Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Biyografiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hakkı, tophaneli

Tophaneli Hakkı .

Eski 06-28-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Tophaneli Hakkı .



1876 yılında İstanbul Tophane’de doğdu İbrahim Efendi’nin oğludur İlk ve orta öğrenimini tamamladı 13 mart 1895 yılında Deniz Harp Okulu’na girdi 29 haziran 1897 de teğmen rütbesiyle mezun oldu 11 ağustos 1898 de İdare-i Mahsusa’ya atandı Mansure Korveti’nde mühendislik eğitimini tamamladı, 7 Mayıs 1899 da üsteğmen oldu 2 ağustos 1899 tarihinde Mesud Vapuru’na, 6 eylül 1905 de Fethiye Kalyonu’na atandı 19 ekim 1905 de Necm-i Fetan Gambotu’na, 29 ocak 1907 de Beşiktaş Vapuru’nda ve 8 haziran 1907 de Sahin-i Derya gemisinde seyr subaylığı yaptı 19 Ocak 1908 de atandığı Ordu Gambotu ikinci süvari ve seyir subaylığı sırasında yüzbaşı rütbesine yükseldi 13 şubat 1909 da Bandırma Vapuru ve 8 kasım 1909 tarihinde İclaliye Zırhlısı seyir subaylığına atandı 14 ağustos 1911 de Yadigar-ı Millet İkinci Süvarisi seyir subayı, 28 şubat 1912 de geçici olarak merkeze alındı 20 şubat 1913 de İclaliye Zırhlısı’na ikinci süvari ve 30 Mart 1913 de Musul Torpidosu’na süvari olarak atandı Umumi Kursa 25 kasım 1913 de, Torpido Kursuna 27 kasım 1913’de öğrenci olarak devam ettikten sonra 29 ocak 1914’de kıdemli yüzbaşı rütbesine yükseldi 26 mart 1914’de çarkçılık kursuna, 6 haziran 1914’de topçuluk kursuna devam etti Sonra 17 ağustos 1914 tarihinde Despina Vapuru’na atandı 5 ekim 1914’de geçici bir süre yine merkeze alındı 29 ekim 1914’de Nusrat Mayın Gemisi’ne süvari olarak atandı



HAKKINDA YAZILANLAR


Mayıncı Yüzbaşı Tophaneli Hakkı

İrfan Özfatura

Türkiye 9 Mart 2004


Aksaklıklar “Tophaneli Hakkı”yı çok yorar Doluya koyar almaz, boşa koyar dolmaz, uyku ney tutmaz Yine kara kara düşündüğü gecelerden birinde yüreği sıkışır, sanki göğsünün üzerine dağ bırakırlar Hani kurşun deyse neyse Savaş meydanında başka bahane ile ölmese


Karargâh hekimi “bu kalp krizi yüzbaşım” der, “şükür atlatmışsınız ama ikincisi takar peşine sürükler Kesinlikle dinlenmeniz ve hava değişimine çıkmanız gerek


Hakkı Yüzbaşı tabyalar pamuk gibi atılırken arkadaşlarını bırakıp eve dönemez “Sen bana iki gün istirahat yaz yeter” der


Kurt kapanı


Alman Menter kendi halinde, uysal bir ihtiyardır Düşman donanmasını izler, izler, izler ve bir gün Cevat Paşayı kenara çekip “elimizde ne kadar mayın var” diye sorar

-Sanırım 26 tane ama eski model

-Farketmez Beni dinlerseniz onları Karanlık Limana döksünler Ama alışıldığı gibi kıyıya dik değil, paralel dizsinler Zira düşman gemileri tam burada manevra yapacak, ikmal için geri dönecekler

-Nereden biliyorsunuz?

-Çünkü Amiral ben olaydım, öyle yapardım


Göreyim sizi


Müstahkem Mevki Komutanı Cevat Paşa ihtiyar kurdu dinler Doğru Mayın Grup Komutanlığına gider Yzb Hafız Nâzmi’nin sırtını sıvazlayıp “beni mahçup etme” der


Hafız Nâzmi mayın döşeme işinin piridir ancak ona bu akşam tereyağından kıl çekecek, iğne deliğinden deve geçirebilecek bir kaptan lâzımdır Aklına tek isim gelir: “Tophaneli Hakkı!”


Hakkı Yüzbaşıyı bir ranzada halsiz mecalsiz yatarken bulur, hafifçe dürterek uyandırır ve “var mısın bre Tophaneli” der, “seninle donanmanın burnuna kadar sokulalım?” Yzb Hakkı’nın yorgun vücudunu bir heyecan dalgası yalar, göğsü yine ısınır, nabzı deli deli atar İhtimal daha dün kriz geçirdiğini söylese arkadaşı özür dileyip gidecektir ama sesini çıkarmaz Aksine taaa askerî rüştiyeden beri ekmeğini yediği ocağa borcunu ödeyecek olmanın hazzını yaşar Peki ya kalbi teklerse Amaaan ölümden ötesi yoktur ya Hem buraya gelirken hep bir ağızdan “Ya Rabbi şehadet nasip eyle” diye yalvarmamış mıdırlar?


Becerikli tekne


Destan gemileri genelde kırık dökük olurlar, pusulaları bile çalışmaz Ama ne yalan söyleyelim Nusret yeni ve bakımlıdır Boyu 40 metre filandır Gövdesi suya fazla batmadığı için mayınlı alanlarda güvenle dolanır Silahları ciddiye alınmasa da manevrası kıvraktır Gelgelelim saldırı maksadıyla inşa edilen gemilerin önünden kaçması imkânsızdır Yanisi şu ki hem ortalıkta dolanacak hem de görünmemeye bakacaklardır


Müttefikler “nihai hücuma” hazırlandıkları için Boğaz’ı günlerce tarar, bütün mayınları ayıklarlar Raporlar temiz gidince içleri rahatlar Gün batmadan son bir kez tayyarelerle keşif yapar ve muhtemel bir mayınlamaya fırsat vermemek için devriye gemilerini çıkarırlar


O gece


Aysız, yıldızsız ve biraz da sislice bir gecedir Nusret vazifesine hazırdır, kazan çoktaaan yakılmış, sıkıştırılan buhar pistonları zorlamaya başlamıştır Hakkı Kaptan gece yarısından sonra demir alır, kıvılcımlar görünmesin diye ocakları bastırıp, adeta düşman donanmasının arasına dalar Olabildiğince sessiz çalışır, mayınları suya bırakırlar Bunları incecik bir telle bağlayıp su yüzeyinin 45 metre altında sabit tutarlar Elbette Tophaneli Hakkı da insandır, o da can taşır, nitekim kalbi pırpırlamaya başlar Ama yükleri öyle büyüktür ki ölüm korkusunu bile aşar Eğer düşman donanması mayınların kokusunu alırsa alayını temizler ve bir anda İstanbul’a dayanırlar İşte bu gerginlik, bu vebal Yüzbaşı Hakkı’yı ezip ufalar Tam işlerini bitirip dönüşe geçerler ki biri zırhlı iki devriye gemisi üzerlerine doğru gelir, elleriyle yüreklerine bastırıp nefeslerini tutarlar


En heyecanlı yerinde kesip “arkası yarın” diyenlere oldum olası kızmışımdır ama n’apalım ki yerimiz bu kadar…

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.