07-10-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
MİT İstihbarat Dairesi eski Başkan Yardımcısı.
25 Şubat 1907'de Gümülcine / İğridere'de doğdu İlköğrenimini Üsküdar, Çanakkale ve Edremit'te yaptı (1921) Balıkesir Muallim Mektebi'ni bitirdi (1927) ve aynı yıl Yozgat Cumhuriyet İlkolulu'na öğretmen oldu Milli Eğitim Bakanlığı bursuyla 1928'de Almanya'ya gitti, 1930 yılı Martında yurda döndü, Aydın ve Konya'da öğretmenliğini sürdürdü Nazım Hikmet'le tanışarak, onun çalıştığı Resimli Ay'da öykülerini yayımlamaya başladı
Hey anavatandan ayrılmayanlar
Bulanık dereler durulmuş mudur?
Dinmiş mi olukla akan o kanlar?
Büyük hedeflere varılmış mıdır?
Asarlar mı hâlâ hakka tapanı?
Mebus yaparlar mı her şaklabanı?
Köylünün elinde var mı sabanı?
Sıska öküzleri dirilmiş midir?
Cümlesi belî der Enelhak dese,
Hâlâ taparlar mı koca terese?
İsmet girmedi mi hâlâ kodese?
Kel Ali'nin boynu vurulmuş mudur?
Koca teres kafayı bir çekince
                  
İskendere bile dudak bükünce
Hicabından yerler yarılmış mıdır?
dizeleriyle Atatürk'e hakaret ettiği gerekçesiyle tutuklandı( 1932), bir yıla hüküm giydi, Konya ve Sinop Hapishanelerinde yattı, 1933'te memuriyet kaydı silindi Cumhuriyet'in onuncu yıl dönümünde çıkarılan afla hapisten çıktı(29 Ekim 1933) Yeniden memur olabilmesi için bağlılığını ispatlaması istendi ve bu amaçla 15 Ocak 1934 tarihli Varlık'ta (13 Sayı) "Benim Aşkım" başlıklı,
Sensin kalbim değildir, böyle göğsümde vuran,
Sensin "Ülkü" adıyla beynimde dimdik duran
Sensin çeyrek asırlık günlerimi dolduran
Seni çıkartsam ömrüm başlamadan bitiyor
Hem bunları ne çıkar anlatsam bir düziye
Hisler kambur oluyor dökülüyor yazıya
Kısacası gönlümü verdim Ulu Gazi'ye
Göğsümde şimdi yalnız onun aşkı yatıyor
dörtlüklerini de içeren Atatürk'e övgü şiiri yayımladı ve karşılığında MEB Talim Terbiye Dairesi Mümeyyizliği'ne atanarak işsizlikten kurtuldu (30 Eylül 1934) 1937'deki askerliğini takiben, önce Ankara Musiki Muallim Mektebi Türkçe öğretmenliğine, ardından çevirmen, öğretmen ve dramaturg olarak çalışacağı Devlet Konservatuarı'na atandı (1938) 1945'de Yeni Dünya gazetesinin, 1946'da Marko Paşa'nın neşrine katıldı Marko Paşa'daki yazıları yüzünden çeşitli kovuşturmalara uğradı, bunlardan birinden yedi aya hüküm giydi 1948'de Zincirli Hürriyet'teki bir yazısından dolayı yine hakkında kovuşturma açılınca nakliyeciliğe başlayan Sabahattin Ali, 1 Nisan 1948 tarihinde yurt dışına kaçma girişimi sırasında öldürüldü, cesedi öldürülüşünden iki buçuk ay sonra (16 Haziran 1948) bulundu
ESERLERİ
Hikaye Kitapları: Değirmen, Kağnı, Ses, Yeni Dünya, Sırça Köşk
Romanları:Kuyucaklı Yusuf, İçimizdeki Şeytan, Kürk Mantolu Madonna
Şiirağlar ve Rüzgar
Oyun:Esirler
Hakkında Yazılanlar
1 Sabahattin Ali Mustaf Kutlu Dergah Y
2 Sabahattin Ali Dosyası Kemal Sülker
3 Sabahattin Ali Filiz Ali Laslo- Atilla Özkırımlı
4 Sabahattin Ali Olayı Kemal Bayram
5 Boğaz'daki Aşiret
Mahmut Çetin
Edille Yayınları
"Boğaz'daki Aşiret" başlığı ister istemez "Boğaz Neresi" ve "Aşiret Kim" sorularını akla getiriyor Evet Boğaz, bildiğimiz Boğaziçi Genelde kırsal kesimle alakalı bir kavram olan aşiret kelimesi ise Boğaziçi"nde bir kast oluşturan büyükçe bir ailenin tarihini anlatırken hassaten seçildi Bir sülale tarihi diyebileceğimiz Boğaz'daki Aşiret yer yer Türk Solu tarihi, yer yer de
Batılılaşma Tarihi'nin belirli dönemlerini resmediyor Aileler arasında evliliklerle kurulan bağların, sanata, ticarete, eğitime, bürokrasiye ve giderek bir yabancılaşma zihniyeti şeklinde hayata nasıl yansıdığı eserdeki ipuçları yardımıyla daha iyi görülecektir zannediyoruz
Boğaz'daki Aşiret, dört büyük ailenin birbirleriyle irtibatından oluşur Eser bu sebeple dört bölüm olmuştur Aile büyüklerinin asıl isimleri seçilerek de Konstantin'in Çocukarı, Detrois'in Çocukları, Sotori'nin Çocukları, Topal Osman Paşa - Namık Kemal kanadı bölümleri ortaya çıktı
Boğaz'daki Aşiret! şenlikli bir kitap Ali Fuat Cebesoy'dan Nazım Hikmet'e, Oktay Rifat'tan Refik Erduran'a, Rasih Nuri İleri'den Ali Ekrem Bolayır'a, Zeki Baştımar'dan Sabahattin Ali'ye, Numan Menemencioğlu'ndan Abidin Dino'ya uzanan ilginç akrabalık zinciri
Polonez, Hırvat, Alman, Macar ve Rum kökenli meşhurların, yerlilerle evliliklerinden oluşan "Boğaz'daki Aşiret"in, batılılaşma tarihinde oynadığı roller  Kimlerin kimlikleri, Çıldırtan çizelgelerle soyağaçları Ve dipnotlar! Onlar hiç bu kadar sevimli olmamışlardır
|
|
|