06-22-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
ı.murad hüdavendigâr (1362-1389)
Osmanli Devleti'nin üç büyük kurucusundan biri olan I Murad, kanun ve nizamlara saygili, teskilatçi ve komutanlik özelliklerini tasiyan bir hükümdardi Az ve öz konusan padisahin, iyiliksever ve merhametli bir kisiligi oldugu için kendisine "Hüdâvendigâr" lakabi verilmisti
Osmanli tarihinde Murad Hüdâvendigâr ve Gâzi Hünkâr adlari ile anilip söhret kazanan bu hükümdar, Orhan Gazi'nin 6 oglundan yas itibari ile dördüncüsüdür Latin kaynaklarinda Amurad adi ile anilir
Annesi, Yarhisar tekfurunun kizi Nilüfer Hatun'dur Daha önce de belirtildigine göre dogumu 1326 senesidir Ana bir kardesi olan Süleyman Pasa'nin ölümü üzerine o tarihlerde 36 veya 37 yaslarinda bulunan Murad, ahiler ve komutanlarin karari ile Bursa'ya davet edilerek hükümdar ilan edilmistir Bazi kitâbe ve eserlerde "Meliku'l-Âdil el-Gâzi es-Sultan Giyasu'd-Dünya ve'd-Din Ebu'l-Feth, Sihabu'd-Din" gibi ünvanlari tasidigi da görülmektedir
Ordu ile milletin göz bebegi durumunda bulunan ve çok sevilen Sehzade Süleyman'in ölümü üzerine, veliahd olup babasinin tahtina geçen Murad, veliahd olarak yetistirilmemis olmasina ragmen hükümdarlik sorumluluklarini devr alirken tereddüt ve saskinliga düsmeden yerine siki basip oturmustu Çünkü o, babasinin vefatindan önce Rumeli'de esas kuvvetlerinin basinda bulunuyordu Trakya'da gerçeklestirdigi fetihlerle ün kazandigi gibi idare ve yönetim isinde de pismisti O, Bizans'a karsi yapilan fütuhat ve kazanilan zaferlerin temsilcisi durumunda idi Bu sebeple de devlet islerinde büyük bir nüfuza sahip olan ahi ve gazilerin destegini alarak tahta geçti Tahta geçince, babasinin Trakya'da izlemekte oldugu fetih siyasetini devam ettirmek istiyordu onun, Rumeli'deki harp sahasindan ayrilip Bursa'ya gelmesi üzerine Bizans kuvvetleri taarruza geçerek Türklerin elinde bulunan Burgaz, Çorlu ve Malkara'yi geri alip, Türk kuvvetlerini sahile dogru çekilmeye mecbur ettiler Bunun üzerine Sultan Murad, Rumeli'ye dönmek isterken Asya'da meydana gelen olaylar yüzünden Avrupa'daki tasavvurlarini geciktirmek zorunda kaldi
Bizansli tarihçi Chalcondyle ise onun hakkinda sunlari söyler:
"Murad, hayatinda pek çok tehlikeler atlatmis ve pek çok hayir isleri görmüstür Rumeli ve Anadolu'da 37'den fazla büyük ve mesakkatli harbi idare ederek hepsinden galip ve muzaffer olarak ayrilmistir Düsmana muharebe meydanini biraktigi ve arka çevirdigi asla görülmemistir Isleri güzel bir sekilde tanzim ile, münasib vakti geldiginde menfaatlerini koruyup yerine getirmekte mahirdi Muharebede çok cesurdu Sasirip telas göstermezdi Askerini istirahat ettirdigi zaman kendisi av ile vakit geçirir, dinlenmek nedir bilmezdi Gençliginde oldugu gibi ihtiyarliginda da çaliskan, enerjik ve sertti Her seyden önce iyice düsünür, maksat ve meramina ermek için hiç bir seyi ihmal etmez ve unutmazdi Kendisine boyun egip itaat eden bütün milletlere ve sarayindaki efrada yumusaklikla muamele ederdi Yeri geldigi ve gerektigi zaman mükâfatlandirmaktan geri kalmazdi Herkesi adi ile çagirmak adeti idi Harbe girilecegi zaman askerini münasib nutuklarla cesaretlendirir, yapilan en küçük hataya tekrar etmemesi için göz yummadan müsebbibini cezalandirirdi Verdigi sözü tutan hükümdarlardandi Aleyhinde dolaplar döndürmek isteyenler elinden kurtulamazlardi "
Hammer, Sultan Murad'in dahiyâne denilebilecek faaliyetlerini belirttikten sonra "adaleti ve gerektiginde siddeti cihetiyle halki, kendisini hem sever hem de korkardi Ser'î kanunlari itina ile muhafaza eylediginden, kurmakta oldugu devlete, o kanunlari te'kid ve te'yid edecek gayretlerin hiç birinde kusur etmezdi " der
|
|
|