'Bir Hayat' bu hafta kitapçılarda


2000'li yılların en gözde türü arasında yer alan 'nehir söyleşi'lere bir yenisi daha eklendi Gazeteci Tûba Çandar'ın Murat Belge'yle üç yıl boyunca yaptığı söyleşilerin ardından yazdığı "Bir Hayat" bu hafta kitap vitrinlerindeki yerini alacak Doğan Kitap'tan çıkacak kitapta Belge'nin doğumundan çocukluğuna, İstanbul'a yerleşmesinden eğitimine, 27 Mayıs'tan, Yassıada duruşmalarına, Marksizmden Hilton Oteli yüzme havuzuna, kaçak meyhanecilik günlerine kadar 60 yıllık yaşamı bütün açıklığıyla göz önüne seriliyor


Belge'nin hayatıyla ilgili kimi bölümler, büyük gürültü koparacağa benziyor

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.