06-24-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
ömer şeyfettin
ÖMER SEYFETTİN
dog 28Şubart 1884,gönen/Balıkesir-ölm 6 Mart1920 İstanbul İlköğretimine Gönende başladı 1892'den sonra İstanbul' da sürdürdü Eyüp sultan Baytar Rüştiyesini (veteriner okulunu)bitirdikten sonra Edirne Askeri İdaresini (Lisesini)okudu İstanbul 'da
Harbiye Mektebini1903'tebitirerek teğmen rütbesiyle İzmir Redif Birliğinde görev aldı 1907'de İzmir jandarma okulunda öğretmen oldu Meşrutiyet'ten sonra 1908'de üsteğmen olarak Selanik'teki 3 Ordu Merkezi'ne gönderildi Ertesi yıl Makedenyo sınırındaki bir köyde görevlendirildi 1911'de ordudan ayrılarak Selanik'e yerleşti Balkan savaşının başlamasıyla yeniden orduya çağırıldı Sırp ve yunan cephelerinde savaştı Yanga Kalesi'nin savunmasında Yunanlılara tutsak düştü (1913) Serbest bırakılınca İstanbul'a gelerek Kabataş Lisesinde öğretmenliğe başladı 1917-1918 yıllarında İÜ'de kurulan Tedkikat-1 Lisaniyye Encümeni(dil inceleme Komüsyonu)üyeliğinde bulundu 35 yaşındaşeker hastalığına yakalandı Kısa öykü türünün ilk başarılı örneklerini vermiş dilde sadeleşme hareketinin öncülüğünü yapmış olan Ömer Seyfettin yazıya şiirle başladı İlk şiiri "Hiss-i Müncemid" 1900'deMecmua-i Edebiyye'de ilk öyküsü "ihtiyarın Tenezzühü" ise sabah gazetesinde 1902'de çıktı Edirne'de öğrençiyken yazmaya başlayan yazar İzmir ve Makedonya da bulunduğu sırada çeşitli gazete ve dergile şiir, öykü ve makale yazdı Asıl ününü Genç kalemler derğisindeki yazarlarıyla yaptı Derginin ilk satısında yayınladığı "Yeni Lisan" başlıklı imzasız makalesi Milli Edebiyat akımının başlangıcı sayıldı Halkın konuştuğu dilde,anlaşılır,yalın anlatımıyla yazdığı kısa öyküleri,Ali Canip Yöntem ve Ziya Gökalp'in yürüttükleri Milli Edebiyat akımının başarılı örnekleri oldu O yıllarda Osmanlıcılık,Batıcılık,Türkçülük gibi akımlar tartışılıyordu Ulusçu, halka doğru yönelişler ağırlık kazanılıyordu buna koşut olarak edebiyatta da ulusal kaynaklara da dönme düşüncesi yaygınlaşmaya başladı Tanzimat'tan beri süregelen dilde sadeleşme bu düşünce ile benimsendi İşte Ömer Seyfettin makaleleriyle halkın anlayacağı bir dilden yazmayı savunurken öykülerinde örnekler verdi Bu yıllarda Ömer Seyfettin'in etkilendiği ve beslendiği kaynaklara eğildiğimizde Ziya Gökalp,in yanında İzmir yılarında Baha Tevfik,Mehmet Necip, Yakup Kadri, Şehabettin Süleyman gibi yazarlarla ilşki kurmasının düşün dünyasını zenginleştirdiğini görmekteyiz Fıransız Edebiyatını yakından izlemiş, Maupassant, Emil Zola'dan etkilenmiştir 1909-1913'te Makedonya!daBalkanlar'daki ulusal kurtuluş mücadelesini yakından görmesi onun ulusal bilince ulaşma düşüncesini oluşturmuştur Bu yıllardaTürkçülük anlayışını destekleyen öyküler yazmıştır 1917-1920 yıllarında yazdığı öykülerde toplumsal eleştiri ve tartışma vardır Son dönem öykülerinde ise gülmeceye ağırlık verdi Ömer Seyfettin öykülerinde "betimleme,ruhsal çözümlemelerin yerini "olay"lar alır Öykülerini kişi-çevre-olay üzarine kurmuştur Serim-düğüm-sonuç bölümlemesine göre geliştirir Folklordan ve halk edebiyatından yararlanır "Çok sayıda öykülerinin yanında üçde roman yazmıştır Edebiyatımızda öykü geleneğinin oluşmasının temel taşlarından olan Ömer Seyfettin savaş sonrası yıllarında umutsuzluk ve karamsarlık içinde yaşayan insanlara iyimserlik aşıladı,umut verdi
1991'den beri Türk Edebiyatı Vakfı ile Gönen Belediyesi ortaklaşa "Ömer Seyfettin Hikaye Ödülü" yarışması düzenlenmektedir
YAPITLARI:
Sağlığında Çıkan Kitapları: Ashab-ı Kehfimiz(1918),Efruz Bey(roman,1919),Harem(1918)
Ölümünden Sonra hikayeleri Bilgi Yayın Evi'nce konu benzerlikleri esas alınarak 1970-1973'te şu on kitaplık dizide toplandı: Efruz Bey,Kahramanlar,Bomba,Harem,Yüksek Ökçeler,Kurumuş Ağaçlar,Yalnız Efe,Falaka,Aşk Dalgası,Beyaz Lale,Gizli Mabed,Ömer Seyfettin'in Şiirleri(Fevziye Abdullah Tansel tarafından derlendi,1972),Yergi,Nükte ve Fıkralarıyla Ömer Seyfettin (M Sabri Koz,1984)
|
|
|