Şengül Şirin
|
İstemek
İstemek
İSTEMEK
—1 Bir şeyi, bir şey yapmayı istemek, f + mak istemek, bir şeyi yapmayı, elde etmeyi ya da olmasını, gerçekleşmesini arzu etmek, onu kendi adına ya da başka bir kimse için dilemek; bu isteği dışa vurmak: Bir araba istemek Biraz dinlenmek, dinlenmesini istiyorum Oğlunun tahta geçmesini istiyor Başarmak istemek Söylediklerin doğru olabilir, ama ben önce malı görmek istiyorum Size inanmayı isterdim Çıkmak isteyen varsa hemen çıkabilir
—2 (Bir kimseden) bir şey istemek, bir şey yapmasını, bir şey yapılmasını istemek, bir kimseden söz ederken, bir kimseye (ondan) ne beklediğini söylemek, talep etmek: Sizden biraz anlayış istiyorum Sessiz olmanızı istiyorum Maaşının yükseltilmesini istedi, zam istedi Hiçbir şeye dokunulmamasını istiyor Cevabımızı yazıyla bildirmemizi istediler Benden ne istiyorsun? Öğretmenler öğrencilerinden daha dikkatli olmalarını istiyorlar
—3 (Bir kimseden) bir şey istemek, yemek, içki vb istemek, (ondan) onun kendine verilmesini, sunulmasını dilemek: Armağan olarak ne istersin? Bir bisiklet istiyor Şarap ister misiniz? Beş kilo elma istiyorum iki kişilik masa istiyorum, içecek bir şey ister misiniz? Hesabı iste, gidiyoruz
—4 t + mak istemek, niyeti olmak, tasarlamak: Büyüyünce ne olmak istiyor? Gelmek istiyorsan, bana önceden haber ver Ocakta, kış sporları merkezine gitmek istiyorum Kalkmak istedim ama düştüm
—5 Bir kimseyi istemek, varlığını arzulamak ya da onunla görüşme dilediğini (dolaysız ya da telefonda) bildirmek: Hiç durmadan annesini istiyor Ölmeden önce bir hoca istedi Müdür bey sizi istiyor Alo, kimi istiyorsunuz?
—6 Bir şey istemek, bir şey yapılmasını istemek, f + mak istemek, varlığını, gelişmesini, işleyişini en iyi biçimde sürdürmek için belli koşulları gerektirmek: Bu bitki yumuşak bir toprak, güneş istiyor, her gün sulanmak istiyor Hindi hafi! ateşte pişirilmek ister
—7 Bir şey istemek, bir kimse tarafından belli bir tutumu gerekli kılmak: Özen, ilgi, dikkat isteyen bir iş
—8 Bir şey istemek, ona gereksinim duyulduğunu belirtmek, onu elde etmeye çalışmak, özellikle de onu satın almaya hazır olmak: Halk (televizyonda) daha çok eğlence programları istiyor Şu sıralarda herkes bu ürünü istiyor
—9 Bir şey için bir fiyat istemek, bir şey için şu ya da bu fiyatı, ücreti belirlemek, öne sürmek: Ne kadar istiyorsunuz bu tabloya? —50 00 TL —Çok fazla istiyorsunuz
—10 Bir kimseyi, bir şeyi bir yerde istemek, f + mak istemek, onların, o yerdeki ya da belli bir durumdaki vb varlıklarını arzu etmek ya da kabul etmek: Bizi evde, yanında istemiyor Piyanoyu artık burada istemiyor Sizi sağlığınıza kavuşmuş görmek istiyorum Bu akşam çok güzel olmak istiyorum
—11 Bir kimseyi, bir şey olarak istemek, onu öylece kabul etmek: Onu çalışma arkadaşı olarak istemiyorum
—12 Bir şey istemek, onu almayı kabul etmek (genelde olumsuz): Parasını istemiyorum
—13 Bir kimseyi (meslek, iş adı) istemek, onun varlığına, İşbirliğine ihtiyacı olmak, onu arzu etmek: Bir sekreter istemek
—14 Bir şeyi istemek, emretmek, onu beklemek: Emirlerine uyulmasını, kesin itaat ister
—15 Bir kimseyi (bir kimseden) istemek, onunla evlenme arzusunu dile getirmek
—16 Bir kimseyi istemek, ona karşı cinsel istek duymak; onu arzulamak: Bu kadını sevmiyor, yalnızca istiyor
—17 Bir çocuk istemek, ona sahip olmayı dilemek
—18 Bir şeyi istemek, bir güçten, kaderden vb söz ederken, onun olmasına izin vermek ya da olmasını sağlamak (genellikle nesnesiz kullanılır): Kader böyle istedi
—19 Bir kimsenin iyiliğini, kötülüğünü istemek, çnun için iyi ya da kötü İstekleri olmak || istediği gibi at koşturmak, oynatmak, dilediği, İstediği gibi davranmak
|| istemem yan cebime koy, kendisine verilen bir şeyi almak istemediğini belirtmesine karşın verilirse memnun olacağını sez-dirten kimselerin bu tutumu İçin söylenir
|| istemeye istemeye, gönülsüzce: Paraları sayıp istemeye istemeye uzattı
|| ister istemez, zorunlu olarak, istense de, istenmese de: Gidecek başka yeri yok, ister istemez buraya gelecek
istenmek, istenilmek edilg
—1 Bir şeyden söz ederken, arzu edilmek, gerekil, zorunlu olmak: istenen koşullar yerine getirildi
—2 Bir kimse sözkonusuysa, kendisinden bir şey yapması beklenmek, talep edilmek: Sizden soru sormanız değil, emirleri yerine getirmeniz istendi Bu şartlarda benden istenenleri yapmam olanaksız
—3 Bir kimse sözkonusuysa, bir yerdeki varlığı arzulanmak ya da kabul edilmek: istenmediğim yerde kalacak değilim, gidiyorum Artık istenilmediğini, ona ihtiyaç kalmadığını düşünüyor
—4 Fiyattan, ücretten söz ederken, o miktarda belirlenmek, öne sürülmek: istenilen kira bizim için çok fazla, ödeyemeyiz
istetmek ettirg
—1 Bir şeyi istetmek, bir isteği başkasının aracılığıyla bildirmek, yaptırmak: Hesabı istettim, birazdan getirirler
—2 Bir kimseyi istetmek, onu çağırtmak, getirtmek: Müdür bey, ikimizi istetmiş
—3 Bir kızı (bir kimseden) istetmek, bir kızla evlenme isteğini, kızın ailesine ya da bir yakınına bir başkasıyla, başkalarıyla bildirmek, duyurmak
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|