06-23-2012
|
#1
|
Prof. Dr. Sinsi
|
Abdullah Bin Abbas
Eshab-ı kiramın meşhurlarından Resulullah efendimizin amcası hazret-i Abbas'ın oğludur Annesi Lübabe binti Haris Hilaliyye olup, Halid bin Velid'in teyzesidir Hicretten birkaç sene önce Mekke'de doğdu 687 (H 68) senesinde Taif'te vefat etti
Abdullah bin Abbas doğduğu zaman, Peygamber efendimiz onu kucağına alıp; "Allah'ım! Onu dinde fakih kıl ve Kitab'ını ona öğret " diye dua etti Küçük yaştan itibaren Peygamber efendimizin huzurunda ve hizmetinde bulunup iltifat ve ihsanlarına kavuştu Hicretten sonra sekiz sene Mekke-i mükerremede kalan Abdullah bin Abbas, hicretin sekizinci senesinde Mekke'nin fethinden önce Medine'ye ailesiyle birlikte hicret etti Aklı, zekası, çabuk kavrayışlılığı ile dikkati çeken Abdullah bin Abbas, Peygamber efendimizin sağlığında Kur'an-ı kerimin bir kısmını ezberledi Peygamber efendimiz vefat ettiği sırada on üç veya on dört yaşındaydı Eshab-ı kiramın büyüklerinin meclislerinde bulundu İlim ve fazilette yüksek dereceye ulaştı Hulefa-i Raşidin (Dört Halife) devrinde fetvalar verdi Hazret-i Osman devrinde Afrika seferine katıldı Bu seferde İslam ordusu adına kendisine elçilik vazifesi verildi Hazret-i Osman'ın şehid edildiği günlerde, halifenin emriyle hac emirliği yaptı Hazret-i Osman'ın şehid edilmesinden sonra hazret-i Ali'nin yanında yer aldı Basra valiliği vazifesinde bulundu Sıffin'de hazret-i Ali'nin kumandanlarından olup, onun şehadetinden önce istifa edip, Mekke'ye oradan da Taif'e gitti ve vefatına kadar burada kaldı
Ömrünün sonlarında gözleri görmez oldu Bunun için şu beyti söylemiştir: "Allahü teala gözlerimden görme nurunu aldıysa, dilim ve kalbimde, o nur devam ediyor Kalbim parlaktır, aklım da kusurdan uzakta, dilimde ise kılıç gibi keskin bir tesir vardır "
Uzun boylu, güzel beyaz yüzlü, iri vücudlu bir zat olan Abdullah bin Abbas, sakalını kına ile boyardı Allah korkusundan dolayı çok ağlaması sebebiyle yanaklarında göz yaşlarının bıraktığı izler görünürdü
Abdullah bin Abbas, Eshab-ı kiram arasında ilminin üstünlüğü ile tanınmıştı İlimdeki yüksekliği sebebiyle, kendisine Bahr-ül-İlim yani ilim deryası veya Hibr-ül-Ümme yani Ümmetin Alimi denildi Bilhassa Kur'an-ı kerimin tefsiri ve ayet-i kerimelerin izahında yani tefsir ilminde yüksek bir dereceye sahipti Bu vasfından dolayı Tercüman-ül-Kur'an denilmişti Abdullah bin Abbas tefsir ilminden başka hadis, fıkıh, edebiyat ve sahabenin ihtilaf ettiği konularda ve diğer ilim dallarında mütehassıs idi Abdullah ibni Mes'ud (radıyallahü anh), Abdullah bin Abbas hakkında; "O Sultan-ül-Müfessirindir " derdi Abdullah bin Abbas'ın ayrı bir tefsir kitabı yoktur Fakat tefsire dair pekçok rivayetleri vardır Bu rivayetlerden bazıları kitaplar halinde toplanmıştır Mesela tefsire dair nakledilegelen rivayetlerinden bir kısmını Firuzabadi, Tenvir-ül-Mikbas min Tefsir-i İbn-i Abbas adlı eserinde toplamıştır Hadis ilminde de bir derya olan Abdullah bin Abbas, 1660 kadar hadis bildirmiştir Fıkıh ilminin direklerinden olup, fetvaları ciltler dolduracak kadar çoktur
Abdullah bin Abbas'ın günlük çalışmaları, plan ve intizam içinde geçerdi Hangi gün ne iş yapacağını önceden tesbit eder ve onlara eksiksiz uyardı
Buyurdu ki: "İçinde haram olanın, yani haram yiyenin namazını Allahü teala kabul etmez "
"Benim için gecenin az bir vaktini ilme ayırmak, bütün geceyi ibadetle geçirmekten daha iyidir "
Her binanın bir temeli vardır İslam binasının temeli de güzel ahlaktır "
"İnsanlara hayrı öğretenler için, denizdeki balıklara varıncaya kadar, her şey, Allahü tealadan mağfiret diler "
Peygamber efendimizden rivayet ettiği bazı hadis-i şerifler şunlardır:
Kur'an-ı kerime saygı göstermek, E'uzü okuyarak başlamakla olur ve Kur'an-ı kerimin anahtarı besmeledir
Ölünün mezardaki hali, imdad diye bağıran denize düşmüş kimseye benzer Boğulmak üzere olan kimse, kendisini kurtaracak birini beklediği gibi, meyyit de babasından, anasından, kardeşinden, arkadaşından gelecek bir duayı gözler Kendisine bir dua gelince, dünyanın hepsi kendisine verilmiş gibi sevinmekten daha çok sevinir Allahü teala, yaşayanların duaları sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok rahmet verir Dirilerin de ölülere hediyesi, onlar için dua ve istiğfar etmektir
Allahü tealanın size verdiği sayısız nimetler için onu seviniz Beni de Allahü tealayı sevdiğiniz için seviniz
Kemal; doğru konuşmak ve doğrulukla iş görmektir
Beş şeyden önce beş şeyi fırsat ve ganimet bil: İhtiyarlık gelmeden gençliği, hastalık gelmeden sıhhati, yoksulluk gelmeden zenginliği, meşguliyet gelmeden boş vakti ve ölüm gelmeden hayatı ganimet bil
|
|
|