Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
büyüka, ömer

Ömer Büyüka

Eski 07-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Ömer Büyüka



BEYGUA ÖMER(BÜYÜKA)'İN ARDINDAN


AKUŞBA EROL

Acı haber tez ulaşır derler; öyle oldu nitekim Kafkas ve Kırım halklarının yurtlarından sürülüşünün 57'nci yılı vesilesiyle Kafkas Vakfı'nda

gerçekleştirilen anma toplantısının ardından gelen haber ortalığı derin bir sessizliğe boğdu İrfan Argun ağabeyimiz, saygıdeğer eyhabımız Beygua Ömer'in,

yani bizim kendisine hitap ettiğimiz şekliyle sevgili Ömer amcamızın ahirete irtihal ettiğini bildiriyordu Ömer Büyüka'yı Türkiye'deki Kafkas diasporası içinde pek az insan bilir belki,

ama yaptığı çalışmalar ve yazdığı Abhazca şiirlerle Abhazya'da yaşayan herkes onu tanır Çünkü o bedeni burada ama gönlü orada yaşayan bir insandı Sıradan

bir insan değildi, o bir kültür savaşçısıydı Düşünen, yaşama ve geçmişe dair tezleri olan bir insandı İnsanlığın bilinmeyen tarihinin sırlarının Abhaz

dili içinde gizli olduğuna inanırdı Bu inançla, ömrünü, herşeyine vakıf olduğu anadili Abhazca'nın sırlarını çözmeye adadı Çok ciddi bir emek vererek

yazılı eserler ortaya koydu Didik didik ettiği Abhaz dilinin dolambaçlı yollarından şaşırtıcı iddialarla döndü Örneğin filolojik ve mitolojik

verilere dayanarak Abhazca'nın yeryüzündeki dil ve kültürlere anaçlık ettiği iddiasında bulundu Ortaya koyduğu veriler bu tezini desteklemekten öte ispat

da etti Ama bu tezleri ilim çevrelerinde sadece bir irkilme meydana getirdi Uzun boylu tartışılmadı Ünlü tarihçi ProfDrMAltay Köymen'in, bu tezlerini

ciddiye aldığına dair kendisine Ömer amca farklı bir insandı Yıllarca, okuduğu ve dinlediği her şeyin kendisinde yaptığı Abhazca çağrışımların peşinden koşturdu durdu Ve bütün

çıkarımlarını ön yargıya kapılmadan korkusuzca yazdı Örneğin İbrahim Aleyhisselam'ın Abazaca konuşan bir peygamber olduğunu ilk o söyledi İlk

duyanların dudak bükeceği, mübalağalı bulacağı bu iddiayı, onun "Hz İbrahim'le Awubla ve Kafkaslılar " adlı kitabını okuyanlar ciddiye almak zorunda

kaldıklarını göreceklerdir Hz İbrahim Abazaca mı konuşurdu? Ömer amcanın kitabını okuduktan sonra bu soruya "hayır" diye cevap vermek gerçekten

güçleşiyor


O bir kültür savaşçısıydı dedik Abhaz dilinin eriyip gittiğini görmek onu gerçekten kahrediyordu 1982 yılında kendisini ziyarete gittiğimde 80 yaşını

çoktan aşmıştı Ama dinçti Çalışmalarını heyecanla sürdürüyordu Abhazca'nın kaybedilmemesi, üzerinde çok düşünülmesi gereken bir dil olduğunu söylüyordu

Bilip de kağıda dökemediklerinin kendisiyle birlikte mezara gitmesinden çok korkuyor ve 'Ah" diyordu, "Ah, Allah(cc) bana bir 10 sene daha ömür verse de

şu kafamın içindekileri bir kağıda dökebilsem" Duası kabul oldu, Allah(cc) ona 20 sene daha ömür verdi O da yaşlılığının müsaade ettiği ölçülerde yazdı

ve çizdi (İnşaalah o yayınlanmamış çalışmaları zayi olup gitmez) Asil bir insandı, insanları çok severdi Onurluydu da, cemiyete girdiğinde

layık olduğu yerde olmak isterdi Tevazu sahibi idi aynı zamanda, kendinden 60-70 yaş küçük insanlarla oturur saatlerce milli meseleleri konuşabilirdi

Halkının problemlerini dert edinmişti kendisine, kafa yorardı Şair ruhluydu, gerçekten güzel şiirler yazardı Araştırmacıydı, o üzerinde açık bir el olan

unutulup gitmiş Abhaz milli bayrağını tarihin tozlu sayfalarından çıkarıp halkına armağan eden o oldu


Nitekim yukarıda belirttiğimiz gibi Beygua Ömer sadece Türkiye'de değil Kafkasya'da da tanınmış bir sanat adamıydı Yazdığı Abhazca şiirler Abhazya'da

değişik sanat dergilerinde yayınlanıyordu Yazı ve şiirleri kitap haline getirilerek Abhaz milli literatüründeki yerini çoktan almıştı Nitekim Abhazya

hükümeti, Abhaz kültürüne katkılarını göz önüne alarak 1992 Yılı Dirmit Gulya Devlet Ödülü'nü ona layık görmüştü 1982 yılında ses kayıt cihazımı alarak yanına gitmiştim Kendisine

çıkaracağımız dergide biyografisine yer vermek istediğimizi söyledim "Hay hay" dedi memnun oldu Hemen teybimi açtım ve önüne koydum Daha sorumu

sormadan "dur" dedi, "makineyi kapat" Kapattım "Şimdi ben söyleyeceğim sen yaz, makineyi da gerek yok" dedi Dediği gibi yaptım (Bu arada ses kayıt

cihazına makine demesi çok hoşuma gitmişti nedense Bu sözünü o günden bu yana hiç unutmadım ve yeri geldikçe ben de onun gibi ses kayıt cihazlarına makine

dedim) Sonra O söyledi, ben yazdım Fakat yayınlamak nasip olmadı İşte 7 Şubat 1982 tarihinde kendi seçtiği kelimeler ve kurduğu cümlerle Beygualar'ın

ve Ömer amcanın hikayesiBeygua Ömer üçü erkek, dört çocuk babası idi

Mekanı Cennet olsun


"BEN ÖMER BEYGUA"


"BABAM"


"Babasoyum Beyguadır 'Dargın bey' anlamındadır Aslında Osmanlı İmparatorluğu zayıflayıp Rusların güneye, Kafkasya'ya ilerlemeye başladıkları zaman,

Kafkasya'da bir çok şef veya halk büyüklerini elde edip Osmanlılar aleyhine ayartıyorlardı Abhazya'da da Beygua Mamagul'u elde etmişlerdi Abhazya

beyliği Osmanlılar'a bağlı ve sadık idi Mamagul Osmanlılara sadakatte direnen beylik sarayına 12 silahlı Beygua delikanlısı ile baskın yaparak darbe yapmaya

kalkışır Atik davranan koruyucular karşısında darbeyi başaramayınca koruyuculardan birini öldürerek çekilmek zorunda kalır Takibata uğrar O

zamanki Batum Valisi Abhaz Açaçba Şirvan'ın da yardımıyla yakalanan Mamagul hapsedilir Bir müddet sonra kaçarak -veya affolarak- hapisten çıkar ve

evlenir


Şermet ve Sabatay isminde iki oğlu dünyaya gelir Şermet'in oğlu Mac Dedem Beygua Hasan'ın babasıdır Mamagul'un baskın arkadaşlarıda yakalanamıyarak kaçmıştır Bazıları

Magrelya'ya; bazıları da Kuzey Kafkasya'ya(Kabardiya'ya) gider Her iki grupta burada türerler Magrelya ve Kabardiya o zaman Rusya sempetizanı idiler Her

iki memleketteki Beygualar, çok sonraları, Abhazya'da kalan Beyguaları ziyaret etmeye başlarlar Kabardiya'dakiler hala da Beygua soyadını bırakmamışlardır

Yine Türkiye'deki Kabartay Beygualar Abhaz Beygualar'ı ziyaret etmektedirler İlk hatıra gelenleri Anadolu'da, Yıldızeli İlçesi'ne bağlı Kiremitli Köyü'nde

olanlardır


Kabardiye Beygualar'ından biri Çar Sarayı'nca himaye edilerek saraya alınmış, kızı ile Çar Müthiş İvan evlenmiş idi Sarayda yetişen bu Beygua torunları son

tarihlerde 'Beygo Çerkeska' ismiyle yazılara geçmişlerdir Yukarıda adı geçen dedem Beygua Hasan 1878'de Türkiye göçürülenler içersinde

en paralı olan idi Düzce'nin Efteni Hacı Süleymanbey Köyü'nde yerleşerek kendine bağlı 14 aileyi etrafında toplayarak Akhukun (Ahukun) Mahallesi'ni

kurmuştur O muhacirler içinde iki katlı badanalı ilk konağı kurabilen O'dur Konağı hayal meyal ben de hatırlarım O zamanki Bolu mutasarrıfı(Valisi)

İşkodralı Ali Kemal'in dedemin arada bir ziyaretine gelen dostu olduğunu halk anlatmaktadır Gerçekten de babamı -annesi ölüp eve üvey ana gelince- Ali

Kemal alarak Bolu'ya götürmüş ve O'na Zeynül Abidin Efendi isminde bir hoca tutarak klasik okul metodu ile babama okur yazarlık ile hesap ve basit ölçü

bilimleri tahsil ettirmiş, bir atelyeye göndererek marangozluk öğretmiştir Saygıyla andığımız bu Ali Kemal, Arnavutluğun ilk Devlet Reisi olan zattır

Babam o zamanki göçmenler içinde klasik okul metodu ile okuryazar olan tek kişi idi


"ANNEM"


Annem Abhazlar'ın Şamı ailesinden olup Şamı Hüseyin'in kızı idi Babam Annemle evlenince dedemin Azatlısı Abdullah -kendisine 'Beygua' denmeyip 'Beygualar'ın

adamı' denilmesine üzülerek- evini bırakıp Haymana'ya göçtüğünden, boş kalan onun evine artık evli bulunan babam yerleşmiş ve ben orada 1317(M 1901)

yılında dünyaya gelmişim Dedemin Kafkasya'da tanıyarak sevdiği Osmanlı Kumandanı Ömer Paşa'nın adını da isim olarak takmışlar


"VE BEN"

İlk okumayı Kur'an ve İslam dini bilgileri ile yaptım İlk yazıyı eski Arap harfleri ile oluşturulan Abhazca yazı ile öğrendim Hocalarım Abhaz kızı

Canıpha Hasibe ve kocası Abhazca da konuşan Şapsığ Raşit Efendi idiler Halkımız hakkında bir çok gayeler taşıyan, o zamana göre aydın olan babam

Bayram usta ile çok idealist İslam bilgileri hocası olup Abhazca yazı (alfabe) yapıp yaymaya da çalışan ve bir çok Abhazca ahlaki dörtlük şiirler de yazan

Çkalapuva Şirin Efendi, halkımızı istedikleri yönde aydınlatamadıklarından yakınarak 'hiç olmazsa çocuklarımızı kurtaralım' diyerek Düzce İlçesi'ne göçüp

yerleştiler


Ben orada ilkin Şapsığ Müderris İsmail Efendi'den Arabiyyat(Araboloji) okudum Bir müddet sonra TBMM Hükümetince Düzce'de kurulan Resmi Medrese olan

Medaris-i İlmiyye'ye girdim Beni 8 yıl arapça okuyanlar sınıfına aldılar Medaris-i İlmiyye kapandı Açılan İdadi Mektebi'ne(Liseye) girdim Bir müddet

sonra o da kapandı, yerine ortaokul açıldı ise de o idadiye denginde değildi Onu da bitirdim Edirne Lisesi'ne gittim Ancak paralı okuduğum ve parasının

da bir müddet sonra çok yükseltilmesi karşısında liseyi bitirmeyerek ayrıldım O zaman üniversiteye (darülfünuna) ve yüksek okullara imtihanla

girilebildiğinden, geri kalan sınıfları hususi olarak okuyup yüksek okullar imtihanına girenlere katıldım Sonunda İstanbul Darülfünun Konferans

Salonu'nda, profesörler kurulu, imtihanları kazananları birer yüksek okula ayırdılar Beni veteriner fakültesine verdiler Ancak, ben orman mühendisliği

tercihimde ısrar ettim ve o zamanki adıyla Yüksek Orman Mektebi'ne alındım 1930 yılı Eylül'ünde birinci derecede başarılı olaOkuduğum diller Arapça,

Farsça, Fransızca ve Almancadır Özel olarak biraz Rusça'da okudum Bütün mekteplerdeki hayatımda dilci olarak bilindim Gerçektende hayatta en çok

dilcilikle, filoloji ile uğraştım Resmi olarak okuduğum yukarıda anılan dillerin kurallarını ve en ziyade Türkçe kuralları bildiğim ve Arapça ile

Fransızca'da bazı mektuplaşmalar da yapmama rağmen ne onlarda ve ne de Almanca'da pratik bakımdan bilgim yetersizdir Ancak, dilci sıfatıyla her

dilin gramerine meraklı olduğumdan onların da kurallarını ve kısmen lügatlerini bilirim Kütüphanemde Rusça, İngilizce, Arnavutça, Bulgarca,

Hırvatça, Gürcüce, Ermenice, Abhazca, Adigaca, Yunanca kitaplar bulabilirsiniz Ve bunlar üzerinde araştırma yaparım


Yayınlanmış yazılarım "Abhaz mitolojisi Anaçmı?", "Hzİbrahimle Awubla ve Kafkaslılar" adlı kitaplarım ile bazı dergilerde çıkan bilimsel veya şiir ile

Kafkas konulu makalelerdir Abhazya'daki Alaşara adlı bilim sanat dergisinde de zaman zaman Abhazca şiirlerim çıkmıştır

Yayınlanacak yazılarım olarak "Yaradılıştan beri Abhazlar", "Varada" adlı 15 bin mısralı Abhazca şiirler, Abhazca Türkçe sözlük(Tahminen 200 bin

kelimelik), "Yaradılıştan Bugüne Kadarki Abhazca Kelimeler ve Yabancı Dillere Yayılışları", "Abhazca'nın Grameri", vs"


Ömer amcanın kendisiyle ilgili olarak anlattıkları bu kadar Hazır dediği kitaplarının bazıları sonradan yayınlandı Bu biyografiyi yazdırdığı tarihten

bu yana 19 sene geçti Elbette eksik ve değişen bilgiler var Onların bir kısmını da Sayın Sefer Ersin Berzeg'in


"Kafkas Diasporası'nda Edebiyatçılar ve Yazarlar Sözlüğü (Samsun-1995)" isimli kitabından tamamlayalım:


" Anadolunun çeşitli yörelerinde mesleğiyle ilgili görevlerde bulunduktan sonra birinci sınıf orman başmühendisi olarak emekli oldu(1964) 1950'li yıllardan başlayarak Türkiye'de "Yeni Kafkas"(İstanbul), "Kafkasya"(Ankara), "Kuzey Kafkasya(İstanbul), "Kafkasya Gerçeği"(Samsun) dergilerinde, Kafkas-Abhazya'da ise "Alaşara"(Aydınlık) ve "Apsını Kapşı" (Kızıl Abhazya" dergi ve gazetelerinde araştırma yazıları ve şiirleri yayımlandı Abhazca şiirleri biyografisi ile birlikte Sohum'da basıldı(1992) Hakkında belgesel

bir TV filmi çekildi(1991) Abhazya Cumhuriyeti Hükümeti tarafından "Dirmit Gulya Devlet Ödülü" ile onurlandırıldı(1992) Bazı şiirleri Abhaz

kompozitörler tarafından bestelendi


ESERLERİ

"Abhaz Mitolojisi Anaç mı?"(İstanbul 1971), "Hzİbrahimle Awubla ve Kafkaslılar"(İstanbul 1975), "Kafkas Kaynaklarına Göre İlk

Yaratılışlar-İlk İnsanlık-Kafkas Gerçekleri"(2 Cilt, İstanbul 1985-86), "Astampıltıy Apsıva Bıjı"(İstanbul'daki Abhaz Sesi, Abhazca Şiirleri, Sohum

1992), "Kafkas Aahları"(Türkçe Şiirler, İstanbul 1992), "Abhaz Tarihinin İskeleti"(İstanbul 1993)"

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.