06-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Pisagor Teorileri 1
''Pisagor Karşıtlıkları'''
Sayılardan bazıları da düzenli bir sırada sıralanan on temel ilkesyle açıklanır;
Sınırlı-sınırsız, tek-çift, bir-çok, erkek-dişi, sağ-sol, duran-hareket eden, doğru-eğri, aydınlık-karanlık, iyi-kötü, kare-dikdörtgen
  '''Astronomi'''
Pisagorcuların bilim alanında en büyük başarıları astronomidedir İlk defa olarak yeri, evrenin merkezi olmaktan çıkarmışlar, onu küre şeklinde düşünmüşler, yerin, evrenin ortasındaki görünmeyen merkezi ateşin etrafında dolandığını söylemişlerdir Merkezi ateşin etrafında batıdan doğuya olmak üzere on tane gök cismi saydam kürelere takılmış olarak dönmektedir Yer, karşıyer, güneş, ay o zaman bilinen beş gezegen ile duran yıldızlar gökü Güneş tutulması, ay, yer ile güneşin arasına girince, ay tutulması da yerin ya da karşı yerin gölgesi ay üzerine düşünce olur Bütün hızla giden şeyler bir ses çıkarırlar, dolayısıyla yıldızlar da bir ses çıkarırlar Bu sesin yüksekliği yıldızın merkezi ateşe olan uzaklığıyla orantılıdır Böylece, göklerin de musikisi vardır ama bunu sıradan ölümlüler işitemezler
'''Tetraktys''''
Bir sayısının geometrideki karşılığı noktadır İki nokta yan yana getirildiğinde ise bir doğru ya da çizgi elde edilir Bu iki sayısının karşılığıdır ve artık elimizde uzunluğu olan bir şekil vardır Üç sayısı ise üçgene karşı gelir ve düzlevi temsil eder Dört sayısı dört yüzlü bir şeklin karşılığı olup artık bir cisim çıkmıştır ortaya
'''Pisagor Teoremi''''
Bir dik açılı üçgende dik kenarlar üzerine kurulan karelerin yüzölçümlerinin toplamı, dik açılı köşeye karşı gelen kenar üzerine kurulan karenin yüzölçümüne eşittir Bu teoremin matematik formülle ifadesi şöyledir; a² + b² = c²
'''Ruh Göçü Öğretisi'''
Herodot’un aktardıklarına göre; Pisagor, Mısırlılardan bir ruh göçü öğretisi almıştır Bu öğretiye göre; ruh ölümsüzdür, vücut yok olunca her defasında meydana gelen bir başka varlığa girer ve bütün varlıkları dolaşıp yeniden o zaman doğan bir insan vücuduna girer ve bu yaklaşık 3000 yıl sürer
Bir anlatıya göre; “Bir gün sopayla dövülen bir eniğin yanından geçerken ona acımış ve şöyle demiş: Dur, vurma! Çünkü o sevdiğim bir adamın ruhu, bağırışını duyunca onu tanıdım ”
Kaynak : Britannica
Derleme: Felsefe Kulübü
|
|
|