“Evrim”den “Devrim”e |
|
|
#1 |
|
GöKKuŞaĞı
|
“Evrim”den “Devrim”eHakkı Devrim, Okan Bayülgen’in programında Peygamber Efendimiz için “Kabile Şefi”, Kur’an-ı Kerim için “Muhammed’in sözleri” deyince, tepki almış ![]() ![]() ![]() Tepki gösterenler elbette haklıdır ve bu tür saygısızlıklara tepki göstermek her Müslümanın görevidir Ne var ki, biraz da işin kökenine inmek gerekiyor![]() ![]() ![]() Zira bu yaklaşım Hakkı Devrim’in yaklaşımı değil, bir devre damgasını vuran zihniyetin yaklaşımıdır Hakkı Devrim o devrin tortularını yaşayan ve taşıyan insandır Bir zamanlar liselerde okutulan kitaplarda bu iddialardan beter iddialara yer verilmiş, nesillerin dinsizleştirilmesi için ders kitaplarında inkâr fırtınaları estirilmiştir![]() Kişi okuduklarından bağımsız değildir ![]() ![]() Düşünceler kişinin belli yaşlarda aldığı telkinlerle şekillenir![]() ![]() Yani bir bakıma Hakkı Devrim, uzunca bir dönem eğitim sistemine hâkim olan zihniyetin pek çok kurbanından yalnızca biridir![]() En büyük suçu, vaktiyle kendisine okutulan hezeyanları, yaşadığı hayatın imbiğinden geçirip analiz etmemesi, başka eserler ve yaklaşımlar ışığında tashihe (düzeltme) tabi tutmamasıdır ![]() Bir “aydın” için çok büyük eksiklik ![]() ![]() Büyük hata, büyük günah, büyük ayıp![]() ![]() ![]() Şimdi gelin bu “gaf”ın kökenine inelim Bunun için, “Maarif Vekilliği Talim ve Terbiye Heyetinin 12 6 1932 tarih ve 11 sayılı kararı ile ders kitabı olarak kabul edilmiş ve Neşriyat Müdürlüğü’nün 83-5878 sayılı ve 19 7 1941 tarihli emriyle üçüncü defa basılmış” olan “Tarih II” isimli ders kitabının (lise) “Kur’an nedir?” başlıklı bölümüne bakmamız yeter![]() ![]() Kur’an şöyle tarif ediliyor: “Muhammed’in koyduğu esasların toplu olduğu kitaba Kur’ân denir ![]() ![]() ”Hakkı Devrim’in dediği de budur Şuuraltına yerleştirilmiş “hezeyan”ı boş bulunduğu bir anda seslendirivermiştir![]() Aynı kitap, vahyi bütünüyle inkâr etmek için, “Vahiy, ilham fikri Muhammed’ten evvel de Araplarca meçhul değildi Bütün ibtidaî kavimler gibi, Araplar da şâirlerin, akıl erdiremedikleri kuvvetlerden ilham aldıklarına inanırlardı; bu kuvvetler Araplar için cinlerdi” diyerek Efendimiz’e “müneccim=cinci” demeye çalışıyor Hatırlayın: Cahiliye dönemi “müşrikler”i de benzer iddialar öne sürerlerdi![]() Ürpere ürpere okuyalım: “Cinler gûyâ, kâhinlere gayıptan haber vermek kudretini ilham ederlerdi Bu nevi itikatlar Arabistan’da her zaman o kadar canlı ve derin olmuştur ki, Muhammed bile cinlerin vücuduna samimi olarak inanmıştır![]() ![]() ” (Tarih II, s 90-91)![]() Kâbeyi “tavla zarı”na benzeten zihniyetten başka ne beklenir ki zaten? Aynı kitabın Kâbe’yi tarif edişine bakın: “Kâbe; mikâp yâni tavla zarı şeklinde demektir Filhakika Kâbe çok eskidir Ne vakit ve kimler tarafından yapıldığı da bilinmiyor Arap an’anesi Kâbe’nin inşasını İbrahim Peygambere atfetmektedir ” (Bunu Arap an’anesi değil, doğrudan Kur’ân-ı Kerim söylüyor)![]() Gerçek Peygamber-i Zişan’ı böylece karaladıktan sonra, sıra “Yalancı Peygamber Müseylime”yi övmeye geliyor: Adı geçen ders kitabını yazanların ve onaylayanların Müseylime hakkında hükmü şu: “Hakikatte Müseylime de kıymetsiz sayılmayacak ahlâkî ve dinî bir mezhep ortaya koymuştur ” (Sayfa : 112)![]() Ruhumuzu derinden ürperten, tüylerimizi diken diken eden bu görüşlerin, dinî eğitimin yasaklandığı bir devirde bütünüyle alternatifsiz olarak liselerde okutulduğunu da hatırlarsak, facianın çapını kestirebiliriz ![]() Çok şükür, bu hezeyanlardan geriye kala kala birkaç Hakkı Devrim kaldı ![]() Yavuz Bahadıroğlu
__________________
Bıçak soksan gölgeme, Sıcacık kanım damlar ![]() Girde bak bir ülkeme: Başsız başsız adamlar NFK ![]() GaLiBa Bu GeCe YaĞMuRDa GöKKuŞaĞı MiSali GüLeRKeN aĞLaMaNıN ZaMaNı
|
|
|
|